Mütevazı liderlik

Tunç Diptaş, "Yönetim" köşesiyle DÜNYA +'ta...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Mütevazı liderlik

Herhangi bir şirkette terfi alıp üst düzey bir yönetici pozisyonuna geldiğinizde sorumluluklarınızla birlikte size verilen önemin de arttığına tanık olursunuz. Öyle ki daha önce kendi kahvenizi alıyorken masanıza gelmeye başlar. Bir gün önce kendi kullandığınız şirket arabasını şoför kullanır olur. Toplantı odasına giden kapıları sizin için açan birileri vardır artık. Size sadece isminizle hitap edenler “Bey” ya da “Hanım” demeye başlarlar. Maaşınızla birlikte size verilen önem arttıkça artar. Hele ki eğer şirketin en üstüne gelmişseniz, CEO olmuşsanız size sunulan gösteriş ve şatafatın üçe dörde katlandığını görürsünüz. 

Ne yazık ki birçok yönetici kendisine gösterilen bu şatafatın ve ehemmiyetin aslında bulundukları mevkiye gösterildiğini unutuyor. Bunun bedeli de ağır olur.

Üç hafta önceki yazımda her insanın 6 temel ihtiyacı olduğundan bahsetmiştim. Kendini güvende hissetme, değişiklik arama, sevgi, gelişme ve başkalarına yardım etmenin yanında kişinin kendisini önemli hissetme ihtiyacına değinmiştim. Herkes önemli olduğunu hissetmek ister. Bu temel ihtiyaçlardan bir tanesi. Kimisi son model bir araba alarak, kimisi çok para kazanarak, kimisi mevki sahibi olarak, kimisi de başkalarının hayatlarına değer katarak bu ihtiyacını giderir. Başkalarının hayatına değer katarak önemli olma ihtiyacını gidermek içinse çok önemli bir özelliğin gelişmiş olması gerekiyor: Mütevazı liderlik.

Bu konu neden çok tartışılıyor? Çünkü şirketlerde yöneticilik mevkisine gelenlerin çoğu alçakgönüllü olmayı zayıflık olarak görüyor. Mütevazı oldukları zaman otoritelerinin kaybolacağını düşünüyor. Çalışanları tarafından gördükleri saygının azalacağından endişe ediyor. Ciddiyetin kaybolacağını ve bu yüzden de performansın azalacağını düşünüyor.

Yapılan araştırmalar ise bunun tam tersini gösteriyor. Liderlikte alçakgönüllülük sadece performansın yükselmesine değil aynı zamanda çalışanların kendilerini çalıştıkları işyerinde daha güvenli hissetmelerine yarıyor. Böylelikle takım içerisinde değişen koşullara ayak uydurabilme, verimli bir şekilde birlikte çalışabilme ve yaratıcılık özelliklerinin de arttığı görülüyor.

Çok önemli bir nokta daha var: Hataları kabullenmeyi bilmek.

Mütevazı liderlerin yapabildikleri en önemli şey kendi hatalarını gördükleri zaman bunu kabullenebilmeleri ve özür dileyebilmeleri. Çalışanlarına karşı kendisini asla hata yapmayan biri gibi göstermek yerine, hata yapmaktan korkmayan, bunu kabullenen, bilmediği konularda üste çıkmaya çalışmayan yöneticiler daha başarılı oluyor.

Liderlik konusundaki çalışmalarıyla bilinen Dale Carnegie Enstitüsü’nün 2016 yılında yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına göre; Amerika’da farklı şirketlerden anketlere katılan çalışanların yüzde 84’ü yöneticilerinin hata yaptıklarında bunu kabullenebilmelerinin en önemli özellik olduğunu düşünüyor.  

Toplantı odasındaki en akıllı kişi görünmek yerine, herkesin konuşmasını sağlayan, onları dikkatle dinleyen, çalışanların güçlü yanlarını takdir eden, empati kuran ve başkalarının gelişmesine çaba gösteren lider hem kendisi başarılı oluyor hem takım başarısını artırıyor. 

Jim Collins, satış rekorları kıran “Good to Great” kitabında da aynen bunu vurguluyor. Normal performans seviyesinden, süper performans seviyesine geçebilen CEO’ların iki ortak özelliğine dikkat cekiyor: Mütevazılık ve şirketin oluşum nedenini büyütüp geliştirebilme yetisi.

Belki de cesurca hareket ederek inanılanın aksini uygulama zamanı gelmiştir.

 

Ekonomi