Ekonominin 3 yıllık yol haritası çizildi: İş dünyası yeni OVP için ne dedi?
OVP'nin açıklanmasının ardında iş dünyasından da değerlendirmeler gelmeye başladı. İTO Başkanı Avdagiç, "Ekonomik programın uygulama sürecinde sıra zor kazanımları elde etmeye geldi" şeklinde değerlendirirken; ASO Başkanı Ardıç, "Hedeflere ulaşmak için topyekün hareket etmeliyiz" dedi. TİM Başkanı Gültepe, "Yeni OVP ihracatımız için son derece önemli" şeklinde ifade ederken; DEİK Başkanı Olpak, "OVP, daha makul hedefleri ve öngörülebilirliğe sahip" olarak kaydetti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Programı'nı açıkladı. 2024 enflasyon hedefi yüzde 41,5’a revize edildi. Geçen yıl 15,2 olarak belirlenen 2025 enflasyonu da yüzde 17,5’e yükseltildi. 2026 için ise önceden yüzde 8,5 olan hedef, yüzde 9,7’ye yükseltildi. 2024 büyüme tahmini ise, yüzde 4’ten yüzde 3,5’e çekildi; önceki programda 2025 için 4,5 olan tahmin de yüzde 4’e indirildi. Dolar/TL tahmini, 2024 için 36,8 seviyesinden 33,2'ye; 2025 için 43,9 seviyesinden 42'ye revize edildi.
İş dünyası nasıl değerlendirdi?
TİM Başkanı Gültepe: Yeni OVP ihracatımız için son derece önemli
2025-2027 dönemi yol haritamız olan Orta Vadeli Program, ülkemizin kalkınması adına büyük önem taşıyor. OVP hazırlık sürecinde TİM olarak yorum ve görüşlerimizi toplantılarda arz etmiştik.
Gerçekleştirdiğimiz projeksiyonlarda ihracat beklentimizin 264 milyar dolar seviyesinde olduğunu pek çok kez ifade etmiştim. Nitekim yeni hedefimiz de bu şekilde revize edildi. 2025 ihracat hedefi 279,6 milyar dolar, 2026 hedefi 296,1 milyar dolar, 2027 hedefi ise 319,6 milyar dolar şeklinde belirlendi.
İhracatçılarımızın yaşadığı sorunları her platformda dile getiriyoruz. Bir önceki OVP’ye göre 3 yıllık periyodun toplamında 13 milyar dolarlık bir hedef düşüşü var. Bu arzu ettiğimiz bir tablo değil. İhracat ailemizin yaşadığı sorunların net bir göstergesi olan bu rakamları iyi okumamız gerektiğine inanıyorum. Diğer yandan dış ticaret açığı noktasında programda önemli bir iyileşme öngörülüyor. Özellikle ithalatta beklenen düşüş bir önceki OVP’ye göre 71 milyar doları aşıyor. Toplam dış ticaret hacmi de bu eksende negatif yönde revize edilmiş durumda. Büyüme hedefimiz kısmen gerilerken, enflasyon beklentisi ise yükseldi. İşsizlik oranlarında da bir iyileşme mevcut.
Makroekonomik göstergeler ve politika araçlarında ürün ve pazar çeşitlendirmesi, etkin ticaret diplomasisi, ticaretin kolaylaştırılması, ihracatın finansmanı, ithalat bağımlılığının azaltılması, hizmet ihracatının geliştirilmesi, ihracatta yeşil ve dijital dönüşüme vurgu yapılmış olması son derece önemli. Yeni OVP yine ihracat ekseninde şekilleniyor. Bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla bekliyor, açıklanan programın ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz.
İTO Başkanı Avdagiç: Sıra zor kazanımları elde etmeye geldi
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, revize edilen OVP'nin dezenflasyonu temel öncelik olarak ilan ederken, programın üreteceği sonuçların reel sektörün yapısal gücüne halel getirmemesini vazgeçilmez gördüklerini söyledi. Türkiye’nin kapsamlı bir ekonomik program yürüttüğü bu dönemde, OVP’nin güncellenmesinin proaktif bir yaklaşım olduğunu belirten Avdagiç, "Bununla birlikte OVP’nin ‘dengelenme programı’ olarak ilerlemesini ve terazinin iş dünyası kefesini ihmal etmemesini istiyoruz. Farkındayız: Ekonomik programın uygulama sürecinde sıra zor kazanımları elde etmeye geldi. Kalıcı düşük enflasyona ivedi şekilde ulaşılması önemli. Zorlu hedeflere, iş dünyasının üretim ve istihdam hedeflerinden ödün vermeden ulaşmak daha da önemli. Görüyoruz ki yeni OVP’de hem enflasyon tarafında hem büyüme tarafında revizyonlar oldu. Böylece ekonominin gerçekleriyle uyumlu, yeni gelişmeler karşısında anında refleks gösterebilen bir yönetim anlayışı ortaya kondu." değerlendirmesinde bulundu.
