Madencilikte 5 milyar dolarlık ihracat hedefine dijital satışla ulaşılacak

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının son bulmasıyla Türk maden sektörünün hızla toparlanacağını belirterek, "Dijital satış ve tanıtım kanallarının etkinliğini arttıracak projeler oluşturmayı ve bütün üyelerimizi bu iş yapma modelinin bir parçası haline getirerek, yine 5 milyar dolar ihracat seviyesini yakalamayı hedefliyoruz." dedi.

Dinçer, güncel ekonomik gelişmelerin maden sektörü üzerindeki etkisine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Maden sektöründe 2020 için hazırlanan projeksiyonların umut verici olduğunu ancak koronavirüsün etkisini şubatta net olarak gördüklerini kaydeden Dinçer, "Türkiye'nin açıkladığı yüzde 5'lik büyüme hedefi, çıkması beklenen yeni maden yasası ve dünya ekonomisinde yaşanan hareketlenme ile maden sektörü 2020'ye çok iyi bir giriş yaptı. Ocak ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,6 artarak 330 milyon dolara ulaştı." ifadelerini kullandı.

Dinçer, Türk maden sektöründe en büyük pazarın yüzde 31'lik ihracat payı ile Çin olduğuna ve yeni tip koronavirüs salgını sonrası sektördeki ilk daralmayı yine bu ülke üzerinden yaşadıklarına dikkati çekerek, "Çin'e ihracatımız 2019'da 1,34 milyar dolar olarak gerçekleşti ve bunun 695 milyon dolarını doğal taşlar oluşturdu. Martta Çin'e gerçekleştirilen doğal taş ihracatında geçen yılın aynı dönemine göre yaşanan düşüş yüzde 68,29 oldu." dedi.

Maden üretim tesislerini sonraki süreçte oluşacak talep artışlarına cevap verecek şekilde hazırlayacaklarını aktaran Dinçer, "Dijital satış ve tanıtım kanallarının etkinliğini arttıracak projeler oluşturmayı ve bütün üyelerimizi bu iş yapma modelinin bir parçası haline getirerek, yine 5 milyar dolar ihracat seviyesini yakalamayı hedefliyoruz." diye konuştu.

"Ayakta kalmamız için verilen destek çok önemli"

Dinçer, ihracattaki düşüşün sektör üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi adına ilk andan itibaren ilgili bakanlık ve kurumlarla yakın temas halinde çalıştıklarını söyledi.

Resmi Gazete'de 25 Mart'ta yayımlanan 'Yeraltı Maden İşletmelerinde Meydana Gelen Maliyet Artışlarının Karşılanması Amacıyla Destek Verilmesine İlişkin Kararı' olumlu değerlendirdiklerini belirten Dinçer, destek sürelerinin belirlenmiş olmasının sektör açısından olumlu bir gelişme olduğunu vurguladı.

Dinçer, Kovid-19 salgını nedeniyle zor süreçler yaşayan maden sektörünün mücbir sebep hükümlerinden faydalanabileceğini belirterek, "Tüm diğer sektörlere sağladığı ham madde ile iç pazarda 40 milyar dolarlık değer oluşumuna katkı sağlayan, 4,3 milyar dolar ihracatla ülke ekonomisine destek olan, doğrudan 150 bin dolaylı 2 milyon insanı istihdam eden maden sektörü olarak istihdamı koruyup ayakta kalmamız için verilen desteği çok önemsiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Destek sürelerinin belirlenmesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına önceden talepte bulunduklarını kaydeden Dinçer, "2020 sonunda söz konusu ücret uygulaması ve işverenlere yönelik destek ödemelerinin devam edip etmeyeceğinin belirlenmesi işverenlerin 2021 ve sonrası için maliyet hesaplamaları açısından önemli." dedi.

''Türk maden sektörü güçlü altyapıya sahip''

Dinçer, dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80'inin yer aldığı Türkiye'de ayrıca 650 renk ve desende mermer ve 150'yi aşkın doğal taş çeşitliliği bulunduğunu söyledi.

Bugün 197 ülkede Türk madeninin kullanıldığına dikkati çeken Dinçer, "Madencilik sektöründe işlenmiş ürün ihracatımızın artması, katma değerli ürüne yönelik üretim merkezlerinin hayata geçmesiyle bu alanda çok önemli adımlar atılacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

Dinçer, mevcut pazarlarla bağlantıların dijital altyapı üzerinden devam ettiğini ve aynı şekilde tanıtım çalışmalarının da bu kanallar üzerinden yürütüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"Türk maden sektörü güçlü ve teknolojik bir altyapıya kavuştu. Koronavirüs salgınının kontrol altına alınmasıyla birlikte üretim tarafında biriken talebe hızla cevap verme kapasitesi var. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği olarak bu süreci hem çalışanlarımızın sağlığını gözeterek hem de ülkemizin geleceğini gözeterek projelendirdik."