“Değişen AB'de Türkiye’nin önemli bir yeri olacaktır”
Rusya-Ukrayna kriziyle AB’nin genişleme sürecinin tekrar hareketlendiğini kaydeden İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, artık AB’nin Türkiye’nin üyeliği için öne süreceği savların kalmadığını söyledi. Zeytinoğlu, “Değişen Avrupa mimarisinde kuşkusuz ki Türkiye’nin de önemli bir yeri olacaktır” dedi.
Osman KILIÇ/İSTANBUL
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, AB’nin son birkaç yılda durma noktasına gelen genişleme sürecinin Rusya-Ukrayna savaşıyla değiştiğini söyledi. İKV’nin 60. Genel Kurulu’nda İKV’nin kuruluş amaçları ile uyumlu olarak AB ile ilişkileri geliştirmek ve AB tam üyelik hedefine ulaşmak için çalışmaya devam ettiklerini belirten Zeytinoğlu, AB genişleme süreci yeniden hareketlendiğini, AB’nin doğu ve güneydoğudaki sınırlarında bir değişim beklenmekte olduğunu söyledi.
Doğu ve güneydoğudaki sınırlarında bir değişim bekleniyor Zeytinoğlu şöyle devam etti; “Son birkaç yılda AB’nin genişleme süreci durma noktasına gelmişti. Sadece Türkiye için değil Balkanlardaki aday ve potansiyel aday ülkeler için de süreç ilerlemiyordu. Ancak Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile dengeler değişmeye başladı. Saldırıdan 4 gün sonra Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky AB üyelik için başvurusunu sundu. Ardından Moldova ve Gürcistan da AB’ye başvuruda bulundular. Bu yeni başvurular sonrasında Ukrayna ve Moldova’ya adaylık statüsü verildi. Uzun süredir beklemede olan Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile katılım müzakereleri başladı. Yani AB genişleme süreci yeniden hareketlenirken, AB’nin doğu ve güneydoğudaki sınırlarında bir değişim beklenmektedir.”
AB’nin Türkiye’yi oyalamak için öne süreceği argüman kalmadı Türkiye açısından bu durumun önem taşıdığını kaydeden Zeytinoğlu, “Çünkü bugüne kadar Türkiye’nin üyeliği için öne sürülen "Artık AB genişlemesi durdu. AB Türkiye gibi bir ülkeyi içine alamaz" gibi savlar geçersiz hale geldi. Değişen Avrupa mimarisinde kuşkusuz ki Türkiye’nin de önemli bir yeri olacaktır. Türkiye’nin AB başta olmak üzere tüm Avrupa kurumlarında karar alma hakkına sahip olması büyük önem taşıyor. Bu süreçte Türkiye’nin iç yapısını, hukuk sistemini, demokrasisini ve ekonomisini güçlendirmesi, modernize etmesi ve reforme etmesi bu gelişmelerde daha fazla söz sahibi olmasını sağlayacak. Değişen Avrupa mimarisinde kuşkusuz ki Türkiye’nin de önemli bir yeri olacaktır” dedi
“TOBB olarak AB ile ilişkileri önceliklerimizin başında tutuyoruz”
İKV’nin iş dünyasının Avrupa Birliği’ne açılan penceresi olduğunu belirten Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Ali Kopuz, “Türkiye’nin Avrupa Birliği ilişkilerine iş dünyasının somut bir desteğidir” dedi. İktisadi Kalkınma Vakfı tarihinin de, esasen Türkiye’nin Avrupa Birliği ilişkileri tarihi ile paralel olduğunu söyleyen Kopuz, “Türkiye’nin geleceğine kalıcı bir yatırım yaptılar. İş dünyamıza, gelecek nesillere taşımamız gereken, çok önemli bir miras bıraktılar” diye konuştu. İKV’nin Genel Kurulu vesilesiyle, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri konusundaki TOBB’un görüşlerini paylaşan Kopuz, “Biz, TOBB olarak AB ile ilişkileri daima önceliklerimizin başında tutuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkan Yardımcısı Ayhan Saruhan da, yaşanılan olayların Avrupa’nın, bu süreçte kilit rol oynayan Türkiye’ye, ne kadar ihtiyaç duyduğunu da ortaya koyması açısından bir kere daha öğretici olduğunu ifade etti. AB’nin en büyük ihracat pazarımız olduğunu vurgulayan Saruhan; “Ancak halen Avrupa’nın ithalatından yalnızca yüzde 3,7 pay almaktayız. AB pazarından hak ettiğimiz payı almamız için AB ile sürdürülebilir, takvimi ve kesin sonuçları olan samimi bir ilişkiyi yeniden tarif etmemiz ve belirsizlikleri ortadan kaldırmamızın büyük önem taşımakta” dedi.
Bu bağlamda Gümrük Birliği’nin revize edilerek kapsamının değişen koşullara uygun olarak düzenlenmesi çalışmaları en kısa sürede sonuçlanması gerektiğini aktaran Saruhan, “Görüyoruz ki, başta Asya-Pasifik bölgesi olmak üzere dünya genelinde bölgesel serbest ticaret anlaşmaları hızla yaygınlaşmakta. Bu anlaşmalar ticaret blokları oluşturarak anlaşma kapsamı dışındaki ülkeler için ticareti daha da zorlu hale getirmekte. En fazla serbest ticaret anlaşması imzalayan tarafın ise Avrupa Birliği olduğunu görüyoruz. AB firmaları ile üçüncü pazarlarda eşit koşullarda rekabet edebilmek ve ihracatımızı artırabilmek için Türkiye’nin de Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerini eş zamanlı ya da münferiden yapabilmesi ve karar mekanizmalarında söz sahibi olması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“İKV, AB’yi Türkiye gündemine soktu”
Kuruluş gayesi AB ile bütünleşme olan İKV’nin çalışmalarıyla Türkiye’nin AB üyeliğini Türkiye’nin gündemine soktuğunu kaydeden İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Türkiye’nin AB ile ticaretine baktığımızda, Türkiye’nin ihracatı ile beraber toplam ticaret hacmimizin yükseldiğini görüyoruz” şeklinde konuştu. Yine de henüz çok mesafe olduğunu ve bu durumu da gözden kaçırmamak gerektiğini söyleyen Avdagiç, “Koronavirüs ve Ukrayna - Rusya savaşı çok şey değiştirdi. AB yeni bir güvenlik mimarisi oluşturmaya mecbur kaldı. Türkiye’nin olmadığı bir Avrupa denklemi tehlikeler ve belirsizliklerle dolu olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.