Avdagiç, OVP hedeflerinin yakalanmasının bir ayağı topyekûn kararlılık ise diğerinin de bugünkü programda sıkça vurgulandığı gibi yatırım ortamının süratle iyileştirilmesi olduğunu kaydetti.
“Yatırım koşullarının revize edilmesine ihtiyacı var”
İTO Başkanı Avdagiç, şunları kaydetti: "Yeni Türkiye ekonomisi hikayesinin temelleri, mutlaka reel sektörün eliyle atılacaktır. Bu nedenle özellikle KOBİ’lerin, ayakta kalmak için finansman imkanlarının artmasına, üretimlerini güçlendirecek şekilde yatırım koşullarının revize edilmesine ihtiyacı var. Bir kere daha ifade etmeliyiz ki; enflasyonla mücadele ederken üretim, ihracat, istihdam ekosistemini korumayı ihmal edemeyiz. Özel sektörün nefesi güçlü olmalı ki hedeflerimizi gerçekleştirebilelim. OVP hedeflerinin yakalanmasının önemli ayaklarından biri, kur politikasının gerçekçi olmasıdır. 2025 sonrası kur ve enflasyon arasında bir korelasyon öngörülmüş olmakla beraber, 2024 için öngörülen kur, ihracatçıyı ve ihracata çalışan sektörleri ciddi şekilde zorlamaya devam edecektir. Bu durumun ithalatı artırarak cari dengede bir risk oluşturmaması için gerekli tedbirlerin alınacağının beklentisi içindeyiz.”
ASO Başkanı Ardıç: Hedeflere ulaşmak için topyekün hareket etmeliyiz
ANKARA (EKONOMİ) 2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programı değerlendiren Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, “Ülkemizin OVP’de belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için topyekûn hareket etmeliyiz. Sanayicimizin üretme azmini kırmadan bu hedeflere hep birlikte ulaşabilmek için uygun koşullar sağlanmalıdır. Programın kararlı bir şekilde uygulanması, makroekonomide istikrarın sağlanmasında oldukça önemli olacaktır” dedi.
ASO Başkanı Ardıç, “Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan ve ülkemizin ekonomide 3 yıllık yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program’ın hayırlı olmasını diliyorum. OVP’nin açıklanması, ülkemizin ekonomik geleceğine ilişkin sinyaller sunması açısından oldukça önemli. Belirlenen stratejik adımlar, son dönemde bozulan makroekonomik dengenin yeniden tesis edilmesine katkı sağlayacaktır. OVP’de yapısal reformlarla destekli makro istikrara yönelik politika hedeflerini görmek bizleri umutlandırıyor. Özellikle fiyat istikrarının sağlanması için kapsamlı ve koordineli bir yaklaşım olumlu olacaktır. Beklentilerin yönetilmesi, güvenin yeniden tesisi açısından çok önemlidir” değerlendirmesi yaptı.
ASO Başkanı Ardıç, OVP’de yapısal dönüşüme ilişkin somut bir yol haritasının ortaya konulduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Sanayide sektörel dönüşüm sağlanarak yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin hedeflenmesi, sanayicilerimizin rekabet gücünü yükseltmeye, dış pazarlara erişimini kolaylaştırmaya, üretim, istihdam ve ihracatımızı artırmaya katkı sunacaktır. Ülkemizin OVP’de belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için topyekûn hareket etmeliyiz. Sanayicimizin üretme azmini kırmadan bu hedeflere hep birlikte ulaşabilmek için uygun koşullar sağlanmalıdır. Programın kararlı bir şekilde uygulanması, makroekonomide istikrarın sağlanmasında oldukça önemli olacaktır.”
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yazılı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından kamuoyuyla paylaşılan ve 2025-2027 dönemini kapsayan OVP'ye ilişkin değerlendirmede bulundu.
