Firmalar, seçime kadar küçülerek bekleyecek

Maliyet baskıları nedeniyle istihdam daraltan firmalar bu ayın ilk yarısında “küçülme” sürecini tamamlayarak “bekle-gör” pozisyonuna geçecek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Firmalar, seçime kadar küçülerek bekleyecek

Merve YİĞİTCAN - İSTANBUL

Yeni asgari ücret zammının yaratacağı maliyet baskısı nedeniyle son iki aydır istihdam daraltan firmalar bu ayın ilk yarısında “küçülme” sürecini tamamlayarak 31 Mart’a kadar “bekle-gör” pozisyonuna geçecek. Seçim sonrasındaki süreçte uygulanacak TL politikasına göre ya tamam ya devam diyecek.

Zayıf işletme sermayesi ve düşük talep ile yeni yıla girecek olan işletmeler, olası maliyet artışlarına karşı önlem olarak operasyonlarını küçültmeye gidiyor. Özellikle ocak itibarıyla asgari ücrette beklenen yüzde 40-50 bandındaki zammın yaratacağı maliyet artışını dikkate alan birçok firma istihdam çıkışlarını hızlandırdı. Bu eğilim İSO Türkiye İmalat PMI’a da yansıdı. Buna göre kasım ayı verileri, Türk imalat sektöründe istihdamın üst üste ikinci kez aylık bazda daraldığına işaret etti. Düşüş, bir yılı aşkın sürenin en yüksek düzeyinde kaydedilirken, anket katılımcıları istihdamdaki düşüşün yetersiz iş yükü, istifalar ve emekliliklerden kaynaklandığını belirtti. EKONOMİ’nin reel sektör temsilcilerinden edindiği bilgiye göre, ekim ve kasım aylarında küçülme operasyonuna giden emek yoğun sektörlerdeki işletmeler, 31 Mart’taki yerel seçimlere kadar bekle-gör pozisyonuna geçti. Reel sektör temsilcileri, 2024’te ‘tamam mı, devam mı’ senaryolarının masada olacağını dile getiriyor.

“Şirketler verimliliğe odaklanacak”

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz, bir tarafta çalıştıracak eleman bulamazken diğer taraftan emek yoğun sektörlerde maliyetlerin çok arttığı zor bir süreçten geçildiğini söyledi. Yılbaşında asgari ücrete ciddi bir artışın beklendiğini, bunun da tekstil ve hazır giyim sektörlerinde sıkıntıyı artıracağına işaret eden Öksüz, “2024’te bizim sektörde bir istihdam artışı beklemiyorum. Hatta bir miktar azalma da olacaktır. Şirketlerin küçülme, daha verimli olma, daha az inşanla aynı işi yapmaya çalışma gibi projeleri var. Yani şirketler verimliliğe odaklanacak” dedi. Maliyetlerin döviz karşılıklarındaki artışa dikkat çeken Öksüz, “İhracat pazarlarında rekabet edebilmek için verdiğiniz maaşın döviz karşılığı önemli ve biz bu anlamda çok pahalı kaldık. Ancak iş dünyasında ‘değerli TL’ algısı varken, idarecilerde böyle bir algı yok. Hala TL’nin değersiz olduğu düşüncesi hakim. Halbuki biz ‘TL değerli derken neye göre diyoruz, yurtiçindeki maliyetlerin döviz karşılığına bakarak söylüyoruz. Önce bu sıkıntıyı çözmemiz gerekiyor” diye konuştu.

“TL değerli oldukça küçülme de sürecek”

TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat, piyasa oyuncularının neredeyse tamamının yeni asgari ücret maliyeti altına girmemek için ekim ayından itibaren istihdam çıkışlarını başlattığını belirterek, “Yüzde 40-50 bandında bir zam bekleniyor. Önünü göremeyenler bu süreçte küçülüp, bekle-gör pozisyonuna girdi” dedi. Hazır giyim sektörünün 31 Mart’taki seçime odaklandığına işaret eden Fayat, “Seçim sonrası kur politikasının ne olacağı herkes tarafından merakla bekleniyor. Çünkü seçime kadar kurun kontrollü şekilde gideceği biliniyor. 31 Mart’tan sonra, mayıs seçimlerinin ardından olduğu gibi bir devalüasyon mu olacak, yoksa kur kontrollü bir şekilde mi sürdürülecek göreceğiz. Eğer TL’deki değerlenme devam edecekse, bu hazır giyim sektöründe küçülmenin de devam edeceğini gösterir” diye konuştu. 2003-2012 yılları arasında uzunca bir süre değerli TL sürecinin yaşandığını hatırlatan Fayat, benzer şekilde bir ‘değerli TL’ dönemine girilmesi halinde yine emek yoğun işlerden çıkacak çok fazla sektör oyuncusu olduğunu dile getirdi.

