Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: YOİKK Eylem Planı hazırlandı, ilan edeceğiz

TOBB Genel Merkezi'nde düzenlenen Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında, yapısal nitelikli reform önerileri ve düzenlemeleri öne çıktı. Şurada konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu Eylem Planı'nı ilan etmeyi planladıklarını açıkladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: YOİKK Eylem Planı hazırlandı, ilan edeceğiz

Mehmet KAYA

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından organize edilen Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında, yapısal nitelikli reform önerileri ve düzenlemeleri öne çıktı.

Şuranın açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, uzun zamandır kamuoyuna açıklanmayan Yatırım Ortamı İyileştirmesi Koordinasyon Kurulu Eylem Planının (YOİKK) yenilendiğini açıkladı.

Cevdet Yılmaz, 57 başlıktan oluşan bir eylem planı hazırlandığını kaydetti. Yılmaz, bir yapısal reform paketi üzerinde de çalıştıklarını açıkladı ancak ayrıntı vermedi.

TOBB Genel Merkezinde yapılan Şurada, sektörel olarak hazırlanan sorunlar ve çözüm önerileri sunuldu. Şuraya TOBB sektör temsilcileri yanında, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel de katıldı.

YOİKK eylem planı açıklanacak

Cevdet Yılmaz konuşmasında YOİKK eylem planının ilan edileceğini vurgulayarak, öncelikleri arasında, yatırım ortamı mevzuatında idari ve yargısal süreçlerin kolaylaştırılması ve sadeleştirilmesi; sanayi yatırımı öncelikli yatırım yeri imkanlarının geliştirilmesi; hedef odaklı seçici yatırım finansmanı sağlanması; sanayide dijital ve yeşil dönüşümün hızlandırılması, mesleki eğitim ve iş gücü piyasalarındaki ihtiyaçların giderilmesi alanlarında eylemlerin planlandığını açıkladı.

Yılmaz, konuşmasında Yatırım Taahhütlü Avans Kredisine ilişkin olarak da bütçe imkanı bulunması halinde, Merkez Bankası kaynakları dışında bu kredi programına bütçe kaynağı sağlamayı da planladıklarını kaydetti.

Ekonomi programına siyasi destek

Cevdet Yılmaz, küresel zorluklara rağmen Türkiye’nin büyümesini sürdürdüğünü hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programa desteğinin altını çizdi. Yılmaz, “Siyasi istikrar ve güven ekonominin temeli. Sayın Cumhurbaşkanının güçlü biçimde desteklediği politika belgelerini açıkladık. Siyasi belirsizliğin ortadan kalktığı gibi politika belirsizliği de ortadan kalktı” diye konuştu.

Orta Vadeli Programdaki hedeflerin GSYH’ye oranla bakıldığında çok büyük yakınlıkta gerçekleştiğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı, ilk kez 1 trilyon doları aşan bir GSYH’ye ulaşıldığını, OVP hedefinin dönem sonunda kişi başına 15 bin doları geçen bir GSYH olduğunu hatırlatarak, bu seviyenin geçilmesiyle yüksek gelirli ülkeler grubuna girileceğini hatırlattı. Yılmaz, küresel ekonomide para politikalarının 2024’ün ikinci yarısında değişmesinin beklendiğini, bunun sermaye akımlarında sağladığı iyileşme ve Türkiye’nin CDS primlerindeki düşüşün hem devlet hem de özel sektörün dış kaynağa erişiminin kolaylaşacağını vurguladı.

Açıklanan büyümenin deprem ve küresel zorlukların olduğu bir yılda gerçekleştiğini hatırlatan Cevdet Yılmaz, bütçe açığının GSYH’ye oranının 5,5 olduğunu, 3,6 puanlık deprem etkisi hariç açığın GSYH’nin yüzde 1,9’u düzeyine gerilediğini vurgulayarak, “Mali disiplinden taviz vermiyoruz. Deprem harcamaları yapısal bir bozulmaya neden olmuyor” dedi.

Finansmana erişim sorunları, yatırım ve ihracata destek sürecek

Uygulanan ekonomik programın, şirketlerin finansmana erişiminde zorluklar yarattığının farkında olduklarını ancak yatırım ve ihracata yönelik selektif kredilere ciddi destek verdiklerini kaydeden Cevdet Yılmaz, belirli şartlar altında ihracatçı KOBİ’lere vergi ve finansman kolaylığının bu kapsamda olduğunu anlattı.

Enflasyonla mücadele

Kalıcı refah için enflasyonla mücadelenin kaçınılmaz olduğunu belirten Cevdet Yılmaz, “Aylık bazda düşüş trendini gördük. Ocak ayında geçici yükseliş olduğunu düşünüyoruz. Bazı fiyat ayarlamalarının etkisi oldu, önümüzdeki aylarda bunların etkisinin azaldığını göreceğiz. İkinci yarıda yıllık bazda belirgin düşüş olacak, 2025’te daha ileri seviyelerde olacak, 2026’da yeniden tek hanelere ülkemizi kavuşturmak arzusundayız. Ekonomik öngörü ve kalıcı sosyal refah açısından enflasyonu düşürmeyi son derece önemli görüyoruz” diye konuştu.

