İhracat kura teslim oldu!
Kur-enflasyon makasının açılması, artan girdi maliyetleri ve rekabetçiliğin kaybedilmesi siparişlere de olumsuz yansıdı. İhracatın lokomotif sektörlerinde siparişler gerilerken beklentiler de aşağı çekildi. İhracatçılar, yılın kalan 4 ayında rekor beklemediği gibi, düşüş olacağını tahmin ediyor.
İhracatta duraklama dönemi başladı. Kur-enflasyon makasının açılmasıyla rekabet avantajını yitirdiğini söyleyen ihracatçılar geçen yıl ihracatta beklenen büyümeyi yapamadı. Bu yıl Orta Vadeli Program’da (OVP) belirtilen 267 milyar dolarlık ihracat hedefini, yenilenen OVP ile 264 milyar dolara düşüren ihracat ailesi, bu hedefin de altında bir rakam olabileceğini tahmin ediyor.
En büyük tehlike ise uzun vadeli siparişler noktasında yaşanıyor. Geçen ay EKONOMİ’ye yaptığı açıklamada ihracattaki tehlikeye dikkat çeken Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, otomotiv ve kimya gibi lokomotif sektörlerde sipariş düşüşlerini duyduklarını söylemişti. Keza, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de ekonomi basınıyla yaptığı toplantıda fiyat rekabetçiliğinin yarattığı dezavantajla özellikle küçük ölçekli firmaların müşteri kaybettiğini, yıl sonunda ihracat hedeflerinin altında kalınacağına dikkat çekmişti.
Gelirde düşüş bekleniyor
Türkiye ihracatının son 5 yılına baktığımızda pandemi yılı haricinde gelir bazında artış var. Enflasyon- kur makasının hissedildiği 2023 yılında ise artış oldukça sınırlı kaldı. İhracatçılar geçen yıl mevcudu korumayı başardı. Miktar bazında ihracatta da benzer bir durum söz konusu. Türkiye’nin aldığı siparişleri yansıtan miktar verileri geçen yıl hızlı bir düşüş yaşayarak 165 milyon tondan 149 milyon tona geriledi. Bu dönemde ortalama kg ihracat fiyatı 1,53’ten 1,71 dolara yükselirken işçilik, enerji gibi girdi maliyetlerinin fiyatlara yansıması da etkili oldu. Bu yılın 8 aylık döneminde miktar bazında toparlanma var ancak TÜİK’in verileri karlılığın da azaldığına işaret etti. TÜİK’in temmuz ayına ilişkin açıkladığı ihracat birim değer endeksinde bir önceki aya göre miktar endeksi yüzde 12,8 artarken, birim değer endeksi yüzde 0,9 artış gösterdi. Dolayısıyla daha fazla ürün daha ucuza satılmış oldu.
Değer bazında yaşanan gerilemeyi fiyat rekabetçiliğinin kaybedilmesine bağlayan ihracatçılar, ekonomideki zorlu süreci atlatmak ve müşteri kaybetmemek için fiyat indirimleri yapıldığını söyledi. EKONOMİ’ye açıklama yapan İhracatçıların verdiği bilgilere göre yılın kalan 4 ayında siparişler düşüş gösterecek. Buna bağlı olarak genel ihracatta düşüş olması da bekleniyor.
Lokomotif sektör hedef küçülttü
TL’deki reel değerlenmenin ardından artan girdi maliyetleri ve kur-enflasyon makasının açılmasının fiyat rekabetine olumsuz yansıdığını belirten Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, enflasyonla mücadelenin olmazsa olmaz olduğunu, bu sıkıntılı sürecin uzun sürmeyeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Yeni ürün grupları ve tedarik sanayiinin rekabetçiliğinde güç kaybı olduğunu kaydeden Çelik, “Geçen hafta Almanya’da fuardaydık, ihracatçılar sıklıkla bu sorunlardan bahsediyorlar, yeni siparişler alamadıklarını söylüyorlar. Orta ve büyük ölçekli firmalar müşterilerini ikna edebilirse yeni proje alabiliyorlar. Ancak küçük ölçekli firmalarda daha fazla sıkıntı var. Biz şu an geçmişte yapılan yatırımları bile tam kapasite kullanamıyoruz. Yeni yatırım planı için uygun ortam yok” dedi.
Yıl başında ihracat hedeflerini 39 milyar dolar olarak belirlediklerini hatırlatan Çelik, “Rekabet gücü kaybıyla şu an 35-36 milyar dolar bandında kalacak gibi görünüyor. Öncelik enflasyonun düşmesi, onunla birlikte faiz düşerse, kur bir miktar artarsa rekabet gücünü geri getirir. Ama bu yıl çok büyük rekabet avantajı getirecek görünmüyor. Enflasyon 25-26 seviyelerine gelirse rekabet ortamı için umut oluşur. 2025 yılı için şu anki rekabet ortamında mevcudu koruyabilirsek başarı olur” diye konuştu.