“Kur, bizi dünyadan kopardı”

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, sektördeki daralmaya dikkat çekerek, istihdam kayıplarının yüzde 50’yi bulduğunu dile getirdi. İçten, kapasitelerini düşüren firmaların nitelikli kadroları elinde tutmaya çalıştığını ancak talep artmazsa bu kadroların da gözden çıkarılmasının muhtemel olduğunu vurguladı. Tazminat yükünün yeni yılda artmaması adına istihdam çıkışlarının hızlandığını kaydeden İçten, “Hatta birkaç fabrika konkordato ilan etti” dedi. “Döviz kurunun rekabetçi yapıdan uzaklaşması bizi dünyadan kopardı” diyen İçten, “Dünya ile rekabet noktasında işçilik maliyeti çok önemli. Uzakdoğulu rakiplerimizle fiyat farkımız 10 doları aştı. Eskiden 3-4 dolar fark olduğunda, kalitesinden dolayı Türk ayakkabısı tercih edilirdi ama fark açılınca kalite farkı da iş getirmiyor. Dolayısıyla bir an önce kurun rekabetçi hale gelmesi lazım, yoksa bizim gibi emek yoğun sektörlerin unutulması gerekir” ifadelerini kullandı.

“Sanayici çekimser hareket ediyor”

Plastik sektöründe faaliyet gösteren, eski İKMİB Başkanı Murat Akyüz, yüksek oranlı olması beklenen asgari ücret artışı nedeniyle, yeni yıla yüksek zamla girmek istemeyen firmaların istihdam çıkışları gerçekleştirdiği negatif bir süreç yaşandığını anlattı. İşçi çıkaran firmaların, “Gerekirse yeniden alırım” gibi bir yaklaşımda olduğunu kaydeden Akyüz, “İşler zayıf, yanı sıra baskılanan kur da özellikle ihracatçı olan işletmelerin elini sıkıntıya sokuyor. Birçok işi Uzakdoğulu rakiplere kaptırmaya başladık. Tüm bunlar üst üste gelip seçim atmosferiyle de birleşince negatif bir durum ortaya çıkıyor. Bu nedenle sanayiciler de çekimser ve temkinli hareket ediyor. Marta kadar da bunun devam edileceği konuşuluyor. Bu bir önlem... Seçim stresini atlattıktan beklentiler normalleşmeye başlayabilir” şeklinde konuştu.

Önel: Artan maliyetler mevcut taleple karşılanamaz

İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, iç talebin daha da düşeceği ve faizlerde sıkılaşmanın artacağı beklentilerinin reel sektörü tedbirli olmaya ittiğini belirterek, hizmet sektörlerinde de istihdam azaltmaların yaşandığını söyledi. Yüzde 40-50 bandında bir asgari ücret artışı beklendiğini dile getiren Önel, “Oluşan maliyetlerin mevcut taleple karşılanamayacağı açık. Dolayısıyla firmalar son seçenek olarak istihdam azaltacaklar. Zaten kapanan şirket sayılarında artış var, bu da istihdamda aşağı yönlü ivmelenmenin devam edeceğini gösteriyor” dedi. Finansman maliyetlerin yükselmesi, operasyonel maliyetlerin artması ve hammadde fiyatlarındaki yükselişler nedeniyle ekim ve kasım aylarının beklentilerin çok altında gerçekleştiğine işaret eden Önel, “Satış hacimlerinde yüzde 40’a varan düşüşler var. Sezon bazlı bakıldığında son 10 yıllık dönemin en düşük seviyeleri. Geçmişte de bu tür dönemler oldu ama bir enstrüman hep iyi seyrederdi. Ya faiz düşük olurdu ya kur iyi olurdu ya da iç piyasa hareketli oluyordu. Şu an hiçbir enstrüman iyi değil” şeklinde konuştu. Operasyon maliyetlerindeki artışlara dikkat çeken Önel, “Makine ekipman tamiratlarının maliyetleri bile ciddi arttı. İşyeri kiralarında yüzde 100- 150 artışlar konuşuluyor. Tüm bunlara bakınca iş yapma iştahının çok olmadığı, parası olanın bir süre mevduatta kalacağı bir dönem yaşayabiliriz 2024’ün ilk 6 ayında” ifadelerini kullandı.

Restoranlar 2 ayda %20 müşteri kaybetti

Yeme-içme sektörü hem işçilik maliyetlerindeki artıştan hem de düşen alım gücünden doğrudan nasibini alan sektörlerden. Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer, sektörde kuver olarak adlandırılan misafir sayılarında yüzde 20’ler civarında bir azalma gözlemlediklerini ayrıca personel arzında da sıkıntı olduğunu aktardı. Sektörün halen eksik elemanla çalıştığını ve bu nedenle kadrolarda tasarrufun gündemde olmadığını belirten Demirer, sektörün en büyük sorununun alım gücünün gerilemesi olduğuna işaret etti. Artan maliyetleri müşterilere bir ay gecikmeli yansıtabildiklerini, bu şekilde firmaların zarara uğradığını anlatan Demirer, son 2 ayda yüzde 20’leri aşan bir oranda müşteri kaybı yaşandığını aktardı. Demirer, “Pandemide yüzde 20 küçülen yeme-içme sektörü 2022’de toparlanmaya başladı, Ağustos 2023’e kadar bu toparlanma devam etti. Ancak bu trend artık devam etmeyecek. Burada en çok yara alacak olanlar yeni girişimciler olacaktır. Sektörün dinamiklerine ve enfl asyonist ortama alışkın olmayan yeni nesil yatırımcılar zorlanacaktır. Zincir işletmeler tabii ki yeni şube açılışlarını frenleyecek, birtakım verimsiz noktaları da kapatmaya gidecektir” diye konuştu.

Ekonomi