İş dünyasının odağı: Yüksek teknoloji

Türkiye’nin gelecek yüzyılında ekonomik kalkınma için önerilerin paylaşıldığı “Türkiye Yüzyılında Türkiye Ekonomisi” başlıklı İzmir İktisat Kongresi'nin açılış oturumunda teknoloji ve katma değer vurgusu yapıldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İş dünyasının odağı: Yüksek teknoloji

Duygu GÖKSU

İZMİR - İzmir İktisat Kongresi Hazine ve Maliye Bakanlığı ev sahipliğinde 'Türkiye Yüzyılında Türkiye Ekonomisi' ana temasıyla toplandı. Ekonomik politikaların ele alındığı açılışta İstanbul Medeniyet Üniversitesi’in Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin’in yaptığı “Türkiye Yüzyılında Türkiye Ekonomisi” başlıklı özel oturum gerçekleştirildi. Türkiye’nin gelecek yüzyılında ekonomik kalkınması için önerilerin paylaşıldığı oturumda, teknoloji ve katma değer vurgusu yapıldı.

Kongrenin açılışında konuşan Kongre Akademik Koordinatörü Mehmet Hüseyin Bilgin, "İlk kongreden tam 100 yıl sonra ve aynı mekanlarda bu sefer küresel ekonomik güç olma yolunda Türkiye ekonomisi ana temasıyla toplandık. Türkiye Cumhuriyeti devleti ilk 100 yılında önemli gelişmeler kaydetti. Türkiye ekonomisi küresel ekonomiye entegre olmayı başardı. Türkiye yüzyılındaki ana hedefimiz, orta gelir tuzağını aşıp, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek” dedi.

Mahmut Özgener: Risklere değil fırsatlara odaklanmalıyız

İzmir İktisat Kongresi'nde alınan Misak-ı İktisadi kararlarının, yeni Türkiye'ye bir istikamet tayin ettiğini söyleyen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Bugün de dünya tarihinde yeni bir dönüm noktasındayız. Dünya genelinde üretim ve dağıtımla ilgili sorunlar var. Hem Avrupa ülkeleri ve hem Amerika, farklı tedarik alternatifleri aranıyor. Türkiye coğrafi yakınlığı ve hızlı tedarik kapasitesiyle burada öne çıkıyor. Bunu da sanayi üretim verilerinde ve ihracat hacminde görüyoruz. Sanayi ve ihracatta pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıktık. Temkinli ama kararlı bir şekilde ilerlemeyi sürdürmeliyiz. Risklere değil, fırsatları ön plana çıkaracak adımlara odaklanmalıyız. Yapısal reformlara devam ederek risk algısını düşürmeli ve bu yeni döneme uyum sağlamalıyız. Türkiye için de, yeni bir büyüme, millete yeni bir zenginleşme stratejisi saptayacağız. Çünkü ülkemiz hala küresel değer zincirlerine yeterince eklemlenemedi. Yabancı sermaye, Türkiye’yi bir ihracat üssü olarak yaygın bir biçimde kullanmadı. Buraya gelenlerin pek çoğu, yalnızca bizim için üretim yapmak üzere geldi. Türkiye, içinden enerji hatları geçen ülke olabildi, ama içinden değer zinciri yeterince geçen ülke olamadı. Demek ki hem bir sanayi ve hem de yabancı yatırım stratejisi belirlenmeli” değerlendirmelerinde bulundu.

Özgener, İzmir’in uluslararası metropollerle rekabet edebilirliğini sağlamak için ileri teknoloji kullanan sektörlerle akıllı sanayileşme, katma değeri yüksek sağlık turizmi, fuarcılık ve eğitim gibi hizmetlerde uzmanlaşma ile sosyal ve kültürel sektörlere odaklanmayı hedeflemesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Işınsu Kestelli: Gençleri tarıma çekecek bir sistem kurmalıyız

