Atasay CEO’su Atasay Kamer: Bizde kapı her çalışanımıza açıktır
Atasay Kuyumculuk’un 4. kuşak genç CEO’su Atasay Kamer, yönetimde ast-üst ilişkisini daha esnek bir yapıya geçirerek, verimli çalışmaya odaklandı. Şirketteki tüm çalışanlarla iletişim halinde olduğunu söyleyen Kamer, “Bizde kapı, en üstten en alta kadar her kademeye açıktır. Hiçbir insan kendini ‘Acaba patron ne der’ baskısı altında hissederek içindeki cevheri çıkaramaz.” diyor.
“Aile şirketlerindeki en sancılı süreçlerden biri yönetimin genç nesle devredilmesidir. Tüm sorumluluğun yeni yöneticiye bırakılmasında, aile büyükleri karar süreçlerinde ne kadar geride kalırsa, genç lider işe odaklanmada o kadar başarılı olur. Aksi bir durumda genç yönetici sırtını aileye yaslayacak, büyük sorumluluk almaktan kaçınacaktır.” Bu sözler, Türk mücevher sektörünün önemli oyuncularından Atasay Kuyumculuk’un 36 yaşındaki genç CEO’su Atasay Kamer’e ait. Kamer Ailesi’nin 4. kuşak temsilcisi olarak eğitimini ABD ve Londra’da tamamladıktan sonra yurda dönen ve aile şirketinde çalışmaya başlayan Atasay Kamer, altın al-sat işinden başlayıp birçok alanda çalıştıktan sonra Ocak 2015’te CEO oldu.
Kamer, yeni görevi devralırken babası Cihan Kamer’in kendisine, ‘Biz artık aile olarak bir adım geri gidiyoruz, sen bir adım ileri gidiyorsun’ dediğini belirterek, “Ailem bana bu görevi 2015’te tümüyle verdi. Elbette beni yukarıdan izlediler, doğruyu yanlışı söyleyip fikir beyan ettiler. Ama bana karar mekanizmasını sonsuz bir şekilde verdiler. Bu da benim için gerçek bir sorumluluk” diyor. Kamer, genç bir yönetici olarak şirketteki her kademedeki çalışanla sıkı bir iletişim halinde olduğunu belirterek, kapısının her zaman herkese açık olduğunu söylüyor. Özellikle genç nesil çalışanlarla da iletişiminin güçlü olduğunu belirten Kamer, “Baskı, kişinin içindeki potansiyeli çıkarmasına engel oluyor. O nedenle ben her kademedeki çalışanlarımıza bana her zaman ulaşabilmelerinin önünü açıyorum” diyor. Kamer’le yönetimi ve işlerini konuştuk…
● 4. kuşak bir yönetici olarak şirkete adaptasyon süreciniz nasıl gerçekleşti?
Aile şirketlerinde çocuklar aslında işin içinde büyür. Ben de bu şekilde büyüdüm. Yaz tatillerinde bile çalışırdım. Dede, anne, baba işin içinde olunca evde bile iş konuşulur. Böyle bir ortamda büyüdüm. ABD ve Londra’da işletme ve ekonomi eğitimi alıp, Goldman Sachs’ta staj yaptıktan sonra babam ‘Sen tek erkek çocuksun, artık dönme vakti geldi’ deyince, İstanbul’a dönüp işin içine tam anlamıyla girdim.
● İlk olarak hangi görevde bulundunuz?
2008-2009 yıllarıydı… Kapalıçarşı’da 10 metrekare bir yer kiraladık. Atasay Kıymetli Madenler şirketimize bağlı olarak 8 ay boyunca orada altın al-sat işi yaptım. Hayatım 180 derece değişmişti. Londra’da Goldman Sachs gibi bir finans kuruluşunda staj yaparken, öğle aralarında çıkıp suşi gibi küçük atıştırmalıklar yerken, Kapalıçarşı’da öğlenleri dürüm yemeğe başladım. Yaklaşık 8 ay Kapalıçarşı’nın tozunu yutup orada aslında şirketimizin doğduğu hikayeyi yeniden yaşadım. Sonra merkeze döndüm.