Cevdet Yılmaz’dan “yerli üretim” ve “israfın önlenmesi” çağrısı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, konuşmasında “hassasiyetle üzerinde durduğumuz 2 konu” diyerek, yerli üretimin artırılması ve israfın önlenmesi-verimliliğin artırılması konularını öncelikli olarak ele aldıklarını kaydetti. Cevdet Yılmaz şunları kaydetti:

“Türkiye’de üretilen mallar ve hizmetler ülke ekonomisine ciddi katkı sağlarken, istihdamımızı arttırıyor ve en önemlisi dışa bağımlılığı azaltıyor. Yurt içinde üretilen ürünleri tercih ettiğini belirten tüketicilerin oranı, geçtiğimiz yıl yaklaşık 7 puan artarak yüzde 69,2’ye yükseldi. Temennimiz, yurt içi üretime yönelik teveccühün daha iyi bir noktaya gelmesidir. 12. Kalkınma Planı döneminde yeşil ve dijital dönüşümü odağına alan ve yerel kaynakları azami seviyede kullanan, bir üretim yapısıyla ülkemizin en önemli üretim merkezlerinden birisi olmasını hedefliyoruz. Sanayi üretiminde risklerin farkında olmak, maliyetlerin azaltılması, iş sürekliliği ve rekabet avantajı gibi açılardan sanayinin sigortalanması konusunun her zaman gündeminizde olduğuna inanıyorum. Önümüzdeki 3 yıl içinde ihracatımızı 300 milyar dolara, turizm gelirlerimizi 70 milyar doların üstüne, ekonomik büyüklüğümüzü 1,3 trilyon dolara, fert başına milli geliri yaklaşık 15 bin dolara çıkartmayı istiyorsak tüm sektörler hep birlikte daha çok çalışacak, daha çok tasarruf edecek ve özellikle de israfı en alt seviyelere seviyeye indireceğiz. Hükümetimizin israfın önüne geçilmesi, sıfır atık politikası ve yurt içi üretimin teşvik edilmesine yönelik hamlelerine desteğinizi bekliyoruz. Yatırımcıları ve diğer aktörler için öngörülebilirliği artıracak politikalar ve yapısal reformlar ile kısa, orta ve uzun vadede sorunların üstesinden gelecek ve yine inşallah birlikte başarılarımızı kutlayacağız.”

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan ekonomi için 4 başlık

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ekonomik zorlukların farkında olduklarını, ekonomi şuralarında dile getirilen sorunlar ve çözüm önerilerinin hayata geçirilmesinden memnuniyet duyduklarını kaydetti. “Hep birlikte ekonomiyi daha sağlam temellere kavuşturacağımıza inanıyoruz” diyen Hisarcıklıoğlu, Anadolu’yu sürekli dolaştıklarını, firma ve sektörlerle görüştüklerini vurgulayarak, sorunlar ve çözüm önerilerine yönelik 5 başlığın öne çıktığını kaydetti. Hisarcıklıoğlu bu sorunları ve çözüm alanlarını şöyle sıraladı:

Krediye erişim: Reel sektör firmalarımız krediye erişimde büyük zorluklar yaşıyor. Büyümenin bereketi, her kesime yansısın istiyorsak, KOBİ’lere destek vermeli, uygun finansman imkanlarına ulaşmalarını sağlamalıyız.

Vergi Sistemi Yeni Baştan Tasarlanmalı: Her geçen sene daha da karmaşık hale gelen, yatırım ve üretim yapmayı zorlaştıran vergi sistemini yeni baştan tasarlamalıyız.

Yatırım süreci ve izinler: Yatırım izin süreçleri çok karmaşık. Üstelik yatırım sürecinde başına ne gelecek, hangi mevzuat değişiklikleriyle, hangi farklı bürokratik yaklaşımlarla karşılaşacak, yatırımcılarımız bunları bilmiyor, öngöremiyor. Bu da yatımların istediğimiz hızda artmasını engelliyor. Bu nedenle; yatırım izinleri ve devlet teşviklerinin tek noktadan takibi ve koordinasyonunu sağlanmalı.

Yatırım yeri sorunu ve yeni sanayi havzası: Yatırımların önünü açabilmek üzere, yatırım yeri sorununu çözmeliyiz. Sanayi yatırımlarının ülke yüzölçümü içindeki payı nedir diye baktığımızda, Almanya’da yüzde 4, İtalya’da yüzde 2,8, OECD ortalaması bile yüzde 2,4. Bizdeyse sadece binde 3. Sanayimiz, küresel rekabette ayakta kalabilmek için, dünyadaki rakiplerinin onda biri kadar bir alanda faaliyet gösteriyor. Sanayi arazilerinin artırılasına ilişkin bir master plan hazırlanmalı. Ve arsa alımıyla bina inşaatına ilişkin finansman çözümleri geliştirilmeli. Böylece sanayicimiz kısıtlı sermayesini daha verimli alanlarda yatırım yaparak değerlendirmeli. Yine bu kapsamda İç Anadolu-Doğu Akdeniz kuşağında yeni bir sanayi havzası planlanmalı. Geçen sene asrın felaketi kabul edilen çok büyük bir deprem yaşadık. Yeni sanayi havzasıyla, bir taraftan Marmara’daki riski azaltabilir, aynı zamanda da yüksek teknolojili ve daha büyük katma değerli yatırımlar için Marmara’da alan açabiliriz.

Çalışma hayatında esnekleşme: OECD endeksinde, İskandinav ülkeleri dahil en katı işgücü piyasası bizde. Bundan da herkes muzdarip. İşverenlerimiz daha fazla istihdam sağlayabilecek, mevzuatımız adeta bunu caydırır bir halde. ‘Yanında adam çalıştırma’ diyor. Vatandaşlarımızın da daha fazla iş imkanına ulaşmalarına, daha çok kazanmalarına engel çıkarıyor. İstihdamı cezalandıran değil, ödüllendiren bir yaklaşımla çalışma hayatına bakılmalı.

 

Ekonomi