İyimserlik bankacılık endeksinde yılın en iyi performansını getirir mi?
Moody’s’in 17 Türk bankasının kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmesi, Türk bankalarının durgunluktan daha güçlü çıkabileceğine dair senaryoları ve yükseliş beklentisini şekillendiriyor.
Serap SÜRMELİ
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in 17 Türk bankasının kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmesi, Türk bankalarının durgunluktan daha güçlü çıkabileceğine dair senaryoları ve yükseliş beklentisini şekillendiriyor. Kırılganlıklara ve muhtemel risklere rağmen bankacılık endeksinin yılı 15 bin seviyesi civarında tamamlayabileceği konuşuluyor. Yerel seçimlerin ardından sektörün borsanın lokomotifi olabileceğine dair senaryolar güç kazanıyor.
İçten içe erken bir faiz indirimi beklentisine teslim olan piyasalar, geçtiğimiz hafta uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in, 17 Türk bankasının kredi notu görünümlerini “durağan”dan “pozitif”e çevirmesiyle moral buldu. Kredi derecelendirme kuruluşu, Akbank, Alternatifbank, Denizbank, Türk Eximbank, HSBC Bank, TEB, Garanti Bankası, Yapı Kredi Bankası ve QNB Finansbank’ın uzun vadeli yabancı para karşı taraf risk derecelendirme notlarını yükseltti. Ayrıca Alternatifbank, Denizbank, HSBC Bank, QNB Bank ve TEB’in uzun vadeli yabancı para mevduat notlarını da artırdı. Akbank, Alternatifbank, Denizbank, Türk Eximbank, HSBC Bank, Nurlo Yatırım Bankası, Odea Bank, QNB Finansbank, Şekerbank, Ziraat Bankası, TEB, Garanti Bankası, Halkbank, İş Bankası, TSKB, Vakıfbank ve Yapı Kredi’nin not görünümleri “durağan”dan “pozitif”e çevrildi. Türk bankalarının durgunluktan daha güçlü çıkabileceğine dair senaryolara destek veren kararın ardından, Borsa İstanbul’daki banka hisselerinde yükseliş yaşandı. Ancak, muhtemel bir toparlanmanın önündeki engeller hâlâ yerinde duruyor.
BASKIYI ARTIRAN TEMERRÜT RİSKİ VE ENFLASYON MUHASEBESİ
Faiz oranlarındaki yüksek artış, artan kredi temerrüt riskini yanı sıra önümüzdeki yıl uygulanacak enflasyon muhasebesi de kârlılık üzerinde muhtemel bir baskıyı çağırıyor. Teorik olarak bankaların faiz oranları yükseldiğinde daha yüksek kâr elde etme potansiyeli olsa da, yüksek oranlar aynı zamanda kredilerde temerrüt riskini de artırıyor. Buna benzer durgunluk dönemleri, uzun vadeli kredileri finanse etmek için kısa vadeli mevduatları kullanan bir iş modelinin doğasında var olan kırılganlıkların ve işlerin bazen ne kadar çabuk ters gidebileceğinin keskin bir hatırlatıcısı olabilir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen banka hisseleri, aynı zamanda şimdikine benzer bir durgunluğu atlatabilecek mali ateş gücüne sahiptir. Tarihsel olarak büyük ölçekli banka hisseleri, daha küçük ölçekli şirketlere göre genellikle daha az değişkendir ve bu kabiliyetleri piyasa belirsizliği zamanlarında onları cazip hale getirir. Bankacılık aynı zamanda asgari sermaye seviyelerini koruma gereksinimleri olan, oldukça sıkı düzenlemeye tabi bir sektör. Bu düzenlemeler sayesinde operasyonlarındaki muhtemel düşük performans gösterme riskini de yayabilme kabiliyetine sahip. Şimdi, bir grup piyasa uzmanının bankacılık sektörünü nelerin beklediğine ilişkin tahminlerini vereceğiz. Elbette yol boyunca muhtemel bazı aksaklıklar ve engellerle (bunların bir kısmını birazdan ele alacağız) karşılaşacak bankacılık sektörünün, yatırımcıya vadettiklerini sınayacağız.
