Makineci, üç bakana mektup yazdı, özel program önerdi

MİB Başkanı Gencer, “Olağanüstü dönemin özel önlemi olarak ‘Türkiye Kalkınma Bankası Özel Programı’ ihdas edilmeli. Bu dönemde her bir can bizim için çok kıymetli. Bu itibarla her firma da aslında bir can. ” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Makineci, üç bakana mektup yazdı, özel program önerdi

Esra ÖZARFAT

BURSA - Makine İmalatçıları Birliği (MİB) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Gencer, COVID 19’dan kaynaklı küresel ekonomik krizin Türk makine imalat sektörüne olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik önerilerini DÜNYA Gazetesi Bursa Bölge Temsilcisi Ömer Faruk Çiftçi'ye anlattı. Makine sektörüne özgü önlemlerin acilen alınması gerektiğine işaret eden Gencer, MİB olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a taleplerini içeren mektuplar gönderdiklerini duyurdu. Makine yatırımlarında, son 7 çeyrekte sadece bir kez, 2019 yılının son çeyreğinde olmak üzere artış kaydedildiğini hatırlatan Gencer, salgın nedeniyle sektörün derin bir daralma yaşadığını, bu sürecin hafifleyerek de olsa 2021 yılının ilk yarısında sürmesinin beklendiğini söyledi.

Sektörün son iki yılda yaşanan son derece düşük oranlı ekonomik büyüme nedeniyle uğradığı iç pazar kayıplarını, ihracat artışlarıyla kısmen dengelemeyi başardığına işaret eden Gencer, “Makine imalatı bu defa, tüm dünya ülkelerinde yaşanan ani duruşa bağlı olarak 2020 yılında tüm dış pazarlarında büyük ihracat kayıplarıyla karşı karşıya kalacak. Sektörün, ana pazarlarından petrol üreticisi ülkelere yönelik ihracat kayıplarının, petrol fiyatlarındaki aşırı düşüşler nedeniyle 2021 yılında da sürmesi muhtemel. Sonuç olarak, yaşamakta olduğumuz küresel krizde makine sektörüne özgü önlemler alınmadığı takdirde, makine imalatı ve içerisinde bulunduğu değer zincirinde, kitlesel işten çıkarma ve iflas gibi olguların yaygın bir şekilde ortaya çıkması şaşırtıcı olmayacak” dedi.

“Firmaların kapasiteleri keskin bir düşüşe geçti”

Gencer, ülke ihracatının yüzde 10’undan fazlasını tek başına gerçekleştiren, katma değeri yüksek ürünler üreten, nitelikli iş gücü ile çalışan ve “kayıt dışı” oranının en düşük olduğu Türkiye’nin en rekabetçi sektörlerinden olan makinenin son yıllarda ilan edilen hükümet programlarının da merkezinde yer aldığını kaydetti. Gencer, “Ülkemizde dış açık üretmeyen sanayi üretim modeline geçmek için son iki yılda çok önemli adımlar atıldı. Bu bağlamda, makine imalatı, 11. Kalkınma Planı, Sanayi Hamlesi Programı ve İhracat Ana Planında en öncelikli sektör olarak belirlendi; Hamle Programı kapsamında ilk çağrı makine sektörüne yapıldı ve çok sayıda yatırım projesine onay verildi. Kamu alımlarında yerli ürünlere avantaj sağlanması konusunda da önemli gelişmeler kaydedildi. Ancak mevcut kriz Türk makine imalat sektörüne her krizde olduğu gibi büyük darbe vurdu. Krizin etkisinin daha yeni gözlemlenebildiği bu günlerde yapılan anketlerde firmaların kapasitelerinin çok ciddi oranda düştüğü, artış eğilimindeki ihracatın Mart ayı ile birlikte keskin bir şekilde düşüşe geçtiği açıkça görülüyor” diye konuştu. Gencer, bu nedenle makine imalat sektörünün de “mücbir sebep” kapsamındaki sektörlere dahil edilmesinin yanı sıra KDV, muhtasar ve SGK primlerinin de ertelenmesi gerektiğine işaret etti.

“Krize bilançoların hasar aldığı bir dönemde yakalandık”

Makine üreticilerinin büyük küresel krize, son iki yılda yaşadıkları iç pazar daralmasına bağlı olarak bilançoların hasar aldığı bir dönemde yakalandığını dile getiren Emre Gencer, “Bu nedenle, birçok firmanın, bu büyük küresel kriz döneminde faaliyetlerini, değer zincirlerindeki işletmelerle birlikte sürdürememe tehlikesi ortaya çıktı. Sürecin uzamasına bağlı olarak bu dönem sonunda, asgari yarım asırlık bir sürede büyük emeklerle ve kamu desteğiyle oluşan birçok marka ve değerimizin yabancı fonların ya da yabancı firmaların eline geçmesi şaşırtıcı olmayacak. Dolayısıyla, makine başta olmak üzere imalat sanayiinin bu dönemde işler halde tutulması, salgın sonucu ortaya çıkan krizin yönetiminde kamunun temel hedefi olmalı. Bu salgınının yol açacağı derin ekonomik daralma, modern tarihte daha önce hiç yaşanmamıştı. Dolayısıyla alınacak tedbirler de bu olağanüstü durumun ortaya çıkardığı ihtiyaçlara yanıt verecek kapsam ve nitelikte olmalı. Bu çerçevede MİB olarak önerimiz, makine sektörü başta olmak üzere imalat sanayiinde faaliyet gösteren firmaları ve değer zincirlerini işler halde tutmak amacıyla uygun koşullu özel bir kredi programı ihdas edilmesi” açıklamasını yaptı. Birçok Avrupa ülkesinin “yatırım/teşvik bankaları” üzerinden bu tür uygun koşullu kredi programları oluşturduğunu ifade eden Gencer, “Ülkemizde de makine imalatçıları/imalat sanayi sektörü için olağanüstü dönemin özel önlemi olarak ‘Türkiye Kalkınma Bankası Özel Programı’ ihdas edilmeli. Çok hassas bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde her bir can bizim için çok kıymetli. Bu itibarla her firma da aslında bir can. Devletin; üretim yapan, değer üreten tüm imalatçı firmalara bir can oldukları bilinci ile yaklaşmasını diliyorum” dedi.

