İhracatçı, kayıplarını telafi etmeye başladı
TİM Başkanı İsmail Gülle, "İhracatçılarımız, seri reflekslerle mart ortasından mayıs sonuna kadarki süreçte ihracatta yaşadığı kayıpları telafi etmeye başladı. Elbette bu kaybın tamamen telafisi dünya ticaretindeki koşullara da bağlı, salgının önümüzdeki aylardaki seyri bunu belirleyecek." dedi.
İhracat çevrelerinin gündemi ve gelecek planları hakkında açıklamalarda bulunan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, ihracatçıların koronavirüs salgını boyunca yaşadığı kayıpları telafi etmeye başladığını belirterek, "İhracatçılarımız seri reflekslerle mart ortasından mayıs sonuna kadarki süreçte ihracatta yaşadığı kayıpları telafi etmeye başladı. Fakat, elbette bu kaybın tamamen telafisi dünya ticaretindeki koşullara da bağlı, salgının önümüzdeki aylardaki seyri bunu belirleyecek." dedi.
Başarılı bir 2019 yılının ardından ciddi hedeflerle yola çıkılan 2020'de COVID-19 engeliyle karşılaşıldığını anlatan Gülle, "Tüm dünya gibi böylesine bir olağanüstü durumla karşı karşıya kalacağımızı beklemiyorduk. Herkes bu virüse karşı hazırlıksız yakalandı. Başta Avrupa’da olmak üzere dünya genelinde azalan küresel talep ve salgın nedeniyle alınan tedbirler nedeniyle, 2020 yılının ilk iki ayına rekorla başlamış olsak da ihracatımızda mart ayı ortalarından sonra tahmin ettiğimiz ölçüde bir düşüşle karşılaştık." ifadelerini kullandı.
"Haziran ihracatında yüzde 35’lik artışa imza attık"
Türkiye'nin ihracatta dünyadaki birçok ülkeden iyi durumda olduğunu belirten Gülle, şu bilgileri verdi: "Haziran ayı itibarıyla da ihracatımızda pandemi öncesindeki pozitif döneme yeniden döneceğimizin de sinyallerini vermiş olduk. Birçok ülkenin ticaretinde daralma sürse de biz Türk ihracatçıları olarak, pandemi öncesinde rakamlarımızı yakalamış durumdayız. Haziran ayında önceki aya göre ülkemiz ihracatında yüzde 35’lik artışa imza attık. Aynı dönemde dünyanın birçok ülkesi ihracatta düşüşler yaşamaya devam etti. Öyle ki, haziran ayında Brezilya’nın ihracatı önceki aya göre yüzde 5,3, İsrail’in ihracatı yüzde 2,8, Çin’in ihracatı yüzde 1,4 azaldı. Bu tablo ihracatçılarımızın yaşanan arz ve talep şoklarını ne kadar hızlı atlattığını gözler önüne seriyor."
"Sanal ticaret heyetlerimize devam edeceğiz"
Dolar/TL kurunun yıla 6 seviyelerinde başladığını hatırlatan İsmail Gülle, doların nisandan bu yana ise pandemi sürecinin de etkisiyle 6,7-6,9 aralığında seyrettiğini söyledi. Yeni Ekonomi Programı’nda hedefin 6 TL seviyesi olduğunu anımsatan Gülle, yaşanan olağanüstü süreç nedeniyle bir miktar sapmayı normal karşıladıklarını aktardı.
Gülle, Türkiye ekonomisinin büyümesine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "İlk çeyrekte yüzde 4,5 ile güzel bir büyüme oranı yakaladık, ikinci çeyrekte düşüş olsa dahi üç ve dördüncü çeyreklerde toparlanmaya geçeceğimizi düşünüyoruz. Enflasyon ve faiz cephesinde ise ekonomimiz stabil seyrediyor, yıl sonunda YEP’deki hedefler dahilinde enflasyon ve faiz oranları bekliyoruz. Bu süreçte, ihracatımız adına tanıtım ve dijitalleşme hamleleriyle güçlü bir adım attık. TİM olarak, yapmış olduğumuz tanıtım ve sanal çalışmaların son derece önemli olduğunu görmekteyiz. Pandemi süreci, bizleri yeni nesil ticaret diplomasisi faaliyetlerimizden alıkoyamadı. Yeni nesil ticaret heyetlerimizi, Ticaret Bakanlığı'mızın koordinasyonunda, Kenya, Özbekistan, Hindistan, Nijerya ve Pakistan ile sanal ortamda gerçekleştirdik. Farklı coğrafyalardan birçok ülkeyle sanal ticaret heyetlerimize devam edeceğiz."
