Hakan Güldağ ve Ali Ağaoğlu değerlendirdi: Carry trade’de aslan payını yabancı değil, Türkler aldı
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, haftanın sohbetinde piyasa gelişmelerini ve kurdaki beklentileri tartıştı. Carry trade’den “çok para kazanıldığı” tartışmalarına değinen Ali Ağaoğlu, yaygın söylemin aksine 100 milyar doları aşan işlemlerin 85 milyar dolarlık bölümünün Türklerden geldiğine işaret etti. Gündemdeki asgari ücret tartışmalarına vurgu yapan Hakan Güldağ da, çalışanların beklentisi ve işverenlerin maliyeti ile gelir dağılımındaki bozulma gibi etkenler birlikte dikkate alındığında, süreci yönetmenin zor olacağına dikkat çekti.
Şans Sohbetleri'nde bu hafta Ağaoğlu ve Güldağ, kamuoyundaki son gelişmelerin piyasaya ve reel sektöre etkilerini ele aldı, kurdaki beklentileri tartıştı.
Güldağ: Tusaş’a yapılan saldırıyı lanetliyorum. Teröre geçit verilemez. Öte yandan, insanlarda yine birtakım düğmelere basılıyor tedirginliği var. Ankara'da ise bir süredir farklı tedirginlikler var. Ekonomik sıkıntı sokağa yansırsa nasıl yönetileceği düşünülüyor. Odağı ekonomiden uzaklaştıracak yeni gündem ihtiyacı duyuluyor anlaşılan. Bölgemizde haritaların yeniden çizilmeye çalışıldığı bir süreçte toplumsal sağlığımızda ciddi bir risk oluşturabilecek güven sorunu var. Ekonomide karar alma süreçlerini zorlayabilecek boyutta.
Ağaoğlu: Güven meselesi kritik önemde. Özellikle hane halkı enflasyonla mücadele konusunda açık bir şekilde güven problemi yaşıyor. Hala bir yıl sonrasında enflasyonu yüzde 70'lerde bekliyor vatandaş.
Güldağ: Enflasyonun ötesinde bir hal gelişmeye başladı. 100 bin lira limitin üzerindeki kartlardan 750 lira katkı payına verilen tepki mesela. Savunma dediğinde, asker, ordu dediğinde bu millet 750 liraya bakmaz normalde. Seve seve verir. Gelgelelim millet kuyruğa girdi bankalarda limitini 100 bin liranın altına çekmek için. Son derece düşündürücü. Keza Köfteci Yusuf meselesi de öyle. 'Domuz eti var' deniyor, millet tersine tepki veriyor, köfteye koşuyor.
Ağaoğlu: Köfteci Yusuf'a çökeceklermiş, gidelim destekleyelim dedi insanlar. Tarım Bakanlığı'nın açıkladığı veriyi dahi yadsıdılar.
Güldağ: Geçen gün Konya'daydım, makine sektörünün önde gelenleri ile konuşuyorum, "yaşanan saçmalıklara" anlam veremediklerini söylediler. İşlerin iyi yönetilmediği algısı ekonomik sorunlardan en az etkilenen kesimlerde bile yüksek.
Ağaoğlu: Bütün bunlar kur ve faiz politikasıyla enflasyonla mücadelede başarılı olma şansımızı daha da azaltır. Gerek ekonomi gerekse Merkez Bankası yönetimi çok yorulacak.
Güldağ: Dayanacaklar başka şansları yok. Daha da yoracak konular birikiyor yıl sonuna. Özellikle asgari ücret. Konya'daki sohbette büyük bir ağırlıkla, asgari ücrette yüzde 30'un üzerindeki artışın ciddi işsizliğe neden olacağı ifade edildi. Çalışanların enflasyon bekleyişleri yüksek. Dolayısıyla ücret artış beklentileri de yüksek. Gelir dağılımının bozulduğu bir süreçte yönetmesi zor olacak. Kurlara ilişkin bekleyişlerin de yavaş yavaş değişmekte olduğunu görüyorum. Faiz indiriminin 2025'in ilk çeyreğine ötelendiği kanısı yaygın. Kurların da mart ile birlikte hareketleneceği beklentisi var. Faiz indirimini yönetmek de zorlaşıyor.
