Asgari ücrette zam tartışması sürüyor! Prof. Dr. Ege Yazgan: Tüm yükü faydalanmamış kesime yüklemek doğru değil
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay'ın "Bir senedir asgari ücrete zam gelmiyor ama enflasyon devam ediyor. Demek ki enflasyonun sebebi asgari ücret değilmiş" sözleri dikkat çekmişti. Asgari ücret enflasyonda ne kadar etkili? Akademisyen Prof. Dr. Ege Yazgan yanıtladı.
Asgari ücret zammı için geri sayım devam ederken artış oranı ile ilgili tartışmalar hem iş dünyasının hem ekonomi çevrelerinin hem de siyasilerin gündeminde yer alıyor.
TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ genel başkanları vergide adalet sağlanması ve çalışanlar ile emeklilerin sorunlarına çözüm bulunması talebiyle Meclis’te siyasi partilere ortak ziyaretlerde bulundu.
“1 yıldır zam gelmiyor, demek ki enflasyonun nedeni asgari ücret değilmiş”
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, "Asgari ücret bir geçim oldu. Bu ülke açısından doğru bir veri değil. Asgari ücretlinin insanca yaşayabileceği bir ücret olmalı. Bir senedir asgari ücrete zam gelmiyor ama enflasyon devam ediyor. Demek ki enflasyonun sebebi asgari ücret değilmiş. Onun için insanca yaşayabilecek bir ücret getirirler, komisyon da kabul ediyorsa üç arkadaş ortaklaşa konuşuruz" demişti.
Hiç zam yapılmazsa asgari ücrete enflasyon düşecek mi?
NTV canlı yayınına katılan Akademisyen Prof. Dr. Ege Yazgan, asgari ücret enflasyon ilişkisine dikkat çekerek tüm yükün faydalanamayan bir kesime yüklemenin doğru olmadığını söyledi. Prof. Dr. Yazgan, "Büyük bir kesim zaten zaruri harcamalarını yapıyor. Yani onları da mı yapmasın. Yeme, içme ve barınma en temel ihtiyaçlar. Endeksleme mekanizması talep üzerinden belirlenen bir mekanizma değil. Beklenti mekanizmasını da hareketleniyor. Asgari ücrete küçük bir oranda zam yapılsa bile oranın hemen fiyatlara yansıma etkisi oluyor. Buradan yola çıkarak ‘Ücret artışı hiç yapılmasın’ ya da ‘ileriye yönelik yapılsın’ demek şu anlama geliyor: Bütün yükü zaten bundan hiç faydalanmamış olan bir kesimin üzerine yıkalım demek oluyor. İşe yarayıp yaramayacağı da belli değil. Ücret artışı yapmazsanız mesela bu enflasyon sürecek mi? Şu ana kadar süren enflasyonu ne ile açıklıyoruz. 1 yıldır ücret artışı yapılmıyor. Buradan yola çıkarak bunun devam edeceği kanaatine de varabilirsiniz. Dolayısıyla sadece bu çerçevelerde tartışmak doğru değil." dedi.
"Herkesin elini taşın altına koyduğu bir programa ihtiyacımız var"
Enflasyonun gelirler üzerindeki etkisinin kolayca geçiştirilebilen bir şey olmadığını belirten Prof. Dr. Yazgan, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini dikkat çekti. Yazgan, şunları söyledi:
"Çok daha geniş, katılımlı ve herkesin elini taşın altına koyduğu bir programa ihtiyacımız var. Bu sadece Merkez Bankası’nın faiz politikası üzerinden olabilecek bir şey değil. Aslında piyasa da bunu istiyor. Piyasa borsayı hareketlendirmek için oradaki kısa vadeli hesaplamaları faiz indirimi üzerinden gidiyor. Daha henüz enflasyon düşmeden bu konuda henüz bir algı oluşmadan bunu yapmak beklentileri hareketlendireceği de çok açık. Büyüme düşünüyorsa, enflasyon yüzde 30-35 olsun ne olacak deniyorsa, bence bu da olmayacak. Enflasyon birdenbire hızlanıp daha da ileri gidebilir. Büyümede de istenilen gibi hareketlenme olmayabilir. Stagflasyonla karşı karşıya kalabiliriz. Hassas bir dönem, kolay bir dönem değil. Geçmişte yaşanan şeyler hafife alınacak şeyler değil. Bunların servet ve gelirler üzerindeki etkisi bu kadar kolay geçiştirilebilecek şeyler değil. Dolasıyla daha kapsamlı düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim.
İSO Başkanı Bahçıvan "Asgari ücret iki tarafı da mutlu etmeyecek" demişti
Geçtiğimiz haftalarda İSO Başkanı Erdal Bahçıvan asgari ücrete yapılacak zam konusunda hem işçi hem de işveren tarafı ile empati kurulması gerektiğini dikkat çekmiş, "Asgari ücrette iki tarafı da mutlu edecek tablo gözükmüyor" demişti. Bahçıvan “Hem iş gücünün istikrarlı ve kalıcı olması, hem de işgücü maliyeti ödeyen firmaların rekabet edebilmesi noktasında ortada buluşulması lazım. Bu yıl da asgari ücretin en az geçen yılki kadar üzerinde konuşulacağını tahmin diyorum. İki kesimin de çok mutlu olacağı bir noktada olmayacağı kesin gibi gözüküyor. Mutsuzluğu en aza indirmek bile bir başarı olacak" ifadelerini kullanmıştı.
ASO “Gelirler politikasının güçlü desteğine ihtiyaç var” demişti
Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, para politikasının tek başına enflasyon direncini kırmaya yetmeyeceğinin altını çizerek, gelirler politikasının güçlü desteğine ihtiyaç olduğunu, kamunun tasarruf etmesi gerektiğini söylemişti.
Kamu desteğinin sınırlı kaldığı bir enflasyonla mücadele politikasının, faizlerin uzun süre yüksek kalmasına ve ekonominin daha fazla tahribata uğramasına neden olacağına değinen Ardıç, tasarruf genelgesinin sonuçlarının da kamuoyuyla paylaşılmasını istemişti.
Beklenti anketlerine göre enflasyon beklentileri arasında büyük fark bulunduğunu hatırlatan Ardıç, farklılaşmanın fiyatlama davranışlarını bozarken, enflasyon fırsatçılarına gün doğduğunu söylemişti.