“Destekler, ödenen vergi ve prim esas alınarak tahsis edilmeli”

Yuvarlak Masa’nın konukları, 5 Numaralı İplik, Örme ve Dokuma Sanayi ile 6 numaralı Konfeksiyon ve Deri Sanayi komiteleri oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Destekler, ödenen vergi ve prim esas alınarak tahsis edilmeli”

Yuvarlak Masa’nın konukları, 5 Numaralı İplik, Örme ve Dokuma Sanayi ile 6 numaralı Konfeksiyon ve Deri Sanayi komiteleri oldu. Katılımcılar, üretim maliyetlerindeki artış ve cirolardaki azalışa bağlı olarak sanayici olmanın finansal matematikle izah edilebilirliği kalmadığını belirtti. Üretim yapanın zarar ettiğini, parasını dövize ve gayrimenkule yatıranların ise uzaktan bunları izlediğini kaydeden katılımcılar, kamu desteklerinin ödenen prim ve vergi esas alınarak tahsis edilmesini önerdi. Katılımcılar, pandemi döneminde AVM’lere girişte HES kodu sorgulanmasının doğal olduğunu, ancak diğer yandan 4 metrekarelik dolmuşlara 20 kişinin binmesine göz yumulduğunu söyledi.

H.EMRE ERTAN / MUTLU ERTAN TEKSTİL – MOHAİR&ANGORA BUTİK TRİKO FİRMA ORTAĞI, ANKARA SANAYİ ODASI MECLİS ÜYESİ:
“Sanayiciliğin finansal matematikle izah edilebilir tarafı kalmadı

Türkiye’de sanayici olmanın finansal matematikle izah edilebilir tarafı kalmamış durumda. Yaptığımız işin, yatırdığınız paranın, aldığınız risklerin ve emeğinizin karşılığını almanız gerçekten çok zor. Üretici olmanın hazzı, ülkemize, çalışanlarımıza, aile geleneklerine olan saygımızın gereği ile aynı özenle devam etmeye çalışıyoruz. Ancak oluşan şartlarda finansal ve operasyonel olarak bir işletmeyi çevirmek ve ticari kazanç elde etmek gerçekten çok zor. Ve iş yapma zemini giderek de bozuluyor. Bu iklimin oluşmasında türlü nedenler var. Yüzde 20- 25 ile para alışverişi varken, vadeli ticaretin olduğu bir yerde hangi matematikle işinizi yapacaksınız? Çok ciddi bir enflasyonist baskı var hammadde ve işçilik tarafında. Sizin mikro olarak yaptığınız doğru işler makro olarak sıkıntılardan kurtulmaya yetmiyor.

“Kaçak güreşenler itibar görüyor”

Maalesef işine yatırım yapan, mesai ayıran, sermayesini, emeğini işletmesine ayıranların çoğunun bu işlerden zarar ettiğini görüyoruz. Ancak geriye çekilen, sermayesini rant kaynaklarına ayıran, arsa yatırımı yapan, altın-döviz alan, spekülatif araçlara yönelenlerin de çok rahat olduğunu görüyoruz. Daha da kötüsü, bu şekilde kaçak güreşenlerin daha çok itibar gördüğünü, daha çok onore edildiğini üzülerek görüyoruz. Devlet ve halk nezdinde üretici olmanın, istihdam yaratmanın hiçbir pozitif tarafı yok ne yazık ki. Bir sanayici olmak, üretim yatırımı yapmak, bir perspektif, öngörü istiyor. Önündeki en az 10 yıl boyunca şöyle bir yatırım yaparım, bu yatırım karşılığında şunları kazanırım diyebilmek gerekiyor. Şu an bu öngörülerini oluşturabilen var mı bilmiyorum?