● Merkezdeki iş tanımınız nasıldı?
Dedemin ilk kurduğu Asgold markası, Atasay’ın perakendeye geçirilmesiyle askıya alınmıştı. Babam bana ilk olarak bu markayı yeniden faaliyete geçirme görevini verdi. Yeni bir ekip kurdum. Bu ekiple birlikte arabaya atlayıp tıpkı dedemin yıllar önce yaptığı gibi Anadolu’yu gezdim. Bu geziden edindiğimiz bilgileri derleyip piyasanın talebini analiz ettik. Fiyat aralıklarından gramaja, modellere kadar birçok trendi belirledik. Asgold’u yeniden yapılandırdık. Kuyumcularda satış noktaları oluşturduk. Aynı zamanda Atasay bayilerine de ürün vermeye başladık. Yönetim, oradaki sistemin oldukça verimli olduğunu görünce bana, ‘Asgold’da kurulan sistemi Atasay içerisine enjekte et’ dedi. O zaman pırlantalardan sorumlu müdürdüm. Aradan 4 yıl geçtikten sonra, 2015’te annemden CEO’luk görevini devraldım. Babam, bana ‘Biz artık aile olarak bir adım geri gidiyoruz, sen bir adım ileri gidiyorsun’ dedi. O günden beri de bu görevdeyim.
● Asgold markası sizin kendinizi aileye kanıtlamanıza vesile mi oldu?
Küçük bir imtihan oldu. Ama ne olursa olsun başarılı insanların daha yüksek konumlara sahip olabilmesinin ana unsuru başarılı bir yoldan geçmiş olması değildir aslında. Aile şirketlerindeki en önemli nokta aile büyüklerinin sorumluluğu tamamen genç nesle vermesiyle de alakalıdır. Yani bugün aile şirketlerinde genellikle babalar, amcalar ya da bir üst nesilde kim varsa, yeni nesle sorumluluk verirken bu sadece lafta kalıyor. İcrayı ya da karar mecralarını kendilerinde tuttukları için dünyanın en başarılı insanını getirseniz bile bir adım ileri gitmekte zorlanıyor. Bizim şirketteki en büyük gelişme, benim ailem bana bu görevi 2015’te tümüyle verdi. Elbette beni yukarıdan izlediler, elbette doğruyu yanlışı söyleyip fikir beyan ettiler. Ama karar mekanizmasını bana sonsuz verdiler. Bu da benim için gerçek bir sorumluluk.
● Peki diğer aile üyelerinin şirketteki konumları ne?
Babam Cihan Kamer, yönetim kurulu başkanımız. Ancak kendisi son dönemde gıda gibi daha farklı iş kollarına odaklandı. Annem Çiğdem Kamer, mücevherden sorumlu yönetim kurulu üyesi. Tasarım ve iletişimle ilgileniyor. Kardeşim Simay Kamer de yine iletişim bölümünde.
●Cihan Kamer, iş dünyasının yakından tanıdığı bir isim. Kendisinin örnek aldığınız özellikleri nelerdir?
3-4 önemli özelliği vardır. Dengedir ilki. Hayattaki her aşamada, iletişim olsun, ticaret olsun uçlara hiçbir zaman kaçmaz. Her zaman ilkleri yapmak için farklılaşmak ister. Bunda da sektör fark etmez. Risk alır. İnandığı risklerin üzerine gider. Ve her şeyin matematiğe bağlı olduğuna inanır.
● Ekibinizden de bahseder misiniz? İşinizi kolaylaştıran kimler var?
Ben şirketteki her çalışanla iletişim halindeyim. Öncelikle şunu söyleyeyim, bizde kapı en üstten en alta kadar her kademeye açıktır. Benim odama güvenlik görevlisi de, üst yönetici de habersiz çok rahatlıkla gelir.
