Madencilerden 'yeni yasa' çağrısı
Yılın ilk yarısında yüzde 13 daralma yaşayan madencilik sektörü, globalde yeniden atağa geçmek için, salgın nedeniyle ötelenen yeni Maden Yasası'nın bir an önce çıkmasını istiyor.
ERKAN ÇAKAN
Türkiye maden sektörü üretim ve ihracatta kan kaybediyor. Yılın ilk yarısında yüzde 13 daralma yaşayan sektör, globalde yeniden atağa geçmek için, salgın nedeniyle ötelenen yeni Maden Yasası'nın bir an önce çıkması için hükümete çağrıda bulunuyor.
Bilindiği gibi yeni Maden Yasası uzun süredir sektörün gündemindeki en önemli konulardan biri. Aslında ilgili yasanın geçen mart ayında çıkarılması planlanıyordu. Ancak salgın nedeniyle süreç uzadı. Yeni bir tarih de verilmedi. Madencilerin en önemli beklentisi, yeni Maden Yasası'nın sektörün talepleri de dikkate alınarak bir an önce çıkarılması. Yeni yasanın sektör için elzem olduğunu vurgulayan sektör temsilcileri, bu sayede global pazarda rekabet güçlerini geri kazanabileceklerini ve ihracatta hızlı yükselişe geçebileceklerini savunuyor.
İhracat 1.85 milyar dolara geriledi
Salgın nedeniyle maden sektöründe mart-nisan-mayıs ayında yaşanan daralma haziran ayıyla birlikte gerilemeye başladı. Bu yılın ilk beş aylık döneminde maden sektöründe geçen yılın aynı dönemine oranla miktar bazında yüzde 10.6 düşüşle 9. 97 milyon ton, değer bazında yüzde 15'lik düşüşle 1.53 milyar dolar ihracat gerçekleşti. Doğal taş sektöründe ise miktar bazında yüzde 26'lık düşüşle 2.1 milyon ton, değer bazında ise yüzde 20 düşüşle 595 milyon dolar ihracat yapıldı. Haziran ayında madencilerin yurt dışı satışlarında daralma hız kesse de 2020'nin ilk yarısında sektör yüzde 13 daralma yaşadı. 2019'un ilk yarısında 2.1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam 2020'nin aynı döneminde 1.85 milyar dolarda kaldı.
Sanal ticaret heyeti programları hızlandı
Madenciler, Güney Kore, Güney Amerika, Avustralya, Hindistan, Çin gibi pazarlara yönelik ihracatını artırmayı hedefliyor. Sektör olarak tedarik zincirinde yaşanan kırılma ve değişimi kendi lehlerine çevirmek için dijital kanalları aktif bir şekilde kullandıklarını da söyleyen İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, pandemi öncesi ülke ziyaretleri şeklinde gerçekleştirdikleri ticaret heyetlerini sanal ortama taşıdıklarını söyledi.
Dünyada ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde GSMH'da madenciliğin payı çok yüksek olduğunu belirten Aydın Dinçer, Türkiye'de bu rakamın yüzde 1'in altında olduğunu vurguladı. Bu oranın yükseltilmesinin ülke gelişimine büyük katkı sunacağını ifade eden Dinçer, “Madenciliğe yatırım, ruhsat güvencesi ile artacak. Sektöre finansman desteği sağlanmalı ve uygun, uzun vadeli yatırımı kapsamalı. Madenlerin aranması, keşfedilmesi ve üretimi için gerekli bürokratik izinlerin hızlı ve zamanında verilmesi dünya madencilik sektöründe ön sıralara yükselmemizi sağlayacak” dedi.
