Hissedilen enflasyonun yüksek olması atalet yaratıyor
Merkez Bankası araştırması algılanan enflasyonun beklenen enflasyona geçişkenliği konusunda en yüksek ilişkinin kadınlar ve düşük gelirli gruplarda oluştuğunu belirtirken, Türkiye’de algılanan enflasyondaki 1 birimlik artışın beklenen enflasyonda 0.64 birim artış ile ilişkili olduğunu vurguladı.
İSTANBUL / EKONOMİ
Merkez Bankası yılın son Enflasyon Raporu’nda yer verdiği çalışmada tüketicilerde algılanan ve beklenen enflasyon gelişmelerini inceledi. Buna göre algılanan enflasyondan beklenen enflasyona geçişkenliğin farklı demografik gruplar için heterojen bir seyir izlerken kadınların, beklentilerini algıladıkları enflasyona oranla erkeklere göre daha yukarıda oluştu, algılanan enflasyona oranla en yüksek enflasyon beklentisinin düşük gelirli gruplar tarafından gerçekleştirildi.
Merkez Bankası çalışmasında enflasyon beklentilerinin, tüketicilerin önümüzdeki döneme ilişkin karar alma süreçlerinin belirlenmesinde kritik bir rol oynadığı belirtilerek tüketicilerin fiyatların gelecekte göstereceği değişimlere ilişkin tahminlerinin, tüketim-tasarruf kararlarını, portföy tercihlerini, ücret taleplerini ve iş gücüne katılım kararlarını doğrudan etkileyebildiği yer aldı. Ayrıca, tüketicilerin enflasyon beklentilerindeki değişimlere göre tüketim talebinin öne çekilmesi veya ertelenmesi, ekonomideki toplam talep değişimi üzerinden enflasyonist baskıyı artırıp azaltabildiği vurgulanan çalışmada bu bakımdan, tüketicilerin enflasyon beklentileri, parasal aktarım mekanizmasının etkinliği açısından merkez bankalarının karar alma süreçleri ve iletişim stratejileri için önemli bir girdi oluşturduğu ifade edildi.
1 birimlik artış enflasyonda 0.64 birim artış ile ilişkili
Türkiye’de tüketicilerin algıladığı enflasyonun beklenen enflasyondan daha yüksek olduğu, bununla birlikte aralarında güçlü bir ilişki bulunduğu görüldü. Algılanan enflasyondaki 1 birimlik artışın yaklaşık olarak beklenen enflasyonda 0,64 birim artış ile ilişkili olduğu ortaya çıkan araştırmada algılanan enflasyonun yüksek olmasının enflasyon beklentilerinin de yüksek seyretmesine yol açtığı, bunun da enflasyon beklentilerindeki ataletin güçlenmesine sebep olduğu vurgulandı.
Araştırmaya göre algılanan enflasyondan beklenen enflasyona geçişkenliğin farklı demografik gruplar için heterojen bir seyir izlediği görüldü. Kadınlar, beklentilerini algıladıkları enflasyona oranla erkeklere göre daha yukarıda oluştururken düşük eğitimli grupların enflasyon beklentilerinin yüksek eğitimli gruplara göre enflasyon algılamalarına hassasiyetinin daha yüksek oldu. Gelir grupları incelendiğinde, algılanan enflasyona oranla en yüksek enflasyon beklentisi düşük gelirli gruplar tarafından oluşturuldu. Yaş gruplarında ise 16-24 yaş grubu en dik eğriye sahip oldu, ileri yaş gruplarında algılanan enflasyon ile enflasyon beklentileri arasındaki ilişkinin görece daha zayıf çıktı.
Türkiye’de algılanan ve beklenen enflasyon ile TÜFE alt kalemlerinin enflasyonu arasındaki korelasyonlara bakıldığında, ”giyim ve ayakkabı” ve “eğitim” kalemleri dışında, algılanan enflasyonun beklenen enflasyona göre daha yüksek korelasyona sahip olduğu görüldü. Bununla birlikte, özellikle “gıda ve alkolsüz içecekler”, “mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri” “ulaştırma”, “haberleşme”, “konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar” ve “sağlık” alt kalemlerindeki enflasyon ile algılanan enflasyonun korelasyonunun daha yüksek olması Türkiye’de tüketicilerin tüketim sepetlerinde ağırlıklı olarak yer alan mal ve hizmet fiyatlarındaki değişimlerin algılanan enflasyon üzerinde etkili olduğuna işaret etti.
Hazirandan sonra beklenen enflasyona geçiş azaldı
Enflasyonun yükseliş gösterdiği 2024 yılının ocak-mayıs dönemi ve dezenflasyon sürecinin başladığı haziran ayından günümüze kadar olan dönemlerde algılanan enflasyonla beklenen enflasyon arasındaki ilişki karşılaştırıldığında haziran sonrası dönemde tüketicilerin beklentilerinde düşüş oldu. Ayrıca, aynı seviyede algılanan enflasyona göre tüketicilerin dezenflasyon döneminde daha düşük beklenti oluşturdu ve algılanan enflasyondan beklenen enflasyona geçiş azaldı.
Çalışmada Merkez Bankası ekonomistleri tüketicilerin enflasyon beklentilerinin hedeflenen enflasyona göre önemli sapmalar göstermesinin, para politikasının etkinliğini azaltmakta ve hedeflenen enflasyon oranlarına ulaşılmasını güçleştiğini vurguladı. Enflasyonu yüksek algılayan tüketiciler enflasyon beklentilerini de yüksek seviyelerde oluştururken araştırmada “Son dönemde uygulanan sıkı para politikası ile sağlanan dezenflasyon sürecinin, tüketicilerin enflasyon algılamalarını olumlu yönde etkileyerek, enflasyon beklentilerinde düşüşe neden olduğu gözlenmektedir. Bu çerçevede, enflasyondaki düşüşün devam etmesinin tüketici enflasyon beklentilerinin düzelmesine de katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir” denildi.
Tüketici Eğilim Anketi mikro verileri kullanıldı
Araştırmada, tüketicilerin enflasyon beklentilerini oluşturmasında algılanan enflasyonun büyük ölçüde belirleyici olabildiği kaydedilen araştırmada algılanan ve beklenen enflasyon arasında güçlü doğrusal bir ilişki olduğu belirtildi.
Araştırmaya göre algılanan ve beklenen enflasyon oranları hanehalkı anketleri aracılığıyla katılımcılara doğrudan sorularak elde edilebiliyor ve çalışmada, Tüketici Eğilim Anketi mikro verileri kullanılarak Türkiye’de tüketicilerin algıladıkları ve bekledikleri enflasyon arasındaki ilişki ortaya koyuldu. Ayrıca, söz konusu ilişkinin farklı demografik gruplara göre nasıl değiştiği literatür bulguları ile karşılaştırmalı olarak analiz edildi.
Tüketici Eğilim Anketi’nde katılımcılara yöneltilen “Geçen 12 aylık dönemde tüketici fiyatlarının % kaç arttığını/azaldığını düşünüyorsunuz? Lütfen tahmini oran veriniz” ve “Gelecek 12 aylık dönemde tüketici fiyatlarının % kaç artacağını/azalacağını bekliyorsunuz? Lütfen tahmini oran veriniz” sorularına verilen yanıtlar kullanılarak algılanan ve beklenen enflasyon oranları belirlendi. Söz konusu analizler 2014 Ekim ayından 2024 Ekim ayına kadar aylık veriler kullanılarak hazırlandı.