Ağaoğlu: Kur bekleyişleri konusunda şunu söyleyeyim: Yabancılar bu ülkenin sırtından 'carry trade' ile çok para kazanıyor diyor herkes. Tamamen yanlış. Parayı kazanan yine Türkler. 100 birim carry trade varsa ki, 100 milyar dolar aldı seçimlerden bu yana Merkez Bankası, bunun 15- 20 milyar doları yabancıdan geldi. Yaklaşık 85 milyar doları biz Türklerden geldi. KKM'yi bozduk, DTH'ları bozduk, altın çıkarttık, TL'den döviz kredisine döndük...
Güldağ: İhracatçılar dahil, "Dövizin yükselmesi lazım ama dengeli olmalı. Epey bir dövizle borçlandık. Döviz çok yükselirse çok da gol yeriz" diyor.
Ağaoğlu: Dövizde bir patlama çatlama beklemiyorum ama ne zaman olur dersen o 85 milyar dolarlık işlem yapan Türkler döviz almaya kalktığında olur. Onların ikna edilmesi lazım. Dolar bazında yüzde 15-18 düzeyinde bir reel faizden bahsediyoruz. Bu faizi alıp ceplerine koymak isteyebilirler. O da kurda bir hareket yapabilir. Yoksa yabancı zaten ne kadar geldi ki gitsinler?
Güldağ: Geçen Türkiye'nin markalı ihracatının önemli bir kısmını yapan ihracatçılarla beraberdik. Beklentim onların kurdan fazla şikayet etmeyip, katma değerli üretimin markaya dayalı satışların bu süreçte onları koruduğu yönünde konuşacaklarıydı. Kısmen de öyle oldu. Verimli şirket olmanın faziletlerine de vurgu yapıldı doğrusu. Gelgelelim bir süre sonra sohbet geldi kura kilitlendi. Küçük ev aletleri sektöründen tecrübeli bir ihracatçımız, "Biz 1994'ü de gördük, 2001'i de. O yıllar da kriz yıllarıydı ama ihracatçının kendine çıkış yolu bulabildiği bir dönemdi. Bugün ise üç şeritli otobandayız ama kendimize çıkış yolu bulamıyoruz. Çünkü otobüs yolda yan çevrilmiş şeritlerin üçünü de kapatmış. Önceki krizlerde ihracatımız arttıkça tedarikçimize de yardımcı olabiliyorduk. Şimdi ise yardımcı olmaya çalıştığımızda bizi de aşağıya çekiyor" diyordu. İş dünyası da işlerin ancak 2026'da rayına gireceğini düşünüyor. O zamana kadar dayanabilirsek önümüz açık diyorlar. İnşallah göle su gelene kadar kurbağanın gözü patlamaz.
Ağaoğlu: İnşallah çünkü patlarsa kötü patlar. 94 ve 2001 krizlerine kıyasla kurumlar itibariyle çok farklı bir yerdeyiz. Ve güven sorunu var.
Güldağ: 2001 krizinde 100-110 milyar dolardı bankacılık sisteminin büyüklüğü. Bugün 800 milyarın üstünde. Riskimiz de büyüdü, bereket yaratma potansiyelimizde. Güven bugün Türkiye'de bir ekonomik ve toplumsal sağlık sorunu. Ülkede güvensizliğin büyümesi riski daha da büyütür. Güveni artırdığımızda ise bereketimiz de artacak. Cumhuriyetimizin 101'inci yılını kutladığımız şu günlerde bir dostumuzun mesajı ile kapatalım; birliğimiz dirliğimiz daim, ömrümüz bereketli olsun.
Kısa vade için altın zirveye yaklaştı...
Güldağ: Altına bir düzeltme geldi. Şimdi ne gibi gelişmeler bekliyorsun? Jeopolitik gelişmeler dışında hangi dinamikler var altını etkileyen? Amerikan seçimlerine ilişkin beklentiler altını etkiliyor mu?
