Karavan ve Tiny House’lara artan talep, fırsat kadar risk de yaratıyor
Değişen tatil anlayışı, konut sahibi olmanın zorlaşması ve deprem gerçeği insanları farklı arayışlara itti.
Aysel YÜCEL/İSTANBUL
Pandemiyle birlikte yaşam tercihleri ile tatil anlayışının değişmesinin yanı sıra konut sahibi olmanın giderek zorlaşması ve deprem gerçeği, insanları farklı arayışlara yöneltti. Karavan ve Tiny House’lar da bu dönemde kendine önemli bir alan açtı. Doğada Yaşam Okulu kurucusu Serhat Akbel, bu durumun Tiny House üretimi ve karavan satışlarını patladığını, ancak çeşitli riskleri de beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Serhat Akbel, Karavan ve Tiny House’ların yarattığı risklere ve fırsatlara kamuoyu nezdinde dikkat çekmek için geçtiğimiz günlerde bir grup gazeteciyle bir araya geldi. Akbel, yüksek taleple birlikte Karavan ve Tiny House sektöründe merdiven altı üretimlerin arttığını, ayrıca ruhsatsız ve denetimsiz konaklama alanlarının ortaya çıktığını dile getirdi. Bu durumun çevre için büyük bir risk oluşturmaya başladığına vurgu yapan Akbel, “Oluşan bu heyecan akılcı ve kontrollü bir şekilde yönetilmediği takdirde, üretilen veya bilinçsizce dönüştürülen araçlarda güvenlik sorunlarını, alt yapı eksikleri ve/veya tarım arazilerinden çalınan konaklama alanları ile büyük bir felakete kapı açacak” diye konuştu.
“Doğru adım atılırsa büyük fırsat var”
Tüm paydaşların katılımıyla doğru zamanda akılcı adımlar atılabilirse karavan, Tiny House ve kamp alanlarına yönelik artan bu eğilimin hem turizm hem de ülke ekonomisi için büyük fırsatlar sunabileceğine işaret eden Akbel, “Ülkemizin sahip olduğu altyapı, kültürel, doğal, tarihi ve turistik zenginlikler yaklaşık 9 milyon karavanın bulunduğu Avrupa kıtası için çok büyük bir cazibe kaynağı. Türkiye’de ise dinlenme tesisi açısından sadece 100 bin karavan kapasitesi var. Yani her 4 karavandan 1’i için tesis var diyebiliriz. Kamp ve karavan konusundaki tesis yapımızın standartlarının iyileştirilip, işletme konusundaki eksiklerin de hızla tamamlanması ile yeni arayışlar içinde olan bu mobil kitleye erişip ülke olarak kazancımızı hızla artırabiliriz” açıklamasını yaptı.
Herkes gözünü doğaya çevirdi ama…
Özellikle pandemi sonrası sanatçılar, sporcular, oyuncular, infl uencerlar hemen herkes bir şekilde doğada olmaya çalışıyor. Doğa temasının, konuyla ilgili olsun olmasın reklamlarda bile daha fazla kullanılmaya başladığını belirten Akbel, “Kısacası herkes gözünü biraz daha doğaya çevirdi. Bu dönüşüm hem çok iyi hem de çok kötü. Kontrolsüzce doğaya çıktığımızda ve ondan sınırsızca faydalanmaya çalıştığımızda maalesef geri dönülmez zararlar verebiliyoruz. Doğada Yaşam Okulu tam da bu konudaki eğitim boşluğunu doldurmak için kuruldu. Özellikle çocukların doğayla barışık yaşamaları ve onun bir parçası olduklarını hissetmeleri için yoğun çaba sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Küresel pazar 20 milyar dolara ulaştı
Karavan ve Tiny House’ların hem Türkiye’de hem de dünyada yükselen bir trend olduğunu belirten Serhat Akbel, pazarın küresel büyüklüğünün 20 milyar dolara ulaştığı bilgisini verdi. Türkiye yollarında ruhsatlı ve plakalı yaklaşık 400 bin karavan olduğunu da paylaşan Akbel, “Bunun dışında 750 kilogramın altında olanlar ile kendi minibüslerinden dönüşüm yapmış ve henüz muayeneye gitmediği için ruhsat tadilatını yapmamış olanlar da var. Bu arada şehir içi otoparklarda aracınız dışarıdan karavan gibi görünüyorsa farklı, minibüs gibi görünüyorsa farklı ücret ödüyorsunuz. Bu konuda kesinlikle resmi bir envantere de ihtiyacımız var” dedi. Karavan kullanmak için ehliyet sınıfı değiştirmenin gerekmediğini hatırlatan Akbel, bu durumun yollardaki tehlikeyi artırdığına dikkat çekti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da çalışmalar başlattığını aktaran Akbel, "Son çıkarılan mevzuata göre Tiny şehir şebekesine ve kanalizasyon sistemine bağlanırsa bunu bir yapı, alt yapı bağlantısı yoksa araç olarak kabul ediyor. İlgili yapıda kullanacağınız tentelerin, sundurmaların karavan mantığında sökülebilir ve taşınabilir olması şart. Kesin bir rakam olmamakla beraber bugüne kadar ruhsatlı fi rmalar tarafından üretilmiş 12 bin adet civarında Tiny House olduğu hesaplanıyor. Altyapısı tam olarak oluşturulmadan yüzlerce Tiny House alanı hazırlanıyor. Tarım ve 2B arazileri ile zeytin alanları için elimizi çabuk tutmamız gerek. Bir de sit alanları var. Normalde bu alanlara çivi çakamazsınız ama maalesef Tiny House koyabiliyorsunuz” uyarısında bulundu.
Kilyos’taki tesisinde farkındalığı artırmayı amaçlıyor
Serhat Akbel, farkındalık yaratmak ve kaliteyi yükseltmek adına, Doğada Yaşam Okulu adını verdikleri Kilyos’taki 400 dönümlük tesislerinde yaklaşık 50 karavan için bir marina oluşturduklarını söyledi. Akbel, “Şu anda tamamı dolu olmakla birlikte misafi rlerimiz karavanları için genişçe bir alanı yıllık olarak kiraladılar. Tekne marinalarında bulacağınız tüm hizmetleri, üniteleri sayaçları ile (elektrik, su veya atık yönetimi gibi) burada da bulabiliyorsunuz. Alanınızı doğaya zarar vermemek kaydıyla istediğiniz gibi kullanıyor karavanınızla seyahatlere çıkıyor, marinadaki yerinize geri dönüyorsunuz” dedi. İzmir otobanının yakınlarında 100-150 dönümlük Avrupa’da örnekleri olan bir şekilde karavan parkı projesi üzerinde çalıştıklarını da aktaran Akbel, Tiny House alan işletmecileri olarak dernekleşmeye çalıştıklarını da aktardı.