Anadolu iş dünyası 2024'ten ne bekliyor? Hızlı yavaşlamaya dikkat!

Yeni bir yılın başlarındayız. Hükümet dezenflasyon programı uyguluyor. Yatırım ve ticaret koşulları değişti. İkinci yarı için ise enflasyon ve faizlerde düşüş beklentisi hakim. Dolayısıyla bir yıl içinde iki farklı finansal koşullar içinde olacağız. İş dünyası beklentileri de buna göre şekilleniyor. Diğer yandan dış koşullar hem fırsatlar hem riskler yaratıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Anadolu iş dünyası 2024'ten ne bekliyor? Hızlı yavaşlamaya dikkat!

Türkiye’nin güvenli kalması ticaret ve lojistiği üzerine kaydırıyor. Diğer yandan ana pazarı Avrupa’daki yavaşlama olumsuz bir faktör olmaya devam ediyor. Jeopolitik riskler artıyor. Bu değişkeni çok denklem içinde Türkiye’de iş dünyası nasıl yol alıyor? Neler öngörüyor? Yazı dizimizde oda, borsa, OSB başkanlarının bu zor denkleme cevaplarını, beklentilerini okuyacaksınız.


Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, 2024 için “zor yıl” nitelemesi yapıyor. Kıvanç, 2024’ün “büyük mücadele yılı olacağı” görüşünde. Dezenflasyon programının başarısını kritik önemde görüyor. Kıvanç, “İlk yarıdaki sıkılık büyüme üzerinde aşağı yönlü baskı yaratacaktır. İkinci yarıda enflasyon ve faizlerin düşmesi, iş dünyasının istikrarı için en kritik konudur” dedi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ve Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, hızlı yavaşlama uyarısı yaptı. Bahar, “Şimdiye kadar son derece gerçekçi ve piyasa beklentileri ile son derece uyumlu politikalar izlendi. Yalnız, çok hızlı bir yavaşlama binlerce şirketi zor duruma sokabilir” diye konuştu. Bahar, ikinci yarıda toparlanma bekliyor.

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, 2024 beklentileri konusunda, farklı düşünüyor. Nisana kadar “durumu koruyucu” ılımlı politikaların süreceği görüşünde. Çandır, “İkinci dönemde daha sert sıkılaştırıcı, sıcak para girişini motive edici bir rotaya girilecektir. Bu yıl, iş ve yatırım ortamı için mevcudu korumaya odaklı bir yıl olacak” dedi.

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası eski Başkanı Hikmet Çinçin, “Önceki politikalara geri dönüş krize götürebilir” diye uyardı. Çinçin, sıkı para politikalarının devam edeceğini, bu koşullarda hem üreticilerin hem de tüketicilerin krediye ulaşımı kısıtlı ve maliyetli olma durumunun süreceğini, dolayısıyla genel olarak ekonomik aktivitelerde ılımlı bir yavaşlama olacağı görüşünde.

Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç:

2024 mücadele yılı olacak

Yaşanan savaşlar, artan enflasyon oranları ve makro politik riskler ile birlikte gelişmiş ülkelerin ihracatlarına baktığımızda bir gerileme de söz konusu oldu. Böyle bir dönemde ülkemiz ihracatını artırmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. 2023’te Avrupa’nın ithalatı daralmasına rağmen biz AB’ye yüzde 1,5 de olsa ihracatı artırmayı başardık. Türkiye ihracatı yüzde 0,6 artışla 255,8 milyar dolar oldu ve Cumhuriyet tarihimizin rekoru kırıldı. 2024’ün ilk yarısında para politikasındaki sıkılığın devam etmesi bekleniyor. Bu durumun büyüme görünümü üzerinde de aşağı yönlü baskı yaratması söz konusu. Bu durum OVP hedeflerine de yansımış durumda. 2024 büyümesinin yüzde 4’e gerileyeceği öngörülüyor.

Küresel düzeyde merkez bankaları sıkılaşma döngülerinin sonuna geldi. Bu durum ülkemiz için de geçerli. Ardından nasıl bir iniş gerçekleşeceği de önemli. Yılın ikinci yarısında enflasyon ve faizlerin düşmesi, iş dünyasının istikrarı için kritik bir konu. Bu durum birçok parametreyi etkileyecek. Son veriler, resesyon fiyatlamalarını bir miktar geriletse de tüm dünya ve özelikle Avrupa’da yaşanan resesyonun, ekonomide yavaşlatıcı etkisinin yılın ilk yarısında devam edeceğini gösteriyor. Bu da dış talebi olumsuz etkileyebilecek.

"İstihdamı artırmak, toplumsal refahı güçlendirmek için daha fazla sanayiyi desteklemeli, yeni yatırım alanları açmalıyız."