Türkiye’de tarım ve hayvancılığın oransal olarak; sanayi ve hizmet sektörlerindeki büyük gelişmenin gölgesinde kaldığını söyleyen İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Bu bize özgü bir durum değil. Tüm gelişmiş ülkelerde benzer bir trend yaşanıyor. Bugün ülkemizde tarım ve hayvancılığın ülke milli gelirindeki payı yüzde 5’ler seviyesine inmiş durumda. 1980’li yıllardan başlayarak artan ithalat, bu sektördeki reform ihtiyacını gidermeyip, üretim kaslarını güçlendirememek, talihsiz IMF anlaşmalarıyla hızlanan aşınma bizi bugünlere getirdi. Ama günün sonunda; ülkemiz, bir dönem 62 milyar doları bulan tarımsal üretim gücüyle dünyanın 10 büyük tarım ekonomisinden biri ve işgücünün yüzde 17’si hala bu sektörde istihdam ediliyor. Daha da önemlisi, teknolojideki büyük dalgayı yakalayabilirsek bu sektörde gerçekten Türkiye yüzyılını yaşatabiliriz diye düşünüyorum” dedi.

Genetik modifikasyon, sensörler, makineler ve bilgi teknolojilerindeki ilerlemelerin, geleceğin tarımını bugünden şekillendirdiğini ve oyunun kurallarını değiştirdiğini söyleyen Kestelli, “Drone ve uydu, yapay zekâ, tarımsal robotik, gelişmiş saha yönetimi için coğrafi bilgi sistemleri ve vektör teknolojileri tarım dünyasının geleceğine şekil veren teknolojiler arasında. Son derece hızlı bir değişim-dönüşüm dönemindeyiz. Bugün, 100 yıl öncesinden daha büyük bir meydan okumayla karşı karşıyayız. Bir yandan gençleri tarıma çekecek önlemleri almak ve eş zamanlı olarak teknoloji üreten bir sistem kurmak zorundayız. Eğer bu yüzyılda tarım ve hayvancılıkta gerçekten başarı yakaladık demek istiyorsak, bu sektörün milli gelirdeki payını yüzde 10’un üstünde tutabilmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Osman Yıldız: Ekonomik ve sosyal model iç içe olmalı

Kongrenin modern Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomisinin hangi model üzerine inşa edilmesi konusunda düzenlendiğini söyleyen HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Osman Yıldız, “Sosyal hayatı yönetecek kuralların da konduğunu görüyoruz. Biz ekonomik modelle sosyal modelin iç içe olduğu bir anlayışı ortaya koyuyoruz. Tek başına ekonomik modelin bir anlamı yok. Bütün dünyada ekonomik model arayışları söz konusu. Bizim bir sıkıntımız var, sanki asgari ücretle çalışma Türkiye’nin bir modeli gibi algılanıyor. İşe girişle sonraki süreçleri ve niteliği ayırmamız lazım. İşverenlerimizle beraber Türkiye’nin dünyayla rekabet eden nitelikli üretimi için adım atmamız lazım” diye konuştu.

Erkan Güral: Teknolojiye yatırım artırılmalı

Türkiye Genç İş İnsanları Konfederasyonu Erkan Güral ise "Genç jenerasyon geçmişten gelen örneklerle geleceğine yön vermek için çalışmalarını yürütüyor. Açılmış yolda ilerlemeleri bizler için ayrıca bir görevdir. Geçmişi bilirsek geleceğimizi ona göre şekillendiririz. Geleceğimizi planlamak için projeleri şimdiden ortaya koymamız gerekir. Katma değer ve istihdamın liderliğinde arkasından gelecek zenginlikler ülkemizin en büyük mirası olacaktır" ifadelerini kullandı.

İş insanlarının teknolojiye ve teknolojik yatırımlara daha çok yönelmesi gerektiğini söyleyen Güral, “Günümüz Türkiye’sinde bu yatırımların daha fazla artması, daha teknoloji merkezli beyinlerin ülke ekonomisine katılması önemlidir. İş insanlarının teknolojiyi daha ileri noktaya getirecek şekilde yatırımlar yapması en önemli kazançlarımızdan biri olacak” dedi.

 

 

Ekonomi