İhracatçıyı ayakkabı vurdu!
Baskılanan kura karşı artan işçilik ve enerji maliyetleri, ayakkabı sektöründe dış ticaret dengelerini değiştirdi. Yerli üreticiler dış pazarda güç kaybederken, ithalatçı ise bu durumu avantaja çevirdi. Kasım ayında iki alanda dış ticaret ilk kez eşitlendi.
Son bir yıldır baskılanan kura karşı artan işçilik ve enerji maliyetleri ayakkabıda dış ticaret dengelerini değiştirdi. Çin, Hindistan ve Vietnam gibi rakip ülkelerle rekabette zorlanan yerli üreticiler, dış pazarda güç kaybederken, ithalatçı ise bu durumu avantaja çevirdi. Kasım ayında iki alanda dış ticaret ilk kez 100’er milyon dolara yakın bir rakamla neredeyse eşitlendi. İhracatın önümüzdeki dönem düşmesi, ithalatta ise artış seyrinin devam etmesi bekleniyor. Öte yandan yerli birçok markanın da alımlarını yurtdışına kaydırdığı dile getiriliyor.
Siparişlerde gerileme var
Uluslararası Ticaret Merkezi verilerine göre dünya ayakkabı ihracatı 2021’de 152,8 milyar dolara yükseldi. Çin 46 milyar dolarla lider konumunda bulunurken Türkiye 1 milyar 81 milyon dolarlık ihracatı ile sektör ihracatından yüzde 0,7’lik pay aldı. Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, kurun baskılanmasının yanı sıra TL maliyet olan işçilik ve enerji fiyatlarının artmasının sektörü rekabetçilikte negatif etkilediğini anlattı. İçten, “Artan maliyetler nedeni ile geçen yıl 10 dolara sattığımız ayakkabıyı 13 dolara satmak zorunda kalıyoruz. Bu da yabancıların kabul etmediği bir fiyat. Bu nedenle rakip ülkelere yöneliyor alıcılar. Önümüzdeki dönem siparişlerinde azalma var. Aldığımız duyumlara göre yerli markalar bile deri ayakkabıda rakip ülkelere yöneliyor” dedi.
İthalatta artış sürecek
Türkiye Ayakkabı Sanayi Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkanı Hüseyin Çetin de resesyon, kur baskısı ve asgari ücret zammı ile birlikte Türkiye’nin güç kaybetmeye başladığını söyledi. Çetin, “Bunun ihracata yansımalarını ihracat hızında yavaşlama olarak göreceğiz. AB’de artık fiyat tutturamıyoruz. Siparişler Çin, Vietnam ve Endonezya gibi ülkelere kayıyor. AB genelde fiyat odaklı çalışıyor. Bu fiyat nedeni ile de Türk firmalar fiyat tutturamıyor” dedi. Kur nedeni ile ithalatın ise cazip hale geldiğini belirten Çetin, “Çin’in açılması ve navlunun gerilemesiyle ithalatın önü açıldı. Bu şekilde devam ederse ithalattaki artış da devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu .
İTHALATTA YAN YOL AÇILIYOR
Gelişmelerden saraciye sektörü de etkileniyor. Kurların son 1 yılda aynı kaldığını ancak, TL bazlı maliyetlerin 4 katına çıktığını dile getiren Saraciye Sanayicileri Derneği Başkanı Cemal Aydın, maliyetler nedeniyle sektörün elindeki siparişleri kaybetmeye başladığını anlattı. Aydın, “Pandemide elde ettiğimiz avantajları kaybediyoruz. Birçok firma ithalata yöneldi. İthalata ek vergi getirilmesini ve referans fiyatların güncellenmesini talep ediyoruz. Türkiye kökenli büyük perakende markaları bile ithal ürün kullanıyor. STA ülkeleri üzerinden ithalatta bir yan yol açıldığını duyuyoruz" ifadelerini kullandı.
"UZUN YILLAR SONRA İLK KEZ AÇIK VERİYORUZ"
Türkiye’de doğmuş büyük perakende fi rmalarının birçok kalemde tedariklerini yurtdışına yönelttiklerini dile getiren İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Güven Karaca, “Deri ve deri mumulleri sektörü olarak da uzun yıllardır net ihracatçı bir sektör olmamıza rağmen kasım ayında maalesef dış ticaret açığı verdiğimizi görüyoruz. İthalatta yaşanan artış bizleri endişelendiriyor. 2023’ün de küresel ticaret için çok zor geçeceğini söylemek zor olmaz. Tüm bu olumsuzluklara ek olarak sabit tutulan kur ve pariteden dolayı yaşanan kayıplar eklenince rekabetimizde aksaklıklar yaşanabiliyor. Küresel ekonomide saydığım tüm bu olumsuzluklar bizleri sektör olarak büyüme ve karlılığı artırıcı yeni hamleler yapmaya zorluyor. Bunun için de Güney Afrika, Güney Kore ve ABD’ye ‘Sektörel Ticaret Heyetleri’ düzenleme kararı aldık. Bununla da kalmayıp dijital dünyadaki gelişmeleri takip ediyoruz” diye konuştu.