OVP'nin ülke ve millete hayırlı olmasını dileyen Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak temel beklentilerinin finansal istikrar, öngörülebilirliğin artması, enflasyonun tek haneye düşürülmesi, sürdürülebilir büyüme ve yapısal reformlara öncelik verilmesi olduğunu vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, programdaki yapısal reformlar konusunda atılacak güçlü adımların ülkenin küresel rekabet gücünü artıracağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bugün açıklanan OVP, enflasyonla mücadele, öngörülebilirlik ve sürdürülebilir büyüme için önemli bir yol haritası sunmaktadır. Özellikle bir hususu vurgulamak isterim. Programın uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel sektör istişaresinin artırılmasını önemli görüyoruz. Bizler de, iş dünyası olarak, ülkemizin hedefleri doğrultusunda tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz."
İSO Başkanı Bahçıvan: Enflasyonla mücadele önceliğini çok değerli buluyoruz
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Yeni OVP dönemi boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu gördüklerini belirterek şunları kaydetti: “Özellikle enflasyonla mücadeleyi iş ve ekonomi dünyamızın en büyük hedefi olarak gördüğümüzden dolayı; yeni OVP’de bu konunun temel felsefe olarak ele alınması noktasındaki kararlı duruşunu çok önemli ve değerli buluyoruz. Ancak toplumun bu mücadeleye olan inancının oluşması için yapılması gereken fedakarlıklar noktasında bir uyumun olması da kaçınılmaz. Bu bağlamda yine OVP yılları için konulan büyüme oranlarını bu enflasyon hedeflerine ulaşılmasında biraz iyimser bulduğumuzun bilinmesini isteriz. Çünkü OVP’de 2025-2027 arası enflasyon tahminleri ile büyüme tahminleri arasında bir tutarsızlık bulunmaktadır. Enflasyonla mücadeleye halkın güvenmesi çok büyük önem taşırken bu tür tutarsızlıklardan kaçınılması gerektiğini, sağlıksız bir yüksek büyüme yerine; ekonominin gerçekleriyle uyumlu, sürdürülebilir nitelikli bir büyümenin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyorum.
“Güçlü, proaktif tedbir ve önlemlere ihtiyaç var”
Sanayinin üretiminde uzun vadeli katma değer ve nitelik artışı için konulan hedeflerin de önemli olduğunu belirten Bahçıvan devamında şunları söyledi: “Fakat dezenflasyonist süreçten kaçınılmaz olarak etkilenecek olan reel sektörümüzün, başta finansmana erişim olmak üzere bu sürece adapte olmasına dönük, güçlü, proaktif tedbir ve önlemlere de ihtiyaç olduğunun altını çizmek durumundayız. Her zaman belirttiğimiz istihdam odaklı hedeflerin ve politikaların yeni OVP’de bulunmasını da çok olumlu buluyoruz. Ama unutmamalıyız ki nitelikli istihdam yaratabilmenin yolu uzun vadeli eğitim politikalarından geçmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin uzun vadeli istihdam ihtiyaçlarını gözeten eğitim politikalarının da artık OVP’lerde yön belirleyici bir şekilde bulunması gerektiğinin altın çizmek isteriz. Kabul etmek gerekirse geçtiğimiz yıl açıklanan OVP, hedeflerini önemli ölçüde tutturması açısından toplumsal bir referans olmuştur. Umuyoruz ki bu OVP de kararlılıkla uygulanacak. Böylece geçen yıldan gelen olumlu motivasyonla, kredisini güçlü bir şekilde koruyacak bir OVP dönemi daha yaşayacağız.”
MÜSİAD Asmalı: OVP'deki hedeflerin belirsizlikleri azaltacağına inanıyoruz
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında ortaya koyulan hedeflerin ekonomiye yönelik belirsizlikleri azaltacağına, öngörülebilirliği artıracağına ve böylece ülkenin pozitif büyüme yolculuğuna Türkiye Yüzyılı'nda da hız kesmeden devam edeceğine yürekten inandıklarını bildirdi.
Asmalı, yazılı açıklamasında, OVP'nin gelecek 3 yıla ilişkin uygulanacak ekonomi politikalarının asli yol haritasını oluşturması bakımından oldukça önemli olduğunu vurgularken, "Parasal sıkılaşma politikasının olağan bir sonucu olarak büyüme beklentilerinin 0,5'er puanlık aşağı yönlü revizyonlarının yanı sıra enflasyon beklentilerinin bizim de tahminimize paralel şekilde yukarı yönde revize edilmesi, fiyat istikrarının sağlanmasının önümüzdeki dönemde de önceliğimiz olması gerektiği noktasında ciddi işaretler sunmuştur." ifadelerini kullandı.