UZMAN GÖRÜŞLERİ
İNFO YATIRIM ARAŞTIRMA STRATEJİSTİ ÇAĞLAR TOROS
SEÇİMLERİN ARDINDAN BORSANIN LOKOMOTİFİ OLABİLİR
2024 yılı bankalar açısından zorlu bir yıl olabilir. Yıllık kredi büyümesinde son dönemde yavaşlayan artış hızı, ekonomik aktivitedeki düşüşe ve getirilen sınırlamalara paralel olarak yüzde 40 seviyesinin biraz altında gerçekleşebilir. Ortalama kredi faizleri yükseliyor olsa da bu artış oranı fonlama maliyetlerindeki yükselişi karşılama konusunda yeterli olmayabilir. TÜFE’ye endeksli borçlanma araçları getirilerindeki düşüş (2024 yıl sonu enflasyon beklentisi TCMB IV. Enflasyon Raporu Toplantısı: Yüzde 36) ve 2023’de yaşanan kur hareketlerinin getirdiği al/sat gelirlerinin tekrarlanmaması durumunda, olumlu beklentinin net faiz marjlarında hafi f daralma olacağını düşünüyoruz. Bankaların bu ortamda komisyon gelirlerini mümkün olduğunca artırması ve faaliyet giderlerini kontrol altına alması gerekebilir. Kredi riski maliyetlerinde karşılık politikaları belirleyici olacak olsa da genel olarak ciddi bir ekonomik daralma olmaması durumunda, kârlılığı olumsuz etkileyecek bir gelişme beklemiyoruz. Risk iştahını bankalarda artırabilecek unsurlar olarak;
Orta vadede TCMB’nin döviz rezervlerinin artışına bağlı olarak yabancı kredi derecelendire kuruluşlarının kredi notunu iyileştirmesi ve bunun Türkiye CDS’lerindeki düşüşle birlikte bankalar üzerinden yerli ya da yabancı yatırımcı tarafından pozitif karşılanması, Ekonomik politikalarına paralel bir şekilde sermaye maliyetlerinin hızla geri çekilmesi, Geçtiğimiz hafta gerek TCMB yatırımcı günü gerekse Moody’s beklentisi ile en çok yükselen sektör olan bankacılık tarafında rasyonalite çerçevesinde atılan adımların rakamlara sirayet etmesi ve CDS’lerdeki geri çekilmeye bağlı olarak kredi derecelendirme kuruluşlarının hamleleri bankacılık endeksine katalist etki yaratabilir. Bilanço etkileri, yabancı ilgisi ve beklentiler kısa vadeli bankacılık tarafında 10.200 seviyesini hedef haline getirebilir. Türkiye’de büyüme 2024 yılında iç talepten ziyade ihracat odaklı strateji ile yapılmak isteniyor. Bu kapsamda da adımlar atılıyor. Atılan adımların başında da bankaların kredi musluklarını kıstığını görüyoruz. Açıkçası kısa vadede bu durumun devam edeceğini düşünüyorum. Kredilerde yaşanabilecek bir hareketlilik kredi & mevduat spreadini olumsuz etkileyebilir.
ENFLASYON MUHASEBESİNDEN MUAF TUTULMASI AVANTAJ
Yabancı yatırımcıların pay senedi piyasasına bankacılık ile adım atmasını bekliyorum. Haziran ayından bu yana değişen ekonomi yönetimi ile yabancı yatırımcıların ilgisi bankalara da daha da arttı. Yabancıların pay alım satımlarında da bu durum gözüküyor. Yerel seçimlerin ardından piyasadaki belirsizlik ortamının bitmesi ile bankacılık yabancı yatırımcılar liderliğinde borsada lokomotif görevi görebilir. Haber akışları ve ekonomi yönetiminin attığı hamleler yakından takip edilmeli. Bankaların enflasyon muhasebesinden muaf tutulmasını da avantaj olarak görüyorum. 2024 yılında özel bankaların, kamu bankalarına göre ön plana çıkmasını bekliyoruz. Bankaların değerleme çarpanları ve öz sermaye kârlılık beklentileri birbirlerine çok yakın olmakla birlikte Garanti Bankası’nın kredi-mevduat faiz makas yönetimi ve TÜFE endeksli kâğıt ağırlığının azlığı ile Akbank ve Yapı Kredi’nin ise al-sat getirilerindeki düşüşü telafi etme tarafındaki güçlü politikaları nedeniyle ön plana çıkmasını bekliyoruz.
