ASO Başkanı Özdebir: Yabancı sermayeyi üretime yönlendirseydik bugünkü zor koşullar ortaya çıkmazdı

ASO Başkanı Özdebir, üretim ekonomisine dönülmesinin şart olduğunu belirterek, “ TL’nin değerli olduğu dönemlerde ülkeye giren yabancı sermayeyi üretken alanlara yönlendirmiş olsaydık bugün bu zor ekonomik koşullar ortaya çıkmayabilirdi” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ASO Başkanı Özdebir: Yabancı sermayeyi üretime yönlendirseydik bugünkü zor koşullar ortaya çıkmazdı

ANKARA(DÜNYA) - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, üretim ekonomisine dönülmesinin şart olduğunu belirterek, “ TL’nin değerli olduğu dönemlerde ülkeye giren yabancı sermayeyi üretken alanlara yönlendirmiş olsaydık bugün bu zor ekonomik koşullar ortaya çıkmayabilirdi” dedi.

Ankara Sanayi Odasının Temmuz ayı Meclis toplantısında konuşan Özdebir, üretim ekonomisine dönüşün kısa vadede gerçekleştirilemeyeceğini bunun için orta ve uzun vadeli plan ve programların yapılması gerektiğini belirterek, “Bunları yaparken kısa vadede yabancı sermaye ihtiyacı da ortadadır. Mevcut yüksek faize rağmen ne yazık ki yeteri miktarda yabancı sermaye de çekemiyoruz. Türk varlıklarına karşı ilginin artmasının tek yolu TL’ye güven kazandırmaktan geçiyor. TL’ye güven algısını oluşturacak ortam ve politikaların ivedi bir şekilde devreye girmesi gerekiyor. Kısa dönemde bu politika tercihi ile sağlanacak iyileşme ile orta ve uzun vadeli politikalar ortaya koyup, geçmişten de ders alarak üretim ekonomisine ivedilikle geçmek zorundayız” dedi.

Bu süreçte etkin ve efektif para ve maliye politikası uygulamaları oldukça önemli olacağını kaydeden Özdebir, özellikle son dönemde uygulamaya konulan para politikalarının reel sektörden bağımsız düşünülmemesi gerektiğini belirtti. Özdebir, şunları söyledi:

“Para politikası tercihleri, yüksek oynaklık dönemlerinde ileri vadelerde enflasyonun seyrinin öngörülmesinde önemli bir gösterge olmalıdır. Artan maliyetler karşısında reel sektörün girdi maliyetlerinin azaltılması, fiyatlandırma politikasının öngörülebilirliği, yatırım ve üretim aşamalarının planlanması, enflasyon beklentisinin kontrol altına alınması ile mümkün olmaktadır. Bu sebeple, Merkez Bankası para politikası kararlarını alırken orta ve uzun dönemli perspektifle, maliye politikası ile destekli, fiyat istikrarı ile sürdürülebilir büyümeyi devam ettireceği bir anlayışı benimsemelidir.”

“Aşı işyerlerindeki çalışma huzuru açısından çok önemli”

Artan COVID-19 vakalarına dikkat çeken Özdebir, aşı yaptırmak istemeyenlerin bir risk alanı oluşturmaya devam ettiğini belirterek, “ Toplu çalışılan işyerleri ve sosyal alanlarda bulunanların aşı yaptırmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu, özellikle işyerlerindeki çalışma huzuru açısından çok önemli. Ancak gördüğüm kadarıyla burada hukuki bir belirsizlik var ve tartışmalar da buradan çıkıyor. Özellikle son günlerde aşı olmayanların belli alanlara alınmaması konusu oldukça fazla gündeme getiriliyor. Bu noktada bence devlete önemli bir görev düşüyor. Sağlık Bakanlığımızın belirleyeceği çerçeveyle Cumhurbaşkanlığımızın bu konuda bir düzenleme yapmasının doğru olacağı düşüncesindeyim” diye konuştu.

Ekonomik istikrarla ilgili gelişmeleri izleyecek ve değerlendirmelerde bulunacak Ekonomi Koordinasyon Kurulu ile fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine katkı sağlayacak Fiyat İstikrarı Komitesi’nin Haziran ayında kurulduğunu hatırlatan Özdebir, “ Bu kurulda mutlaka piyasanın içinden gelen, eli taşın altında olan insanların da bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Ankara Sanayi Odası olarak bu konuda destek vermeye, katkı sağlamaya hazır olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Enflasyon eğilimlerinin bozulduğu bu dönemde umuyorum ki bu kurul önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.

“Temmuz ayı enflasyonunda gıda baskısı azalacak”

Haziran ayında beklentilerin üzerinde bir enflasyon artışı ortaya çıktığını, gıda enflasyonunda düşüş beklenirken fiyatların yükselmesinin enflasyonun önemli bir sebebini oluşturduğunu kaydeden Özdebir, Temmuz ayı verilerinde gıda enflasyonunun TÜFE üzerindeki baskısının biraz azalmasını beklediklerini söyledi. “Ekonomimiz, genele yayılan maliyet çekişli bir enflasyon ile karşı karşıya” diyen Özdebir, hem kur tarafı, hem küresel emtia fiyatı artışı, elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artışın gelecek aylarda enflasyonun artış yönünde olacağına işaret ettiğine dikkat çekti.

“Kurlardaki artış enflasyonun hem nedeni hem sonucu”

Kur seviyesindeki belirsizliğin reel sektörün orta ve uzun vadeli projeksiyon yapmasına engel olduğunu ifade eden Özdebir, “ Kurun yükselmesi önemli sorun lakin daha önemli sorun kurdaki belirsizliktir. Kurlardaki artış enflasyonun hem nedeni hem sonucudur. TL’nin değer kaybetmesi, fiyatlar genel seviyesi ve enflasyonun artmasına, TL’nin tekrardan değer kaybetmesine neden olmaktadır” değerlendirmesi yaptı.

İşsizliğin pandemi sonrasında üzerinde durulması gereken sorunların başında geleceğini kaydeden Özdebir, pandemi ile birlikte kısmi kapanma, talep düşüşü gibi etkenler ekonominin istihdam yaratma kapasitesini önemli ölçüde düşürdüğünü söyledi.

Ekonomi
Bu konularda ilginizi çekebilir