“Tasarım desteğine ulaşmak çok zor”

Sektörümüzde firmalar, son yıllarda bir dönüşüm sürecine girmişti, e-ticaret, e-ihracat, tasarım yönünü güçlendirme gibi atılımlara başladı birçok firma. Tasarım tebliğiyle tasarım odaklı bir dönüşüm desteği var örneğin, çok anlamlı ve güzel bir destek. Ancak buna erişmek, almak, prosedürlerini yerine getirmek, inanılmaz zorlu bir süreç. Pandemi süreci bütün dünya için beklenmedik bir şey ve sorunları çarpanlarıyla büyüttü. Pandemiye özel başta kısa çalışma desteklerinin olumlu ve yerinde olduğunu düşünüyorum. Tüm bu sorunlara çözüm olarak en baştaki önerim, üreticiye sanayiciye pozitif ayrımcılık yapılması. İstihdam yaratan, risk alan, elini taşın altına koyan, vergi veren insanların, firmaların maddi ve manevi pozitif ayrımlara tabi tutulması gerektiğine inanıyorum. Son olarak maalesef son aylarda devletçe fonlanan ucuz kredilerin alınıp dövize, altına kanalize edildiğini duyuyoruz. Bu kredilerin ve tüm diğer desteklerin, ödenen vergi, SGK primi esas alınarak tahsis edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Önümüzdeki dönemde bunun yerine doğrudan üretim performansı, geçmişte ödenen vergi ve istihdam sayısı üzerinden ihtiyaç olan firmalara destek verilip işletmelerin yaşatılması gerektiğini düşünüyorum.

YAVUZ AKYOL / FİRST ÖRME SANAYİ VE TEKSTİL TİCARET A.Ş ŞİRKET SAHİBİ:
Hizmet sektörünün işsiz kalması, tekstil sektörünü kötü etkiledi

Pandemi döneminde tekstil piyasası böyle giderse kısa süre içinde yüzde 80 oranında batar. Bankaya gidiyorsunuz, ciro düşüklüğünü gerekçe göstererek kredi vermiyor. Çek ödemede sorunu olmayan fi rmalara da banka kredi vermiyor. İşler zaten yarı oranında düşmüştü, hafta sonu kapalılık yarı oranda daha düşürdü. Otobüsler tıklım tıklım, metro tıklım tıklım. Orada sosyal mesafe yok. Sokaklara bakıyorsun herkes birbirinin üzerinde geziyor. Tekstil piyasasının en büyük sıkıntısı, kafe, lokanta gibi yerlerde çalışan insanların da işsiz kalması oldu. Bu durum bizim sektörü kötü etkiledi. Çünkü alışverişi oradaki insanlar yapıyordu. Memur evden çalışıyor giyime ihtiyacı yok. Tamam biz tekstilciler olarak batıyoruz ama ülkenin insanları da zor durumda. Kısa çalışma ödeneğine geçildi, insanlar cüzi miktar bir parayla geçinmeye çalışıyor. Aile geçindiren insanlar nasıl geçinecek? Yani tüm sektörler birbirine zincirleme bağlı. Bir sektördeki düşüş diğer sektörleri de aşağıya çekiyor. Avrupa’da iş yerlerinin cirosuna bakılıyor . Cirodaki kaybı devlet hibe ediyor. Şimdi işletmeler kapansa, bu sermayenin 5 katına yeni tesis kurmak çok zor olur.

“Türkiye üretici olmadığı sürece sorunlar çözülemez”

Ülkemiz için en önemli şey tüketim toplumundan üretim toplumuna geçmesidir. Türkiye üretici olmadığı sürece sorunlar çözülemez. Artık tarım ürünleri de ithal edilmeye başlandı. Döviz bir ara ucuz tutuldu, bu ithalatı artırdı. Bu durum tekstil piyasasını çok etkiledi. Devlet üretim yapan tesisleri destekleyecek. Başka bir çözümü yok bu durumun. Tüketime her şey var ama üreticiye destek olunmuyor. Üretim mi yapıyorsun? İstihdam da oluşturuyorsun? Ben her türlü seni izlerim diyor. Her yer 1 ay kapansın, herkes 1 ay evinde otursun, sonra herkes işine gücüne baksın.

TACETTİN TÜRELİ/TÜRELİ TEKSTİL ÖRME SANAYİ VE TİCARET A.Ş YÖNETİM KURULU BAŞKANI:
Genel üretim planlaması yapılmadığı için tekstil 15 senedir can çekişiyor

9’uncu ayın başında küçük bir inşaata başladım. Demirin tonu 3.450 liraydı. Şu anda demir ton fi yatı 5.850-TL. İnşaat malzemelerin tümünde ve gıdada da benzer fi yat artışı var, 4 ayda demirdeki artış yüzde 70, inşaat sektörü durduğu halde böyle. İstanbul’da kirayı ödeyemeyen çok fazla tekstil üreticisi var, elektrik faturasını, maaşını ödeyemiyorlar. Bizler de öyleyiz. Burada hükümetin yapacağı iş belli. Şu anda tüm sektörün yüzde 20’si iyi (Nakit para gücü olanlar) Yani durum genel olarak yüzde 80 kötü. Bununla ilgili elektrik, gaz, SGK primleri, maaşlar ne olacak? Yarı zamanlı olsa ne olacak? İşçiler ne yiyip içecek? Fiili olarak rahatlatacak önlemler alınması lazım. devletin aldığı önlem firmada hissedilince problem yok ama kimse hissetmiyor.