"Tanıtım adımlarımız 2023 hedeflerimizin gerçekleşmesine güç katacak"
Gülle, TİM olarak pandemi süreci ve sonrasında ticaretin yönünü çizmek hedefiyle Çin, Hollanda, ABD ve AB Büyükelçileriyle online ortamda gerçekleştirdikleri TİM Export Talks buluşmaları ile COVID-19 sonrası bu pazarlarda ihracatçılar için hangi fırsatların olduğunu değerlendirdiklerini söyledi. Büyükelçilerin tespit ve önerileriyle pandemi sürecinde daralan uluslararası ticaretin etkilerini ve ihracatta yaşanan kaybı telafi edecek başlıkları ihracatçılara sunduklarını anlatan Gülle, "Pandemi sürecinde yapmış olduğumuz bu çalışmalar, salgın bittikten sonra meyvelerine daha fazla verecektir. Tanıtım ve dijitalleşme adımlarımız 2023 hedeflerimizin gerçekleşmesine ve hatta aşmasına güç katacaktır." değerlendirmesini yaptı.
"66 ülkeye solunum cihazı ihraç ettik"
Pandemi sürecinde hem ülke olarak hem de TİM olarak, çok iyi bir mücadele sergilediklerini ifade eden İsmail Gülle, Türkiye'nin, salgın süreci boyunca pek çok ülkeye yaptığı tıbbi malzeme, maske ve dezenfektan yardımlarıyla bu coğrafyalardaki yumuşak gücünü ve tedarik mekanizmasının sağlamlığını doğrudan sahada ve salgın sürecinin ortasında tüm dünyaya tekrar hatırlattığını anlattı.
Türkiye'nin pandemide sergilediği "yumuşak güç" uygulamasının, gelecekte ihracatta olumlu yansımalar getirebileceğini ifade eden Gülle, şöyle konuştu:
"TİM olarak biz de ticaret diplomasisinin saha neferleri olarak, üretim seferberliği ortaya koyup günlük 50 binden fazla maske üretimi gerçekleştiriyoruz. Ocak-Haziran 2020 tarihleri arasında; dezenfektan, solunum cihazı, maskenin yer aldığı tıbbi ihraç ürünlerinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 190’lık artışla 385 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu ihracatın neredeyse yarısını maske ihracatı oluşturuyor. Haziran ayında 125 ülkeye maske ve önlük, 66 ülkeye solunum cihazı ihraç ettik. Artık pazarlarımızdaki alıcılar Türk ürünlerine daha da çok güveniyorlar. Bizler de bu güveni boşa çıkarmamak adına gece gündüz çalışmalarımıza devam ediyoruz."
"Türkiye diğer ülkelerden pozitif ayrışacak"
Türk ihracatçılarının proaktif üretim yapısı sayesinde kayıplarını telafi etmeyi başardığını ifade eden İsmail Gülle, "İhracatçılarımız seri reflekslerle mart ortasından mayıs sonuna kadarki süreçte ihracatta yaşadığı kayıpları telafi etmeye başladı. Fakat, elbette bu kaybın tamamen telafisi dünya ticaretindeki koşullara da bağlı, salgının önümüzdeki aylardaki seyri bunu belirleyecek." dedi.
Pandemi sürecinin tüm dünya adına oldukça öğretici olduğunu anlatan Gülle, pek çok ülkenin tedarikte sadece "fiyat" odaklılığı sonucunda boş raflarla baş başa kaldığını kaydetti.
Türkiye'nin, "Güvenilir Tedarikçi Liman" konumuyla bu süreçte tüm dünyaya esnek üretim kabiliyetlerini bir kez daha sergilediğini aktaran Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye markası değerlendikçe, bu süreçten her sektör kazanacak. Pandemi döneminde, tek bölge odaklı tedarik merkezi zihniyetinin sonunun geldiğini gördük. Yeni dönemde artık bölgesel merkezleri olan çoklu bir tedarik merkezi sistemine geçileceğini görüyoruz. Türkiye bu bağlamda gerek stratejik konumu gerek üretim tecrübesi ve gerekse ürün kalitesiyle yeni normalde, diğer ülkelerden pozitif ayrışacak."