Başkanlar Konuşuyor: Karaelmasın başkenti Zonguldak kömürde dönüşüme hazırlanıyor

Ekonomik hacminin yüzde 30’unu deyim yerindeyse kömürden çıkaran Zonguldak, Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması etkisiyle büyük dönüşüme hazırlanıyor. Önümüzdeki 30 yıl içinde kentte yeni sektörlerin yeşermesi için harekete geçildi. Filyos Projesi’nden güç alan kent, turizm ve tarım projeleri de başlatmış durumda.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DÜNYA, TOBB öncülüğünde, 81 ildeki oda ve borsa başkanlarıyla ekonominin nabzını tutuyor. 26'ncısı gerçekleştirilen "Başkanlar Konuşuyor" söyleşi dizisinin bu haftaki konuğu Zonguldak oldu. Zonguldak TSO Başkanı Metin Demir, çevreci projelere hazırlanılırken, kalan tüm kömürün hızlıca çıkartılması gerektiğini söyledi.

Filyos’a 600 bin ton kapasiteli paslanmaz çelik yatırımı geliyor

Metin Demir / Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı

Zonguldak’ı konuşurken kömürden başlamak lazım. Çünkü kömür Zonguldak’ın varlık sebebi. Antik Çağ haritalarına bakarsanız Zonguldak diye bir yerleşim yerine rastlamazsınız. Bizim bütün hikâyemiz 1820’lerin sonunda Osmanlı zamanında kömürün Zonguldak’ta keşfi ile başlıyor. 1845’te de çağına göre modern diyebileceğimiz kömür işletmeleri kuruluyor. Genç Cumhuriyet de bunu bir adım öne taşıyor ve bizim ilk demir çelik fabrikamız Kardemir kuruluyor. O zaman Karabük, Zonguldak’ın bir ilçesi. Kardemir demir-çelik üretmek için ihtiyacı olan enerjiyi Zonguldak kömürlerinden elde ediyor. 60’lı yıllarla birlikte sanayi için Erdemir’de bu defa yassı ürünler ile Zonguldak’ı öne çıkardı. Kaçırdığımız sanayi devrimini genç Türkiye Cumhuriyeti yakaladıysa, bu hikâyede başrol Zonguldak’ındır. Cumhuriyetin önemli ağır sanayi merkezlerinden birisi Zonguldak oldu.

50 BİN OLAN İSTİHDAM 10 BİN KİŞİYE DÜŞTÜ

Kömürle ilgili hikâyemiz 1990’lara kadar sıhhatli bir şekilde geliyor. Ancak serbest piyasa ekonomisi ve sınırların gevşemesi, gümrüklerin kaldırılması ile kömür tarafında sorunlar yaşamaya başladık. Elbette tarihsel sürecin getirdiği durumlarda var. 150 yıla yakın üretimden sonra kömür rezervleri daha derin kodlarda kalmaya başladı. Bir yandan üretim maliyetleri artarken, diğer yandan ithal kömürün Türkiye’ye girmesi 45-50 bin civarında kişiye istihdam sağlayan sektörü geriletti. Güncel durumda şunu söyleyebiliriz, Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nda (TTK) yani devletin kömür şirketinde 7 bin civarında bir istihdamdan kaldı. Özel sektörde de 2 bin 700’ler civarında bir istihdam var. Yani toplamda 10 bin kişiyi bulmayan bir istihdamdan bahsediyoruz.

