Mahfi Hoca, 'ekonomi nasıl düzelir' açıkladı: 50 yıldır bitmeyen mücadele!
Mahfi Eğilmez, 2024 yılında ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye ekonomisini enflasyon, büyüme, işsizlik, döviz kuru, bütçe, rezerv ve cari açık tarafından değerlendiren ünlü iktisatçı, hangi göstergelerin olumsuz, hangilerinin olumlu olduğuna yönelik önemli veriler sundu.
Ünlü iktisatçı Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisinde 2024 yılı sonuna yaklaşırken, ana tabloyu maddeler halinde inceledi. Kendime Yazılar blogunda, “2024 Biterken Ekonomide Artılar ve Eksiler” başlıklı yazısında Eğilmez, enflasyon, büyüme, işsizlik, döviz kuru, Hazine nakit dengesi, Merkez Bankası rezervleri ve cari denge verilerini değerlendirirken, olumlu ve olumsuz yönleri sıraladı ve bunların nasıl düzeltilebileceğini de yazdı.
Enflasyon
“Türkiye ekonomisinin en uzun soluklu derdi enflasyondur. Yarım yüzyıldan bu yana enflasyonla mücadele hiç bitmedi. Bu uzun mücadeleye karşın enflasyon bu süre içinde ideal oran olarak tanımlanan yüzde 2 -3 düzeylerine hiç indirilemedi” diyen Mahfi Eğilmez, Eylül 2021’deki “faiz sebep enflasyon sonuçtur” söylemi sonrası faiz indirimiyle başlayan enflasyondaki yükselişin, Haziran 2023’te faiz artışlarıyla denetim altına alındığını hatırlattı.
Kendi hazırladığı grafiklerle verileri görselleştiren Eğilmez, enflasyondaki düşüşün “beklendiği kadar hızlı” olmadığını belirtirken, düşüşteki yavaşlığın 2025 yılını da olumsuz etkileyeceğini belirtti.
Döviz kurlarını da yüksek faiz ortamında “carry trade” ile döviz girişleri ekseninde yurt içinde de dönüşlerin etkisine dikkat çekti.
Maliyet enflasyonunda döviz kurlarının sabit seyretmesi olumlu etki yaratırken, yüksek faiz de mal talebini düşürüyor. Ancak hizmetlere yönelik artış olması ise talep enflasyonunu olumsuz etkiliyor.
Malları satın alma umudu kalmayanların harcamalarını hizmet talebine yöneltmesi önemli olurken, kayıt dışı ekonominin de hizmet enflasyonunda büyük etkisi olduğunu ileten Eğilmez, “Özetle enflasyondaki gelişmelerin artısı enflasyonun gerilemesi, eksisi ise yeterince gerilememesi” olarak değerlendirdi.
Büyüme ve işsizlik
Mahfi Hoca, enflasyonla mücadelede yan etkinin büyümede düşme ve işsizlikte yükselme olduğuna dikkat çekerken, büyümenin uygulanan programla 2024 yılında düştüğünü hatırlatıyor. “Büyümede yaşanan bu gerilemeye karşın işsizlik oranının yükselmemesi hatta az da olsa düşmesi olumlu bir gelişme olarak düşünülebilir” diyen Eğilmez, enflasyondaki gerilemenin yavaş kalmasıyla büyümenin düşük kalmaya devam edeceğini ve işsizlikte önümüzdeki dönemde artış görülebileceğini de söylüyor.
Hazine nakit dengesi
“Borçlanma açısından asıl önemli olan tablo nakit dengesidir” diyen Mahfi Eğilmez, verilerdeki açığın artmasının borçlanmasının da artması olduğunu söylerken, faiz dışı açığın geçen yıla göre neredeyse dokuz kattan fazla arttığını belirtiyor. Faiz dışı açığın, “hiç faiz ödemesi olmasaydı bile gelirlerin giderleri karşılayamadığını” gösterdiğini belirten ünlü iktisatçı, “Türkiye geçmişte hep faiz dışı fazla verirdi o nedenle bu durum olumsuz bir gelişmeye işaret ediyor” diye de ekliyor.
Dolarizasyon
Bankalardaki toplam mevduat içindeki döviz oranının (dolarizasyon) 2001 krizi sonrasında “kısmi yapısal reformlar” ve AB müzakereleri sonucunda hızla düştüğünü hatırlatan Eğilmez, AB ile uyumun kaybedilmeye başlandığı 2010 yılından itibaren dolarizasyonun tekrar yükselişe geçtiğini belirtiyor.
Eylül 2021’den itibaren dövize aşırı talep oluşmasının ardından KKM’nin kurları denetim altına aldığını, ancak bu hamlenin maliyetinin TCMB bilançosunda zarara yol açtığını da belirtiyor.
2023 Haziran sonrasında “rasyonelleşme adımları” ile dolarizasyonda yeniden görülen gerilemenin “olumlu bir gelişme olmakla birlikte faize fazlasıyla bağımlı bir yapı yaratmış olması olumsuz bir durum olarak değerlendirilebilir” diyen Eğilmez, şunları ekliyor:
“Bir başka ifadeyle Merkez bankası faizi tekrar düşürürse bu paraların ne kadarının yeniden dövize dönerek dolarizasyon oranını artıracağını kestirebilmek mümkün değildir.”
Merkez Bankası rezervleri
Merkez Bankası’nın rezervlerinin uzunca bir süre eksi olarak seyrettiğini hatırlatan Mahfi Eğilmez, rezervlerdeki artışı olumlu değerlendiriyor. Ancak, “altın rezervlerinin, altın değerindeki yükselişten kaynaklandığı ve döviz rezervlerindeki artışın da kurun sabitleşmesiyle birlikte yüksek TL faizlerinin çekiciliğinden kaynaklandığı gerçeğini gözden uzak tutmamak gerekir” diye de uyarıda bulunuyor.
Burada kritik noktayı ise şu şekilde açıklıyor:
“Merkez Bankası’nın faizi indirmesi aşaması olacaktır. O aşamada yeniden dövize dönüş başlarsa Merkez Bankası rezervlerinde yeniden ciddi kayıplar ortaya çıkabilir.”
Cari denge
Dezenflasyon programıyla olumlu bir etki olarak cari açığın azalması görülürken, dikkat edilecek kısmın ise “Türkiye ekonomisi küçüldüğünde cari fazla ortaya çıktığı” olduğuna dikkat çeken Eğilmez, ekonomik büyümedeki ivme kaybının cari açığı fazlaya dönüştürmesi olduğunu hatırlatıyor ve şunları söylüyor:
“Cari açığın azalması ilk bakışta olumlu olsa da ekonomik büyümenin gerilemesiyle ortaya çıktığı için bir anlamda da olumsuz gidişin işaretidir. Cari fazla büyümeden bağımsız olarak ortaya çıksaydı bu gelişmeyi tümüyle olumlu olarak nitelememiz mümkün olacaktı.”
Olumsuzlukları aşmanın yolu
Mahfi Hoca ekonomideki bu olumlu ve olumsuz göstergelerin değerlendirmesinde, olumlu gelişmelerin en önemli sıkıntısının “olumsuz faktörleri de içinde taşıması” olduğunu söylerken, enflasyonun tek haneye düşmesindeki ciddi engeller olduğunu da belirtiyor. Olumsuzlukları aşmanın yolunun “beklentileri olumlu hale getirebilmekten” geçtiğini söyleyen Eğilmez, “Onu yapabilmek için de sosyal, siyasal ve ekonomik sorunları kapsayan ayrıntılı bir program yapmak ve uygulamaktan geçer” diyor.