Asmalı, "MÜSİAD olarak OVP kapsamında ortaya koyulan hedeflerin ekonomimize yönelik belirsizlikleri azaltacağına, öngörülebilirliği artıracağına ve böylece ülkemizin pozitif büyüme yolculuğuna Türkiye Yüzyılı'nda da hız kesmeden devam edeceğine yürekten inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
ASKON Genel Başkanı Aydın: Bu fırsat iyi değerlendirilmelidir
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, "2025-2027 yıllarını içeren yeni orta vadeli programda ekonomi yol haritamız, rekabetçi serbest piyasa kuralları içinde tasarruf odaklı, israfı önleyici, verimliliği artırıcı politikaları uygulama üzerine odaklı." ifadelerini kullandı.
ASKON'dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Orhan Aydın, Türkiye’nin en başlıca sorunun verimlilik olduğunu belirterek, verimlilik odaklı her programın başarıya ulaşacağını kaydetti, ülkeyi güvenli limana taşıyacak her türlü plan ve programın destekçisi olacaklarını vurguladı.
Aydın, Türkiye'nin önünde seçimsiz uzun bir süreç olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla ekonomi politikalarının harfiyen uygulanabileceği bir zemin üzerindeyiz. Bu fırsat iyi değerlendirilmelidir. Bu süreçte ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan verimlilik yoksunu büyümeyi verimlilik odaklı büyümeye çevirecek yapısal adımları bir an önce somut, net adımlarla atmalıyız. Atılacak bu adım gelir adaleti olarak topluma yansıyacak, özellikle orta ve alt gelir grubunun satın alma gücünü artırarak toplumun büyük bir kısmını memnun edecektir. Dolayısıyla adil bir gelir dağılımı için elde edilen kazanımlar ve tecrübeler ışığında verimlilik noktasında süratle adımlar atılması en büyük beklentimizdir. Ülkemizi güvenli limanlara taşıyacak her türlü plan ve programın daima arkasında ve en büyük destekçisi olacağımızı belirtiyor, yeni OVP’nin hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz."
DEİK Başkanı Olpak: OVP, daha makul hedefleri ve öngörülebilirliğe sahip
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, OVP’ye yönelik yazılı değerlendirmesinde, şunları ifade etti:
“Bugün açıklanan Orta Vadeli Programa baktığımızda; başta enflasyonla mücadele olmak üzere dengesizliklerin olabildiğince giderilmesinin hedeflendiği, öngörülebilirliği daha makul hale getiren sağlıklı bir büyüme ve kalkınma için gerekli alt yapının hazırlandığı bir çerçeve ile çok boyutlu bir yaklaşımla ele alındığını görüyoruz. Ana hatları ile geçen seneki programın devamı niteliğinde olan programda, enflasyon ve büyüme rakamlarında teknik bazı güncellemeler yapılmış ki, bunların mevcut gelişmeler ve ekonominin şartları çerçevesinde yapılması gerekli olan düzenlemeler olduğu kanaatindeyiz.
Programın en önemli kazanımı ise 2026 yılı sonunda tek haneye inmesi hedeflenen enflasyon olacaktır. İş dünyası olarak belirsizliği sevmediğimizi ve öngörülebilir ortamın bizim için çok önemli olduğunu her fırsatta vurguluyoruz. Bu nedenle programda, öngörülebilirliğin artırılmasının vurgulanması iş dünyamız açısından değerli. Ayrıca, enflasyonu azaltırken bir yandan da dezenflasyon süreciyle uyumlu daha makul bir büyüme patikası öngörülüyor, bu da bir diğer önemli yaklaşım.
Bu süreçte gerek ihracatçılara gerekse KOBİ’lere yönelik, programı bozmayacak şekilde uygulanacak makul destekleri de çok önemli buluyoruz. İş dünyası olarak programın başarısının öneminin farkındayız. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) olarak, önümüzdeki süreçte de Türk iş dünyamız adına her zaman olduğu gibi üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmeye ve dünyanın dört bir yanını radarına alan küresel ticari diplomasi faaliyetlerimizle ülkemize değer katmaya devam edeceğiz.”