TACİRLER YATIRIM STRATEJİSTİ SERHAN YENİGÜN
BANKACILIK ENDEKSİNDE YIL SONU BEKLENTİMİZ
16.100 SEVİYESİ X2023’te XBANK Bankacılık Endeksi yüzde 73 yükselerek yüzde 36 ile yükselen XU100 endeksinin iki katına yakın performans sergiledi. 2024’e de ilk 3 haftada yüzde 13’e yakın getiri ile yüzde 7 yükselen XU100 endeksinin yine iki katına yakın performans ile başladı. Bankalardaki bu pozitif ayrışmanın 2024 yılı genelinde de devamını ve özel bankaların bu dönemde daha güçlü kalmasını bekliyorum. XBANK Bankacılık Endeksi için sene ortası beklentim 11.800, sene sonu beklentim ise 16.100 seviyesinde. Bankalara dair pozitif görüşümün temelinde ise, X2024 yılına girmemizle beraber yeniden bankalar lehine iyileşen kredi – mevduat faiz farkları, Menkul kıymet portföylerinde yılın ilk yarısında TÜFE’ye endeksli tahvillerden, sonraki yarısında ise sabit getirili tahviller başta olmak üzere diğer menkul kıymetlerden elde edecekleri kazançlar, Ücret & komisyon gelirlerinde güçlü artışın sürmesi ve Ülke risk primindeki iyileşme ve olası not artırımları ile özellikle dış kaynak maliyetlerinde beklediğim düşüş yatıyor. Yerel seçimlerin, tüketim talebinde özel bir hareketlilik yaratmasını beklemiyorum, ancak büyümede öngörülen ivme kaybının ve talepteki kısmi daralmanın kredilerde de bir momentum kaybı yaratmasını bekliyorum. Bununla beraber, yıl ortasından itibaren enflasyonda beklenen iyileşmenin kredi maliyetlerinde de bir miktar azalma yaratabileceğinden, yılın devamında talebin iyileşeceği algısı bankacılık hisselerini desteklemeye devam edebilir.
KAMU BANKALARI NİSPETEN GERİDE KALABİLİR
Borsa İstanbul’a yabancı girişleri 2023’ün son haftalarında başladı ve 2024’te de devam edeceğini düşünüyorum. Yabancıların tercihleri arasında ise hem cazip görünümleri hem de likit olmaları nedeniyle bankacılık hisselerinin önemli bir yer bulmasını bekliyorum. Son dönemde yabancı yatırım bankalarından gelen raporlar, kredi notu görünümünde olumlu revizyonlar ve CDS primlerindeki gerilemeler de yabancıların banka hisselerine olan ilgisinin süreceğine işaret ediyor.
BANK Bankacılık Endeki ve endekse öncülük etmesini beklediğim bankalar için çok güçlü getiriler beklemem nedeniyle zamanlama açsından belli bir tarih aralığını tercih etmiyorum, bunun yerine mevcut seviyelerden kademeli biriktirme stratejisinin daha verimli olacağına inanıyorum. Bankalar arasında ise, Akbank (AKBNK), Yapı Kredi Bankası (YKBNK) ve TSKB’nin öncelikli olarak tercih edilmesinin daha verimli olacağını, Garanti Bankası (GARAN) ve İşbank (ISCTR) hisselerinin ise sektöre görece geride kalırlarsa dönemsel olarak portföylerde bulundurulabileceğini düşünüyorum. Kamu bankalarının ise yine TL bazında kazançlı bir yıl geçirmesini, ancak XBANK Bankacılık Endeksi’nde nispeten geride kalmalarını bekliyorum.
