Hakan Güldağ ve Ali Ağaoğlu değerlendirdi: Faizde esas indirim mayıs ayından sonra...
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, haftanın sohbetinde ekonomide 2025 beklentilerini tartıştı. Trump faktörünün, piyasaların seyrinde önemli bir etki yaratacağına işaret eden ikili, Çin’in olası karşı hamlelerinin ve Yuan’ın devalüe edilmesinin de dünya pazarlarında ciddi baskı oluşturacağına dikkat çekti. Hakan Güldağ 2025’te Türkiye ekonomisinde bir dengelenme yaşanacağını belirtti. Ali Ağaoğlu, da enflasyonda ikna edici gelişmelere bağlı olarak asıl faiz indirimlerinin mayıs ayından sonra geleceğini kaydetti.
Şans Sohbetleri'nde bu hafta Ağaoğlu ve Güldağ, 2025 yılında hangi siyah kuğuların görünebileceğini tartıştı; ekonomik gidişata ilişkin projeksiyonlarını paylaştı.
Güldağ: Zor bir yıl geride kalıyor. 2025'ten neler bekliyorsun?
Ağaoğlu: Neredeyse dünyanın merkez bankası rolünü üstlenmiş olan Fed 25 baz puan indirim yaptı. Bu yılki indirimleri 100 baz puana ulaştı. Ama Fed diyor ki; önümüzdeki yıl artık 50, bilemediniz 75 baz puan indiririm.
Güldağ: Onun için de herkes "şahin" faiz indirimi adını taktı...
Ağaoğlu: Neden böyle dersen en önemli faktör Trump 2.0.
Güldağ: Trump'ın aşırı korumacı dış ticaret politikasının olası etkilerini konuşuyoruz ama bir de genişleyici maliye politikası var...
Ağaoğlu: Aynen. Trump, "Ben Amerika'yı yeniden büyük yapacağım" dediğinde aslında yapacağı şey kamu harcaması. O da eşittir ciddi bir Amerikan borçlanması.
Güldağ: ABD zaten en borçlu ülke.
Ağaoğlu: Aslında bu doları aynı zamanda dünyanın rezerv parası yapıyor. ABD dünyanın en derin tahvil piyasasına sahip. Ne yuan ne Euro ne de herhangi bir para biriminde böyle bir piyasa yok. Şimdi hem Kongre hem Senato kendisinin kontrolünde olduğu için, Trump rahat rahat harcarız havasında. Bu hava dönüp dolaşıp enflasyon olarak ekonomiyi vuracak. Fed faiz indiriminde fren yapacak.
Güldağ: Bu da eşittir, paritede Euro faiz oranlarının düşmesi, dolar faizlerinin yukarıda kalması...
Ağaoğlu: Paritede euronun işi artık zor ve iki para biriminin bire bir, yani par dediğimiz seviyeye gelmesi eli kulağında. 2025'in ilk çeyreğinde görülebilir. Euro ile ağırlıklı ihracat yapan Türkiye için oldukça kötü bir haber.
Güldağ: Peki 2025'te euro doların da altına iner mi değer olarak?
Ağaoğlu: Olabilir ama çok dramatik olmaz. 0,95 gibi bir teknik seviye var. Altına inmesini beklemiyorum.
Güldağ: Belki Euro bölgesinin ihracatına yardımcı olur. Çin'de düşen büyüme oranları Almanya başta Avrupalı üreticileri bir hayli sıkıntıya soktu ihracat tarafında.
Ağaoğlu: Trump'ın olası gümrük vergisi artışlarına karşı Çin'in yapabileceği en iyi savunma yuanı devalüe etmek. Asıl bu Türkiye ve bizim gibi gelişen ekonomiler ama en çok da Uzakdoğu'daki bütün ekonomiler için kötü haber.
Güldağ: O çok kötü haber. Zaten Çin'in büyüme problemleri var. Yuanı devalüe ederse bütün pazarlara iki kat güçle baskı yapar.
Ağaoğlu: Çin'in para biriminin değerini düşürmesi 2025’in iki kara kuğu adayından biri.
Güldağ: Diğeri de Tayvan mı?
