Beyan süresine erteleme “düzeltme” umudunu artırdı

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), bu yılın ikinci çeyreğine ait gelir ve kurum geçici vergi beyannamelerinin verilme ve ödeme sürelerinin 6 Eylül Cuma günü sonuna kadar uzatıldığını bildirdi. Uygulamadaki zorluklar nedeniyle beyanname düzenlemede yaşanan sıkışıklığın ertelemeye gerekçe oluşturması yanında, iş dünyasının enflasyon muhasebesinde karşı çıktığı konularda düzeltme yapılabileceği yorumlarına da yol açtı. Bu gelişmeler yaşanırken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in üzerinde de büyük bir baskı oluşmuş durumda.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Beyan süresine erteleme “düzeltme” umudunu artırdı

HÜSEYİN GÖKÇE

Mükelleflerin neredeyse tamamını etkileyen enflasyon düzeltmesi ve bir süre önce TBMM’de kabul edilerek yasalaşan seyreltilmiş vergi paketi ile ilgili, toplumun her kesimi kendi açısından bir eleştiri yöneltiyor.

İş dünyası enflasyon düzeltmesine ödeyeceği vergi miktarını artıracağının geç farkına vardığı için, gecikmeli de olsa itirazlarını yüksek sesle dile getirmeye başladı. Üstelik bunun dozunu her geçen gün artırmaya başladı.

Nitekim ikinci geçici vergi döneminde beyanname verme süreleri önce 27 Ağustos’a ardından da 6 Eylül tarihine ertelendi. Bu erteleme döneminde özellikle yatırımda kullanılan dış kaynakların vergi matrahını artırması ve gayrifaal işletmelere vergi tahakkuku ile ilgili hükümlerin enflasyon düzeltmesinde kapsam dışı bırakılması büyük olasılık olarak görünüyor. Kuşkusuz bu gelişmeler yaşanırken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in üzerinde de büyük bir baskı oluşmuş durumda. Hatta bu baskılar o kadar arttı ki geride bıraktığımız haftada Bakan Şimşek’in istifa ettiğine ilişkin haberler sosyal medya ahalisini ciddi şekilde meşgul etti. İstifa iddialarının ikincisinde herhangi bir gerekçe gösterilmezken, ilk iddiada zenginlerden vergi alınmasına ilişkin hükümlerin paketten çıkarılmasına itiraz ettiği için istifa ettiği öne sürüldü. Her ne kadar enflasyon düzeltmesi, Bakan Şimşek’in ‘çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alacağız’ şeklinde özetlediği yeni dönem politikasıyla çelişse de Şimşek’in özellikle gayrimenkul değer artışlarıyla ilgili vergilendirmede ısrarcı olunduğu biliniyor. Doğal olarak da bu durum bazı kesimlerin işine gelmiyor.

“İstifa etmedi ancak seyreltmeden rahatsız”

Bizim edindiğimiz bilgilere göre Mehmet Şimşek, herhangi bir şekilde istifa ifadesini kullanmadı. Ancak vergi gelirinin artırılmasına yönelik hayata geçirmek istediği düzenlemeler tırpanlandıkça bundan rahatsız oldu ve rahatsızlığını açık açık dile getirdi. Ancak şunun da altını çizmek gerekir ki herhangi bir sivil toplum örgütüne bağlı olmayan ancak şu ana kadar hayata geçirilen ve Şimşek’in önümüzdeki dönemde hayata geçirileceğini duyurduğu vergi yükünü artıracak düzenlemelerden olumsuz etkilenecek kesimler çok güçlü lobi faaliyetleri yürütüyorlar.

Bu arada Mehmet Şimşek istifa iddialarına karşılık farklı iletişim tercihleri kullandı. İlk olarak ‘yalanlama’ başlığıyla bir basın açıklaması yapan Şimşek, ikinci iddianın üzerine sosyal medya üzerinden geniş bir açıklama yaptı. Mehmet Şimşek bu açıklamasında da programın başarıyla uygulandığını ifade etti.

Bir parantez de lobisi olmayan emekçiler için açmak gerekiyor. Türkiye’de sendikalılık oranı yüzde 15’lerde ve bu kadar düşük oranla zaten işçi kesiminin sesinin ne kadar güçlü çıkabileceği tartışılır. Enflasyonun sabit gelirlilerin ücretlerinde büyük tahribat yaptığı dönemde asgari ücrete yıl ortası artış yapılmaması tahribatın boyutu artırdı. Ayrıca gelir vergisi dilimleri de değişmediği için çalışanların çok büyük bölümü yılın ilk çeyreğinden sonra daha fazla vergi vermek zorunda kaldı. Özel sektörün bir kısmı işvereniyle net gelir üzerinden anlaşsa da bu durumda işveren çalışanı için ödediği vergi arttığı için, maaşa yapacağı zam oranını belirlerken daha dikkatli davranıyor.

Sendikaların emekçilerin haklarını savunmak için eylem yapmaları kadar doğal olan bir şey yok. Ancak bu eylemin iş işten geçtikten sonra yapılması, çalışan kesim üzerinde büyük rahatsızlık yaratıyor.

 

 

Ekonomi