Kur, tedarik zincirini vurdu
Döviz kurunun önceki gün rekor seviyelere ulaşması ve devam eden dalgalanmalar, tedarik zincirini sarstı. Kur krizi, bankacılık sektöründen reel sektöre, son tüketiciden yeni nesil teknoloji şirketlerine kadar tüm sektörleri olumsuz etkiledi.
Yener KARADENİZ
Kasım’da başlayan ve dün de devam eden kur şokunun ilk etkisi tedarikte görüldü. Gıdadan hazır giyime birçok sektörde hammadde ve mal tedariki durma noktasına geldi. Çarşı pazarda olağanüstü bir hareketlilik yaşanmamasına rağmen beklenti enflasyonu nedeni ile birçok market sabah saatlerinde bazı ürünlerde yüzde 5-10 arasında zam yaptı. Daha önce sınırlı tedarik edilen ürünler alınamaz hale gelirken döviz büroları ise yüksek volatilite nedeni ile özellikle Kapalıçarşı Bölgesi’nde tabelalarını geçici süre kapattı.
DÜNYA Gazetesi olarak dolaştığımız İstanbul’un farklı semtlerindeki marketlerinde olağanüstü bir tüketici talebi görülmezken, herhangi bir ürünün satışında sınırlama yaşanmadı. Ancak dün sabah itibari ile yerine koyma maliyetlerinin artması bazı marketlerde raf fiyatlarının yüzde 5-10 artırılmasına yol açtı. Market görevlileri, son dönemde raf fiyatı değiştirme aralığının bir haftadan daha kısa süreye indiğini aktardı.
“ÜRÜN TEDARİKİ SIFIRA İNDİ”
Türkiye genelinde 160’tan fazla marketi olan Özen Perakende Grup Başkanı Cemal Özen, önceki gün de dahil olmak üzere dün tüketici tarafında herhangi olağanüstü bir hareketlilik yaşanmadığını söyledi. Kendi tedariklerinin büyük sıkıntılar yaşamaya başladığını anlatan Özen, “Ürün tedariki sıfıra indi. Daha önce 3 birim sipariş veriyor 2 birim ürün alabiliyorduk. Önceki gün itibari ile ise hiç alamaz duruma geldik. Tarım ürünlerinde değil ama gıda ile deterjan gibi petrokimyaya dayalı ürünlerde tedarik durdu adeta. Kimse ürün vermiyor. Bekle gör moduna geçtiler. Şu an depomuzdaki ürünleri satıyoruz” açıklamasında bulundu.
“HERKES TEDİRGİN, KAYGILI”
Ankara merkezli Altunbilekler Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek de tedarik ile ilgili tedirginliklerini dile getirdi. Altunbilek, “Ürün aldığımız firmalar şu an çok tedirgin. Hepimiz kaygılıyız. Tüketici tarafında ise olağanüstü bir durum yok. Yok sattığımız bir ürün de olmadı” değerlendirmesinde bulundu.
TELEFONLARA CEVAP VERMİYORLAR
İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel de gıda tarafında mal tedarikinin durduğunu aktardı. Aynı zamanda Kapalıçarşı Bölgesi’nde susam ticareti yapan Önel şöyle dedi: “Artık peşin mal almak istediklerimiz bile telefonlarımıza cevap vermiyorlar, ulaşamıyoruz. Biz de toptan satış yaptığımız perakende tarafındaki müşterilerimize bilgilendirme maili atarak ‘şu an için satışlarımızı bu fiyatlar ile yapamayacağız. Fiyat güncellemesi olacak’ dedik."
DÖVİZDE BİLE PEŞİNE DÖNDÜLER
Kur şoku Türkiye’nin en büyük 3. ihracatçı sektörü hazırgiyimi de önemli oranda etkiledi. TOBB Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, en büyük sıkıntının özellikle TL üzerinden fiyat vermek zorunda kalan işletmelerde yaşandığını aktardı. Fayat, “İç piyasaya mal satanlar sıkıntıda. Hammaddeye ulaşamadılar. Hammaddeci satmak mı daha karlı yoksa satmamak mı diye duraksadı. Bir günde kur yüzde 15 oynayınca malları ya sevk etmek istemedi ya da tamamen dövize döndü. İç piyasacılar için en büyük şok bu. İhracatta ise bu süreçte hammaddeye zam gelir endişesi ile duraksama yaşandı. Ama iç piyasa kadar değil. TL ile vade zaten bitmişti. Döviz ile de önceki gün itibari ile çok güvendikleri firmalar dışında vadeleri düşürüp peşine döndüler. ‘Vade kısaltalım ne olacağını görelim’ düşüncesi var. Çok güvendiği markalarda sıkıntı yok tabii ama sektör sıkışmış durumda. Son 2-3 aydır zaten miktarın arttığı değerin ise düştüğü bir dönem yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
KAPALIÇARŞI TABELA KAPATTI
Dolaştığımız Kapalıçarşı’da bazı döviz bürolarının tabelalarının kapalı olduğu görülürken, kuyumcularda ise takı ürünleri satan yerlerin boş olduğu, yatırımlık altın satanlarda ise az da olsa hareketlilik olduğu gözlendi.
