Ekonomistlerden asgari ücret sorusu: Neden sadece çalışanlardan fedakârlık bekleniyor?

Asgari ücret 2024 yılında IMF’in deyimiyle yüksek artışa rağmen yılın sadece ilk 3 ayında açlık sınırının üzerinde kalabilmişti. Sektörlerde asgari ücretli çalışanların yüksekliği ve ortalama ücretin asgari ücret yakınında toplanması enflasyonla mücadelede yılsonuna yaklaşırken, asgari ücret tartışmalarını da alevlendiriyor. Ekonomistler enflasyonla mücadelede yükün, çalışan kesime yıkılmasını yanlış buluyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ekonomistlerden asgari ücret sorusu: Neden sadece çalışanlardan fedakârlık bekleniyor?

ÖZDER ŞEYDA UYANIK

Yılsonu yaklaşırken asgari ücret tartışmaları arttı. Geçmiş enflasyonla gelecek enflasyon oranında zam arasında kalan ekonomi yönetimine algı konusunda yabancı kuruluşlar destek verirken, 2024 yılı ortasında zam almayan asgari ücretliler hızını kaybetmeyen enflasyona karşı koruma bekliyor.

Asgari ücretli oranı yüksek

TCMB’nin TÜİK’ten elde ettiği verilere göre, 2021 yılında Türkiye’de inşaat sektörünün yüzde 71,4’ü, sanayi sektörünün yüzde 50,4’ü ve hizmetler sektörünün de yüzde 37,9’u asgari ücretin yüzde 10 fazlası ve altında ücret alıyor. Hizmetler sektörü alt kalemlerinde konaklama ve yiyecek hizmetlerinde bu oran yüzde 73’e, toptan ve perakende ticarette de yüzde 64,4’e çıkıyor. Sanayi alt verilerinde de asgari ücretli çalışan oranları giyim sanayiinde yüzde 70,5’e, deri sanayiinde yüzde 69,7’e, mobilya sanayiinde de yüzde 57,8’e çıkıyor.

Yüksek oranlı asgari ücretli çalışanların olması bir yana 2021 sonrasında enflasyonda oluşan yüksek seyir ücretlerde de yakınsama yaratıyor. DİSK’in, TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması 2022 mikro verilerinden yaptığı hesaplamada, Türkiye’de çalışanların yüzde 82’si asgari ücret ve 2 katına kadar olan ücretlerle çalışıyor.

Açlık sınırının altında

Ücret yakınsamaları zam oranlarında da asgari ücreti “baz” alınan bir duruma getirirken, asgari ücret 2024 yılına başlarken yüzde 49 oranında artmasına karşın yılın sadece ilk 3 ayında Türk-İş açlık sınırının üzerinde kalabildi. Yılın bitmesine halen 2 ay varken, asgari ücret açlık sınırının altında kalmaya devam edecek.

Asgari ücret zammı

Yabancı kurumların raporlarına yansıyan, IMF’nin önerilerine giren ve TCMB’nin tahminlerinde ABD’deki sunumda da görülen şekilde 2025’e girerken, asgari ücrete yüzde 25 oranında zam yapılması beklentisi hâkim oluyor. Beklenen enflasyon oranında olan bu zam ile asgari ücretin 21 bin 252,65 TL’ye çıkması bekleniyor. Geçmiş enflasyon oranında telafi bazında bir artış yapılması planlandığı takdirde, yılsonu Merkez Bankası enflasyon tahminlerine göre yüzde 38 oranında artışla asgari ücret 23 bin 462,93 TL’ye çıkacak.