INVESTAZ ARAŞTIRMA VE STRATEJİ BİRİM MÜDÜRÜ MEHMET BİLAL BİRCAN
HER GERİ ÇEKİLME ALIM OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLİR
2023 yılı mayıs seçimleri sonrası normalleşmeye başlayan bankacılık regülasyonlarının etkisi, ekonomi politikalarının rasyonel zemine oturması, CDS’lerin gerilemesi ve kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not görünümü iyileştirmelerinin etkisi ile bankacılık endeksi yılı yüzde 73,4’lük getiri ile tamamladı. Bu yıl özelinde ise regülasyonların kaldırılmaya devam etmesi, makroekonomik dengelenme süreci ve yabancı yatırımcının TL varlıklara ilgisinin artmaya devam edeceği beklentisi, bankacılık sektörü için katalizör olarak görülmekte. Dolayısıyla bankacılık sektörünü 2024 yılı özelinde pozitif ayrışabilecek sektörler arasında görmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda yılın ilk yarısı 11 bin seviyelerine yaklaşmasını beklediğimiz BIST-Banka endeksinin yılı 12.500 seviyelerine yakın tamamlayacağını tahmin ediyoruz. Burada bankalar için temel risklerden bir tanesi ise 2025 yılı ile birlikte bankaların da enflasyon muhasebesine geçecek olması. Enflasyon muhasebesi ile bankaların kârlarında bir düzeltmeye gidilmesi, bankalar için baskı oluşturabilir.
TOPLAM KREDİLERDEKİ HAREKETLİLİK DİKKAT ÇEKİCİ
Hâlihazırda haftalık BDDK verileri bizlere krediler tarafında bir canlanma olduğunu göstermekte. Özellikle tüketici ve ticari krediler, sıkılaştırıcı politikalara bağlı olarak artan faiz oranlarına rağmen artmaya devam ediyor. Konut kredileri tarafında zayıflama gözlense de toplam kredilerdeki hareketlilik dikkat çekiyor. Bu hareketliliğin sadece mart ayında planlanan yerel seçimler öncesinde değil; seçim sonrasında da devam etmesi beklenebilir. Buradaki temel argüman ise TCMB’nin ocak ayı toplantısı sonrasında faiz artışlarını sonlandırması ve devam eden süreçte makroekonomik dengelenmeye bağlı ekonomik aktivitenin canlanması ve tabii ki, yılın ikinci yarısı ile birlikte olası faiz indirimleri beklentisi. Dolayısıyla böyle bir senaryoda, bankalar tarafında kârlılığın devam etmesi desteklenirken, bankacılık sektörüne olan ilginin de artabileceğini tahmin ediyoruz. Geçmiş tecrübeler, yabancı yatırımcının yatırım tercihinde bankaları öne çıkardığını gösteriyor. Benzer şekilde, TL varlıklara ilginin arttığı bu dönemde, yabancı yatırımcıların bankacılık hisselerine giriş yapmaya devam etmesi beklenebilir. Ancak mart ayındaki yerel seçimler sonrasında da ortodoks politikaların uygulanmaya devam edilip edilmeyeceği; yabancı yatırımcı için önemli kıstaslardan birisi. Dolayısıyla ortodoks politikaların devam etmesine bağlı olarak, yabancı yatırımcının ağırlıklı olarak bu yılın ikinci çeyreğinden itibaren giriş yapacağı görüşündeyiz.
ENFLASYON MUHASEBESİ BASKI OLUŞTURABİLİR
2022 ve 2023’teki kârlılıklarını bu yıl da sürdürmesini beklediğimiz bankacılık sektörü için yılın ikinci yarısında, enflasyonda beklenen düşme eğilimine bağlı olarak TÜFE’ye endeksli menkul kıymet gelirlerinin düşmesi ve 2025 yılında geçilmesi planlanan enflasyon muhasebesinin banka kârları üzerinde baskı oluşturması beklenmekte. Diğer yandan krediler tarafında yükseliş eğiliminin sürmesi bu anlamda bankalar tarafında yakından izleyeceğimiz başlıklar arasında. Daha özelde bankların kârlılıklarını devam ettirme potansiyeli ile özsermaye kârlılıkları, sermaye yeterlilik oranları ve net faiz marjları yüksek bankaların pozitif ayrışabileceğini düşünüyoruz. Bankalar özelinde baktığımızda ise piyasa çarpanlarının tarihsel ortalamasını da dikkate aldığımızda özel bankaların görece öne çıkma olasılığını daha yüksek görmekteyiz. Dönem dönem ağırlığı değişebilmekle birlikte portföylerde, banka hisselerine her dönem yer verilmesinin risk ve getiri açısından yatırımcıya avantaj sağladığı ve hali hazırda getiri potansiyeli sunan bankalar dikkate alındığında bankalar için her geri çekilmenin alım olarak değerlendirilebileceğini düşünüyoruz. Yüzde 40 getiri potansiyeli ile Akbank için 12 aylık dönemde hedef fi yatımız 58,50 TL iken, Garanti BBVA için hedef fi yatımız 12 aylık dönemde yüzde 33 getiri potansiyeli ile 84,05 TL ve Yapı Kredi Bankası için yüzde 31 getiri potansiyeli ile 12 aylık hedef fi yatımız 28,80 TL seviyesinde bulunmakta.