Ortak taslak metin açıklandı
Geçtiğimiz hafta İzmir'de bir araya gelen madenciler ortak bir taslak hazırlayarak, kanun için öneride bulundular. Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, hazırlanacak yeni Maden Kanunu çalışmalarında tüm sektör STK'ları olarak imza altına aldıkları metinle ilgili şu bilgileri verdi: “Yeraltı kaynaklarımızın korunarak ruhsat güvencesinin sağlanması, Kanunun amaçları arasında yer almalı, Madencilik sektöründen elde edilen devlet gelirinin artırılması için, sektörden alınan vergi ve devlet hakkının artırılması yerine, yatırım ve üretimi artıracak, istihdamı artıracak düzenlemeler olmalı. Uluslararası uygulamalarda olduğu gibi ulusal maden kaynak rezerv raporlama sisteminin, yatırımcının ihtiyacına bağlı olarak borsada işlemleri, banka kredisi gibi benzeri durumlarda işletilmesini sağlayarak zorunluluk olmaktan çıkarılmalı, dünya ülkelerindeki gibi gönüllülük esasında olmalı, Ruhsat düzenlendikten sonra, diğer kurum ve kuruluşlar tarafından getirilecek olası kısıtlamalar karşısında, Maden Kanunu'nda, ruhsat hukukunu koruyan ve olası dış etkilere karşı ruhsat güvencesini kesin olarak sağlayan düzenlemeler yapılmalı. Ruhsat ve izin işlemleri öngörülebilir sürede sonuçlandırılmalı, süreç şeffaf olmalı.”
Burdur'daki 5 Çinli madenciden 4'ü işi bıraktı
Çinli madenciler, Türk firmalarla rekabet edemeyince Burdur ve Batı Akdeniz bölgesinde faaliyette bulundukları mermer ocağı işletmeciliğini terk ettiler. Burdur Mermer ve Madenciler Yardımlaşma Dayanışma Derneği Başkanı Hakkı Arslan, kente 5 yıl önce mermer ocağı işletmek üzere gelen Çinli firmanın başarılı olamayıp işletmeleri bırakıp gittiklerini söyledi. Arslan, "Bölgemizde mermer ocağı işleten Çin sermayeli firmalar işletmecilikte başarılı olamadı” diyerek, "Çin sermayeli 5 firmadan 4>ü bölgedeki çalışmalarını bırakıp gittiler. Mermer ve doğaltaş işletmeciliğinde biz daha iyisini yapıyoruz. Son 5 yılda pek çok kez Maden Yasası değişti. Bu değişime Çinli firmalar ayak uyduramadı. Çinli firmaların Türkiye'de son 10 yılda mermer işletmeciliğindeki başarı oranı yüzde 10 civarında” iddiasında bulundu.
(FİKRİ CİNOKUR)
TMMOB'dan taslak kanuna tepki
Sektörünün görüşüne sunulan yeni Maden Yasası, TMMOB Maden Mühendisleri Odası'nın da gündeminde. Geçtiğimiz günlerde bir araya gelen TMMOB üyeleri, yasa taslağını değerlendirerek, taslağın Türkiye madencilik sektörü için somut iyileştirme öngörmediğini ve uluslararası büyük madencilik şirketlerinin etkisi altında hazırlandığını ileri sürdü. Taslakta, ulusal madencilik politikasının ve kamu çıkarlarının yer almadığını, küçük ve orta ölçekli madenciliğin görmezden gelindiği iddia edildi.
Sektörün yeni Maden Yasası’na yönelik 5 önemli beklentisi
1- Maden ruhsat bedeli ve devlet hakkının makul seviyelere düşürülmesi
2- İşletilmeyen ruhsatlardan devlet hakkı alınmaması.
3- 3213 sayılı Maden Kanunu ile getirilen idari uygulamalardan kaynaklı maddi cezalar çok ağır olup yeni kanun çalışmalarında bu cezaların da makul seviyelere çekilmesi ve düzenlemenin ceza değil uyarı öncelikli olması.
4- Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün tüm işlemlerde “22/A-Vergi borcu yoktur” yazısı istemesinden kaynaklanan uzun işlem sürelerinin sorun olmaktan çıkması için, bu yazının istenmemesi.
5- Orman izin süreçlerinin hızlandırılması ve arazi kullanım bedellerini makul seviyelere çekecek düzenleme yapılması.