“750 lirayı versen ne olur, vermesen ne olur”

Büyükşehirlerde 750 lira kira yardımı yapılıyor. Bu parayı versen ne olur, vermesen ne olur? 750 lirayla kimse ayakta kalamaz. Firmalara cansuyu önlemleri lazım. Biz hepimiz kendi başımıza kaldık, herkes kendi başının çaresine bakacak. Devlet firmaları rahatlatacak önlem alabilmesi için kasasında para olması lazım. Sektörümüzde kapasite fazlalığı olduğu meselesi doğru. Türkiye’nin nüfusu belli, tüketim belli. Bizim üreticilerin ihracat yapması lazım. Buna rağmen milyonlarca tekstil ürünü ithal ediliyor. Buna itiraz ettiğimizde ise “Tekstilciler bugüne kadar kazandığına saysın, vatandaş artık ucuz giyinecek” dediler. Genel bir üretim planlaması yapılmadığı için 15 senedir tekstil sektörü can çekişiyor. Bizim arkadaşlarımızdan üretim yapmakta, işçi çalıştırmakta direnenler, hepsi bedel ödedi. Bunların suçu imalat yapmak mı? Hepimiz yaşlandık, hastalandık. Halkımızın parası hep yurt dışına gidiyor. Pandemi de işi tuzu biberi oldu.

“Toplu batışlar olabilir”

Bir ülke kalkınmak, işsizliği yok etmek istiyorsa sanayi ayağı çok güçlü olması lazım. Hükümet acil firmaların aylık toplam giderlerinin %25 ni yüklenirse firmalar kısmi rahatlar (Kira+SGK primleri, muhtasar, yemek, vergiler, elektrik, gaz, su, işçi maaşları ve benzeri kalem giderlerinin toplamının %25’ini karşılamalı, bunu da en az 6 ay yapmalı, o zaman firmalarda kısmi bir rahatlama olur, aksi halde firmalarda toplu batmalar olur, inşallah hükümetimiz kalıcı önlemler alır.

DAĞISTAN ÖZKÖK / BÜŞRA TEKSTİL VE GİYİM SANAYİ LTD. ŞTİ:
AVM’ye girişte HES kodu soruluyor, 4 m2 dolmuşa 20 kişi biniyor

Ben yaklaşık 35 yıldır konfeksiyon sektöründeyim. Bugünkü içine düşmüş olduğumuz zor duruma ülkemizin daha önce girdiği hiçbir kriz döneminde düşmedik. Bizim sektörün sıkıntıları çok büyük ve önünü açmak için de düğünlerin yapılmasının serbest bırakılması gerekmektedir. Düğün sektörünün açılması için belli bir tarih verilmesini beklemekteyiz. Geçen yıldan beri düğünlerini erteleyen bir çok insan mevcut. Düğünler için belli bir tarih verildiğinde insanlar ona göre düğün planlarını ve alışverişlerini yapmaya başlayacak. Buda bizim sektörün hareketlenmesini ve geçen yıldan beri süre gelen maddi sıkıntıların yavaş yavaş atlatılmasını sağlayacak. Gerekli tedbirler alınarak düğün salonlarına HES koduyla giriş sağlanabilir, masalar arası sosyal mesafe konulabilir. Şu an HES koduyla uçağa biniyoruz 3 kişi yan yana oturuyor. Yolcu Otobüslerinde de aynı durum söz konusu. AVM’ye girişte HES kodu soruluyor, 4 metrekare dolmuşa 20 kişi biniyor. Otobüslerde, metrolarda insanlar yan yana yolculuk yapıyor. İnsanların en çok bulaşacağı toplu taşım araçları bu şekilde kullanılırken, düğünlerde alınacak basit önlemler ve HES kodu uygulamasıyla hem bulaşmanın önüne geçilir hem de aylardır mağdur olan tüm sektörlerin sıkıntıları giderilmiş olur. İnsanların rahat rahat alışveriş yapmalarının önü açılmalı. Bulaşma riski en büyük olan Dolmuşta otobüste yolculuk yapılırken mağazaların hafta sonu kapatılma yoluna gidilmesi, düğünlerin iptal edilmesi veya çok kısa bir süreyle sığdırılmaya çalışılması ne kadar akla yatkın bir uygulamadır.