İşte o mektup!

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a gönderilen mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Makine sektörü, 2019 yılında 17 bini aşkın işletme ve 250 bine yakın istihdamı ile 109 milyar TL ciro karşılığı 27 milyar TL katma değer sağlarken, ihracatını 17,9 milyar dolara çıkararak, toplam ihracattan yüzde 10’u aşan pay alır duruma gelmiştir. Ülkemiz kalkınmasının en temel unsurlarından olan, ihracatımızın yüzde 10’undan fazlasını gerçekleştiren, sahip olduğu nitelikli iş gücü ile orta-yüksek ve yüksek teknoloji mamulleri üreten makine imalat sektörü, son yıllardaki tüm kamu destek programlarında “stratejik sektör” olarak belirlenmiştir. Bu olağanüstü süreci en az hasarla atlatabilmesi, salgın sonrasında faaliyetlerine etkin bir şekilde devam ettirebilmesi ve özellikle küresel pazardaki payını kaybetmemesi için makine imalat sektörü yüksek desteklerinizi bu olağanüstü dönemde de esirgemeyeceğinize yürekten inanmaktadır. Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımızın 18 Mart 2020 Çarşamba günü ilan ettikleri Ekonomik Kalkan Paketindeki 1 No’lu tedbire konu olan ve 24 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 518 sayılı Genel Tebliğ konusu ‘Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay ertelemesi’ hususunda hizmet sektörlerinin yanı sıra ifade edilen imalat sektörleri arasında makine imalat sektörünün de değerlendirilerek dahil edilmesi, sektörümüz açısından hayati önem taşımaktadır.”

Türkiye Kalkınma Bankası Özel Programı neleri içermeli?

● Kredi teminatlarının yüzde 90’ına kadar bölümünün Hazine tarafından üstlenilmeli.

● Bu tür kredilerin kullanıcılarının önümüzdeki dönemde yapacakları üretim sonucu oluşacak mal stoklarının ve yurtiçi alacaklarının kredi teminatı olarak alınmasına imkân sağlayacak bir sistem üzerinde çalışılmalı.

● Firmaların başvuruda bulunabileceği azami kredi miktarlarının, işletmelerin 2019 cirosunun belirli bir oranı (yüzde 25) veya işletmenin 2019 yılı personel giderlerinin iki katı veya firmanın gelecek 18 aydaki muhtemel finansman ihtiyacı ile sınırlı tutulmalı.

● Bu kapsamdaki kredilerinin azami 5 yıl vadeli ve ilk yılı ödemesiz olmalı.

● Kredi faizlerine imkanlar ölçüsünde faiz sübvansiyonu (4 puana kadar) sağlanmalı.

● Kredilerin basitleştirilmiş ve hızlandırılmış yöntemlerle verilmeli.

“Aşırı kâr, ucuz üretim düşüncesi yerli makine imalatına zarar verdi”

COVID 19 etkisiyle bugüne kadar küresel ölçekte 2,2 milyar insanın üretimden uzaklaştığını, hane halkı harcamalarının yüzde 40’a varan düşüşler yaşadığını kaydeden Emre Gencer, Dünya Ticaret Örgütü’nün ise küresel mal ticaretinin yüzde 13 ila yüzde 35 arasında daralacağını öngördüğünü hatırlattı. Dünya GSYİH’nin yüzde 60’ının dünya mal ticareti kapsamında gerçekleştirildiğine işaret eden Gencer, COVID 19’un ekonomik krizin derinleşmesinin gerçek sebebi olmadığını anlattı. Gencer, “hissedar kapitalizm” olarak değerlendirilebilecek mevcut finans ve sermaye yapılanmasının “paylaşımcı kapitalizm” anlayışı ile tüm dünyayı kucaklaması gerektiğinin tartışıldığını ifade ederek, mevcut küresel anlayışın makine sektörünü de derinden etkilediğine, aşırı kâr ve ucuz üretim düşüncesi ile yerli makine imalatlarının büyük zarar gördüğüne vurgu yaptı.

“Türkiye 2021’de potansiyelinin çok altında büyüyecek”

Türkiye ekonomisini de değerlendiren Gencer, yıl sonunda yüzde 5’in üzerinde bir küçülme yaşanmasının muhtemel olduğunu, 2021 yılı büyümesinin ise çok sancılı olacağını aktardı. Gencer, şöyle konuştu: “Büyük ölçekli dış kaynak girişi olmadığı takdirde ülkemiz ekonomisinin 2021 yılında potansiyelinin çok altında büyümesini beklemek daha isabetli bir yaklaşım. Gelişmiş ekonomilerde yaşanacak parasal genişleme bir avantaj olarak görülse de ülkemize yönelik yabancı sermaye girişlerinin, mevcut koşullarda gelecek yıl da düşük kalması olasılığı yüksek.”

Ekonomi