"Denizde konsolidasyon arttı 8 armatörün payı %80'e ulaştı"

Arkas Line CEO’su Can Atalay, şirket hedefleri ve denizcilik sektörüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
"Denizde konsolidasyon arttı 8 armatörün payı %80'e ulaştı"

Arkas Line’ın CEO’su Can Atalay, navlunun çok düşük seyretmesinin taşıyana olduğu kadar taşıtana da zarar verdiğine dikkat çekerek, “Armatörler ayakta kalmakta zorlandığı için artık taşımaların %80’ini 8 şirket yönetiyor. Rekabetin azaldığı bir yerde yükleyiciler için de tercih yapma şansı azalıyor” dedi.

Navlunun ne pandemi öncesi kadar düşük ne de pandemideki gibi yüksek olmaması gerektiğini ifade eden Atalay, 2024 ve 2025’in armatörler için zor geçeceğine işaret etti. Atalay, “Maliyetler ve gemi arzı artarken, talep ise zayıf. Kızıldeniz’deki krizin çözülmesiyle navlunun yeniden düşeceğini öngörüyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin önde gelen denizcilik şirketlerinden Arkas Line’ın CEO’su Can Atalay, şirketin yeni hedeflerini açıklarken, denizcilik sektörüne yönelik de önemli açıklamalarda bulundu. Küresel ekonomideki zayıf talebe karşın denizcilik sektöründe maliyetlerin ve gemi arzının arttığına vurgu yapan Atalay, armatörler için önümüzdeki iki yılın zorlu geçeceğine işaret etti. Arkas Line ise bu zorlu dönemde, operasyonel verimliliği ve müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik çalışmalara odaklanacak.

Arkas Holding’in denizcilik şirketi Arkas Line, filosundaki 49 gemiyle en büyük yerli konteyner armatörlük şirketleri arasında yer alıyor. Ağırlıklı olarak Akdeniz, Karadeniz ve Afrika ülkelerine taşıma yapan şirket, geçen hafta da ABD’ye servis hizmeti başlattığını duyurmuştu. Arkas Line CEO’su Can Atalay, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz yüklemelerinde azalma olmasına rağmen geçen yılı 2022’ye paralel bir taşıma hacmiyle kapattıklarını belirtti. Ancak diğer tüm şirketlerde olduğu gibi, düşen navluna paralel şirkette karlılıklar 2022’nin altında kaldı.

Konteyner krizine paralel pandemi döneminde armatörlerin tarihi karlılıklara imza attığını hatırlatan Atalay, “Navlun 2023 boyunca neredeyse her hafta düşüş göstererek pandemi seviyelerinin altına geldi. Kızıldeniz’deki kriz olmasaydı daha ne kadar düşerdi bilemiyoruz” diye konuştu. Navlunun çok düşmesinin, sadece armatöre değil, üreticiye de zarar verdiğine dikkat çeken Atalay, “Pandemi döneminden önce navlun çok düşüktü. Bazıları oyundan çıkmak zorunda kalırken, dev armatörler de birleşme yoluna gitti. Küresel araştırma şirketi Alphaliner sıralamasına göre, 2013 yılında 17 şirketin toplam taşımalardaki payı 80’e ulaşıyordu. Şimdi ise 8 şirketin payı yüzde 80’e ulaşmış durumda. 10 şirketin payı yüzde 85. Geriye kalan yüzde 15’ini yaklaşık 90 şirket paylaşıyor. Rekabetin azaldığı bir yerde yükleyiciler için de tercih yapma şansı azalıyor. Pandemide navlun ise çok yüksekti. Bir daha o rakamları göremeyiz zaten. Dolayısıyla navlunun taşıyanı da taşıtanı da üzmeyecek bir seviyede olması lazım” diye konuştu.

“Bizler regülatör görevi görüyoruz”

Küresel konteyner devlerinin pasta paylarını büyütmesine paralel Arkas gibi orta ölçekli armatörlük şirketlerinin de ayrı bir rol üstlenmeye başladığını belirten Atalay, “Biz çalıştığımız bölgelerde bir nevi regülatör görevi görmeye başladık. Büyüklerin arasında düzgün iş yapmaya çalışıyoruz. Başka türlü müşterilerinizi memnun edemezsiniz. Dolayısıyla günün sonunda kendinizi öyle bir konumlandırmanız gerekiyor ki, doğru adımlar atarak zaman ve para kaybının önüne geçmelisiniz. Ancak bu şekilde varlığınızı sürdürebilirsiniz” dedi.

“Şirketi dijitalleşen geleceğe hazırlıyoruz”

Arkas Line'ı doğru konumlandırmak için sürdürülebilirlik ve dijitalleşme konularını odağa aldıklarının altını çizen Atalay, “Bu artık dünyanın vazgeçilmezi. Bu iki alanda denizcilik grubu içinde iki direktörlük kurduk. Bu kendimize biçtiğimiz bir rol. Çalıştığımız bölgede işini ahlaklı yapan, maliyetlerini düzgün kontrol ederek müşterisine sağlıklı navlun verebilen, IT altyapısı güçlü ve sürdürülebilirlikle ilgili dünyanın tüm beklentilerini karşılayabilen bir şirket olarak kendimizi konumlandırdık. Dünya ekonomisi zaten zorda, Türkiye’nin zaten kendine özgü sorunları var. Hepsini üst üste koyduğumuzda 2024 kolay bir yıl olmayacağı kesin. 2024 için beklentiler düşük olduğu için kendi içimize dönüp kendi organizasyonumuzu güçlendirmeye öncelik verdik. Denizcilik grubunu yapılandırıyoruz. Şirketi değişen dünyaya, değişen iş yapış şekillerine uygun hale getiriyoruz. Şirketi geleceğe hazırlıyoruz” açıklamasını yaptı.