Ekonomistler soruyor

Prof. Dr. Fatih Özatay, sosyal medya paylaşımında asgari ücrete yönelik değerlendirmesinde, enflasyonda düşüş için yapılacak fedakarlığın neden sadece çalışanlardan beklendiğini şu şekilde ifade etti:

“Ocak 2025’ten itibaren geçerli olacak asgari ücretin belirleneceği toplantıların başlamasına fazla kalmadı. Neden sadece çalışanlardan (ve emeklilerden) fedakârlık bekleniyor? - Nasıl bir ekonomi programı uygulanıyor? Oldukça eksik bir program. - Temelinde sıkı para politikası (faiz artışı) ve bir ölçüde de bütçe açığını kontrol altına almaya çalışan bir maliye politikası var. - Yüksek gelir gruplarına yönelik vergi artışı var mı? Yok. ‘Nerden buldun’ yasası var mı? Yok. - Kamu ve Özel İşbirliği projelerinde verilen gelir garantilerinin (dolayısıyla projelerin yapılabilirlik raporlarının ve ihalelerinin) gözden geçirilmesi var mı? Yok. - İşverenlerin ürettikleri mal ve hizmetlerin fiyatlarını hedeflenen enflasyona göre artırmalarını sağlayacak bir anlaşma ve bunu kontrol edecek bir mekanizma var mı? Yok. Üstelik asgari ücret, açlık sınırının altında. Hedeflenen enflasyon kadar artarsa, açlık sınırını geçecek mi? Geçerse, kaç ay üzerinde kalacak?”

“Asgari ücret diğer ücretleri de baskılıyor”

Prof. Dr. Ensar Yılmaz, Doç. Dr. Sinem Sefil Tansever ile 2023 yılı sonunda yaptıkları araştırmanın özetinde ise asgari ücrete yönelik önemli değerlendirmelerde bulunuyor:

“Asgari ücret tartışmalarının olduğu bugünlerde yaptığımız çalışmanın sonuçlarını tekrardan özetlersem:

i. Asgari ücretin temel referans bir ücrete dönüşmesi diğer ücretleri de baskılıyor (yayılım etkisi)

ii. Enformel sektör ücretleri üzerinde pozitif bir etkisi var

iii. Ücretler arasındaki farkın azalmasına neden oluyor

iv. Asgari ücret ortalama ücretten daha hızlı artıyor

v. Asgari ücret medyan ücrete eşit ve ortalama ücretin yaklaşık %65'i, istihdamın da yaklaşık %35'i alıyor.”

“Enflasyon maliyetini emekçi kesime yıkmak insafsızlıktır”

Doç. Dr. Orhan Karaca da asgari ücrete yönelik değerlendirmesinde, emeğin payına dikkat çekiyor:

“Türkiye dünyada emeğin toplam gelirden en düşük payı aldığı ülkelerden biridir. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) tahminlerine göre, emek gelirinin GSYH içindeki payında dünya ortalaması %53 civarındayken Türkiye'de bu oran %35 dolayındadır.

Bu durum Türkiye'de emeğin yeterince örgütlenmesinin engellenmesi nedeniyle toplam gelirden hak ettiği düzeyde pay alamadığını göstermektedir. Emekçiler ancak seçmen olmanın gücünü kullanarak seçim dönemlerinde asgari ücretin belirlenmesi üzerinde etkili olabilmektedir.

2016'daki yüksek asgari ücret zammıyla ancak %40'a çıkabilen bu oran son yıllardaki enflasyon patlamasıyla 2022'de %29'a kadar düşmüştür ve şu anda ortalamasına yakınsamaktadır.

Hal böyleyken asgari ücrete gerçekleşen enflasyonun çok altında bir zam yaparak enflasyonla mücadelenin maliyetini emekçi kesime yıkmaya çalışmak insafsızlıktır. Eğer gerçekten enflasyonla mücadele edilecekse maliyetin enflasyondan yararlanan sermaye kesimine yüklenmesi daha adil olacaktır.

Uzun dönemde ise emeğin örgütlenmesinin önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir. Bu yapıldığında ortalama ücretler yükselip emeğin toplam gelirden aldığı pay dünya ortalamasına yaklaşacak ve asgari ücret de önemini kaybedecektir.”

Ekonomi