Atıl kapasite sorununa karşı lisanslı üretim önerisi

Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Memiş, atıl kapasite sorununa karşı, lisanslı üretim modeline geçilmesi gerektiğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Atıl kapasite sorununa karşı lisanslı üretim önerisi

Mehmet Nabi BATUK

MERSİN - Pazar-üretim araştırması yapılmadan yeni sanayi işletmelerinin açılması, kontrolsüz büyüme yatırımları ve yatırımcıların ölçek ve kapasite planlamalarındaki eksiklikler bakliyat, hububat sektörleri başta olmak üzere Türkiye’deki birçok sektörde üretim kapasitesinin atıla düşmesine neden oluyor. Üretim sisteminin pazara tepki hızını belirleyen, bir taraftan maliyet yapısını, kaynakların verimliliğini, teknoloji düzeyini, stok politikalarını ve insan gücü ihtiyaçlarını; diğer taraftan müşteriye verilecek hizmet düzeyini belirleyen kapasitenin doğru kurulabilmesi için bir an önce sanayi işletmelerinin 2020 şartlarına uygun şekilde hazırlanacak bir mevzuata göre lisanslandırılmasını bekleyen sanayiciler, belirli sektörlerde yeni işletme açılmasına ilişkin yükümlülüklerin de ağırlaştırılmasını istiyor.

“Ticaret Bakanlığı ile TOBB ortak çalışabilir”

Bakliyat sektöründen verdiği örnek ile konuyu değerlendiren Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Memiş Türkiye’de 250 bin ton mercimek üretim kapasitesi olmasına karşın kurulu kapasitenin 1 milyon tonu geçtiğine dikkat çekerek yeni firmaların fizibilite çalışmalarına önem vermediği için sektörel olarak ciddi bir atıl kapasite sorunu ile karşı karşıya olduklarını ifade etti. Memiş, “Geçtiğimiz dönemlerde un üretiminde biz bu sorunu çok yaşadık. Una biraz rağbet oldu diye Türkiye’nin her yerine un fabrikaları açıldı. Şuanda un firmalarının yüzde 50 oranında üretim kapasitesi atıl bekliyor. Bu gibi sorunların önüne geçebilmek için bir an önce mevcut işletmelerin lisanslanması lazım. Bu çalışmalar Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından ortak yürütebilir” diye belirtti.

“Dış pazarlarda rekabet gücümüzün artması için serbest ticaret anlaşmalarına ihtiyaç var”

Türkiye’nin dış ülkelerle imzaladığı ve ticaret faaliyetlerine büyük kolaylıkların sağlandığı Serbest Ticaret Anlaşmaları’na da değinen Veysel Memiş, “Biz Ticaret Bakanlığı’ndan pazarlarımızın artmasına vesile olabilecek serbest ticaret anlaşması sayısının arttırılmasını bekliyoruz. Kardeş ülkemiz olan Azerbaycan’a ihracat yaptığımızda Serbest Ticaret Anlaşmamız bulunmadığı için müşterilerimiz ülkemizden aldığı baliyat ürünlerinde extra yüzde 20’leri bulan gümrük vergisi ödemek zorunda kalıyor. Ancak burada aynı ülkeye Rusya anlaşması olduğu için sıfır vergi ile ihracat yapıyor. Ülkemizin güneyine Arap Birliği, kuzeyinde Avrupa Birliği, Kafkasya ve Asya’da Şhangay 5’lisinin olduğunu düşündüğümüzde bizim pazarlarımızdaki rekabet koşullarımızı koruyabilmemiz için bu serbest ticaret anlaşmalarının bir an önce imzalanması gerekiyor” dedi.

“Sertifikalı tohum çalışmaları genişletilmeli”

Türkiye’nin bakliyat sektöründeki avantajlarını arttırabilmesi için ‘Sertifikalı Tohum’ kullanımı çalışmalarının daha da genişletmesi gerektiğini vurgulayan Memiş, şunları söyledi: “Farklı cins ürünlerin birbiriyle iç içe geçmesi nedeniyle elde edilen ürünler hem tüketimde hem de kalitede stabil çıkmayabiliyor. Bu durum da hem pişirim süresinde hem de ürün kalitesi anlamında sorun yaratıyor. Farklı cins tohumların bir arada kullanılması tarımsal üretimde de verim düşüklüğüne neden oluyor. Bu yüzden tohum yönetiminde geniş bir ıslah çalışmasına ihtiyaç var. Ayrıca devlet destekleri tohum üzerinden çiftçinin yanında olursa daha faydalı olacağını düşünüyorum. Devlet sadece tohum desteği sağlamakla yetinmeyip üretimi başından sonuna kadar takip etmesi gerekiyor. Tarım politikaları bu denli bir vizyon ile kurulursa Türkiye bakliyat üretimine çok ciddi bir artışı yakalayacağına inanıyorum” diye konuştu.

Ekonomi