Merkez Bankası, faizi yüzde 18'e indirdi
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, yüzde 19 politika faizini yüzde 18’e düşürdü ve enflasyonun geçici sebeplerden kaynaklandığını vurguladı. Çekirdek enflasyonun para politikasının yeni referansı olduğunun ilan edildiği PPK sonrasında dolar/TL 8.80 lirayı aşarak yeni tarihi zirvesini gördü.
Şebnem TURHAN
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısında neredeyse tüm piyasanın sabit kalacağı beklentisinin aksine sürpriz bir kararla politika faizinde 100 baz puanlık indirim yapıldı ve Şubat 2021’de yüzde 19’a çıkarılan politika faizi yüzde 18’e çekildi.
Merkez Bankası PPK’da politika faizinde indirimin yanı sıra çekirdek enflasyon vurgusunu metne aldı ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile hayatımıza giren ‘enflasyon üzerinde politika faizi uygulanacağı’ yönlendirmesini ise tamamen ortadan kalktı.
Uzmanlar önümüzdeki PPK toplantılarında da faiz indirimlerinin devam edeceğini yılsonuna kadar 100-150 baz puan kadar daha indirim olabileceğini belirtiyor.
Başkan 6’nci toplantısında faizi düşürdü
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu göreve geldiği Mart 2021’den bu yana 7’nci PPK toplantısında faizi indirmiş oldu. En son faiz indirimini ise Mayıs 2020’da dönemin başkanı Murat Uysal yapmıştı. Yine dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ise son faiz artırımını Şubat 2021’de 200 baz puanla gerçekleştirmişti.
Her ne kadar PPK öncesi tüm anketlerde politika faizinin sabit kalacağına yönelik beklentiler ağırlıklı olsa da Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun çekirdek enflasyon yönlendirmesi ve son haftalarda rezervlerin güçlendirilmesine yönelik atılan adımlar fiyatlamalara faiz indirimi ihtimalinin girmesine neden olmuştu. Ancak yine de piyasa bir faiz indirimi yapılabileceğine inanmak istemiyordu. Bu psikolojide PPK’dan 100 baz puanlık indirim geldi ve sıkı para politikasına yönelik paragraf metinden çıktı. Ağustos PPK metni ile eylül ayı PPK metnindeki hem yorumlar hem yönlendirmeler oldukça büyük farklar içerdi.
Enflasyon ‘geçici unsurlardan’ kaynaklandı
Yenilenen metinde enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olduğu vurgusu yapıldı ve bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirildiği kaydedildi. Metindeki bu ifadeler Merkez Bankası’nın enflasyondaki yükselişin geçici unsurlardan kaynaklandığını değerlendirdiğini ortaya koydu.
Metinde, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam ettiği belirtilerek, parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığı kaydedildi. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati politika çerçevesinin güçlendirildiği belirtilen PPK metninde “Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve politika faizinde indirim yapılmasına karar verilmiştir” denilerek indirimin gerekçesi açıklandı.
Gelişmiş ülkelerin ‘geçici’ yorumu metinde
Bunun yanı sıra Başkan Kavcıoğlu’nun geçen haftalardaki konuşmasında da vurguladığı gibi gelişmiş ülke merkez bankalarının enflasyonun geçici olduğuna ilişkin inancı da PPK metninde kendine yer buldu. Hatta uzmanlar metindeki bu yeni ifadelere ilişkin “Merkez Bankası kendine Fed’i örnek almış” yorumları bile yaptı. Metinde “Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir” olarak kendine yer buldu.
OVP’de değişen yüzde 5 hedefi korundu
PPK metnindeki cari işlemler dengesinde yılın geri kalanında fazla verileceğine ilişkin ifade bu ayki metinde yerini koruyabilen ender ifadelerden oldu. PPK metninde ihracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklendiği belirtilerek cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için önem arz ettiği kaydedildi.
Hükümet Orta Vadeli Program’da yüzde 5 enflasyon hedefinden vazgeçse de Merkez Bankası bu hedefi korudu. PPK metninde “TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir” ifadesi değiştirilmedi.
TL varlıklarda kayıplar arttı
Merkez Bankası'nın sürpriz faiz hamlesi, TL enstrümanlarda değer kaybına yol açtı. Dolar yeni zirve seviyesini test ederken, 10 yıllık gösterge faiz yüzde 18'e kadar çıktı. Borsada satışlar arttı.
Kararı 8,65'in üzerinde öğrenen dolar/TL, TCMB'nin 100 baz puanlık faiz indirim kararının ardından, 8,80'in üzerini test etti. Dolar/TL, 8,8021 ile tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Dolar/TL'de tüm zamanların en yüksek seviyesi 2 Haziran'da 8,8008 ile görülmüştü. Euro/TL'de 10,33 görülürken sterlin/TL ise 12,05'e kadar tırmandı.
Borsada 1400'ün üzerinde kaldı
Güne artıda başlayan ve karar öncesinde yüzde 0,5 civarı yükselişle 1.414 puan seviyesindeki Borsa İstanbul ise gün içinde kazançlarını sildi. En düşük 1394 puanı gören BİST 100 Endeksi, günü yüzde 0,43 değer kayıpla 1401 puandan tamamladı.
10 yıllık faiz tırmandı
Faiz indirimi sonrası 10 yıllık gösterge faizde de yüzde 4'e yakın yükseliş yaşandı. Gösterge faiz karar sonrası yüzde 18.02'ye kadar yükseldi. İlk tepki sonrası faiz yüzde 17.98 seviyesinde.