IMF alerjimizden vazgeçelim
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve DÜNYA Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, bu haftaki Şans Sohbetleri’nde, koronavirüse karşı dünya ekonomilerinde alınan önlemleri değerlendirdi.
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve DÜNYA Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, bu haftaki Şans Sohbetleri’nde, koronavirüse karşı dünya ekonomilerinde alınan önlemleri değerlendirdi. Video konferansla yapılan sohbette koronavirüsten etkilenen kesimlere yapılacak yardımlar, Fed ve IMF’in finansman ihtiyacı olan ülkelere sağlamayı taahhüt ettiği kredi imkanları ile altın, dolar ve ALİ AĞAOĞLU HAKAN GÜLDAĞ petroldeki son durum ele alındı.
Hakan Güldağ: Peş peşe paketler açıklanıyor ancak uygulamada, KGF başta, paketlerle sağlanan desteklere ulaşmada sıkıntılar yaşanıyor. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bankalara çağrıda bulundu: "Limit bitti diye şirketleri geri çevirmeyin" diye. Bu yönde bize de şikayetler geliyor doğrusu. Ama öte yandan, bankacılarla konuşuyoruz, onlar da diyor ki, "Sekiz kez yapılandırmaya girmiş firma, bir daha kredi istiyor. İyi niyetli değil. Ya da takibe düşmüş, önceki kredileri tahsili mümkün olmayan alacak statüsüne girmiş şirketler de yeni kredi peşinde. Oysa Hazine de bu tip şirketlere kredi verilmemesi yönünde hareket edilmesini istiyor. Bu tip şirketlerin ayıklanması lazım. Biz de arada kalıyoruz..." Bir de, görünen o ki, KGF'de Hazine'nin desteğinin 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkarılması henüz piyasaya yansıyamadı. Onun da sıkıntısı var. Hazine yüzde 7'ye kadar destek verdiğine göre, buradan 350 milyar liranın üzerinde, kaldıraçlı olarak söylüyorum bir kredi imkanı olmalıydı.Tabii, firmaların teminat bulmakta zorluk çektiği, teminatların değerinin de aşağıya çekildiği bir süreçte bu miktar bir rahatlama sağlayacaktı. Ama görünen o ki, 25 milyar lirası kamu, 15 milyar lirası da özel bankalara olmak üzere ancak 40 milyar liranın krediye dönüşmesine cevaz verilmiş. Tabii, o da hemen tükenmiş. Hazine'nin devreye girmesi beklentisi var. Kısacası piyasa henüz rahatlamadı.
Ali Ağaoğlu: Şu anda bireyler için bazı destekler geliyor. Büyük de ihtiyaç var, gelmesi lazım. Şöyle bir şeyden endişe ediliyorsa, insanlara para verince onlar da gidip döviz alacaklar diye... Hayır. TC kimlik numarası olan bireye vereceğiniz parayla gidip döviz alınmayacak.
Öte yandan, bankalar ve şirketler arasındaki konularda bazı önlemlerin adı var kendi yok. Şikayetlerinde iş dünyası çok haksız değil. Ama işin bir de bankacılık tarafına bakalım. Bankacıların da hayatı şu anda çok rahat değil. Bir bilanço olarak rahat değiller. Çünkü 2017’de KFG’yi ilk kullanmaya başladığımızda hoyratça kullanılmıştık. Bugün imkan biraz daraldı. Şimdi KGF üzerinden kredi imkanının 250 milyar TL’den 500 milyar TL’ye çıkması konuşuluyor. Toplam kredi hacmi olarak. Orada kamunun desteğine, devreye girerek bankaları cesaretlendirmesine ihtiyaç olduğu kesin.
Bu arada, bazı yeni önlem de geliyor. Bunlardan bir tanesi şimdi Eximbank TL kredi kullandıracak. Bunun için tek koşulu var o da ‘işçi çıkarmayacaksınız’... Bu bence süper bir şey, çalışır bir mekanizma. Bu önlemler önemli ama bir kez daha tekrarlamak pahasına yine söyleyeceğim. Alınan önlemleri çok bölük pörçük alıyoruz. Hele bir söyleyelim, arkası gelir, düzenlemesini sonra yaparız diyoruz.
Güldağ: Bizim Şeref Oğuz'un tabiriyle, 'önce ateş edip, sonra nişan alıyoruz'... Ama kabul edelim ki, olağanüstü dönemler, olağanüstü önlemler gerektirir...