İstanbul Mücevherciler Kuyumcular ve Sarrafl ar Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Yıldırımtürk de Kapalıçarşı piyasasını değerlendirdi. Önceki gün itibari ile yüksek artış nedeni ile döviz bürolarının tabelalarını kapattığını belirten Yıldırımtürk, “Talepte ise herhangi olağanüstü durum olmadı. Döviz işlemlerinde yüzde 15 artış oldu. Dün sabah itibari ile de tabelalarını açmayan döviz büroları vardı. Herkes ihtiyacı olanı satıp, ihtiyacı olanı alıyor. Panik havası durumu yok. Ama fiyatlarda olası bir değişiklik nedeni ile kimse ne yapacağını bilmiyor. Almak isteyene fiyatlar yüksek; satmak isteyende ise ‘tekrar yükselir mi’ beklentisi var. Her iki taraf da temkinli, beklemeye geçmiş durumda” diye konuştu.
“GÜMRÜKTEN MAL ÇEKİLMİYOR”
Kimya tarafında mal alımını durduranların olduğunu bildiren Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Başkanı Haluk Erceber, “Zaten AB Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya gibi ülkeler ocak başına kadar kapalı ve Noel tatili var. Bazı fabrikalar da üretimi azalttı veya durdurdu. İç piyasada döviz ile yapılan gümrükten mal çekme ve limandan çıkarma işlemleri şu anda yapılmıyor. Anlaşılan tedarik zincirinde hammadde fiyatları da düşmeyecek. Kur artışı geri gelmezse fark satış fiyatlarına yansıyacaktır” dedi.
NORMALLEŞME BEKLENİYOR
İklimlendirme Sanayii İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, bu dönemde temkinli olmakta fayda olduğunu belirterek, satışların bu hafta içinde azalacağını, önümüzdeki hafta normale döneceğini ifade etti. Dövizdeki artıştan kaynaklı, iç pazarda TL bazında satışların durduğunu ama dövizli satışlarda bir sorunun olmadığını bildiren Şanal, “TL bazlı ihale alan firmalar zarar edecekler diye yüksek kurun olduğu ortamda alım yapmıyor. Birçok sektörde kâr marjı düşmüş durumda, Dövizdeki yüzde 17’lik artış dengeleri altüst etti. Üretimde de bir süre temkinli davranmakta yarar var” dedi.
Online pazaryerlerinde fırsat zammı!
Hepsiburada, Trendyol gibi satıcılar, kurdaki yükselişten önce 8 bin 500 liradan satılan iPhone 11 için 13 bin liralara varan fiyatlar istiyor. Teknosa ve MediaMarkt gibi teknoloji perakendecilerinin ise internet stoklarının bittiği görülüyor.
İnşaatlar durabilir
Döviz kurlarında yüzde 30’a yakın oranda yaşanan artış nedeniyle yarı mamul ve malzeme satan firmalardan teklif almakta zorlandıklarını aktaran Babacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan, “Çünkü bu olağanüstü dönemde yarı mamul, dövize endeksli olduğu için firmalar teklif vermek istemiyor. İnşaatta çok ciddi maliyet artışı var. Bu durum imalat ve yapımı ciddi şekilde etkileyecek. Bu nedenle inşaatların durması söz konusu olacak” açıklamasını yaptı. Aynı şekilde yüklenicilerin fiyat farkı istemeye başladığını anlatan Babacan, şu değerlendirmede bulundu: “Eskiden yüklenici bir firma yüzde 30 fiyat farkıyla çalışıyordu. Ancak malzeme fiyatlarında artış çok kısa sürede yüzde 30’u aşınca herkes bekleme moduna geçti. Ayrıca yakın dönemde asgari ücret artışlarıyla birlikte işçilik maliyeti de maliyetlere yansıyacak.”
TL’deki tarihi değer kaybı ekonominin aktörlerini nasıl etkiliyor?
Türk Lirası’nda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük faiz çağrılarına paralel TCMB’nin art arda yaptığı faiz indirimleriyle başlayan ve önceki gün zirveye ulaşan tarihi değer kaybı yeni bir kur krizi yaratırken; bankacılık sektöründen reel sektöre, son tüketiciden yeni nesil teknoloji şirketlerine kadar ekonominin tüm aktörlerini olumsuz etkiliyor.