Ağaoğlu: O bu yıl değil bence. İkinci kara kuğu İran'a doğrudan bir müdahaleyi de içeren biçimde bölgemizden kaynaklanabilir. Suriye de çözülüyor filan derken istikrarsızlık bir anda büyüyebilir.
Güldağ: Mümkün. İsrail'in niyetleri de önemli burada. Dış basında İsrail'in güvenlik kaygılarından çok topraklarını genişletme amacıyla hareket ettiği yönünde analizler okumaya başladık. Suriye'de stratejik alanları ele geçiriyor, Lübnan'da askeri yerleşimler kuruyor. Sonuçları olacaktır. Bize gelirsek, ekonomide 2025 projeksiyonları nasıl şekilleniyor.
Ağaoğlu: O zaman NATO ile ilgili endişelerimi şimdilik kenarda tutup, ekonomiye gelirsek, bir kere şu andaki politikanın devam edeceği kanaatindeyim.
Güldağ: Asgari ücret artışı yüzde 30'da tutuldu. Bu görüşü destekler.
Ağaoğlu: Sayın Şimşek'in görevde kalacağı, benzer politikaların izleneceği fakat birebir aynı olmayacağını düşünüyorum. 2025'te kurdaki değişimle enflasyon arasındaki fark bu yılki kadar olmaz. TL'nin sepet kur karşısında yüzde 28-29 kadar bir kaybı olacaktır.
Güldağ: Bence iki senaryo üzerinden gitmek lazım. Her ikisinde de ekonomide kısmi bir dengelenme göreceğiz ama hızları farklı olacak. Büyüme hızı da dahil. Yüzde 2,5 civarında kalacak bir büyümede, enflasyonun da yüzde 26-27 düzeyinde kalması makul görünüyor. Ama OVP'de söylendiği gibi 4 civarında olacaksa enflasyon da yüksek 30'larda olur. 35 ve üstü. Politika faizi de o civarlarda gezinir. Ama o durumda kur enflasyondan daha hızlı artar. En azından ikinci yarıda.
Ağaoğlu: Eğer beklediğim gibi bugünkü politikalar izlenmeye devam edecekse önümüzdeki yıl büyümenin yüzde 2-2,5 aralığında kalacağını düşünüyorum. Faiz indirimlerinin de yavaş olmasını bekliyorum. Beş ayda 3 faiz indirimi ya gelir ya gelmez. Esas indirim mayıs ayından sonra gelecektir. Enflasyonda ikna edici düşüşler yaşanmaya başladıktan sonra.
Güldağ: Kamu tasarrufa geçerse
Ağaoğlu: Doğru, çok önemli. Yine de bütçe performansları içinde bir kalemde ciddi bir iyileşme gördüm. Devletin şirketlere koyduğu doğrudan sermaye yüzde 18 oranında azalmış. Bu iyi. Ama yetmez.
Güldağ: Bir de para gelirse...
Ağaoğlu: Şansımız artmakla birlikte çok kolay olmayacak. Eskiden yabancılar otobandan geliyordu Türkiye'ye. Ama o otobanı biz üç kez bombaladık birkaç sene önce. Şimdi stabilize yoldan, keçi yolundan ne kadar gelebilirse o kadar gelebiliyorlar. Şu anda 18 milyar dolar civarında gelen bir para var. Türkiye'ye girmeleri ama özellikle çıkmaları zor. Swap limitlerinde bunu kolaylaştıracak bir gevşeme yaparsa Merkez Bankası o zaman Türkiye'ye yabancı girişi olacaktır. Ama hemen borsaya değil. Faiz hala cazip olmaya devam edecek ilk yarıda.
Kabadayı: Gayrimenkul hızla tırmanacak
Güldağ: Şans Sohbetleri için Aydın'dayız. Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı da aramızda. Özellikle gayrimenkul tarafında 2025'te bizi neler bekliyor merak ediyoruz. Son dönemde konut tarafında hareketlilik var. Hem ilk el satışlarda, hem de ipotekli satışlarda. Hatta en yüksek ikinci kasım ayı konut satışı gerçekleşti. Devamı gelir mi? İnanç
Kabadayı: Gayrimenkul her zaman hayatımızın içinde olan bir ürün. Dünyada da öyle. Ancak Türkiye'de bireylerin tasarrufunun 3’te 2’si -ki bu dünya ortalamasının çok daha üzerinde- gayrimenkul tarafında duruyor. Gayrimenkul bizim için hem bir taraftan tabii ki barınma ihtiyacı işyeri fabrika için lazım ama aynı zamanda biz gayrimenkulü bir tasarruf aracı olarak da değerlendiriyoruz.
