Maliyet-fiyat kıskacı madende istihdam kaybına yol açacak
Son 1 yılda maliyetlerin dolar bazında yüzde 20 arttığını belirten İMİB Başkanı Rüstem Çetinkaya, pazar kaybetmemek için ürün fiyatlarını artıramadıklarını söyledi. Çetinkaya, "Kayıplarının telafisi için TL/$ kuru minimum 22 TL, karlılık için ise 25 TL olmalı” dedi.
İmam GÜNEŞ / ESKİŞEHİR
Yılın ilk yarısında ihracatta yüzde 25 büyüyen ve yıl sonunda 7,5 milyar dolara ulaşmayı planlayan madencilik sektörü, Avrupa ve ABD’deki resesyon sürecinin olumsuz etkileri, Çin’deki kapanmanın devam etmesi, maliyetlerin artması, dolar kurunun istenilen seviyeye gelmemesi nedeniyle ciddi kayıplar yaşadı. Yaşanan kayıpların etkisiyle yılı yüzde 9,5’luk artışla 6,5 milyar dolarlık ihracatla kapatmaya hazırlanan sektör, 2023 yılının ilk yarısında da artış beklemiyor. Mevcut şartlarda bir değişim olmazsa 2023 yılı ihracatının 2022 yılının gerisinde olacağını tahmin ettiklerini söyleyen İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Rüstem Çetinkaya, bu durum nedeniyle sektörde istihdam kaybı oluşacağına dikkat çekti.
“Dolar kuru minimum 22 TL olmalı”
İMİB’in üyelerine yönelik organize ettiği Sektörel İstişare Toplantıları’nın ikincisi Bursa’nın ardından Eskişehir’de düzenlendi. Eti Maden Kırka Boraks Tesisleri’nin de ziyaret edildiği organizasyonda İMİB Başkanı Rüstem Çetinkaya, İMİB Yönetim Kurulu Üyesi Metin Çekiç ve İMİB Yönetim Kurulu Üyesi Funda Bekişoğlu, maden sektörü hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Döviz kurlarının sektörü zorladığına değinen Rüstem Çetinkaya, “Madencilikte dolar bazında maliyetlerimiz yüzde 20 arttı. Maliyetleri fiyatlara yansıtmamız da mümkün değil. Çünkü derin bir rekabetin yaşandığı pazarda fiyat artırırsak pazarlarımızı kaybederiz. Bir kıskaç içindeyiz. Bugünün şartlarında dolar kurunun minimum 22-25 TL bandında olması gerekiyor. Ancak, ihracatçılar döviz kurları hızlı yükseldiğinde de kar elde etmişti. Tüm bunlar göz önüne alınarak ‘ihracatçı biraz dayansın’ deniyor” ifadelerini kullandı.
İhracatta 2023’ün ilk yarısı negatif görünüyor
Mevcut koşullarda önümüzdeki yıl için olumlu bir tablo çizmenin iyimserlik olacağına dikkat çeken Çetinkaya, şu bilgileri verdi: “Çin'de inşaat sektöründe genişleme olmayacak. ABD'de resesyon konuşuluyor. İlk iki çeyrekte ABD'de hareketlilik beklemiyoruz. Metal fiyatlarındaki düşüşler devam ediyor. Bu koşullarda birçok sürü ocak kapanır, ayrıca yeni ocak yatırımlarını da etkiler. Diğer yandan Rusya ve Suudi Arabistan'dan pazarındaki büyüme küçük de olsa sevindirici. Suudi Arabistan’da 3 aydır yaşanan büyümenin daha fazlasını önümüzdeki yıl göreceğiz. Bizim öncelikle ülke olarak markalaşmamız lazım. Maliyet odaklı bir üretim modelinden katma değerli modele dönmeliyiz.”
“Zeytin ya da maden çelişkisine çekilmekten rahatsızız”
Çıkarılmayan madenler sebebiyle ülkenin ithalat ihtiyacının arttığına değinen Çetinkaya, şöyle devam etti: “Gübreden altına, demir çelikten kömüre kadar 40 milyar dolarlık ithalat yapılıyor. Koca bir tarım ülkesiyiz ancak gübre ithal ediyoruz. Gübre için bile madenlere ihtiyaç duyulurken, madencilerin tarım alanlarına zarar verdiğinin düşünülmesi bizleri rahatsız ediyor ve derinden üzüyor. Madene karşı çıkan herkesle bir masa etrafında toplanmak istiyoruz. İşini iyi yapanla, kötü yapanın ayrıştırılmasını istiyoruz. Sektörümüzde kötü örnekler var. Bunu kabul ediyoruz. Ancak iyi örneklere de gereken değer verilmeli. Genellemeye itiraz ediyoruz. Biz zeytin ya da maden çelişkisine çekilmekten son derece rahatsızız. Zeytincilikle birlikte, madencilik de yapılabilir.”
Dünyadaki 19 nadir toprak elementinin 10’u Eskişehir’de
Maden sektörüne karşı oluşturulan algının yaşanılan dönemle uyuşmadığını vurgulayan İMİB Yönetim Kurulu Üyesi Funda Bekişoğlu, “Madene karşı olmak, yaşam şeklimize karşı gelmek anlamını taşıyor. Hayatımızın her yerinde maden var. Bu yaşam şekline devam edeceksek eğer madenlere her zaman ihtiyacımız olacak. Bütün sektörlerin ham maddesiyiz ancak, değer göremiyoruz” ifadelerini kullandı.
Eskişehir’in Türkiye açısından önemli bir madencilik şehri olduğunu kaydeden İMİB Yönetim Kurulu Üyesi Metin Çekiç de şunları söyledi: “Dünyadaki 19 nadir toprak elementinin 10’u Eskişehir’de var. Bu elementler hibrit motorlardan cama, seramikten uçak alaşımına kadar onlarca alanda kullanılıyor. Hatta NASA’nın roketlerinde dahi nadir toprak elementleri kullanılıyor.”
Yeşil enerji madenler üzerine kurulacak
Uluslararası Enerji Ajansı’nın yayınladığı rapora vurgu yapan Çetinkaya, “Raporda, yeşil dönüşüm için madenlerin stratejik önemde olduğu kaydedildi. Rapora göre; lityum, kobalt, grafit, nikel, bakır, alüminyum gibi madenlerin kullanımı 2040’a gelindiğinde 6 kat artmış olacak. Bu stratejik madenlerle güneş panelleri, rüzgar santralleri yapılıyor, lityum pillerinde kullanılıyor. Rüzgar panellerini taşıyacak ayaklar için dahi alüminyuma ihtiyaç duyuluyor. Yeşil enerji madenler üzerine kurulacak. Madenleri kabul ederek, çevre ya da maden arasında bir tercih yapmadan, yol almamız gerekiyor” dedi.