“İnsanlar dışarı çıkmadıkça ürünleri kime satacağız”

Örneğin memurlar sadece Cumartesi Pazar çıkabiliyor, insanlar dışarı çıkmayınca biz ürünlerimizi kime satacağız? Ben 10 aydır kasama girmeyen para ile çek ödemeye çalışıyorum, içinde bulunduğum bu maddi zorlukların geçici olduğunu düşünerek bankadan kredi istediğimizde bana “sizin cironuz düşmüş” diyor. Kapalı olan imalathanemde satış yapılamayan mağazamda nasıl ciro olabilir ki? Bu yüzden kredi veremeyeceklerini söylüyorlar. Sonra da KGF kredisi dağıttık diyorlar. Bizde kredi kullandık ama limitimiz oranında. Kullandığımız KGF kredisi durumumuzu düzeltmeye yetmiyor. Çünkü ciromuz çok düştü. İmkanlarım elverse kaç yıllık emeğimi bir kenara koyup bu işi bırakacağım, 35 yıldır yaptığım baba mesleğini bırakma noktasına geldim. Böyle devam ederse artık çeklerimiz yazılır, bir şey de yapamayız. yüzde 20’ye düşmüş ciro ile ne ödeyebiliriz. 35 yıldır sicilim temiz hiçbir çekim banka tarafından yazılmadı ama bu ay yazılacak, bankadan da kredi alamıyorum cirom düşük diye. Bu durum karşısında ben ne yapabilirim. hayali fatura mı keseyim?

BÜNYAMİN ERYILDIRIM / ÇÖZGÜ TEKSTİL İNŞ.TUR.GIDA SANANYİ TİC.LTD.ŞTİ:
Hammadde ve stok birikti, satış yapamıyoruz

Firmamız abiye takım elbiseler üretiyor üretimimizin büyük bir kısmını arap ülkelerine ihraç ediyoruz. Türkiye de olduğu gibi ihraç kanallarımızda da pandeminin etkisi yoğun bir şekilde sürüyor. Bundan dolayı firmamızdan ürün talebi yok. Yurt dışında ve iç piyasada açık hesap çalışmalarımız vardı tahsilatlarımız aksadı. Çok ciddi hazırlık yaptığımız bir sezonda Pandemi ye yakalandığımız için siparişler iptal oldu. Stoklarımız hiç olmadığı kadar fazlasıyla var. Bir o kadar da ham madde var. Tahsilat ve satış yapamıyoruz. Ayrıca araştırmamıza göre ham madde fi yatlarında ciddi artışlar olduğunu tespit ettik. Örnek geçmişte 6 dolara aldığımız bir ürün şimdi 7.50 dolar olarak karşımıza çıkıyor. Dünyada dolar değer kaybetmesinden dolayı hammadde fi yatlarında dolar bazında artışlar görüyoruz. Enerji tüketimimizde elektrik ve doğalgaz kullanıyoruz. Bunlarda da artış var. Bu artışlardan da etkileniyoruz.

Örneğin 2020 yılı başında aldığımız doğalgazı pandemiden dolayı kapalı olduğumuz için tüketemedik. 2020 yılı ortasında firmamızdan 3.800.00 TL fark istediler. Bu ödemeyi yapmaya gittiğimizde ‘şimdi ödemenize gerek yok’ dediler. Her gaz aldığımızda belli bir miktarını kapatacaklarını söylediler. İmalata devam edemediğimiz için ödemesini yaptığımız gaza ikinci bir fark istiyorlar. Oysa ki biz bunun ödemesini peşin yapmıştık, sayacımız kartlı olduğundan ilk yansıyan 3.800 TL fark ikinci kez karşımıza çıktığında rakam iki katına çıkmıştır. İlgili kuruma sorduğumuzda siz doğalgazı kullanmamışsınız, farkın bundan kaynaklandığını söylediler. Bu ve benzeri fi yat artışları ve pandemi imalatımızı olumsuz yönde etkiliyor.