Ayrıca satış ve pazarlama yöneticileriyle sık sık görüşürüm. Ama oradaki yöneticiler alt ekiplerini de bana yönlendirir. Ben tüm çalışanlarla iletişim halinde olmanın başarı getirdiğine inanıyorum. Çünkü o zaman icraata çok hakim olabiliyorsunuz. Hiçbir insan baskı altında ‘acaba ne der, acaba ne yapar’ anlayışıyla içindeki cevheri dışarı çıkaramaz. Bunu aşmanın tek yolu şirketteki herkesin en üstteki kişiye ulaşabilmesi, onunla iletişim kurması, sohbet edebilmesi ve beraber karar alabiliyor olmasıdır. Bu, özgüveni ortaya çıkarır.
● Biraz da işlerinizden bahsedelim? Kaç mağazaya ulaştınız bu yıl?
Türkiye’de 160 mağazamız var. BAE, Irak, Almanya, Kıbrıs ve Katar’da 22 mağazamız faaliyet gösteriyor.
● Pandemi faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?
Biliyorsunuz bu yıl pandemi nedeniyle 3 ay mağazalar kapalı kaldı. Haziranda işe döndüğümüzde şu kararı verdik. Artık bu yılı, ne geçmişle kıyaslayacağız, ne de geleceğe dönük planlar yapacağız. O nedenle anı yaşamaya karar verdik. Peki, andan mutlu muyuz? Buna da çok şükür diyoruz. Şu demek değildir ki geçen yıla göre öne geçtik. Ama perakende sektörünün geçen yıla göre yüzde 60-70 oranında geriye gittiği bir dönemde biz yüzde 15-20 gerideyiz.
GELENEKSEK MAĞAZACILIK BİTMEZ
Pandemiyle birlikte artan online satışlar, perakendecilerin can simidi oldu. Atasay’da da online satışların geçen yıla göre yüzde 1000’in üzerinde arttığını açıklayan Atasay Kamer, mücevherde yine de geleneksel mağazacılığın her zaman önemini koruyacağını vurguladı. Tüketicinin mücevheri deneyip, inceleyip öyle almak istediğini söyleyen Kamer, “Geleneksellik bizim sektörde devam eder” diyor. Hafta sonu sokağa çıkma yasağının getirilmesiyle satışların daha çok hafta içine kaydığını de belirten Kamer, “Yılbaşı satışlarında da son hafta hareket bekliyoruz” dedi. Tüketicinin mücevher talebini de değerlendiren Kamer, pırlantalı ürünlerde tektaş, beştaş ve suyolu ürünlerinin önde olduğunu, altın takıda ise daha modern ürünlere talep olduğunu belirtiyor.
KABUK DEĞİŞTİRMEMİZ KAZANÇ SAĞLADI
Atasay Kamer’e 2020’nin kayıp bir yıl olup olmadığını sorduğumuzda kendisi, “Bu birçok sektörün önünü açan bir süreç oldu. Örneğin lojistik şirketleri, evlere servis firmaları 10 yıl öncesinde bu alana yatırım yaptılar. Bugün pandemi sürecinde öne geçtiler” dedi. Atasay için de durumun benzer olduğuna dikkat çeken Kamer, “Biz de 5 yıl öncesine göre kabuk değiştirdik. Yatırımlarımızı farklı yönlere kaydırdık. Online satışa yatırım yaptık. Sepetleri tek ülkeye değil farklı ülkelere dağıttık. Birçok aşamada 5 yıl önce bunların tohumlarını attık. Bugün geldiğimiz noktada genel perakende sektörü içinde gayet iyi bir noktadayız. Bu da vizyonlar sayesinde gerçekleşti” dedi.
EKİPTE KİMLER VAR?
Cihan Kamer: Yönetim Kurulu Başkanı
Çiğdem Kamer: Mücevherden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi
Simay Kamer: Yönetim Kurulu Üyesi
Ekrem Tosun: CFO
Hamdi Külahçıoğlu: Perakendeden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi
Elif Arıcan: Kurumsal İletişim Başkanı
Salim Güneş: İcra Kurulu Başkanı
Kamuran Öncel: Türkiye Satış ve Ticari Faaliyetler Gen. Müd. Yrd.