Arslan: Ücretli gelir vergisi oranı kriz bitene kadar yüzde 10’a sabitlensin
Bakanlığa sunacakları bir rapor hazırladıklarını bildiren Hak-İş Genel Başkanı Arslan, “Talebimiz kriz dönemi bitinceye kadar bütün çalışanların vergi dilimini yüzde 10’a sabitlemedir. Ardından bir vergi reformu yapalım. Afları ortadan kaldıran, hakkaniyetli bir vergi modeline ihtiyaç var." dedi.
Mehmet KAYA
ANKARA – Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, asgari ücretin mevcut çalışma hayatı içinde ulaştığı ağırlığın çeşitli sorunlara yol açtığını, sendikal hareketi zorlaması yanında vergi adaletsizliğinin de ciddi boyuta vardığını vurguladı.
HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, ÖZ İPLİK-İŞ Sendikası Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Hazine ve Maliye Bakanına sunmak üzere bir rapor hazırladıklarını bildirdi. Bu raporun en önemli ayaklarından birinin vergi adaletsizliğinin giderilmesine yönelik öneri olduğuna vurgu yapan Arslan, “Talebimiz kriz dönemi bitinceye kadar bütün çalışanların vergi dilimini yüzde 10’a sabitlemedir. Ardından bir vergi reformu yapalım. Afları ortadan kaldıran, hakkaniyetli bir vergi modeline ihtiyaç var. Kriz bitene kadar sabit, sonrasında da hakkaniyetli bir vergi düzenlemesine ihtiyacımız var. Çoğu ekonomistin ortak görüşü vergi oranlarını yükselterek adalet sağlanamayacağıdır. Vergi oranını düşürüp, vergiyi tabana yaydığınızda hakkaniyetli bir ortamda hakedenden vergi alındığında daha fazla toplanır. Bakıyoruz, çevremizde, avukatlar, kuyumcular, tacirlik yapanlardan daha fazla ay sonunu zor getiren bir işçi daha fazla vergi veriyor. Bu nasıl oluyor, demek ki vergi yakalanandan alınıyor. Dün Barolar Birliğinin toplantısında paylaşıldı. 1974’teki asgari ücretin bugünkü değeri, 15 bin TL’ye denk geliyor. Demek ki 1974’ün gerisindeyiz” dedi.
"(Asgari Tespit Komisyonuna) Gözümüzü dikmiş değiliz"
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, geçmiş üç yılda asgari ücret belirleme çalışmalarına, resmi komisyon üyesi TÜRK-İŞ ile ortak tavır belirleyerek katkı verdiklerini ancak bu dönemde henüz bir davet almadıklarını hatırlattı.
Komisyona yönelik eleştirilerinin bilindiğini, komisyonun yapısının kapsayıcı, demokratik olmaması nedeniyle daha geniş bir katılımla oluşturulması gerektiğini savunduklarını vurgulayan Mahmut Arslan, “Geniş kesimleri ilgilendiren bir düzenleme dar bir kadroya teslim ediliyor. Komisyonun ücretlileri temsil etme sorunu varsa bunu söylemek lazım. Bize deniyor ki, ‘komisyona göz diktiniz’.. Hayır dikmedik, bir haksızlığı gidermek için öneriyoruz” dedi.
Arslan: Özel sektör sendikacılığı tehdit altında
Asgari ücretin emekli aylığı, kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği gibi geniş bir etki alanı bulunduğunu belirten Mahmut Arslan, son dönemde asgari ücretle çalışan kişi sayısının çok yükselmesinin de önemli sonuçlar doğurduğunu belirtti.
Ücretli çalışanların Bakanlık açıklamasına göre yüzde 38’i, çeşitli hesaplara göre yarısının asgari ücretli haline geldiğini, bu oranın İspanya’da yüzde 1’in altında, en yüksek olan Slovenya’da yüzde 15, Avrupa ortalamasında ise yüzde 4 olduğunu hatırlatarak, bu görünüm altında asgari ücret belirleme çalışmasının Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi haline geldiğini kaydetti.
Mahmut Arslan, ücretli vergi yükünde adalet sağlanamaması ve yüksek enflasyonun çeşitli ciddi sorunlar doğurduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
“1 yıldır HAK İŞ olarak ne söylüyoruz. Türkiye kriz dönemi yaşayor, enflasyon hayat pahalılığı altında çalışanlar zor durumda bulunuyor. Ücretleri artıralım. Kamu sözleşmeleri ile yapıyoruz. Memurlar da benzer olarak yapıyor. Toplu iş sözleşmesi olan yerlerde asgari ücret arttıkça zam yapılıyor. Peki özel sektörde, sendikalı olmayanların ücretini kim ücretlere artıracak. Asgari ücretteki her artışla orada da büyük bir krizle karşı karşıyayız. Ücretler yaklaşıyor. 10 yıl çalışan sendikayı suçlamaya başlıyor, sendikalılığı sorgulamaya başlıyor. Sendikal hareket, toplu iş sözleşmesi zorlanıyor. Özel sektör sendikacılığı tehdit altında. Bunu görmemiz gerekiyor” dedi
Emeklilikte Yaşa Takılanlar
HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, emeklilikte yaşa takılanlar sorununun dönemin hükümetince IMF anlaşması gereği olarak ortaya çıkarıldığını, emek platformunun (bütün konfederasyonların yasaya karşı eylem için oluşturduğu platform) 1999’da tarihin en büyük işçi eylemine, HAK-İŞ’in münhasıran düzenlediği mitinglere rağmen hayata geçirildiğini hatırlattı. Arslan, adil şekilde, sorun oluşturmayacak biçimde 8 Eylül 1999’dan önce işe girenler hangi düzenlemeye tabiyse o düzenlemenin geçerli olması yönünde bir çözüm beklediklerini açıkladı.