Bahçıvan: Kısa çalışma en az 3 ay daha, hatta yıl sonuna kadar uzatılmalı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi'nin haziran ayı olağan toplantısında konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, birçok sektör için gerçek anlamda toparlanmanın uzun süre alacağını ve istihdamın korunması için kısa çalışma ödeneğinin en az üç ay uzatılmasını zorunlu gördüklerini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bahçıvan: Kısa çalışma en az 3 ay daha, hatta yıl sonuna kadar uzatılmalı
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi'nin haziran ayı olağan  toplantısı "Sanayiye Dayalı Kalkınmada Türkiye Kalkınma ve Yatırım  Bankasının Vizyonu ve Hedeflerinin Sanayimizin Geleceği Açısından Önemi" ana gündemi ile dijital platform üzerinden video konferans  yöntemi ile gerçekleştirildi. Açılış konuşmasının İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan'ın yaptığı İSO Meclisi'nin online toplantısına, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop  da katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'Kısa çalışma ödeneği üç ay daha uzatılmalı'

Konuşmasında yatırım kredileriyle ilgili teminat sistemine de  değinen Bahçıvan "Genellikle nakdi teminat istendiği için  şirketlerimiz teminat bulmak için yüksek maliyetlere katlanıyor. Artık  nitelikli yatırımların tapuya, gayrimenkule bağlı bu tür eski tip  teminat alışkanlıklarından kurtarılması gerekiyor. Bunun yerine proje  bazlı bir bakış açısıyla, yatırımın sonunda ortaya çıkacak değer  teminat olarak kabul edilmelidir" dedi.
Pandemide işin ve istihdamın  korunması için uygulanan kısa çalışma ödeneğinin önemli katkıda  bulunduğunu da belirten Bahçıvan, birçok sektör için gerçek anlamda  toparlanmanın uzun süre gerçekleşmeyeceği dikkate alındığında,  istihdamın korunması için kısa çalışma ödeneğinin en az üç ay ve hatta  yıl sonuna kadar uzatılmasını zorunlu gördüklerini de söyledi.

'Bankacılık ve reel sektör ilişkileri çok önemli'

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, ekonomik kalkınma,  sanayinin nitelikli dönüşümler eşliğinde gelişmesi ve rekabet gücünün  artırılması için bankacılık ve reel sektör ilişkilerinin her zaman büyük önem taşıdığına dikkat çekti.

Ancak finans dünyası ile reel  sektör arasındaki ilişkilerin uzun yıllardır sanayicilerin nitelikli  finansman ihtiyacını karşılamaktan çok uzak olduğunu vurgulayan  Bahçıvan, "İSO olarak uzun zamandır savunduğumuz bir temel argüman  olan Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası'nın sanayimize büyük katkı  sunacağı aşikar. Yine yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili  ürünlerin payının arttığı bir üretim yapısına geçişi de uzun zamandır  savunuyoruz. Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası'nın biz sanayicileri  teknolojik kalkınmada desteklemeyi vizyoner bir şekilde hedeflemiş  olması çok önemli, finansmanda yerlileşme ve millileşme modeli  hepimizde bir heyecan yarattı. Bu vizyona baktığımızda  her zaman  yatırımcının yanında ve sürdürülebilir kalkınma ile yarınlara değer  katmak hedeflenmiştir" dedi. Bu hedeflere ulaşmak için bu yolculuğu  birlikte yapmak gerektiğine değinen Bahçıvan "Türkiye'nin geleceğine  güvenmeliyiz. Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası da ülkemiz  ekonomisinin geleceğine dair çok güzel hayalleri olan  sanayicilerimizin yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek  ürünleri içeren yatırım projelerine ortak oluyor" diye konuştu.