2024’te ekonomideki en temel başlık enflasyon olmaya devam edecek. MB’den gelen sinyaller para politikasındaki sıkılığın devam edeceği yönünde. Bununla birlikte yılın ilk yarısının yüksek enflasyon ortamında geçmesi piyasada genel bir kanı. Bu yıl makro ekonomik açıdan en kritik başlık bütçe dengesi olacak. Şubat depreminin yarattığı yıkım bütçe üzerinde önemli etki edecek. OVP döneminde bu harcamaların 1 trilyon TL’yi aşan büyüklüğe ulaşacağı öngörüldü. Bütçe açığı artacak. Parasal sıkılık ve ekonomide yavaşlama vergi gelirlerinde de yavaşlamaya yol açabilir.
Küresel ticarette sıkıntılı bir ortamda Türkiye büyüme ivmesini devam ettirdi. Bu cidden takdire şayan bir başarıdır. İhracatımızı da artırmayı başardık. Yerli kaynakları etkin bir şekilde kullanarak, iç pazarı güçlendirmeli ve dışa bağımlılığı azaltmalıyız. Türkiye’de, Adana’da iş dünyası yatırımlarına devam ediyor. Bu stratejik adımlarla, durumu olumlu yöne çevirmek mümkün olacak. Yine de 2024’ün kolay bir yıl olmayacağı ve mücadele ile geçeceği öngörülüyor. Bankaların pozitif ayrımcılıkla iş dünyasını desteklemesi gerekiyor.

Tüm dünyada ülkemiz, üretim kapasitesiyle öne çıkan bir ülke. Süveyş Kanalı’ndaki kriz, ülkemizin ekonomik dinamiklerine artan ilgi ve talep getiriyor. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası ticaretteki önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Her zamankinden daha fazla sanayiyi desteklemeli, yeni yatırım alanları açarak ekonomik çeşitliliği artırmalıyız. Bu aynı zamanda istihdamı artırarak toplumsal refahı da güçlendirecektir.

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır:

Kredi stoku olan sektörlere dikkat edilmeli

2024 yılını ekonomi politikaları itibariyle iki bölümde değerlendirmek gerekiyor. Nisan ayına kadar durumu koruyucu politikaların, yani nispi olarak ılımlı bir para ve maliye politikalarının, ikinci bölümde önce döviz fiyatlarında artış, sonra da faiz politikasında yükseliş beklemek normal. Böylece ikinci dönemde daha sert sıkılaştırıcı bir para politikası ile enflasyonu frenleyici, sıcak para girişini motive edici bir rotaya girilecektir. Maliye politikasında da daha sıkı bir bütçe dengesi politikasının hakim olmasını öngörüyorum. Sonuç olarak bu yıl, iş ve yatırım ortamı için hamle yılı değil mevcudu korumaya odaklı bir yıl olacak. Bu yıl ekonominin yüzde 3’ün altında bir büyüme göstermesi, iyimser senaryo. Genel olarak enflasyonun hız kaybetmesi ve ekonominin yavaşlaması, kaçınılmaz olarak işsizlik artışını getirecektir.

Burada önemli olan istihdam kaybından en yoğun şekilde etkilenecek kesimlerdir. Bu konuda büyük risk KOBİ’lerdedir. Bir taraftan düşen talep ve yavaşlayan ekonomi diğer taraftan hızla artan işçilik maliyetleri, istihdam kaybını bu kesimde nispi olarak hızlandıracak.

Yerel seçimler öncesi ve sonrasının ekonomide ciddi etkileri olacak. Seçim öncesi daha ılımlı bir ortamda geçirilecek. Sonuçların ekonomi üzerinde belirleyici bir etkisi olmayacağını düşünüyorum. Aslında ekonomi yönetimimiz için önümüzde seçimsiz gözüken uzun bir süre olması, politika yapıcılar için bir fırsat penceresi yaratacaktır, bu mutlaka değerlendirilmeli.

Son dönemde konkordato ilanlarının nispi artışı, faiz ve krediye erişim zorlukları gibi faktörlerden kaynaklanıyor. Zor bir yıl olacağını hepimizin söylediği 2024 yılında işletmeler; bütçeleme, planlama, maliyet ve verimlilik analizleri optimizasyonu gibi işletmecilik performansını belirleyen konulardaki çalışmalarına göre sınıflandırılacaklar. Bu performansı etkili bir şekilde gerçekleştirenler için daha makul ve dayanılabilir bir 2024 söz konusu olurken, gerçekleştiremeyenler için dayanılması zor bir yıl olacak.