Ağaoğlu: Doğru. Ama bazı adımlar çok çok iyi, bazı adımlar adı var kendi yok önlemler, attığı taş kurbağayı ürkütmeyen önlemler. Sokaktaki insana yönelik önlem, şirketler için önlemler almamız gerekiyor. Bu arada bankacılık sistemini de kollamamız gerekiyor.
Güldağ: Bütünlüklü bir program bunları içerir diye düşünüyorum. Ve vatandaşa anlatılması önemli gerçekten. KOBİ'ler için de geçerli bu. Açıklanan destek paketleri 15'i çoktan aştı. Büyük şirketler bunu kısmen yönetebilir ama KOBİ'ler bunu nasıl inceleyip, yararlanacak. Buna insan kaynağı ayırmaları çok zor. Bu kadar parçalı açıklama yerine, proaktif davranıp, olacakları hesap edip, parça parça açıklama yerine bir plan, bir kurgu içerisinde ilerlemekte büyük yarar var. Yoksa iyi destekler de gözden kaçabiliyor. Örneğin alacak sigorortalarının kapsamı genişletildi. 25 bin liradan 125 bin liraya çıktı. Ama kaç KOBİ'nin bilgisi var?
Öte yandan, şunu da ben yinelimiş olayım: Merkez Bankası kaynaklarını kullanmadan bu süreci geride bırakmamız zor görünüyor. Aslında İşsizlik Fonu meselesi üzerinden bu yol açılmış oldu.
Ağaoğlu: Bence de... Çözüm hala özel tahvil ihraç edip Merkez Bankası eliyle piyasaya para vermemiz gerekiyor. Ama bunun yanında Merkez Bankası ve Hazine kaynaklarının yetmediği nokta da -ki yetmeyecek- bizim IMF tarafına gitmemiz gerekiyor. Fakat bu IMF tarafı açıkçası Cumhurbaşkanı da bunu G20 toplantılarında söyledi, dünya entegre olup birbirine destek olması gereken dönemdeyiz dediğinde bunu Fed üzerinden söyledi ama Fed üzerinden değil IMF üzerinden gelecek.
Güldağ: Ama önce bizdeki o IMF alerjisinden vazgeçmemiz gerekecek...
Ağaoğlu: Vazgeçelim o zaman. IMF olanaklarını, kaynağını her neyse, şu veya bu şekilde ülkemize gerektirmemiz gerekiyor. Biz kendi kendimize yeteriz dediğimizde toplayabildiğimiz para 1.5 milyar TL. Daha fazla da toplarız belki ama baktığımızda topu topu 200 milyon dolar, 250 milyon dolar gibi bir rakamdan söz ediyoruz. Bizim derdimizi çözmez. Aylık 4-5 milyar dolarlık cari açık verme kapasitesindeki büyük ekonomiyi 200 milyon dolarla çözmemiz kolay kolay mümkün olmayacak. Bu IMF meselesini masaya yatırmamız, doğru anlaşma ile bu IMF kaynaklarına ulaşmamız şart gibi görünüyor.
Güldağ: Kendi omuzlarımız üzerinde kendi kafamızı taşımamız önemli. Bu çerçeveyi koruyarak, dışarıdan para getirmemizin önünde engel oluşturan bütün politikalarımızı da masaya yatırmakta fayda var...
Hiçbir ülkenin iflas etmesine müsade etmeyecekler
Güldağ: Dolar niye çıkıyor böyle?
Ağaoğlu: Güzel soru. Aslında bakarsan yılın başında ben mayıs tarihlemiştim. Çünkü o tarihte önemli dış borç ödemelerimiz var. O yüzden bir miktar hareketlenme bekliyordum. Rezervlerimizin de durumu belli. Kalmadı demek doğru değil ama biz piyasada problem yok algısı yaratmak için kur tarafında gereğinden fazla bir baskıcı dönem, bir politika izledik. Bu arada, Türk halkını da DTH'larını bozdurmaya yeterince ikna edemedik. Biraz çözülme var ama henüz bir güven ortamı oluşmadı. Dolar niye çıkıyor sorusunun yanıtı, ben ‘Dolar niye düşük seyretti bir dönem’ diye yanıtlasam çok garip olur mu?