Yeni emisyon kuralları, kısa mesafe armatörlerini zorlayacak

Can Atalay, 2024 ve sonraki yıllarda armatörleri en fazla meşgul edecek konunun yeni emisyon regülasyonları olduğuna dikkat çekti. Sınırda Karbon Vergisi ve CIL bunlardan bazıları. Atalay, “Tabii ki dünyanın geleceği için en herkes elinden geleni yapacak. Bu tartışmasız bir gerçek. Ancak regülasyonlar ilk başladığında uygulamalar bazen pratiğiyle uyumlu olmuyor. Zaman içerisinde taşlar yerine oturuyor. Ancak, CIL’in emisyon hesaplama formülü kısa mesafe armatörleri için bir dezavantaj yaratıyor. Öte yandan, bekleme süreleri de çok önemli oldu. Limanların performansı burada kritik bir oynuyor. Siz çok yakıt harcamayayım diye düzenli minimum yani o servisin ihtiyacı olan limana süratle gittiniz ama yanaşamadınız. Bunlar sizin performansınızı düşürüyor. Küresel denizcilik örgütü IMO’nun bunu düzelteceğini diye umut ediyoruz. Teknik olarak da işi yapmak zahmetli hale geldi. Biz kendi bünyemizde en uygun optimum ve en düşük emisyon değerlerine sahip servisler sunmak için bir departman oluşturduk” açıklamasını yaptı.

“Denizde, geleceğin yakıtını kimse bilmiyor”

Küresel taşımacılık sektöründe sıfır emisyon hedefl erine ulaşma noktasında karayolunda kısa mesafede elektrik, uzun mesafede ise hidrojenli yakıt ön plana çıkıyor. Denizcilik sektöründe ise geleceğin yakıtı tartışma konusu. Arkas Line CEO’su Can Atalay, konuyla ilgili şunları kaydetti: “Yakıt konusunda bir kafa karışıklığı var. Kimse geleceğin yakıtının ne olacağını bilmiyor. Bu nedenle yeni inşa gemiler iki ya da üç farklı yakıt seçeneğine göre dizayn ediliyor. Bu da maliyetleri artırıyor. Hidrojen ve metanol konuşuluyor ama bunun gündemde olaması ayrı tedariki ayrı. Yakıt ihtiyacını farklı limanlardan karşılayabilmeniz lazım. Buna güvenmeden yatırım yapmak zor. Heli ki, bir gemi 50 milyon dolar olmuşken. Bu işi yapmanız için de en az 4 gemi gerekiyor.”

Kendi yazılımını geliştirdi

Arkas Line'ın kendi bünyesinde IT grubu tarafından geliştirilen bir yazılım kullanmaya başlayacağını ifade eden Atalay, “2024 nisan mayıs gibi bu yazılama geçmeyi planlıyoruz. Tüm acente ağımızla birlekte tek bir yazılım üzerinden çalışacağız. Kendimize özel, bir iş yapış şeklimize bizim uygun, kendi ihtiyaçlarımıza cevap veren bir yazılım olmasını istediğimiz için dışardan bir ürün tercih etmedik. Geliştirdiğimiz bu yazılımı ticari bir ürün olarak dışarıya satmak gibi bir düşüncemiz yok. Ama Neden olmasın?” diye konuştu.

“Kızıldeniz krizinin ardından navlun hızla düşer”

Kızıldeniz’de Husilerin gemilere yönelik saldırıları, geçen yıl düşen navlunun yeniden yükselişe geçmesine neden olmuştu. CEO Can Atalay, Kızıldeniz’deki krizin çözülmesinin ardından navlunun yeniden hızlı bir düşüş göstermesini öngörüldüklerini ifade etti. Atalay, “Çünkü navlunların yüksek olmasını destekleyen bir durum yok. Arz talepte dengesizlik var. Gemi arzı artıyor ancak küresel taşıma talebi zayıf” dedi.

8 bin ekonomist büyümede B. Afrika ve G. Asya’ya işaret etti

Arkas Line CEO’su Can Atalay, Münih'teki bir enstitü tarafından birkaç hafta önce 138 ülkeden 8 bin ekonomistin katılımıyla hazırlanan anketin sonuçlarını paylaştı. Can Atalay, anketin küresel ekonomiye dair karamsar bir tablo çizdiğini aktararak şu bilgileri verdi: “Bu anketin sonuçları, armatörler için sadece 2024 değil, 2025’in de zor geçeceğinin sinyallerini veriyor. Buna göre, küreselde bu yıl için 2,4 büyüme öngörüsü var. 2025 için bu oran 2,9 olarak açıklanıyor. 2027’de ise iddialı bir şekilde 3.3’e çıkmış. Büyüme konusunda sadece yüzde 4.4 ile Batı Afrika ve yüzde 4,7 ile Güney Asya öne çıkıyor. Onun dışında Kuzey Avrupa için yüzde 1,4, Batı Avrupa için 1,1 büyüme tahmini var. Bunlar çok düşük büyümeler. Yani her an büyümeyebilir” şeklinde konuştu.

Ekonomi