Faiz– döviz– enflasyon- büyüme arasındaki bağ henüz kurulamadı. Yani bunların oluşturduğu bileşik kaplar henüz olması gerektiği gibi çalışmıyor. O yüzden ekonomik hedeflere ulaşmakta zorlanıyor ve istenen sonuçları üretemiyor olabiliriz. Sorunları birikmiş ekonomileri, tek enstrümanla çözme yanlışı yapıyoruz diye düşünmekteyim. 2020 yılından itibaren pek çok
nedenle kredi kullanımları ile tüm sektörlerde ciddi bir kredi stoku oluştu.

"Son dönemde konkordato ilanlarının biraz daha artması, faiz ve krediye erişim zorlukları gibi faktörlerden kaynaklanıyor."

Şimdi uygulanan seçici kredi politikalarının yanı sıra birikmiş kredi stokuna sahip sektörleri de dikkate almak gerekiyor. 2024 yılı sonu için kur ve enflasyon tahmini sadece benim için değil tüm kesimler için aynı. O aynılık da açıklanan ekonomi programına bağlı kalınması ile ilgili. Yani eğer programa sadık kalınırsa yıl sonundaki yüzde 40 ve altı enflasyon beklentisi kadar bir kur hareketliliği normal sayılmalıdır.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ve Antalya OSB Başkanı Ali Bahar:

En kötü geride kaldı, tünelin sonuna yaklaşıyoruz

Hükümet dezenflasyon ve para politikalarını destekliyor. Genel seçimlerinden sonra başlayan ekonomi politikalarının piyasalar üzerinde etkisi olumlu oldu. Yeni ekonomi yönetimi, doğru zamanda doğru politikaları hayata geçirerek güvenin yeniden tesisine vesile oldu. Dezenflasyon politikasını ve sıkı para politikasını destekliyoruz. Ancak vurguladığımız bir konu daha vardı ki o da bu politikaları hayata geçirirken, üretimi ve iç talebi düşünmenin ne kadar gerekli olduğudur. Çok hızlı bir yavaşlama binlerce şirketi zor duruma sokabilir, borçlar ödenemez duruma gelebilir, zaten krediye erişimde sıkıntı yaşayan firmalarımızı daha da zor durumda bırakabilir.

Eldeki veriler, piyasaya yansımaları dikkate alındığında 2024’te uygulanan politikaların piyasalar üzerindeki etkisinin olumlu devam edeceğini tahmin ediyorum. Dezenflasyon politikalarını destekliyorum. MB’nin para politikası metninde açıkladığı üzere “politika iletişiminde şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri” uygulanacaksa başta iş dünyası olmak üzere birçok kurumla iletişimin artmasını bekliyoruz. Hep vurguluyorum, belirsizlik iş dünyasının önündeki en büyük engeldir. Beklentilerimizi ve yatırım planlarımızı şekillendirebilmemiz için MB’nin daha bilgilendirici ve yol gösterici olmasını arzu ediyoruz. Her şey iletişimle başlar.

2023 yılı 3. çeyrekte yüzde 5,9 büyüme oldu. Yıllık bazda yüzde 4,5 dolaylarında büyüme bekleniyor. Ancak, OVP’de 2024 için açıklanan büyüme beklentisi yüzde 4. Sıkılaştırma politikasının etkisiyle bu yıl büyümede yavaşlama bekliyorum. Bu yavaşlama sanayi üretiminde, işgücü piyasasında etkili olacak. Ancak diğer taraftan fiyatlar genel düzeyinde bir yavaşlama ile birlikte hem iç hem de dış talebin artması da beklenmektedir. Bunun tüm sektörlerde sanayi üretimine olumlu yansıyacağını öngörmekteyiz.

Konkordato talepleri artıyor

Salgın döneminde AVM’ler belli bir süre kapalı kaldı. İş yeri kiraları ciddi arttı. AVM’lerde ortak alan harcamalarındaki artış, yatırımcıların, TL üzerinden gelir elde edip borçlarını döviz cinsinden ödemesi birçok şirkette mali sıkıntılara, yine birçok şirketin artan hammadde ve işgücü maliyetleri ile birlikte finansmana erişim konusunda sıkıntılar yaşaması ciddi zararlara yol açtı. Büyük şirketler ve AVM’lerde konkordato talepleri arttı. Sorunların çözümü için kurumların çalışmalar yapacağını düşünüyorum. KOBİ’lerin krediye erişiminde kolaylıklar sağlanması ve finansal yeniden yapılandırma düzenlemelerinin yapılması konkordato talebini azaltacaktır.

"Beklentilerimizi ve yatırım planlarımızı şekillendirmek için MB’nin daha bilgilen-dirici ve yol gösterici olmasını istiyoruz."