DENİZ YATIRIM YATIRIM DANIŞMANLIĞI BÖLÜM MÜDÜRÜ ALİ BARBAROS
DEMİRER NOT ARTIRIMLARIYLA İLGİYİ ÜZERİNDE TOPLAYABİLİR
Yeni ekonomi yönetimi sonrası, ekonomi aktörleri tarafından genel kabul gören politikalara dönüş ve sektör üzerindeki regülasyonların hafifletilmesi ile birlikte bankacılık sisteminin daha sağlam temellere oturduğunu ve bunun sonucu olarak da uzun zamandır sessiz kalan bankacılık endeksine ilginin arttığını gözlemliyoruz. Son çeyrekte endeksin lokomotifi olan banka hisselerinde yabancı ilgisi, yükselişe ivme kazandırdı. Bu ilginin 2024’te de devam edeceği düşüncesindeyiz. Özellikle olası bir ülke not artırımı sonrası en olumlu etkilenecek hisselerin ve yabancı alımlarının ilk adresinin banka hisseleri olmasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde, yerel seçimlerden ziyade, enflasyonun tepe noktasını göreceğimiz tarih önem arz ediyor. Bu tarihten itibaren oluşacak faiz indirim senaryoları, yeni beklentilerin oluşmasını beraberinde getirecek. Bugün için dahi banka hisselerinin düşük çarpanlarla işlem gördüğünü düşünüyor; bu sebeple de geri çekilmeleri, orta ve uzun vadede alım fırsatı olarak görüyoruz. Model ve döngüsel portföyde taşıdığımız Akbank ve Yapı Kredi hisselerindeki işlem aktivitesinin yatırımcılar tarafından takip edilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.
ATA PORTFÖY GMY BATUHAN ÖZŞAHİN
BANKACILIK HİSSELERİNDEN EŞİT AĞIRLIKLI ALIM YAPILABİLİR
Bankacılık Endeksi 2023 yılında, seçimler sonrasında izlenmeye başlayan rasyonel ekonomi politikaları ve KKM uygulaması sonrasında başlayan kısıtlayıcı regülasyonların yumuşamasıyla birlikte güçlü bir performans gösterdi. Bunlara ek olarak, temmuz ve ağustos aylarında gelen şok enflasyon dalgasıyla -bankaların ellerinde bulan TÜFE’ye endeksli tahvillerin değerlerinin artmasıyla birlikte- 2023 kâr tahminlerinin yukarı çekilmesiyle, sektörün endeksin genelinden çok daha iyi bir getiri sağladığını gördük. 2024 yılı sonunda Bankacılık Endeksinin 14-15.000 seviyelerine ulaşmasını bekliyoruz. Kredilerde seçim öncesi bir hareketlenme beklemiyoruz ve 2024 yılında TL kredi büyümesinin enflasyon beklentimiz olan yüzde 42’ler civarında olmasını tahmin ediyoruz. Bu seviyenin çok üstünde bir büyüme, enflasyonla olan mücadelede yeteri kadar sıkı davranmadığımızın göstergesi olacaktır. Yabancılar hâlihazırda bankacılık için pozisyon almaya başladılar. 2023 yılında açık ara en fazla para girişinin olduğu sektör bankacılık oldu. Yılın ilk üç haftasında da girişlerin devam ettiğini görüyoruz; enflasyonla mücadeledeki duruş devam ettiği sürece yıl boyunca girişlerin devam etmesini bekliyoruz. Bankacılık sektörüne yatırım yapmamızın en kolay yolu TEFAS aracılığı ile alınabilecek banka yoğun yatırım fonları veya Ziraat Portföy’ün borsada hisse gibi işlem gören ZPLIBF kodlu likit banka yatırım fonu olacaktır. Bu şekilde profesyonellerin inceleyip analiz ettiği yatırım stratejisini en kolay şekilde izlemiş olacaktır. Bunların alternatifi ise bankacılık hisselerinden eşit ağırlıklı alım yaparak bir sepet portföy oluşturmak olacaktır.
