Enflasyonda düşüşün anahtarı vatandaşın elinde mi?

Eylül ayı enflasyon verisinin açıklanmasının ardından başlayan 'hedeflenen düşüşün yakalanamadığı' tartışmaları devam ederken, ekonomistler beklentilerde iyileşme yaşandığına dikkat çekiyor. Peki vatandaşların enflasyon beklentileri son dönemde nasıl şekillendi? Enflasyonla mücadelede kilidinin bir anahtarı da vatandaşın elinde mi?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Enflasyonda düşüşün anahtarı vatandaşın elinde mi?

ÖZDER ŞEYDA UYANIK

Eylül ayı enflasyonu yüzde 49,38 açıklandı. Uzun zaman sonra yüzde 50 seviyesinde olan TCMB’nin politika faizinin altına inen enflasyonda yeni bir tartışma başladı: Reel faiz!

Financial Times ve aslında tüm medyanın daha anlaşılır olması için politika faizi ve enflasyonu baz aldığı grafikler ekonomistlerin hedefine yerleşti.

“Türkiye'nin enflasyon oranı, bir yıldan uzun bir süreden sonra ilk kez yüzde 50’nin altına düştü. Bu durum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi politikalarının fiyat artışlarını yavaşlatmada başarılı olduğunu gösteriyor” denilen haberde, kullanılan grafikten yola çıkan ekonomistler, bu karşılaştırmanın doğru olmadığı yönünde eleştirilerde bulundu.

Sosyal medyada ekonomistler tepki gösterdi

Merkez Bankası eski yardımcılarından Prof. Dr. İbrahim Turhan, “Pes ediyorum… FT, böyle haber yaptıktan sonra artık kimseyi “gerçekleşen enflasyon geçmişe, faiz geleceğe aittir; bunlar birbiriyle kıyaslanarak reel faiz hesaplanmaz” diye eleştirmeyeceğim. Ne içiyorsanız bana da verin ondan hiç olmazsa” derken, Murat Aysan, “Financial Times geçmiş enflasyon ile MB sının 50% faizini karşılaştırmış. 50% faizin bileşiği 64% ama onların faizlerinin bileşiği bir şey etmediği için basit faizi bileşiğe bile çevirmemiş” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Orhan Karaca da habere yönelik eleştirisinde, “FT'nin Türkiye'deki reel faizi göstermek için para politikası faizini gerçekleşen enflasyonla kıyaslaması bazılarını şaşırtmış. Aslında şaşacak bir şey yok. Güvenilir bir tahmin yoksa gelecekteki enflasyonun en iyi tahmincisi geçmişteki enflasyondur. Türkiye'deki durum da budur” dedi.

“Reel faiz hesaplarken hangi değişkeni kullanalım?”

TCMB’nin eski Başekonomisti olan Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hakan Kara, geçen ay yaptığı paylaşımda, reel faiz hesaplamasında yol gösterici bir karşılaştırma sunmuştu.

Kara’nın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, “Reel faiz hesaplarken hangi değişkeni kullanalım diye çok soru geliyor. Doğru yöntem faize maruz kalanın enflasyon beklentisini kullanmaktır. Örneğin ticari kredi faizini reel sektörün enflasyon beklentisiyle düzeltince para politikasının o kadar da sıkı olmadığını görebilirsiniz” demişti.

Kime göre, hangi reel faiz?

Kara’nın reel faizi “maruz kalınan kredilerle” karşılaştırma hesabına yeniden bakalım. Buna göre maruz kalınan kredi faizlerindeki ayrışma ise ilgi çekici bir tablo sunuyor.

Reel sektör

Reel sektörün enflasyon beklentilerinin ticari kredilerle şekillendiği göz önüne alındığında, 2024 yılı başından bu yana sıkı duruşta bir rahatlama görülüyor. Bunun talep ya da arz tarafında etkileri ise üretim verileriyle başka bir alanda görülüyor.

faiz-1-reel-wkob.png" alt="" width="800" height="492" />

Piyasa katılımcıları

Piyasa katılımcılarının reel faiz hesaplamasının finans profesyonelleri olmalarından yola çıkarak, beklentilerine TCMB’nin politika faizi üzerinden bakıldığında, orada da sıkı duruş reel sektöre benziyor hatta önüne geçiyor. Böylelikle beklentilerin de TCMB’ye yakınsamasını anlaşılır kılıyor.

 

Hanehalkının enflasyon ve sıkı para politikası algısı nasıl şekilleniyor?

Hanehalkı üzerinden beklentiler sıklıkla tartışılırken, dün de enflasyondaki iyileşmenin neden istenen hızda ve görünümde olmamasını çoğu ekonomist beklentilerdeki iyileşmeden bahsederek açıklamıştı.

Yıl ortasında yapılmayan maaş zamlarının yanında, döviz kurlarında yatay seyre rağmen enflasyonda istenen düşüşün yakalanamaması hanehalkı beklentilerinde mi görülüyor?

Hanehalkının maruz kaldığı faiz olarak ihtiyaç kredilerini kullandığımızda sıkılaşmanın sonuna gelindiği tablosuna benzer biri görüntü oluşuyor.

Konut ve taşıt kredilerine bakıldığında ise hanehalkı beklentilerindeki iyileşmenin yolu daha net çiziliyor.

Ekonomi