Asgari ücret öncesi TÜRK-İŞ’ten siyasetçilere gelir vergisini düzeltin talebi
TÜRK-İŞ, hükümet ve muhalefete bir mektup göndererek, ücretlilerin yıl içinde gelirinin azalmasına yol açan gelir vergisinin hesaplamasında ve tarifedeki gelir tutarlarında düzenleme yapılmasını talep etti. Gelir vergisi, uzun süredir işçi ve işverenler tarafından birlikte gündeme getiriliyordu. Asgari ücret görüşmelerinde de önemli gündem maddelerinden biri haline geldi.
Genel Başkan Ergün Atalay ve Genel Sekreter Pevrul Kavlak imzasıyla gönderilen TÜRK-İŞ mektubunda, sadece gelir vergisinin kesildiği yıllık gelir düzeyinin yüksek oranlı artırılması değil, teknik olarak ücretlerin azalmasına yol açan, vergi yükünü artıran matrahta da düzenleme yapılması istendi.
Mektupta, "Türkiye'de uygulanan tüm istisna uygulamalarında istisna tutulan tutar vergi matrahına eklenmiyor ancak asgari ücret istisnası tutarı haksız ve adaletsiz şekilde kümülatif vergi matrahına ekleniyor. Bu da ücret gelirlerinde ağır vergi yüküne sebep oluyor" eleştirisinde bulunularak, asgari ücrete verilen kamu desteğinin matraha dahil edilmemesi istendi. Mektupta ayrıca, sağlık, eğitim, yol, kira ve ısınma gibi giderler için yapılan ödemelerin de gelir ve SGK matrahı hesaplanırken safi gelir oluşacak şekilde düşülmesine imkan verilmesi talep edildi.
Mektupta, 2022’den itibaren başlatılan asgari ücrete kadar olan tutarların gelir vergisi dışı tutulma uygulamasının vergi adaletini sağlamada yetersiz kaldığı belirtildi. İstisna tutulan asgari ücrete kadar olan gelirlerdeki vergi istisna tutarının takip eden aylarda vergi matrahına eklenmesi nedeniyle, yıl içinde ilk yüzde 15’lik gelir vergisine tabi gelirin aşıldığını ve yüzde 20, hatta yüzde 27’lik dilime çıkarak yüksek vergi ödenmek zorunda kalındığı belirtilen mektupta, bu konuda teknik düzenleme istendi.
Gelir vergisi tarifesi düzeltilmeli
Mektupta ayrıca gelir vergisi tarifesinde de düzenleme talep edildi. Asgari ücretin 1999-2023 arasında 143 kat artmasına karşılık, gelir vergisi tarifesinin birinci diliminin sadece 35 kat arttığı hatırlatılan mektupta, “2010 yılı ve öncesinde asgari ücret üzerinden gelir elde eden bir çalışan ikinci vergi dilimine hiç girmemekte ve ücretinden kesilen gelir vergisi oranı hiç artmamaktaydı. 2011 yılı itibariyle asgari ücretliler ikinci vergi dilimine tabi olmuştur. Asgari ücretteki artış ile gelir vergisi ilk dilimi tutarındaki artış paralel seyretmemiş ve bu nedenle asgari ücretliler her yıl daha yüksek oranla gelir vergisi ödemek durumunda kalmıştır” denildi.
Gelir vergisi tarifesinin ilk diliminin hesabında, fazla mesai, yol, yemek, yakacak yardımları gibi ek kazançların da dikkate alınarak asgari ücret brüt tutarının belirli bir miktar üzerine çıkacak şekilde ayarlanması istendi.
Mektupta, ücretler başta olmak üzere, çok sayıda stopaj yoluyla alınan verginin olduğu hatırlatılarak, oransal stopaj kesilmesinin durdurularak, sabit stopaja geçilmesi istendi.
Safi gelir vergilensin
Mektupta, çeşitli dönemler gündeme gelen gelir vergisine yönelik safi gelir hesabına geçilmesi uygulamasına da dikkat çekilerek, yemek, yol, sağlık, eğitim, kira, ısınma gibi temel ihtiyaçlar ve sosyal yardım kalemlerinin elde edilen kazançtan düşülmesi ve düşüldükten sonra vergi ve SGK primi hesaplanması talep edildi. Ücretliler dışında tüm gelir vergisi hesabının bu yolla yapıldığı hatırlatıldı.