30 YILDA ÇIKARTABİLECEĞİMİZ KADAR KÖMÜRÜ ÇIKARTALIM

Şimdi bir de Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat politikası gündemde. Yakın zamanda dâhil olduğumuz Paris İklim Anlaşması ile süreç hızla gündemimize geldi. Bu iki süreci bir arada yönetmek zorundayız. Türkiye orta ve uzun vadede muhtemel bir kömürsüzleşme süreci ile karşı kaşıya kalacak. Bunu 10 yıl mı geciktirebileceğiz, 20-30 yıl mı bilemiyoruz. Şu anda 2053 tarihleri konuşuluyor. Almanya, İngiltere gibi kömürden çıkışla ilgili detaylı planlar hazırlamak gerek. Zonguldak’ta istihdamın ve ekonomik faaliyetlerin yüzde 30’undan fazlası kömürle ilişkili. Oran 30 yıl önce yüzde 70’lerdeydi. Elbette geriledi ama hala önemli bir durumda. Buna çelik tarafını hiç katmıyorum. Tüm bu güç kaybına bir de 2014 yılında Soma kazasından sonra gündeme gelen ekstra tedbirler, iş yerlerine yapılan telafilerde sorunlar, gecikmeler var. Tüm bu gelişmeler ışığında, elimizde 20-30 yıllık süreçte ne kadar üreteceğimiz kömür varsa üretelim diye düşünüyoruz. Bu noktada rezervlerle ilgili de bilgi vermek isterim. Bir sondajlar yoluyla kesinleşen rezervler var. Bu Zonguldak’ta 1,5 milyar ton civarında. Ayrıca muhtemel rezerv ve ekonomik olmayan rezerv de var.

BÜYÜKLER DENEDİ, YAPAMADI 12 KOBİ ARTIKLARI ÜRETİYOR

Kömür madenciliği 1840’larda burada görünür vaziyetteydi, yani 1 metrelik toprak örtüsünü kaldırdığınızda madencilik yapabiliyordunuz. O günlerde maliyetler çok makuldü. Ancak bugün TTK’nun Kozlu Müessese Müdürlüğü hali hazırda deniz seviyesinin altında, -550 kodunda üretim yapıyor. Haliyle maliyetlerimizi yükselten ana unsur bu. Ayrıca daha tarihi galerilerde bizim ayak dediğimiz usullerde çok zor koşullarda ve dünyanın en tehlikeli çalışma koşullarıyla metan gazı ile mücadele ederek, havalandırma ile mücadele ederek üretim yapıyoruz. Biliyorsunuz büyük bir firma Zonguldak’a termik santral yatırımı yapmaya gelmişti. İlk geldiklerinde hem termik santral tarafında hem de madencilik tarafında olmak istediler. Ama coğrafya koşullarının zorluğu, maliyetlerin yüksekliği ve kendilerine sağlanan sondaj verilerindeki rezervin olmadığı tespiti ile madencilik projesinden vazgeçmiş oldular. Özel sektörümüz çoğu TTK’nın terk ettiği artık rezervlerde çalıyor. 12 firmamız var, madenden emekli olanlar, KOBİ’ler faaliyet gösteriyor. Büyük işletmeler buraya geldiler ama hiçbiri başarılı olamadı. Çünkü havza çok zor bir havza, kendine özel riskleri var.

GÜBRE VE ASİT FABRİKASI KURULACAK

Biliyorsunuz Filyos diye rüya bir projemiz var. Burası 25 milyon tonluk bir liman, arkasında da 6 bin dekarlık bir endüstri bölgesi ve onun bitişiğinde de 11 bin 500 dekarlık bir serbest bölgeden oluşan bir üç ayaklı bir proje. Liman yatırımı devletimiz kendi imkânları ile tamamlandı. İşletmesine talip olan isimler var. Bugünlerde limanın işletmesi ile ilgili görüşmeler devam ediyor, üstyapı yatırımlarını yaparak limanı hizmete alacak ve belli bir süre işletecek talipler var. Limanın hemen arkasındaki 6 bin dekarlık endüstri bölgemizi de işletmecisi Tosyalı Holding altyapı yatırımlarını tamamlamak üzere. Bir de doğalgaz sürprizimiz oldu. Karaya doğalgaz Filyos’tan bağlanacak. TPAO zemin güçlendirme çalışmalarına başladı. Burada bir doğalgaz rafinerimiz olacak. Endüstri bölgesinde resmen açıklanmamış olmakla birlikte, bir entegre gübre ve asit fabrikası gündemde. Kalan araziye 600 bin ton kapasiteli henüz adı açıklanmayan bir paslanmaz çelik yatırımı geliyor. Zonguldak il olarak 3. Bölgede ama Gökçebey ilçemiz 4. Teşvik bölgesinde ve OSB için yapılacak yatırımlarda bir alt bölgeden teşvik aldığı için Gökçebey ilçemize kuracağımız OSB’de yatırımcı adaylarımıza 5. Bölge teşvikini kurmuş olacağız. Bu da bizim OSB’mizin cazibesini arttırıyor. 1'e 10 talep var, Gökçebey’deki OSB’mize. Hem Filyos’la ilgili gelişmeleri takip eden arkadaşlarımız hem de Gökçebey’in sunacağı 5. Bölge avantajlarımız. Yerelden de rehavet var, yurt dışından da gelen talepler de var bize. Herkes Fİlyos’ta ki hem lojistik olarak hem de ana sanayi olarak burayı çok daha cazip hale getireceğinin farkında. Biz keşke arazimiz olsa da bir OSB daha yapabilsek diye hesap ediyoruz ama Zonguldak sanayiye tahsil edilecek arazi tarafında biraz sıkıntılı.

