İş dünyası 2025'ten ne bekliyor? “Türkiye için en önemli ihtiyaç istikrarlı kur”

İş dünyası temsilcileri, 2025 yılına dair beklentilerini ve ekonomik hedeflerini değerlendirdi. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, 2025’te üretim, yatırım ve ihracatı destekleyecek politikalarla enflasyon hedeflerinin yakalanacağını beklediklerini ifade etti.. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, istikrarlı bir kurun Türkiye için en önemli ihtiyaç olduğunu söyledi. TİM Başkanı Mustafa Gültepe ise, 2025’te 280 milyar dolarlık ihracat hedefini tutturabileceklerini belirtirken MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı da "Teşvikler genişletilmeli, ilave önlemler alınmalı" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İş dünyası 2025'ten ne bekliyor? “Türkiye için en önemli ihtiyaç istikrarlı kur”

2024 jeopolitik ve ekonomik zorluklarla dolu bir yıl olarak hafızalara kazındı. Özellikle küresel çapta yaşanan belirsizlikler, artan jeopolitik riskler ve merkez bankalarının enflasyonla mücadele noktasında attığı adımlar, hem siyasi hem de ekonomik cephede büyük etki yarattı. Ekonomik krizler, savaşlar ve bölgesel çatışmalar dünya gündemini şekillendiren temel unsur oldu. Şimdi tüm dünya 2025’e yeni umutlarla başlamak için geri sayıyor.

Peki Türkiye ekonomisi 2025 yılında küresel gelişmelerden ve bunların olası etkilerinden nasıl etkilenecek? İş dünyasının önde gelen isimleri faiz-dusecek-kurda-istikrar-saglanacak-h8098">CNBC-e'ye önemli değerlendirmelerde bulundu.

İTO Başkanı Şekib Avgadiç: Beklentimiz üretim, yatırım ve ihracatı destekleyecek politikalarla kalıcı enflasyon hedeflerimizi yakalamak

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, 2024 yılının enflasyonla mücadele ve finansal istikrarın yeniden tesis edilmesine adanmış bir yıl olduğuna dikkat çekti. Enflasyonla mücadele noktasında oldukça önemli bir mesafe kat edildiğini belirten Avdagiç, “Yılı yüzde 45 civarı bir enflasyonla kapatmaya hazırlanıyoruz. Ocak ayından itibaren ise baz etkisiyle birlikte bu oranın düşüş trendini hızlandıracağını tahmin ediyoruz. Beklentimiz bundan sonraki süreçte üretim, yatırım ve ihracatı destekleyecek politikalarla kalıcı enflasyon hedeflerimizi yakalamak” dedi.

“2025’te en önemli başlıklardan biri kur dengesi”

İş dünyası için finansal istikrarın tesisinde enflasyon ve faiz oranları kadar bir diğer önemli başlığın ise kur dengesi olduğunun altını çizen Avdagiç, kurda enflasyon artışlarına paralel adil bir fiyat dengesinin korunmaması durumunda başta ihracatçı akabinde üretim ve yatırım ve en nihayetinde istihdamdan, büyümeye kadar uzanan negatif etkilerinin hissedildiğini vurguladı.

Avdagiç, “Yılın 11 ayında enflasyon yüzde 42,91 oranında artmışken sepet kurdaki artış yüzde 15 bile değil. Bu üreticimiz, ihracatçımız hülasa ekonominin bütünü adına adil, dengeli sürdürülebilir bir durum değil. Dolayısıyla 2025’te finansman koşulları enflasyon, faiz ve kur kanalındaki gelişmelerin bütününe göre şekillenecek. İş dünyası olarak bu üçlünün hiçbirinin yabana atılmaması, üçü arasında bir denge kurulmasını ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı. Avdagiç, bir önceki konudan hareketle 2024'te en büyük sorunların ihracat yapılan sektörlerde yaşandığına işaret etti. Tekstilden elektroniğe kimyevi maddelerden otomotive kadar birçok alanda rekabetçiliğin korunması noktasında zor bir yıl olduğunu belirten Avdagiç, kur-enflasyon dengesinin ekonomik programa zarar vermeyecek şekilde güncellenmesine ihtiyaç olduğunu, 2025 için beklentinin bu yaklaşımın revize edileceği yönünde olduğunun altını çizdi.