AHLATCI YATIRIM GENEL MÜDÜR YARDIMCISI TONGUÇ ERBAŞ
YIL SONUNDA 13.000 SEVİYESİNDE BANKACILIK ENDEKSİ GÖREBİLİRİZ
Öncelikle Borsa İstanbul’da bir değişim yaşandığını söylemek gerekiyor. Pandemi ve sonrasında yüksek enflasyon ortamında yerli yatırımcının 8,5 milyon hesaba ulaşması ile birlikte yaşadığımız yükseliş topyekûn varlık fi yatlarının yükselmesi ve yerli yatırımcının yüksek getiri beklentisi ile gerçekleşti. Diğer taraftan rekor halka arz yılı olan 2023 yılının bu anlamda da getiri bekleyen yatırımcılar için bir kapı açtığını söyleyebiliriz. Mevcut durumda ise daha önce yüzde 72 seviyesine yakın yabancı oranı gördüğümüz dönemlere benzer henüz yüzde 37 seviyesindeki yabancı yatırımcıların, ülke ekonomisine duyduğu güven, CDS seviyesinin geri çekilmeye devam etmesi, kredi not artışları ve fırsat ülke konumuna tekrar gelinmesi ile Türk Lirası varlıklara yatırım yapması ile yükseliş beklentisi şekilleniyor. Bu durumda yabancıların daha önce aşina oldukları, raporlarını takip ettikleri, çarpanları düşük, kârlılığı yüksek olan ve likit hisselere giriş yapması beklenebilir. Bu durumda bankacılık sektörünün tekrar yükselişin ve endeksin lokomotifi olmasını bekliyoruz. Bu yıl zaman zaman düzeltme hareketleri olsa da yarıyıl sonunda 11.250 yıl sonunda ise 13.000 seviyesinde bankacılık endeksi görebiliriz. Mart ayı sonunda gerçekleşecek yerel seçimler öncesinde kredilerde hareketlenme beklemiyorum. Son dönemde kredi faiz oranlarında gelinen seviyelerde yataylaşma TCMB’nın ilk toplantısı ile yüzde 45 seviyesinde sıkılaştırmanın son bulması ile devam edebilir. Bir süre talep tarafı sınırlı kalacaktır. Kredi ihtiyaçları olan kişiler daha fazla tüketici kredilerine yöneldiğini görüyoruz. Bu da bize büyük çaplı kredilerde genişlemenin seçim sonrasında gerçekleşeceğini gösteriyor. Kredilerde yaşanacak hareketlilik yerine ekonomik programa duyulan güven karşılığında yabancı ilgisi kaynaklı borsaya para girişi olması durumunda ilk tercih bankacılık sektörü olmaya devam edebilir.