Karadeniz’in Efes’i Tios gün yüzüne çıktı

Eskilerin lafı vardır, kul sıkışmayınca Hızır yetişmez... Dünya kömürden uzaklaşmaya başlayınca biz de turizme bir el atalım dedik. Potansiyelimiz var mı diye baktık. Filyos beldemizde meşhur bir iskelemiz vardır. Orada bir 2 bin 700 yıllık geçmişi olan Tios (Tieion) Antik Kenti var. Hocalarımızla inceledik, şu anda kazı çalışmaları devam ediyor. Çok önemli bir dini ve ticari merkez olduğu ortaya çıktı. Burası için Karadeniz’in Efes’i diyorlar. Yakından çalışmaları takip ediyoruz. Bir diğer potansiyelimiz endüstriyel mirasımız. 1800’lerin sonundan kalma önemli sanayi yapılarımız var. Maden müzesi gibi çok önemli bir varlığımız var. Oraya Üzülmez Kültür Vadisi ismi verdik. Zonguldak’ın ilk cevher zenginleştirme tesisi. Yanında da İsmet Paşa’nın temellerini attığı sanayi sitemiz var, onu da modernize ediyoruz. Bu sanayi yapıları turizm ile kültür ve sanat merkezi olacak. Önümüzdeki yıl açılışını yapacağız. Bir de doğa turizmi potansiyelimiz var. Erken başlayan yayla turizmi merkezleri kısmen tahrip oldu. Bizim ormanlarımız el değmemiş. İki tabiat parkı yapıyoruz. Biri Dana Ağzı Tabiat Parkı. Hem deniz kenarında hem de güzel bir orman varlığı var. İkincisi de Göl Dağı.

Öncelikle çileğin, beyaz baklavanın ve kestane balının diyarı Zonguldak…

Ereğli ilçemizin Osmanlı çileğinin coğrafi işaretini aldık. Raf ömrü çok kısa olduğu için genelde burada yerelde tüketilir ya da reçel yapılır. Onun için arkadaşlar çalışma yapıyor. İlk coğrafi işareti Devrek bastonumuza almıştık, Devrek’teki beyaz baklavamıza, cevizli Kömeç ekmeğimize coğrafi işaret aldık. Çaycuma TSO’muz da manda yoğurduna coğrafi işaret aldı. Biliyorsunuz bir TV programında gündeme geldik. Kestane balımız da meşhur, coğrafi işaretini almak için kalkınma ajansı ile süreci başlattık.

BAKAP HAYATA GEÇİRİLMELİ

Zonguldak TSO Başkanı Metin Demir, Yönetim Kurulu Başkanımız Hakan Güldağ, Genel Koordinatörümüz Vahap Munyar, Yazıişleri Müdürümüz Handan Sema Ceylan’ın sorularını yanıtladı. Demir, GAP gibi bölgenin Batı Karadeniz Projesi’ne ihtiyacı (BAKAP) olduğunu söyleyerek, “Kalkınmanın gerisinde kaldık bu proje mutlaka hayata geçirilmeli. Tarım ve hayvancılıktaki potansiyelimizin ayağa kaldırılması için de İPARD desteklerinden yararlanabilmeliyiz” dedi.

Ekonomi
Bu konularda ilginizi çekebilir