“Enflasyonda düşüş hızlanacak”

OVP'de 2025 için ortaya koyulan büyüme hedefinin yüzde 4, enflasyonun ise yüzde 17,5 olduğunu hatırlatan Avdagiç, "Türkiye potansiyel olarak yüzde 5 büyüme hedefini rahatlıkla yakalayabilecek bir ülke ancak enflasyonla mücadele politikaları elbette büyüme rakamlarından fedakarlık anlamına geliyor. Bu yılı yüzde 3-3,5 arası bir büyümeyle tamamlamaya hazırlanıyoruz" dedi. Avdagiç, 2025'te üretim, ihracat ve yatırıma yönelik selektif kredi politikalarının uygulanması ve ihracatçının rekabetçiliğine destek verilecek kur düzeylerinin yakalanması halinde yüzde 4 büyüme hedefine ulaşılmasının mümkün olabileceğini dile getirdi.

Enflasyon konusunda ise oldukça önemli bir mesafe kat edildiğini, 2024 yılını yüzde 45 enflasyon ile kapatmaya hazırlandıklarını ifade eden Avdagiç, Ocak ayından itibaren ise baz etkisiyle birlikte bu oranın düşüş trendini hızlandıracağını tahmin ettiklerini söyledi. "Beklentimiz bundan sonraki süreçte üretim, yatırım ve ihracatı destekleyecek politikalarla kalıcı enflasyon hedeflerimizi yakalamak" dedi.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: Enflasyonla mücadele 2025’te de devam edecek

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ise 2025’te de en önemli konu başlığının enflasyonla mücadele olduğunun altını çizdi. cnbce.com’a açıklamalarda bulunan Bahçıvan, “2025 yılı ekonomide 2024 yılından daha zor geçecek diyemem ama çok daha kolay geçmez. Enflasyonla mücadele daha devam edecek. Çünkü öyle yüksek bir tahribat var ki yani onun yaralarının sarılması daha biraz zaman alacak” dedi.

Sanayi sektörü olarak çok büyük bedeller ödediğimiz enflasyonun ortadan kalkması için her fedakarlığı yapmaya hazır olduklarını belirten Bahçıvan, enflasyonla mücadele noktasında özellikle bazı sektörlerin daha zor durumda olduğuna dikkat çekti. Özellikle finansmana erişim noktasında bir yumuşama olacağını beklediklerini ifade eden Bahçıvan, Eximbank kredilerinde hem TL reeskont kredilerinin ucuzlaması hem de döviz reeskont kredilerinde bir açılma olması yönünde talepleri olduğunu vurguladı.

KOBİ’ler için üst sınırda yumuşama ve maliyet düşüşü beklentisi

 “KOBİ’lerimizin üst sınırlarında bir yumuşama, istihdam ağırlıklı belli sektörlerdeki maliyetin bir nebze daha düşürülmesi gibi bazı konuların ben gündeme alınacağını tahmin ediyorum. Bunlar ne kadar yeterli olur ya da olmaz o ayrı bir konu. Ama bunların her biri şu anda bir müzakere şeklinde görüşülüyor hükümetle” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele noktasında son derece kararlı tavrını ve doğru politikalarını değerli bulduğunun altını çizen Bahçıvan, enflasyonda sağlıklı bir düşüş başladığı zaman temel sorun haline faizin de düşeceğini söyledi. “Yani öncelikle enflasyonun sağlıklı düştüğünü ve sağlıklı düşüşünü toplumun kabullenmesi ve bunu da rakamlara dökmesi gerekiyor” dedi.

“Türkiye için en önemli ihtiyaç istikrarlı kur”

Sanayi sektörü olarak istikrarını koruyan bir kur seviyesi istediklerini belirten Bahçıvan, gereğinden fazla değer kaybeden bir Türk Lirası’nın da uzun vadede bir fayda sağlamadığını, ama gereğinden fazla değer kazanmış TL’nin de Türkiye’ye başka sıkıntılar verdiğini, onun için istikrarlı bir kurun Türkiye için en önemli ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

"Bunu kaybetmemiz lazım"

