Dünya Bankası: Asya ekonomileri ‘üçlü şok’ yaşıyor
Dünya Bankası, pandemi, tecrit ve pandeminin tetiklediği küresel krizin Asya ekonomilerine üçlü şok yarattığını, ticaret ve turizme bağımlı bölgede 53 yılın en yavaş büyümesinin beklendiğini ve yoksul sayısının 38 milyon artacağını öngörüyor.
HİLAL SARI
Dünya Bankası, önceki gün Çin’in de içinde bulunduğu Doğu Asya ve Pasifik Bölgesi’ne özel yayınladığı raporunda bölge ekonomilerinin COVID-19 nedeniyle üçlü bir şok yaşayacağını ve bölgede 53 yılın en yavaş büyümesini kaydedeceğini öngördü.
Washington merkezli kuruluş, pandeminin kendisi, tecrit önlemlerinin ekonomik etkisi ve krizin neden olduğu küresel resesyonun bölgeye etkilerini “Pandemik Üçlü Şok Bölge Ekonomilerini Vuruyor” ifadeleriyle vurguladı. Pandemiyi kontrol altına alma çabalarının ekonomik faliyetleri ciddi şekilde sekteye uğrattığına vurgu yapılan raporda “Bu yurtiçi zorluklar, pandeminin tetiklediği küresel resesyonla birleşti. Bu da ticaret ve turizme bağımlı Doğu Asya ve Pasifik ekonomilerini sert vurdu” değerlendirmesi yapıldı.
‘Gelir yaratmak için mali reform gerekebilir’
‘Önlemlerden İyileşmeye’ isimli 2020 Ekonomik Güncelleme raporunda bölgedeki
ülkelerin pandeminin ekonomik ve finansal etkileriyle mücadele etmek için gelir
yaratacak mali reformlar gerçekleştirmek zorunda kalabileceği öngörülüyor. Rapor
sosyal koruma programlarının da bölge ülkelerindeki işçilerin ekonomiye tekrar entegre olmasını destekleyebileceğini söylüyor. Düzgün işleyen sosyal koruma programları ve iyi uygulama altyapıları olan ülkelerin pandemi sürecinde daha hızlı yükselebildiği vurgulanıyor.
Bölgenin benzeri görülmemiş bazı zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirten Dünya
Bankası EAP Başkan Yardımcısı Victoria Kwakwa, “Ama test ve takip kapasitelerine
yatırım yapmak, yoksulu ve gayri resmi sektörü kapsayacak sosyal programları sürekli genişletmek gibi bu zorlukları yumuşatacak akıllı politikalar da var” değerlendirmesini yapıyor.
Yoksul sayısı 38 milyon artacak
Dünya Bankası raporunda Çin’in 2020’nin ilk yarısında yüzde 1,8 daraldığını ve bölge genelinde toplam çıktının yüzde 4,0 daraldığını belirterek, COVID-19’un bölge ekonomilerinde 20 yıl sonra ilk kez yoksulluğu artıracağını, (2011 satın alma paritesine göre) günde 5,5 dolar gelire denk gelen yoksulluk sınırının altında yaşayan nüfusun 2020’de 38 milyon artacağını öngörüyor. Banka, bu 38 milyonun 33 milyonunun kriz olmasaydı yoksulluktan kurtulmuş olacağını söylüyor.
Dünya Bankası’nın Asya ekonomilerine tavsiyelerinden Türkiye de feyz alabilir
- Akıllı tecrit kapasitesi inşa edin: Test, takip ve izolasyon altyapılarına yatırım yapın. Örneğin, öncü araştırmalar semptomsuz insanlara da COVID-19 testlerinin yapılmasının vakaları her ay yüzde 10 düşürebildiğine işaret ediyor.
- Mali reformlar yapın: Bütçeyi rahatlatacak bu tür reformlar kamu yatırımlarından feragat etmeden daha fazla harcama yapabilmenizi sağlar. KDV gibi dolaylı vergilere daha fazla bel bağlanması - bazı bölge ülkelerinde bu oran yüzde 50’nin üzerinde - tüketimin azaldığı krizlerde devlet gelirlerini ciddi oranda düşürür. (Türkiye’de yüzde 70’e yakın olan dolaylı vergilerin payı Avrupa’da yüzde 35 civarında. Dolaylı vergilerin payının yüksek olması, o ülkenin vergi sisteminin adil olmadığı şeklinde değerlendiriliyor.)
- Zorla kazanılmış mali tutumluluk itibarını koruyun: EAP ekonomilerinde merkez bankaları finansman açığını yurtiçi borçlanmayla karşılıyor ancak bazı hükümetler merkez bankalarına devlet tahvili aldırmaya çalışıyor. Bu adımlar belirli bir sınırı geçtiğinde merkez bankalarının bağımsızlığına ve enflasyonu kontrol yetkinliğine gölge düşürür.
- Sosyal koruma programlarını genişletin: Bu programların üç önemli faydası var;
krizin etkilerini hafifletir, işçilerin ekonomiye tekrar entegre olmasına yardımcı olur ve insan sermayesini uzun vadeli yaralar almaktan korur.
- Akıllı eğitim stratejileri geliştirin: hijyen, sosyal mesafe ve yeniden kayıt gibi akıllı eğitim stratejileri, öğretmen, öğrenci ve ailelerini korur. COVID-19 nedeniyle yaşanan okul kapatmaları EAP ülkelerindeki bir eğitim yılının yüzde 70’inin kaybıyla sonuçlanabilir. Bunun sonucunda da ortalama bir öğrencinin çalışma hayatı boyunca elde ettiği gelir her yıl yüzde 4 düşebilir.
- Şirketleri destekleyin: İflasları ve işsizliği engellemek için şirketleri destekleyin. Birçok EAP hükümeti şirketlere verdiği destekleri genişletti ancak anket yapılan bazı ülkelerde şirketlerdesteğe erişim yüzde 10 ila 20 arasında. Teşvik ve desteklerin olabildiğince şeffaf ve objektif kriterlerle dağıtılmasını sağlayın ve adaletsiz bir dağılıma engel olmak için gözlemlenebilir makroekonomik göstergelerle bağlantısını kurun.
- Ticaret reformlarını derinleştirin: Krizi küresel ticaretteki dört trendi hızlandırıyor: İyileşmenin daha erken başlaması nedeniyle küreselleşmeden bölgeselleşme kayış, küresel değer zincirlerinin Çin’den çıkışı, dijitalleşmenin hizmetleşmeyi hızlandırması, kendi kendine yetme arzusu ile gelen korumacılık. Bölge hükümetleri özellikle finans, ulaşım ve iletişim gibi hala korunan hizmet sektörlerinde ticaret reformlarını derinleştirmeli. Çin, ABD ile yaptığı ikili ticaret anlaşmasındaki tercihlerini tüm ülkelere genişletebildiği takdirde hem kendi GSYH’sine hem de bölgeninkine 0,5 puan daha ekleyebilir.