En kötü geride kaldı, tünelin sonuna doğru yaklaşıyoruz. Yılın 2. yarısında toparlanmanın başlayacağını tahmin ediyoruz. Antalya özelinde baktığımızda, tarım ve turizmin lokomotif olduğunu, diğer tüm sektörlerimizin de özellikle turizme çok fazla bağlı olduğunu görüyoruz. 2023, turist sayısında 16 milyona yakın ziyaretçi sayısı ile rekor kırdığımız bir yıl oldu. 2024’te bu sayının artacağını tahmin ediyoruz. O nedenle hem turizmde hem de para ve maliye politikalarındaki istikrar sayesinde tüm sektörlerimizde ciddi bir toparlanma yaşayacağımız açıktır.

İş dünyasına da büyük iş düşüyor

2024 hedeflerinin gerçekleşebilmesi için iş dünyasına da büyük işler düşüyor. En önemli sorunumuz finansmana erişim. Bu konuda sağlanacak destek ve teşvikler büyük önemde. Biz ATSO olarak bu bilinçten hareketle 28-29 Şubat’ta “7. Antalya Devlet Destekleri Zirvesi”ni gerçekleştireceğiz. Destek ve teşvik veren bakanlıklar, kamu kurumları, bankalar, kalkınma ajansları ile diğer kurum ve kuruluşlar katılım sağlayacaklar. Üyelerimiz birebir bilgi alma fırsatı bulacak. Sıkı para ve maliye politikalarının devamı halinde OVP hedeflerine (kur 36,8, enflasyon yüzde 33) ulaşılmasında ciddi sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum. İkinci yarıdan itibaren baz etkisinin de devreye girmesiyle enflasyonda ciddi gerileme beklemekteyiz.

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası eski Başkanı Hikmet Çinçin:

Önceki politikalara geri dönüş krize götürebilir

Bu yıl uygulanan sıkı para politikalarının devam edeceği görülmekte. Bu koşullarda hem üreticilerin hem de tüketicilerin krediye ulaşımı kısıtlı ve maliyetli olma durumu sürecek. Genel olarak ekonomik aktivitelerde ılımlı-yavaş büyüme süreci olacak. Dış pazarlarda önemli olumlu gelişmeler ya da rekabetçi kur düzenlemesi olmadığında ihracatçı firmalar açısından sıkıntılar devam edebilir. Bu ortamda birçok firma daha kontrollü bir yatırım stratejisi izleyecek. Hükümetin politika değişikliğine gitmesi, selektif kredi desteğini artırması durumunda ilgili sektör ve firmalarda olumlu gelişmeler ortaya çıkabilir. Kartlar yeniden dağıtılmış olur. Bu kısım belirsizlik taşımakta.

Reel sektörde yüksek faizler nedeniyle yavaşlama devam edecek, hizmetler sektörü daha az olumsuz etkilenecek. Özellikle nakit mevduata sahip olan firmalar, mevduat faiz gelirlerine sahip olacaklar; ayrıca nakit avantajı ile birlikte fırsatları değerlendirme şansları olacak.

Seçim sonrasında ekonomik faaliyetlerde önemli bir hareket olmayabilir. Eğer dış kaynak girişi hızlanırsa genel gidişat olumluya dönecek. Bunun için yabancı kurumlar, ekonomi politikalarının istikrarını ve kurumsal iyileşmeyi izleyeceklerdir. Geçmiş yıllarda kaybedilen güvenin yeniden kazanımı kolay ve hızlı olmayacak. Bu durumu 8-9 aydır gözlemliyoruz. Hükümetin seçim sonucuna göre önceki ekonomi politikalarına geri dönüş yapması, bizi durgunluktan ekonomik krize götürebilir.

Bu yıl, kredi ile iş yapan firmalar olumsuz etkilenmeye devam edecek. TL nakit ve döviz sıkıntısı yaşayanların olumsuzluklarla karşılaşma ihtimalleri yüksek. Sıkıntısı olmayanlar ise temkinli ve fırsat kollama tavrında olacaklar. Mevduatı olanlar, maliyet artışını fiyatlara yansıtabilenler yılı rahat geçirecekler. Sigorta, banka, gıda, perakende sektörleri, Ar-Ge ürün üretebilen ihracatçı sektörler de rahat geçirecek ama işçi ve kur avantajına dayalı rekabet gücü elde edenler değil.

"Hükümetin seçim sonucuna göre önceki ekonomi politikalarına geri dönüş yapması, bizi durgunluktan ekonomik krize götürebilir."

Maliye politikası tarafında gelirler (vergiler) sıkı yapılırken, harcamalar kısmında aynı disiplin yok. Yerel seçimler kaynaklı ve kamu kurumların bol ve lüks harcama davranışı, disiplin altına alınmalı. Sıkı para politikasında ise yüksek katma değerli üretim ve ihracatı yapanlara yeni destekler oluşturulmalı. Yılsonu kur tahminim eğer yoğun bir sermaye girişi olamazsa 42-45 TL, olursa 35-38 TL. TÜİK enflasyonu 50-55 diye tahmin ediyorum.

Ekonomi