Güldağ: Hiç de olmaz. Bu yıl ödememiz gereken dış borç Hazine'nin rakamlarıyla yaklaşık 68 milyar dolar. Çizdiğin tabloya şu sıralarda turizm gelirlerimizin neredeyse sıfırlandığını, ihracatta da önemli düşüşler yaşadığımızı, yani ülkeye döviz girişinin azaldığı manzarısını da eklemek gerekir. Dışarıdan sıcak paranın gelmediği hatta rekor düzeyde çıktığı gerçeğini de... Ama sorum şu ki, sadece bizde değil, dünyada da çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerin para birimleri karşısında da diğerleri karşısında da... Hatta Trump; "Euro çerez oldu" dedi.
Ağaoğlu: Artık dolar likiditesi ve dolar akışkanlığı diye iki ayrı kelime kullanmamız gerekiyor. Türkçesi aynıymış gibi görünüyor ama aynı değil. Likidite dediğimiz zaman Amerika bankalara, bireylere inanılmaz bir likidite pompalıyor. Miktar olarak, likidite var. Fakat o likidite kurumlar, ülkeler ve piyasalar arasında aynı şekilde akamıyor. Akışkanlığında problem devam ediyor.
Güldağ: Ağırlaştı mı bu sorun?
Ağaoğlu: Hayır, hafiflemeye başladı. O iyi bir haber. Hafiflemesinin sebeplerinden birincisi Fed’in merkez bankalarına açmış olduğu swap hatları. İkincisi de IMF’in üstünde çalıştığı proje…
Güldağ: ABD, ben swap hattını G-20 ülkelerine açıyorum dedi. IMF de, ben de ekonomisi güçlü diğerlerine açacağım dedi. Endonezya'yı örnek gösterdi. Sonra da haber geldi ki, Endonezya'ya 60 milyar dolarlık swap kotası açmış...
Ağaoğlu: Swap operasyonu bir yana, IMF’e 80’den fazla ülke başvurmuş durumda. 1 trilyon dolar civarı paketten söz ediliyor. Ben şundan eminim: Hiçbir ülkenin bu dönemde iflas etmesine izin vermeyecekler. Çünkü böyle bir durum hasıl olduğunda domino taşı gibi birbirini etkileyecek, birbirinin üzerine yıkılacak sistemler olacak. O yüzden ben koşulların yumuşak olacağını veya herkesin kolaylıkla kendi halkına anlatabilecekleri yapı olacağını düşünüyorum. Bu umutlu olduğum bir konu. Başka türlü çözemiyorsunuz. Bu bir salgın... Yarattığı sıkıntıların bir kısmını aşabilmenin yolu, bu ve benzeri işbirlikleri. Ancak, dünyaya liderlik ederek, ortak hareketi sağlayacak kurumsal yapı yok. Daha hızlı ve daha işlevsel kararlar alınabilirdi. Hatırlarsan, 2-3 hafta önce bankacılık tatili önermiştim. Çalışır bir öneriydi. Ama bunu dünyaya kim teklif edecekti?
Piyasada 'ölü kedi sıçradı'
Güldağ: Altın yükselmeye başladı. Yönü ne olur?
Ağaoğlu: Onsu 1690 doları aşmadığı sürece piyasa deyimiyle aralıklı hareket etmeye devam edecek. Şu aşamada çok fazla çıkmasını beklemiyorum. Petrol piyasası düzelmeden hiçbir piyasanın sağlıklı fiyatlama yapabileceğini düşünmüyorum. Neden derseniz, mesela 10 dolara düşmüş bir petrolün yaratacağı bir şoku, düşünemiyorum.
Güldağ: O zaman piyasalarda gördüğümüz iyimserlik havası boş mu?
Ağaoğlu: Petrol fiyatı yukarı çıktığı için bu iyimserlik oluyor. Dünya 3 aşağı 5 yukarı bir yerde dengeyi kuracağız diyor. Bizim borsadaki yükseliş benim için son derece sanal bir şey. Sanaldan kastım, dolar bazında çok da öyle bir yükseliş olmuyor. Dünyadaki çıkışın ise piyasalarda bir terminolojisi vardır. Buna ‘ölü kedi sıçraması’ denir. Petroldeki yükselişe ve Fed'in adımlarına karşı bir refleks aslında, iyileşen bir durum yok. Ortada tedavi olmuş bir piyasa yok.