YABANCI İLGİSİ GEÇEN AYDAN BU YANA ARTIYOR
Yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’a ilgisinin artması geçen yılın aralık ayı başından itibaren daha fazla hissediliyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen kredi görünüm iyileşmelerinin bu kararda etkili olduğunu düşünüyoruz. Aralık ayında yaşanan yabancı girişinin büyük çoğunluğu bankacılık sektörüne olduğunu söyleyebiliriz. Bu yıl içinde ise yabancıların ekonomik gerçekleşmeleri dikkate alarak belli bir süre beklemeleri durumunda yerel seçimler tarihine yakın zamanlarda ve sonrasında yabancı girişinin artabileceğini ve yine bankacılık sektörünün ilk tercih edilecek sektör olduğunu söyleyebiliriz. Son dönemde borsa endeksinden pozitif ayrışan sektörde geri çekilmelerde parçalı alışlar yaparak bir ortalama içinde yatırım yapmak daha doğru olacaktır. Bankacılık endeksi içinde de performanslar farklılaştığı için seçici olmakta fayda var. Endeks bazlı 9.000-9.500 aralığına geri çekilmeler takip edilebilir. Takip ettiğimiz banka hisseleri Garanti, Akbank ve Yapı Kredi Bankası. GARAN için 57-60 TL geri çekilmeleri takip edilebilir 75 TL hedef fi yat ile AKBNK için 35-38 TL geri çekilmeleri takip edilebilir 48TL hedef fi yat ile YKBNK için 18-20 TL geri çekilmeleri takip edilebilir 27 TL hedef fi yat ile yıl içerisinde takip edilebilir. Mutlaka değişen piyasa şartları olasılığı dikkate alınarak belirtilen seviyelerde kâr al seviyeleri belirlendiği gibi zarar durdur seviyeleri de yatırım yapmadan önce belirlenmesi gerekiyor.
DİNAMİK YATIRIM MENKUL DEĞERLER ARAŞTIRMA UZMANI CEYHUN YAVAŞ
REGÜLASYONLAR YUMUŞAR VEYA KALDIRILIRSA DEVLET BANKALARINDA POTANSİYEL ARTABİLİR
2023 yılında gerçekleştirilen seçimlerin ardından ekonomi yönetiminin ortodoks politikalara yönelmesi ve kararlılıkla devam ettirmesi ile birlikte bankacılık hisselerinde toparlanma eğiliminin devam ettiğini izliyoruz. Ancak uygulamaya alınan sıkılaştırıcı politikaların makro ekonomik göstergeler üzerinde olumsuz etkilerinin de yavaş bir şekilde gerçekleştiğini görmekteyiz. Özellikle, enfl asyon ile mücadele kapsamında geleneksel politikalara dönülmesinin ardından, kredi derecelendirme kuruluşları not görünümünde revizelere giderken, mali politikaların gerekliliği ve ilerleyen dönemler çerçevesinde bu politikaların sürdürülebilirliği hâlâ soru işareti. Yine de atılan adımlarla birlikte CDS priminde iyileşme ve akabinde bankacılık sektörünün gerçek anlamda bankacılık faaliyetlerine dönmesini olumlu karşılıyoruz. Yüksek kredi maliyetlerinin talepte bir daralmaya yol açsa da ekonomi üzerindeki iyileşme beklentisi ve çarpanlar bazında hâlâ uygun rasyolar ile işlem görmesi sebebiyle bankacılık endeksinde normal koşullar altında ilk yarıyılda 12.000 yıl sonunda ise 14.000 seviyelerinin görülebileceğini tahmin ediyoruz. Seçim dönemi öncesinde, enflasyon ana eğilimlerinde yukarı yönlü risklerin devam ettiğini görüyoruz. Enflasyon tarafında yukarı yönlü riskler nedeniyle TCMB’nin politika faiz oranında artışa gidebileceğini ve şahin tavrını koruyabileceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, kredi talebinin devam edebileceğini fakat önceki yıllarda aynı dönemlere kıyasla bir miktar ivme kaybedebileceğini düşünüyoruz. Bankacılık sektörünün, ana gelir kaynaklarından biri olan krediler bölümünde talebin devam edeceğini bunun da diğer kalemler ile birlikte kombine düşünüldüğünde finansal tablolarda olumlu yansımalarının görülebileceği kanaatindeyiz. Kredi talebinde yaşanabilecek artışların, hisseler üzerinde etkisinin kısmi olumlu yansımaları olabilir fakat yılın geri kalanı açısından yurt içi /küresel gelişmeler