Beyaz eşyada tablo karardı

Yüzde 7’lik pay ile Çin’in ardından 2. sırada yer alan Türkiye beyaz eşya sektöründe daralma, eylül ayı ile birlikte derinleşti. TÜRKBESD Başkanı Sığın, “Eylülde iç pazarda daralma yüzde 15, ihracatta ise yüzde 34’e ulaştı. Toplam üretim yüzde 37 geriledi” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Beyaz eşyada tablo karardı

YENER KARADENİZ / İSTANBUL

Beyaz eşya sektöründe hem ihracat hem iç pazar hem de toplam üretimde daralma, eylül ayı ile birlikte derinleşti. Eylül ayında iç pazarda yüzde 15 oranında bir daralma yaşanırken ihracatta uzun zamandır devam eden küçülme yüzde 34’e ulaştı. İç ve dış pazarlardaki küçülme, toplam üretimin de 37 düşüş göstermesine yol açtı. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2024 yılının ilk dokuz ayına dair değerlendirmelerini paylaştı. TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre 2024’ün ilk 9 ayında 6 ana ürün grubunda geçen yıla kıyasla iç satışlarda yüzde 4’lük bir artış kaydedilirken, ihracatta ise uzun süredir devam eden azalış trendi bu yılın ilk 9 ayına geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6’lık düşüş olarak yansıdı. Bu durum, toplam satışlarda yüzde 3’lük azalmaya yol açarken üretim miktarlarında da bir önceki yıla göre yüzde 4’lük bir azalma gerçekleşti. Konuyla ilgili düzenlenen toplantıda konuşan TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, üretim seviyelerinde görülen düşüşün kalıcı olmasından endişe ettiklerini belirterek, “Bu darboğazın ülkemiz, tüketicilerimiz ve sektörümüzün ortak faydasına olacak bir hareket planı ile aşılabileceğine inanıyoruz” dedi.

“İstihdam kaybı olmasın diye elimizden geleni yapıyoruz”

Sığın, söz konusu düşüşün istihdama etkisi ve yıl sonuna ilişkin beklentileri konusunda ise, “Üretim kaybı şu ana kadar istihdama yansımadı. Şirketler bu konuda duyarlı bir şekilde yollarına devam ediyor. Kayıp olmaması için elimizden geleni yapıyoruz. İhracat kaybındaki düşüş de geçen sene ile mukayese edildiğinde elbette eylüldeki kadar kötü bir sonuç beklemiyoruz. İç pazar da geçen yılın üzerine çok çıkmayacaktır. Endüstrimiz bu kadar zor bir senede 2023’teki bazını korumaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. Enerji verimli ürünlerin kullanımıyla ilgili olarak yakın zamanda yapılan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile de paylaşılan çalışmanın sonuçlarını da paylaşan Sığın, “Çalışmamıza göre; mevcut pazar koşullarının devamı halinde gelecek 10 yılda sadece buzdolaplarının daha enerji verimli yeni nesil cihazlarla değiştirilmesi Keban Barajı’nın 2 yıllık üretimi kadar tasarruf getiriyor. Bir diğer deyişle 4,3 milyon ailenin yıllık elektrik tüketimi tasarruf edilebiliyor. Bu bağlamda tüketicilerin enerji verimli ürünlere ulaşmasını kolaylaştıracak her türlü teşvikin milli servete katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi. TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı da toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye beyaz eşya sektörünün küresel pazardaki zorluklarını ve sürdürülebilir büyüme hedeflerine dikkat çekti. Özkadı, devlet desteklerinin gerekliliğine değinerek, “Dahilde İşleme Rejimi’ndeki (DİR) kazanımların korunması, SGK prim desteğinin artırılması ve uygun finansman koşullarının sağlanması, ihracatçılarımızın rekabet gücünü artıracaktır” dedi.

■ Beyaz eşya fiyatlarına antidamping baskısı

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz ise sektörün ana girdisi olan çelik üzerindeki antidamping soruşturmalarının etkilerini paylaştı. Üretim maliyetinde yüzde 17-18 paya sahip olan paslanmaz çelik, yassı çelik ve polistiren hammaddesinde antidamping soruşturmalarının devam ettiğini dile getiren Yavuz, ürün maliyetinde ciddi bir orana sahip olan ilgili malzemelere, soruşturma kapsamında eklenecek herhangi bir verginin ürün maliyetine ve dolaylı olarak enflasyon artışına yansıyacağına işaret etti. Toplantıda verilen bilgiye göre söz konusu alanlarda meydana gelecek vergi artışının yüzde 5 oranında ürün fiyatlarını artıracağı gibi uluslararası arenada da rekabetçiliği baltalayacağı dile getirildi. TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri de maliyet üzerindeki bir diğer baskı unsuru olan Geri Kazanım Katılım Payı’nın (GEKAP) iç pazarın canlılığını olumsuz etkilemesinden ve sektörün büyüme potansiyelini kısıtlamasından duyulan endişeyi paylaştı. Kuseyri şöyle konuştu: “Özellikle, 2023 yılından itibaren ÜFE ve TÜFE artış oranlarından daha yüksek oranlarda gerçekleştirilen GEKAP tutar artışları, şirketlerin maliyet yapısında ilave baskı oluşturuyor. Nitekim 2020 yılında uygulanan birim fiyatlar, Eylül 2024 itibarıyla yaklaşık yüzde 900 oranında artarken, ÜFE ve TÜFE’de bu artışlar sırasıyla yüzde 544 ve %400 olarak gerçekleşti.”

 

 

 

Ekonomi