Emekli ve memur maaşları zamlarına tepkiler sürüyor

Emeklilerin, memurların ve memur emeklilerinin bu yılın ilk altı ayında alacakları maaşlara yapılan zam oranı belli oldu. Zam oranları alım gücündeki erimenin telafisinde yetersiz görülünce tepkiler de yükseldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Emekli ve memur maaşları zamlarına tepkiler sürüyor

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) aralık ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon verisiyle birlikte memur ve memur emeklilerinin yüzde 11,54, emeklilerin yüzde 15,75 oranında 6 aylık fark zammı alacağı kesinleşti.

Bu oranlar ne memur ne de emekliyi memnun ederken, sendikalar ve uzmanlar da tepki gösterdi. BBC Türkçe’den Özge Özdemir, emekli ve memur maaş zamlarının neden eleştirildiğini yazdı.

Beklentiler ne oldu?

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Batı, aralık ayı enflasyon rakamının beklentilerin altında geldiğine dikkat çekerken, “gerçeği yansıtmadığını” savunarak, "Verilerin daha düşük açıklanarak zamların da daha düşük tutulmasının bir hükümet politikası olduğunu düşünüyorum" dedi.

TÜİK’e göre Aralık 2024 enflasyonu aylık yüzde 1,03 artış gösterirken, yıllık enflasyon da yüzde 44,38 oldu. Reuters'ın ve AA’nın beklenti anketlerinde aylık enflasyonun yüzde 1,61, Foreks Haber anketinde de yüzde 1,63 artış yönünde gerçekleşmesi bekleniyordu.

Refah payı

Hükümetin geçmiş yıllardakine benzer refah payı açıklayarak maaşlarda iyileştirme gerçekleştirmesi de beklentiler arasında yer alırken, Prof. Dr. Batı, bunun hükümetin etkisini göstermek için bir manevra alanı olabileceğine dikkat çekiyor.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bu zammı kabul etmediklerini belirterek refah payı talebinde bulundu.

Açıklanan zam oranlarına sendikalardan da tepki geldi.

Maaşlar eridi

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yaptığı açıklamasında, "Yıllardır her geçen gün daha fazla yoksullaştırılmamızda TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyon rakamları baş rolü oynuyor" derken, yılbaşı itibarıyla devreye giren zamlara dikkati çekerek çalışanların maaşlarının eridiğini vurguladı.

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, "Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor" dedi.

“Sermaye üzerine gidilmiyor”

Prof. Dr. Murat Batı da hükümetin politikalarının ücretliler üzerinden şekillendiğini, sermayenin üzerine gidilmediğini söylüyor.

"Vergi politikalarında sermaye üzerine gidilmiyor" diyen Batı, dolaylı ya da dolaysız vergilerle ücretli çalışanların hedef alındığını düşünüyor.

En son olarak vergi, harç ve cezalara yeni yılda yüzde 43,93 zam yapıldı.

“Emekliler yok sayılıyor”

İş hukuku uzmanı Avukat Dr. Murat Özveri, çalışanı yoksullaştıran politikaların izlendiğini ve çalışanı enflasyonist süreçte koruyacak bir sistemin oluşturulmadığı eleştirisinde bulunuyor.

"Enflasyonun gelir dağılımını bozmasına ilişkin yarattığı tahribatı giderecek bir sosyal politika yok" diyen Özveri, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin eşit, ücretsiz ve hakkaniyetli düzenlenerek çalışanların harcamalarını azaltan ve hayat kalitesini yükselten sosyal politikaların takip edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Diğer yandan kök aylığı 12 bin 500 liranın altında olan emeklilerin büyük bölümünün söz konusu zam oranıyla maaşlarında bir artış yaşanmayacak.

En düşük emekli aylığı geçen yılbaşında 10 bin, temmuz ayında da 12 bin 500 liraya yükseltilmişti.

En düşük emekli maaşı artacak mı?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, enflasyon oranının netleşmesinin ardından en düşük emekli aylıkları konusunda bir çalışma başlatabileceklerini söylemişti.

Yaşlılığın bir sosyal risk olduğunu, çalışırken ödenen primlerle bu riskin satın alındığını aktaran Özveri, buna rağmen emeklilerin halen çalışmak zorunda kaldığını ifade ederek, "Kaynak yoktur sözü sosyal güvenlik bağlamında asla geçerli değil, çünkü bu kaynağı ben zaten cebimden koymuşum, bu riski satın almışım zamanında" diyor.

Özveri, anayasaya göre kaynağın genel bütçeden sağlanması gerektiğini vurgulayarak, "Adaletsiz bir sosyal güvenlik sisteminde yaşlılık döneminde bu riski satın alan kişilerin yok sayılması, yoksullaştırılması söz konusu" değerlendirmesini yapıyor.

 

 

Ekonomi