EİB Başkanı Eskinazi: Bu gidişe dur denilmezse ihracatçı entübe olacak
Mevcut tabloyu ihracatçılar açısından vahim olarak nitelendiren Jak Eskinazi, “2024-26 yıllarını kapsayan OVP’de 2024 yılı için yıllık enflasyon yüzde 33 olarak öngörülmüştü. Bugün bu hedefin yüzde 41,5’a yükseltildiğini görüyoruz. Yıllık ihracat hedeflerinin 2024 yılı için 267 milyar dolardan 264 milyar dolara, 2025 yılı için 283,6 milyar dolardan 279,6 milyar dolara, 2026 yılı için 302,2 milyar dolardan 296,1 milyar dolara indirildiğini üzülerek görüyoruz. Türk lirasındaki aşırı değerlenmenin 3 yılda 13 milyar dolar ihracat kaybına yol açacağı programda yazılmış. Gerçekleşmenin daha da kötü olmasından endişe ediyoruz” diye konuştu.
Türkiye’deki enflasyonun 2021 Eylül ayından sonraki tırmanması sonrasında döviz kurlarının aynı oranda artmadığını, oluşan maliyet farklarını müşterilere aynı oranda yansıtamadıklarını vurgulayan Eskinazi, sözlerini şöyle tamamladı; “Küresel pazarda rekabetçiliğimizi kaybettik. Dünya genelinde talebin de nazlı olduğu bir süreçten geçiyoruz. Rakiplerimize göre yüzde 40 civarında pahalı konumdayız. Türk ihracatçısı müşteri kaybetmemek için öz sermayesinin erimesini göze alarak kar etmeden ya da zararına işlerini sürdürüyor. Enflasyon rakamlarından düşük artan döviz kurlarıyla 3 yıl daha devam edemeyiz. Türk ihracatçısına can suyu verilmediği takdirde bu ihracat hedefleri şaşar, ihracatçılarımız pazar kaybeder. Bu da Türk ekonomisinde farklı noktalarda kötü gidişi domino etkisiyle artırır. İhracatçılara performansına göre yeni bir devlet destekleri hayata geçirilmeli. Aksi takdirde ihracat entübe olur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın dolar kuru üzerindeki baskıyı kaldırmasını ve dolar kurunun serbest piyasada olması gerektiği noktaya gelmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.”
İZTO Başkanı Mahmut Özgener: Enflasyonu düşürme programı vurgusu önemli
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise konuya ilişkin değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
"İş dünyası olarak sürecin, tüm sektörlerle istişare içinde yürütülmesinden memnuniyet duyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın ve Bakanlarımızın OVP’yi açıklarken bir “enflasyonu düşürme programı” olduğunu vurgulaması bizler için önem arz ediyor.
Orta Vadeli Program’da, makroekonomik tahminlerde ufak da olsa değişiklikler olduğunu görüyoruz. Bu değişen tahminlerin piyasa beklentilerinin ötesinde, reel sektör ve hane halkının enflasyon beklentilerini ne kadar aşağı çekebileceğini ilerleyen süreçte daha net göreceğiz.
Merkez Bankası’nın son “enflasyon raporu” açıklamasında, 2024 enflasyonunun tahmin aralığının üst sınırına yakın gerçekleşmesinin daha olası olduğu çıkarımı yapılmıştı. Bu anlamda OVP’nin gerçekçi bir yaklaşım sergilemesinin olumlu olduğu kanaatindeyiz.
Dezenflasyonist süreç açısından OVP’deki en önemli veri, bütçe açık tahminleri. Geçen seneki OVP, 2024 için GSYH’nın %6.4’ü bir bütçe açığına işaret ediyordu. Bu sene, büyük ihtimalle vergi paketinin etkisiyle rakam %4.9 olarak revize edildi. 2025 yılı için %3.1 ve 2026 yılı için %2.8’lik bütçe açığı hedefleniyor. Rakamların geçen seneki hedeflere göre daha sıkı bir maliye politikasına işaret ettiğini görüyoruz.
Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in vurguladığı maliye politikalarının dezenflasyonist sürece katkısının önemli olduğu kanaatindeyiz. Bütçe açığının 2024’teki %4.9 seviyesinden 2025’te %3.1’ düşecek olması, mali etkinin nette negatif olması ve buna bağlı olarak 2025’te 2024’e göre büyümeye negatif ve enflasyona düşürücü etki yapacağına işaret ediyor. Bu noktada, kamudaki hangi gelir kaynaklarının artacağı ve hangi gider kalemlerinin düşeceği, bunların bütçe açığını ne ölçüde azaltacağı, enflasyonun düşmesi konusunda önemli bir fark yaratacağına inanıyoruz."