“Sürdürülebilir ihracat zor”
Kimyevi maddeler ve mamulleri sektöründe birçok farklı iş kolu olduğunu ifade eden Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) Başkanı Saadettin Çağan, büyük hacimli şirketlerin işlerini bir şekilde yürütse de küçük ölçekli firmaların işlerinin zorlaştığının altını çizdi. Sektörde karlılığın düştüğünün altını çizen Çağan, “Yıl başında ihracatta yüzde 10- 15 bandında büyüme bekliyorduk, ama bu hedefin altında kalacağız. Enflasyonist sürecin, geçmişte yapılan yanlış politikaların cezasını çekiyoruz. Oldukça pahalı kaldık, satış yapmak zorlaştı. Üretim maliyetlerini düşürmek için Mısır ve diğer Afrika ülkelerine yatırım ve araştırma süreci başladı. Enflasyon düşmedikçe sürdürülebilir ihracat mümkün değil. Yeni yılda işçilik ücreti artacak, genel giderler yükselecek, pahalı kalmaya devam edeceğiz. Piyasada işgücü olarak rekabet ortamı oluşturulamıyor. 2025 yılı daha sancılı geçecek” açıklamasını yaptı.
“Yaraları kapatacak gösterge yok”
Mevcut koşullarda ihracatçıların geçmişten aldığı yaraları kapatacak bir göstergenin olmadığını söyleyen Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı (EHKİB) Burak Sertbaş, şu değerlendirmeleri yaptı: “Şimdi gözümüzü asgari ücrete çevirdik. Yüzde 40 seviyesinde zam telaffuz edilmeye başladı. Bu artışı nasıl karşılarız onu da bilmiyoruz. Tek çıkışımız Avrupa pazarının yeniden iştahlanıp bol talepte bulunması. Onun dışında bir çıkış noktası görünmüyor. Şu an istenen fiyatları karşılayabilsek siparişler çok fazla var aslında. Ama istedikleri fiyatı verme durumumuz yok. Uzakdoğulu üreticiler ile yüzde 20-30 fiyat farkı var. 2025 yılı da 2024 yılı gibi temkinli olacak. Dayanabileceğimiz kadar dayanacağız. Dayanmayanlar yavaş yavaş işi bırakıyor zaten. Biz Ancak Avrupa’daki büyüme oranları gerçekleşir, pazar canlanırsa 2026 yılında hareketleniriz. Bu dönemde ihracatın artması bir yana, en azından yerinde sayması için bile devlet desteği bekliyoruz. Yüzde 2’lik döviz dönüşüm desteğinin yüzde 5 olması bile nefes aldırır.”
Uzun vadeli siparişlerde düşüş
İhracatta sektör ve ürün grubu bazında değişimler olduğunu dile getiren Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Koordinatör Başkanı ve İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Başkanı Mehmet Şanal, şöyle devam etti: “Genel manada hedeflerimizin altındayız. Geçen seneyi tutturabilirsek iyi diyoruz. Bu yıl için yüzde 8 büyüme hedeflemiştik ama güç görünüyor. Artan maliyetler ve kur politikası ihracatı olumsuz etkiliyor. Uzun vadeli siparişlerde düşüş görüyoruz. İklimlendirme açısından 2025 yılının zorlu geçeceğini tahmin ediyoruz, diğer birliklerimiz de benzer sorunları yaşıyor. İhracatçıların sorunları ortak. Fiyat tutturma sorunları yaşıyoruz. Mevcut durumu muhafaza edebilirsek iyi diyoruz. OVP yayınlandığında ümitlenmiştik ancak raporları oluşturma değil eyleme alabilmek önemli. Umarım başarılı oluruz, ihracat iklimi yeniden pozitife döner.”
Elektrik elektronik ihracatı zorluklara rağmen pozitif ilerliyor
Piyasada kur-enflasyon arasındaki makasın açılmasından kaynaklı olarak yakınmayan firmanın bulunmadığına vurgu yapan Elektrik Elektronik İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Mehmet Kavaklıoğlu, birim maliyetlerin döviz bazında her geçen gün yükseldiğini aktardı. Sürecin zor olmasına karşın tezat bir durumla ihracat rakamlarında düşüş olmadığına değinen Kavaklıoğlu, şu açıklamaları yaptı: “Kapasite kullanım oranlarımızda da düşüş yok. Geçen seneye göre ihracatta başa baş noktadayız. Elektrik dağıtım ekipmanları ve kablolarda artıştayız, beyaz eşya ve tüketici elektroniğinde stabil seviyedeyiz. 2024 yılını artışla kapatacağız. Mevcut koşullar devam ederse önümüzdeki yıl da yüzde 3 seviyesinde büyüme beklentimiz var ama kur-enflasyon makası kapanırsa daha iyi bir sonuç alırız.”
“Müşteri kaybetmemek için zararına satış yapıyoruz”
Türkiye ihracatı için önemli sektörlerden olan demir ve demir dışı metaller sektörünün 1 Ocak-9 Eylül arasındaki toplam ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,73’lük kayıp yaşadı. Birim fiyatlarda yaşanan düşüş bu gerilemede önemli rol oynadı. Alt sektörler incelendiğinde birim fiyatlardaki en büyük düşüş yüzde 12,40 ile hırdavat sektöründe görülürken, onu yüzde 8,53 ile alüminyum izledi. Tek amaçlarının bu dönemde müşteri ve pazar kaybetmemek olduğunu kaydeden ihracatçılar, “Geçen seneye göre daha fazla iş yapıyoruz, bazı sektörlerde tonaj olarak daha fazla satıyoruz ama ortada bir kâr yok. Kârsızlık sektörde şu an tavan yapmış durumda. İhracatçı müşterisini kaybetmemek için zararına satış yapıyor, herkes zarar ediyor” ifadelerini kullandı.