Ağaoğlu: Amerikan seçimlerinin etkisi kısmi. Temelde jeopolitik etki var ama asıl varlık fi yatlarındaki yükselişe altın ve gümüşün bu yıl daha fazla katılması var. O nedenle yeni rekorlar kırıyor altın. Gümüş henüz yeni rekor kırmadı. Gümüşte iki kez 50 dolar seviyesi oldu. Her iki 50 dolar seviyesinin arkasında piyasa dinamiklerinin dışında sebepler vardı.
Güldağ: Doların geleceğine ilişkin soru işaretleri de etkili oluyor sanki. Merkez Bankaları altın almaya devam ediyor. BRICS toplantıları vesilesiyle yeniden gündeme gelen dolar dışında para birimleriyle ticaret meselesi de etkiliyor. Trump da 'dolar dışındaki paralarla ticaret yapanları cezalandıracağını" söylüyor.
Ağaoğlu: Geçen hafta Mohamed El- Erian’ın bir makalesi yayınlandı. Çoğuna katılmıyorum ama şunu söylüyor, Batılı finans sisteminin altının her gün rekor kırma durumuna yakından bakmalarına fayda var. Altın alanına küçük küçük ince kılcal borularla bazıları girmeye başladı. Sistemden altın çekiyor. Altın yükseliyor. Nedeninin doların dominansına karşı yerel ödeme yöntemlerinin içine altın dahil ediliyor olabileceğini söylüyor.
Güldağ: Altın yükselmeye devam eder mi?
Ağaoğlu: Yılın başından bu yana altın yüzde 33.7 yükselmiş. Gümüş yüzde 47.4 yükselmiş dolar bazında. Şimdilik bir düzeltme içine girdik görünüyor. Fakat 2.650 dolar üzerinde kaldığı sürece halen 3.000 dolara yükselme ihtimali var.
Güldağ: Altın gündemde kalacak o zaman.
Ağaoğlu: Altının tahtının kolay kolay sarsılacağını düşünmüyorum. Doların tahtının da çarçabuk sarsılacağını düşünmüyorum. Altının ödeme sistemlerinde dolara rakip olması ihtimal dahilde değil. Kullanılabilir büyüklükler itibariyle baktığımızda altınının doların yerine geçmesi için altının onsunun herhalde bir 35-40 bin dolar civarına gelmesi lazım. Sistemin altın üzerinden çevrilmesi imkansız şu anda. Altın üretimi de dünyanın büyümesini destekleyecek kadar fazla değil.
Güldağ: Peki bu noktada ne tavsiye edersin altın ve gümüş ile ilgili olarak?
Ağaoğlu: Yakın vade için bakarsak, artık bu seviyelerin yavaş yavaş bir zirveye yaklaştığını bence insanların aklında bulundurması lazım altın tarafında. Gümüş için orada yer biraz daha fazla var. Gümüşte 39 ve 44 dolar olmak üzere iki önemli kritik eşik var. 39 ve oradan 44 'e kadar gidebiliyor ve hala yeni rekor kırmamış oluyor gümüş. Gümüşte hareket alanı biraz daha geniş görünüyor.
Emtiada dengeyi bozacak hareket yok
Güldağ: Emtia piyasaları için dikkat çekmek istediğin bir gelişme var mı? Çin'in destek paketlerine son şeklini vermek için 5 Kasım'daki Amerikan seçimlerini beklediği konuşuluyor...
Ağaoğlu: Şu anda böyle çok dikkat çeken şey görmüyorum emtia tarafında. Petrolde fi yatların düşmesini beklediğimi söylemiştim geçen haftalarda. Amerika'da doğalgaz da biraz geriledi. Endüstriyel metaller tarafında da çok majör bir gelişme yok. Tarımsal emtia tarafında bir parça gerileme oldu. Kahve biraz garip hareket ediyor ama genel olarak emtiada çok majör ve dengeyi bozacak bir hareket şimdilik izlemiyorum.