ve haber akışları, jeopolitik riskler ve risk iştahının seyrine bağlı olarak bankacılık sektörü gelişimi açısından yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yabancı yatırımcıların satın alma alışkanlıklarını incelediğimizde, uygulamaya alından geleneksel politikalar ardından ilk etapta bankacılık sektörüne giriş yapma ihtimalinin diğer sektörlere nazaran daha yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bankacılık sektörünün, derinliğinin ve likiditesinin yüksek olması aynı kategoride işlem gören gelişmekte olan ülke bankacılık endekslerine kıyasla uygun rasyo ve iskontolu işlem görmesi nedeniyle yabancı yatırımcıların ilk etapta bu sektöre yönelebileceğini öngörüyoruz. Mart seçimlerinin ardından risk iştahının seyrine bağlı olarak yurt içerisinde ve konjonktürel gelişmelerin yabancı yatırımcının kararlarında etkili olabileceğini değerlendiriyoruz. Bankacılık endeksi şu an 10.000 seviyelerine yakınsıyor ve uzun vadeli olarak 14.000 seviyelerinin görülebileceği beklentisi ile birlikte bu noktada özel banka hisseleri başta olmak üzere risk yönetimi yapılarak, yatırımcıların stratejilerine uygun olarak kademeli alımlar değerlendirilebilir. Ancak, bankacılık sektörü üzerinde uygulanan regülasyonların yumuşatılması veya kaldırılması durumunda devlet bankaları açısından da bir potansiyelin oluşabileceğini öngörüyoruz. Aktif kalitesini beğendiğimiz ve özsermaye kârlılığının yüzde 45’lere dayanan bankacılık sektörü içerisinde uzun vadede AKBNK, YKBNK ve GARAN pay senetlerini beğenmeye devam ediyoruz.
ALB YATIRIM ARAŞTIRMA ANALİSTİ AHMET DENİZ YAĞBASAN
KREDİ NOTUNUN ARTIRILMASI YABANCI YATIRIMCININ GÜVENİNİ ARTIRACAKTIR
Ekonomi yönetiminin uygulamakta olduğu sıkı para politikasının fi yat istikrarını sağlayana kadar sürmesi halinde bankacılık endeksi 2024 yılını endeks üstü getiri ile tamamlama olasılığı var. Ayrıca bankacılık sektörü 2024 yılının ilk yarısında Borsa İstanbul’u yeni rekor seviyelere taşıyan sektörlerden bir tanesi olabilir. Bu paralelde bankacılık endeksinde yılın ilk yarısında 11.350 seviyelerinin görülebileceğini düşünüyorum. 2024 yılsonunda ise bankacılık endeksi 12.000 seviyelerini görebilir. Ekonomi yönetiminin odaklandığı nokta 2024 ve 2025 yıllarında fi yat istikrarının sağlanmasıdır. Bu paralelde seçim öncesi ve sonrası dönemde ekonomide para arzını veya ürün-hizmet talebini artıracak bir kredi hareketi beklemiyorum. Eğer kredi tarafında bir hareketlilik meydana gelirse kredi-mevduat faiz arasındaki spread bankacılık sektörünün kârlılığı için önem arz edecektir. Eğer spread sabit ve kredi büyümesi varsa bankacılık sektörünün kârlılığı bu durumda pozitif etkilenebilir. Böyle bir hareket ekonomi yönetiminin hedeflerinden bir miktar sapmalara yol açabilir. Bankacılık sektörü Borsa İstanbul’da en düşük fi yat kazanç oranında sahip sektör olarak konumlanmaktadır. İçerisinde bulunduğumuz dönemde yürütülen ekonomi politikalarının devam etmesi durumunda CDS tarafında yaşanacak düşüşün sürmesi ve kredi derecelendirme kuruluşlarınca Türkiye’nin kredi notunun artırılması yabancı yatırımcının güvenini artıracaktır. Bankacılık sektörüne halihazırda yabancı yatırımcı yönelimi var. Şubat, mart ve nisan aylarında yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’da ve bankacılık sektöründeki ağırlığını daha da artırmasını bekliyorum. Bankacılık sektörü 2024 yılına iyi başlayan sektörlerin en başında gelmektedir. 2024 yılının ilk yarısında da endekste taşıyıcı bir rol izleyeceğini düşünüyorum. Bankacılık endeksinde yaşanabilecek olası 9.000-9.500 seviyelerinin altına sarkmalar kademeli alım fırsatı olarak değerlendirilebilir.