Güldağ: 2024 nasıl geçti?
Kabadayı: Yüksek faizin oluşturduğu baskı ve diğer taraftan da konut edinmede bilhassa getirilen belli regülasyonlar var. Birinci ev dışında ikinci, üçüncü evlerde kredi olarak ancak yüzde 22,5'in kullanılması sektörü ciddi şekilde negatif etkilemişti. Ancak ikinci yarıdan itibaren zorluklara rağmen tekrar bir yukarı yönlü ivme başladı.
Güldağ: 2025'te nasıl bir seyir olur?
Kabadayı: Kendi adıma 2025'te bu ivmenin daha güçleneceğini ve daha iyi bir yıl olacağını ön görebiliyorum. Bizim halihazırda hem İstanbul'da hem İzmir'de hem yurt dışında Amerika'da gayrimenkul geliştirme işlerimiz var. Ağırlıklı olarak da konut ihtisas firmasıyız konut üretiyoruz. Bu sebepten dolayı birçok lokasyonda proje geliştirdiğimiz için talebin nabzını, ekonominin tüketicinin nabzını oturumcu veya ihtiyaç sahibinin nabzını çok iyi görebiliyoruz. O ivmeyi şu an net bir şekilde hissetmeye başladık. Kademeli olacağı anlaşılıyor ama faizlerin inmesiyle birlikte bilhassa yılın ikinci yarısında çok daha yukarı yönlü bir ivme olacaktır. Tabii, bu sınırlayıcı regülasyonların da kalkmasıyla birlikte.
Güldağ: Fiyatlarda beklentiniz nedir?
Kabadayı: Gayrimenkul fi yatlarının çok hızlı yukarı doğru tırmanacağını öngörüyoruz. Bunun oluşturacağı talebin gerçekten arzı dengelemesi ihtiyacı var. Bu sebepten dolayı sanayicilerin olduğu gibi inşaat ve gayrimenkul sektörünün de bu alanda ciddi bir şekilde hem krediye erişim noktasında hem nitelikli ürün üretilmesi noktasında hem de bürokrasinin kolaylaşması noktasında ihtiyacı var. Bize de tabii ki kentsel dönüşüm alanında ciddi sorumluluk düşüyor bu noktada, şehirlerimizi depreme dirençli hale getirmemiz lazım. Sadece deprem de değil, iklim değişikliği de önemli. Hem depreme karşı hem iklim değişikliğine karşı hem binalarımızı hem şehirlerimizi dirençli hale getirmemiz lazım.
Güldağ: Şu anda fiyatlar ne durumda?
Kabadayı: Gayrimenkul fi yatlarının reel olarak şu an en alt seviyeye geldiğini düşünüyorum. Bu ay itibariyle de TÜİK verileri de net bir şekilde gösteriyor ki gayrimenkul fi yatları tekrar pozitif olarak yukarı dönecek.
Güldağ: O zaman yeni projeler var mı?
Kabadayı: Önümüzdeki 7 yıl fi yatların yönünün hep yukarı olacağı kanısındayım. O doğrultuda 7 ayrı projeye yatırım yaptık ve yeni yatırımları da araştırıyoruz. TÜİK'in yakın bir çalışması son 4 seneyi altın, borsa, mevduat faizi, döviz ve gayrimenkul açısından değerlendiriyor. 2023 yılının sonuna kadar altın ve gayrimenkulün performansı berabereydi. Son bir yılda dünya genelindeki bu savaşların oluşturduğu risklerden dolayı altın bir miktar öne geçmiş durumda. İkinci en iyi performansı gösteren gayrimenkul. Gayrimenkulde çok kısa vadeli dönüşüm olmaz ama sabırlı olduktan sonra 3 ila 7 yıl içinde getirisinin çok daha yüksek olduğunu rakamlar söylüyor.