ERGİN ŞENTÜRK / MODA İLGİ KONFEKSİYON İMALAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ:
Çalışanlarımızın maaşını düşünmekten, şirkete hedef belirleyemiyoruz

2016 yılından bu yana meydana gelen ekonomik alandaki daralmalar sonucu şikayetlerimiz artmış ve şirketimiz mali olarak negatif bir şekilde etkilenmişti. Bu süreci takiben, Aralık 2019 tarihinde Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan COVID-19 salgını her ekonomik daralmada olduğu gibi yine bizim sektörümüzü en derinden etkilemiştir. Bu süreçte kimse geleceği için yatırım yapmamakta, kredi faiz oranları dikkate alınmamaktadır. Ülke genelinde herkes tarafından pandeminin bitmesi, yasakların kalkması ve aşının gelmesi beklenmektedir. Sektörümüz açısından çok ciddi talep düşüşüyle karşı karşıyayız. Bu sebeple cirolar yüzde 30’larda seyretmektedir. Süregelen ekonomik krizlerden etkilenen sektörümüz, geçen sene mart ayına kadar da çok iyi durumda değildi, ancak durum şimdi çok daha olumsuz. Pandemi bitmiş olsa geçmişte neler yaptığımızı göz önüne alarak önümüzdeki dönemde neler başarabileceğimizi, hedeflerimizi gerçekleştirmek adına izleyeceğimiz yolları belirleyebilirdik. Ama şu anda yalnızca kira veya diğer giderlerimizi ve çalışanların maaşlarını nasıl ödeyeceğimizi düşünüyoruz. Şu anda 45 kişi istihdam edebiliyoruz ve çalışanlarımız için kısa çalışma ödeneğinden yararlanıyoruz. İşçi çıkartma yasağı da bize büyük sıkıntı yaratmaktadır. Sektörümüzde işten çıkarma yasağı olmasa, toplu işten çıkarmaların olacağını söyleyebiliriz. Aslında devlet kısa çalışma, işsizlik desteği, stopaj indirimi gibi konularda sektörümüze destek veriyor. Kredi Garanti Fonu (KGF) destek kredileri alanlar oldu fakat kredi alanların ödeme yapamamalarından dolayı alınan kredilerin ötelenmesi talep edilmektedir. AVM’lerin birkaçından, cadde mağazalarından ve dükkân sahiplerinden indirimler aldık. Şu anda yüzde 25 indirim yapılmaktadır ama bizim cironun yüzde 70’i kayıp halinde. Yani ciro ile masraf arasındaki fark halen çok büyük durumda. Bu durumdan bizim gibi olumsuz etkilenen şirketler veya insanlar var. Yani sıkışmış vaziyette aşının gelmesini, hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağının bitmesini ve mağazalarımızın açılmasını bekliyoruz. Sinema ve lokantalar kapalı olduğu için AVM’lere giden kişi sayısı azaldı.

“İnternetten satışlar sorunumuzu çözmüyor”

İnternet üzerinden satışlarımız devam etmektedir. Online satış oranlarımızda geçmiş yıllara göre az da olsa artış görülmektedir ancak bu artış şirketimizin geleceği için yeterli olmamaktadır. Birkaç ilimizde ve toplamda 15-20 tane mağazamız bulunmaktadır. Bununla birlikte internet satışlarını da bir mağaza olarak düşünürseniz, sadece internet satışı içinde bulunduğumuz sıkıntının çözümü olamamaktadır. Internet satışlarında malların iade oranın yüksek, reklama çok odaklı olması gibi zorlukları bulunmaktadır. Ayrıca fi yat skalanızın çok düşük olması gerekmektedir. Bu sebeplerle, internet satışları bizi en fazla 6 ay sureyle idare edebilecektir. AVM’lerin şehir merkezlerinde plansız yapılması mağaza artırma planımızı etkiledi. Açılan her AVM 200 mağazaya karşılık geldiği için her zincir mağazayla rekabet başladı. Biz de caddelerde ve Anadolu’da mağazalaşarak markalaşmanın yolunu açmak istedik. Son 4 yılda sektörümüzde üretim artışı büyük oranlarda olmadı. Üretimin şekli değişmeye başladı. Maliyetleri düşürebilmek için tedarik dediğimiz büyük zincirlere yönelmeye başladık.

Ekonomi