Bahçıvan, “Tabii ki şunu kabul etmek lazım ki son dört yıldır sürekli toplumun her kesiminde, bir artış beklentisi oluşturan kur politikasıyla bir mücadele vardı. Verilen mücadele sonucunda bugün tekrar TL’ye doğru güven sağlanmış ve TL’den kaçmasının önü açılmış vaziyette. Bunu kaybetmemiz lazım. Yani bizim hepimizin Türk Lirası’na daha fazla güvenmemiz lazım, Türk lirası üzerinden verdiğimiz fiyata, Türk Lirası üzerinden aldığımız vadeye, borçlanmaya çok daha fazla itibar etmemiz gerekiyor. Bu nedenle TL’ye itibar kazandırmamız verilen bu mücadele süreci anlamlı ve değerli. Ve insanlar tekrar TL’ye dönük de bir teveccüh içerisinde” dedi. Merkez Bankası’nın rezervlerinin 160 milyar doları geçeceğini öngördüklerini ifade eden Bahçıvan, bu rakamın Merkez Bankası’nın da ciddi anlamda döviz aldığını gösterdiğine işaret etti.

“Yani şu anda Merkez Bankası piyasada olmasa demek ki TL daha da geri gidebilir. İşin bu tarafını da hesaba katmak lazım” ifadelerini kullandı. Yeni yılda kurda çok büyük bir hareketlilik beklemediğini sözlerine ekledi.

TİM Başkanı Mustafa Gültepe: Engeller kaldırılırsa hedeflerimize ulaşacağız

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe de küresel pazarlarda talebin yavaş seyretmesinin mal ihracatına olumsuz yansıdığına dikkat çekerken, asıl sorunun rekabetçiliğin kaybedilmesinden kaynaklandığını belirtti. “Türkiye’de üretim maliyetleri çok yüksek. Dolar bazında Asya’daki rakiplerimizden yüzde 40-50, Avrupa’daki bazı ülkelerden yüzde 15-20 pahalıyız. Birçok sektörde fiyat tutturamadığımız için günden güne rekabetçiliğimizi kaybediyoruz” dedi.

2025’te 280 milyar dolarlık ihracat hedefi

İhracatçı için kısa vadede girdi maliyetleriyle döviz kurunu dengelemenin dışında bir çözüm yolu görünmediğine işaret eden Gültepe, 2025 işle birlikte bu sorunların aşılacağı umudunu taşıdıklarının altını çizdi. İhracatçının hızını kesen engellerin kaldırılması durumunda 2025’te 280 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabileceklerini belirtti.

“2028’de ise 375 milyar dolarlık mal ve 200 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefimiz var. Bu hedeflere ulaşabilmemiz için ihracatımızı her yıl çift haneli büyütebilmeliyiz” dedi. İhracatta orta ve uzun vadeli hedefler için yatırım yapılması gerektiğini, dolayısıyla da firmalara uygun koşullarda krediye erişim sağlanması gerektiğinin altını çizen Gültepe, “Bu konuda stratejik bir adım atıp Türk Ticaret Bankası’nı İhracatı Geliştirme A.Ş. aracılığıyla ihracat ailemize kazandırmıştık. Yeniden yapılandırma çalışmalarında sona geldiğimiz bankamız çok yakında faaliyetlerine başlayacak” İfadelerini kullandı.

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı: Teşvikler genişletilmeli, ilave önlemler alınmalı

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, mevcut göstergelerin parasal sıkılaşma politikasının iç talebi arzulanan ölçüde sınırlayamadığını gösterdiğini, bu çerçevede MÜSİAD olarak yüzde 44-45 bandındaki enflasyon beklentisini koruduklarını yineledi.

"Burada özellikle dikkat edilmesi gereken nokta enflasyonla mücadelenin maliyetinin toplumsal olarak daha adil bir şekilde dağıtılmasıdır. Mevcut politikalar ışığında dar ve orta gelirlerinin zorunlu harcamalarına yönelik talepleri baskılanırken yüksek gelir grubunun taleplerini güçlü kalmaya devam ediyor" diyen Asmalı, böylece gelir dağılımının daha da bozulduğunu bu durumun da tekrardan enflasyonu artırıcı bir etki oluşturduğu noktasında uyarıda bulundu. Bu çerçevede Merkez Bankası'nın Aralık ayında faiz indirimine gitmesinin firmalarımızın 2025 motivasyonunu artıracağına inandıklarının altını çizdi.

"Enflasyonla mücadele" vurgusu

Asmalı, "Asolan enflasyonla mücadelede kararlı tavrımızı sürdürmek ve cebimizdeki paranın değerini korumaktır. bu noktada temel beklentimiz, işletmelerimizin bu süreçte desteklenmesi adına teşvik programlarının genişletilmesi ve ilave önlemler alınmasıdır" dedi.

Ekonomi