TL, sadece önceki gün dolar karşısında test edilen en yüksek seviyeye göre yüzde 15’e yakın değer kaybederken, günlük kayıp ise yüzde 10’a yakın oldu. Kasım başından bu yana yüzde 24 değer kaybeden TL’de yaşanan çöküşün devam edip etmeyeceği ve para politikasındaki gevşemenin süreceğine yönelik endişeler ise ekonominin her alanında baskısını sürdürüyor. TL’deki sert değer kaybı bankacılık sektörünün temel göstergelerini de tehdit ediyor. Bankacılık sektöründe sermaye yeterlilik rasyosu hesabı TL cinsinden yapılıyor. Ancak sektörün oldukça yüksek miktarda döviz kredisi dikkate alındığında, TL’nin değeri düştükçe döviz kredilerinin TL cinsi karşılığı ise yükseliyor. Bu yüzden SYR hesabında döviz kredilerinin, TL karşılığındaki ani yükseliş SYR’de negatif etki yaratıyor. Bu da Türkiye’de yüzde 12 olarak belirlenen en alt SYR limitinde bazı bankaların sıkıntıya düşmesine neden olabilir. Bankacılık kaynakları bundan korunmanın (hedging) bir yolunun, döviz bazlı sermayenin olması gerektiğini belirterek, yeterli miktarda sermaye benzeri kredisi olmayan bankalarda sıkıntı olabileceğine dikkat çekti. BDDK verilerine göre bankaların 18 Kasım itibarıyla 160 milyar dolar YP kredisi bulunuyor. TCMB’nin faiz indirimlerine başladığı Eylül sonundan itibaren TL’de devam eden değer kaybı ile bankacılık sektöründe yabancı para kredilerinin TL karşılığı da yaklaşık yüzde 40’a yakın artış kaydetti.
BORÇ YÜKÜ ARTACAK
Reuters’a konuşan Ekonomist Haluk Bürümcekçi’nin hesaplamalarına göre Türkiye’deki finans dışı özel şirketlerin bir yıl içinde ödemesi veya yeniden finanse etmeleri gereken Eylül itibarıyla 52,8 milyar dolar tutarında borcu bulunuyor. TL’deki keskin değer kayıpları dolar veya euro döviz geliri olan ihracatçı şirketler için geniş kapsamlı sorunlara yol açmayacak. Ancak döviz geliri olmayan orta ölçekli şirketlerden esnafa kadar pek çok işletmenin artan maliyetler nedeniyle ek sermaye ihtiyacı duymasına veya borç yükünün artmasında yol açması bekleniyor. Hammadde ve ara malında büyük ölçüde ithalata bağımlı Türk firmalarının maliyetleri ise, küresel olarak artan emtia fiyatlarına, yükselen kur etkisi de eklendiğinde sürdürülemez hale geldi. Kurdaki öngörülemezlik nedeniyle tedarikçi ve üretici firmalar fiyat veremez duruma gelirken, özellikle iç piyasaya ile çalışan firmaların sattığı malın yerine yenisini koyamadığı belirtiliyor. Bu durumun firmalar için işletme sermayesi sıkıntısını beraberinde getirmeye başladığı ifade ediliyor. İhracatçı firmalar ise TL’deki sert değer kaybı ile birlikte uluslararası müşterilerin fiyat indirimi taleplerinin arttığını; bunun da maliyet baskısına fiyat baskısının da eklenmesine neden olduğunu belirtiyor.
BEKLENEN FİYAT ARTIŞI TÜKETİCİ TALEBİNİ ÖNE ÇEKİYOR
Tüketiciler her ne kadar zorunlu alışveriş kalemleri arasında yer almıyor olsa da önümüzdeki aylarda yapmak zorunda kalacakları alışverişleri öne çekerek TL’deki değer kaybının kurda yaratacağı artıştan kendilerini bir miktar korumaya çalışıyorlar. Kurdaki artış ilaç sektörüne ilişkin kaygıları da artırırken, kurdaki yükselişe bağlı olarak piyasada şu anda bazı ilaçların bulunmasında sıkıntı yaşandığı belirtiliyor. Bazı ilaçların piyasada bulunamamasının nedenin fiyatlandırmada kullanılan kur ile güncel kur arasındaki farktan kaynaklandığı belirtiliyor. İlaç fiyatlarında kulllanılan euro/TL kuru yılda bir kez güncelleniyor. Şu anda ilaç fiyatlarının belirlenmesinde euro/TL kuru 4.57 olarak kabul ediliyor ve fiyatlandırmalar bu kur üzerinden yapılıyor.
Öte yandan TL’deki değer kaybı gübre, kimyasal gibi büyük ölçüde fiyatları dolar bazında belirlenen tarım girdilerinin de fiyatının yükselmesine ve üretici üzerindeki baskının artmasına yol açtı. Fiyatları merkezi olarak belirlenen ekmek ve süt gibi ürünlerin üreticileri fiyat artışı çağrısında bulundular.