Mali hayata savaş uyarısı
TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, ‘Türkiye Ekonomisi 2021 Analizi ve 2022 Beklentileri’ başlıklı panelde yaptığı konuşmada “Son iki yılda çok şey gördük, ‘bunu da görmeyiz’ diyorduk ama savaşı da görmeye başladık. Elbette bunun ekonomiye, mali hayata, mali uygulamalara çok yansıması olacak” ifadelerini kullandı.
Hüseyin GÖKÇE
TÜRMOB Muhasebesi Haftası etkinlikleri kapsamında Genel Merkez’de Türkiye Ekonomisi 2021 Analizi ve 2022 Beklentileri başlıklı panel gerçekleştirildi.
Panelin açılış konuşmasını yapan TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, 77 SMMM, 8 YMM Odası yaklaşık 120 bin meslek mensubu ve 20 bin stajyer, ofis çalışanları, aileleriyle TÜRMOB’un çok güçlü bir aile olduğunu ifade etti. Geniş çatı altında ülke ekonomisi ve mali yapısına hizmet sunduklarının altını çizen Kartaloğlu, bu hizmetlerin pandemi döneminde de ara vermeden sürdürüldüğünü bildirdi.
Değer oluşturmaya devam
Meslek mensuplarının bu süreçte katma değer yaratmaya ve üretmeye devam ettiklerini belirten Emre Kartaloğlu, “Bu dönemde kısa çalışma ödeneği devletin verdiği en önemli katkılardan biriydi ve mali müşavirler aracılığı ile bunlar, insana, vatandaşa, çalışana dokundu. Ekonomi pandemi sürecini az hasarla atlatabildiyse bunun çok önemi vardı” dedi.
2020 yılında ekonomide yaşanan sorunlarla birlikte faiz ve kurların tartışıldığının altını çizen Kartaloğlu, 2020 yılı Ekim ayında yüzde 19 ile başlayan enfl asyonun Şubat 2022’de yüzde 54.44’e yükseldiğine dikkat çekti. Ekonominin zorlandığı, tedarik zincirinde sorunlar yaşandığı süreçte değer oluşturmaya devam ettiklerini söyleyen Kartaloğlu, “Son iki yılda çok şey gördük, ‘bunu da görmeyiz’ diyorduk ama savaşı da görmeye başladık. Elbette bunun ekonomiye, mali hayata, mali uygulamalara çok yansıması olacak” dedi.
ÖZYÜREK: Sanayicilere acıyorum
Kartaloğlu’nun konuşmasının ardından TÜRMOB Onursal Başkanı Mustafa Özyürek’in yönettiği panele geçildi.
Sunuş konuşmasına, kur ve faizdeki belirsizlik sebebiyle plan yapamayan sanayicilere çok acıdığını söyleyerek başlayan Mustafa Özyürek, enerji fiyatlarındaki yükselişin de plan yapmayı güçleştirdiğini bildirdi. Ekonomi yönetiminin rahat para bastığı bir süreçte verginin öneminin kalmadığına dikkat çeken Mustafa Özyürek, “Vergi almak için uğraşacaklarına para basıyorlar” dedi.
KURUÇ: Borçluluk yükseldi
Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Türkiye’nin genel borçlanma miktarının son 20 yılda ciddi miktarda arttığını belirtirken, bir anlamda ekonominin de özel şirketlere emanet edildiğini söyledi. 2004 yılından bu yana özel sektör borcunun, kamu borcuna göre daha fazla arttığını kaydeden Kuruç, ABD’nin hızını düşürse de para basmayı sürdürdüğünü bildirdi.
YILDIZ: Sermaye girişi yok
TÜRMOB Başkan Yardımcısı Hüseyin Yıldız yüksek borçluluk oranına dikkat çekerken, “Ekonominin de dövizi yönetemez hale geldi” dedi. Sermaye girişi olmadığı gibi borçlanmada da güçlük çekildiğine vurgu yapan Yıldız, birim fiyatın ihracatta 104 lira iken ithalatta 169 lira olduğunu anlattı. İleri teknolojinin ihracat içindeki payının da düşük olduğunu söyleyen Yıldız, “Yüzde 3’ün altında olan bu oran eğer yüzde 20 olsaydı o zaman yeni ekonomi modeli başarılı olabilirdi” dedi.
SAĞLAM: Yabancı sermaye dışlandı
Türkiye’nin yabancı sermayeyi dışlayan bir tavır sergilediğini belirten gazeteci Erdal Sağlam; Naci Ağbal ve Lütfi Elvan gibi isimlerin ekonomi yönetiminden uzaklaşmasını yeni bir makas değişikliği olarak nitelendirdi. Sağlam, faiz ve kuru birlikte belirlemenin çok mümkün olmadığının altını çizdi. Belirsizliğin aynı zamanda risk demek olduğunu söyleyen Erdal Sağlam, “Bu özel sektör için fırsat olabilir ama devlet temkinli olmak zorunda. Sanayici kendi parasını harcıyor, oysa devlet hepimizin parasını harcıyor” diye konuştu. Yeşil ekonominin fırsat kadar tehdit de içerdiğine değinen Sağlam, bunun iyi değerlendirilememesi halinde maliyet ve enfl asyonun artacağı uyarısında bulundu.
"Avrupa'ya tedarik fırsatını değerlendirelim"
TİM Başkanvekili ve Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, pandemi sürecinde Avrupa’nın stok tutmayı bıraktığını belirterek, tedarik işini Türkiye’ye yönlendirdiğini söyledi. Almanya, Kosova, Makedonya ve Arnavutluk gibi ülkelerin fiyat bile sormadan sipariş verdiğini söyleyen Kıvanç, “Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz, konteyner krizi düzelip taşlar yerine oturunca avantajımızı kaybederiz” diye konuştu.
Talep dönüşümünde 2 bin dolar seviyesindeki navlunun 17-18 bin dolara çıkmasının etkili olduğunun altını çizen Zeki Kıvanç, “Oysa Türkiye’den bırakın gemiyi, TIR ile bile 2-3 günde ürün gidilebiliyor” diye konuştu. Kıvanç, 2022 yılı için 250 milyar dolarlık ihracat hedefi belirlendiğini hatırlatarak, gidişatın çok iyi olduğunu ve bu hedefin aşılacağını kaydetti. 4 kuşaktır tekstil sektöründe olduklarını kaydeden Kıvanç, Türkiye’nin geçen yıl 1 milyon 250 bin ton pamuk ithal etmesini ‘ çok yazık’ sözleriyle eleştirdi.