Ülkemiz için hayati öneme sahip


Covid-19 salgını nedeniyle global değer zincirlerinin yeniden  şekillendiği bu dönemde oluşan yeni fırsatları iyi değerlendirmek ve  yeni yatırımları süratle hayata geçirmek gerektiğine de işaret eden Bahçıvan, şöyle konuştu:
"Ne mutlu ki, Türkiye Kalkınma Bankamız,  ihtiyacımız olan büyük yatırımlar için uzun vadeli, uygun maliyetli  yatırım ve proje kredileri sağlamak üzere Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası adıyla yeniden yapılandırıldı. Dünyada Çin, Güney Kore ve Almanya gibi örnekler de bunu bize açıkça gösteriyor. Bu ülkelerdeki  kalkınma bankalarının aktif büyüklükleri ülkelerin GSYH'sinin yüzde 15'i ile yüzde 18'i arasında değişmekte. Yine aynı ülke kalkınma  bankalarının dağıttıkları krediler, ülke GSYH'lerinin yüzde 10'u ile  yüzde 13'ü oranında. Bu büyüklüklere ulaştığı takdirde Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, ülkemizin aktif büyüklüğü olarak en büyük  bankası haline gelecek ve ülkemiz sanayisinin bir üst lige  yükselmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Sermayesi güçlü, proje  finansmanı modeli ile büyük yatırımları fonlayan ve gerektiğinde ortak  olabilen, ucuz ve uzun vadeli finansman sunan bir kalkınma bankacılığı  modeli, ülkemiz için hayati öneme sahip. Ar-Ge, inovasyon ve  teknolojik ürün üretimi alanlarında sağlayacağı finansal desteklerle,  ülkemizde yer alan sanayi şirketlerinin yeni ve yüksek katma değerli  ürünler geliştirmesini sağlayacağını ve uluslararası firmalarla  rekabet gücünü artıracağından şüphe duymuyoruz."

Öztop: Yatırımcıyı faiz ve döviz  kurundaki dalgalanmalara karşı koruyacağız

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil  Öztop da verimliliği ve katma değeri yüksek üretim yapan sektörleri ve  yatırımcıları desteklemek üzerine 8 Haziran'da 18 milyar TL'lik 10  yıla kadar vadeli yüzde 7,75 sabit faizle Yatırım Taahhütlü Avans
Kredisini kullanıma sunduklarını belirterek şu bilgileri paylaştı:

"Böylelikle salgının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin  sınırlandırılmasına katkıda bulunacak, yatırımcıyı faiz ve döviz  kurundaki dalgalanmalara karşı koruyacağız. İşletmelerde salgının  etkisi ile görülen 'işletme sermayesi' eksikliklerinin giderilmesi  için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kullandıracağımız kredilerin  teminatları arasına KGF kefaletini de ekledik. Dünya Bankası'ndan  Kayıtlı İstihdamın Artırılması Projesi kapsamında 316 milyon avroluk  finansman temin ettik. Bu proje ile, belirlediğimiz 24 ilimizde  işlerini büyütmek ve geliştirmek isteyen özel sektör işletmelerine  teknik yardıma erişim imkanı sağlayarak kayıtlı istihdamın  arttırılmasına destek olmayı hedefliyoruz. Bu yıl kalkınma finansmanı  kuruluşlarından temin edeceğimiz ilave kaynakların yaklaşık 1,5 milyar  dolara ulaşacağını öngörüyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın finansmanı  için ekonomiye uzun vadeli yeni kaynaklar kazandırırken, yatırım  bankacılığında da aktif rol oynadık. Ülkemizdeki birçok şirket ve  girişime yatırım yapmak üzere Türkiye Kalkınma Fonu çatısı altında yer  alan Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile Bölgesel Kalkınma Fonu'nun  kurulması için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile bir protokol  imzaladık. Teknoparkları canlandıracak 350 Milyon TL'lik Teknoloji ve İnovasyon Fonu aracılığıyla özellikle start up'lara ortak olmayı  hedefliyoruz. 400 Milyon TL'lik Bölgesel Kalkınma Fonu ile de nispeten  ölçeği daha büyük şirketlere ortak olmak suretiyle yatırımları  desteklemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde Eurobond ihracı ve  yurtiçinde tahvil ihracı ile kaynaklarımızı çeşitlendirip sanayiye ve  iş çevresine sunmayı planlıyoruz."

Ekonomi