Antalya Ticaret Borsası 'dalya' dedi
Cumhuriyetin ilk yıllarında, tarım ürünlerine standart kazandırarak değer katabilmek için her köye bir kalbur göndermek gibi faaliyetlerde bulunan Antalya Ticaret Borsası, 100’üncü yılını tamamlarken uluslararası faaliyetleriyle de öne çıkıyor.
Mehmet KARA
Türkiye ekonomisinin en köklü kurumları arasında yer alan Antalya Ticaret Borsası (ATB) faaliyetinin 100’üncü yılını doldurmanın heyecanını yaşıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışından hemen iki ay sonra kurulup 23 Haziran 2020 itibarıyla faaliyete başlamış. Peki bu kurum, 100 yıllık geçmişine neler sığdırdı, üyelerine, il, bölge, ülke ve giderek dünya ekonomisine neler kazandırdı? Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’a sorduk.
- ATB’nin kaç üyesi var ve faaliyetlerinin ekonomik büyüklüğü nedir?
Borsamızın halen yaklaşık 1200 üyesi var. Antalya Ticaret Borsası (ATB) yıllık 3 milyar TL tutarında bir işlem hacmine sahip. Yani ATB’de üye başına yılda ortalama 2,5 milyon TL tutarında işlem gerçekleşiyor. Borsamızın üye sayısı ve işlem hacmi her geçen gün artıyor.
- ATB Antalya ekonomisi açısından ne anlam ifade ediyor?
ATB, ilimizde üretilen tarımsal mahsullerin piyasaya arzı, fiyatlarının belirlenmesi, güvenli ticaretinin sağlanması, tescilinin gerçekleştirilmesi ile ilan edilen fiyatların duyurulmasında ve ekonomik hayatın düzenlenmesinde görev alıyor. Ticaret Borsaları tarımsal ticaretle alakalı bu temel görevlerinin dışında, doğrudan hayatın içinde, kent ekonomisine yön veren ve gelişimi için çalışan kurumlardır aynı zamanda. ATB de bir asırlık geçmişinde tarımdan ticarete, sanayiden turizme, eğitimden sosyal hayata ve inşaattan ulaşıma kadar ilimizi ilgilendiren tüm konularda üzerine düşeni yapmaya gayret göstermiş bir kurum.
- En eski ticaret borsaları ve/veya odaları arasında ATB kaçıncı sırada?
23 Haziran 2020 itibarıyla 100 yaşını dolduracak olan ATB ülkemizdeki kamu tüzel kişiliğine sahip kurumların başında geliyor. ATB, kuruluş tarihi itibarıyla Türkiye’deki en eski üçüncü ticaret borsası. Ancak ATB’nin geçmişi aslında bundan daha eski tarihlere uzanıyor. ATB’nin geçmişi, borsacılığa dair çalışmalar bakımından Zahire Borsası adıyla 1913 yılına, örgütlenme bakımından ise o günlerde Ziraat ve Ticaret Odası olan bugünkü Antalya Ticaret ve Sanayi Odamızın kuruluşuna kadar uzanıyor.
- ATB bu uzun geçmişine çok şey sığdırmıştır ama köşe taşlarını sorsak?
Borsamız Antalya’nın ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlayan her ortak girişimin ya bizzat içinde ya da arkasında veya yanı başında yer almıştır. ATB, kentimizin gelişimi için 20 civarında iştirakin kuruluşunda rol almış, görev üstlenmiştir. Örneğin Cumhuriyetimizin erken dönemlerinde Antalya Elektrik Türk AŞ’nin kurulmasında da, 1956 yılındaki Kepez Elektrik AŞ’nin kuruluşunda da ATB’nin rol üstlendiğini görüyoruz.
- Ekonomi dışı alanlarda üstlendiği rollere örnek verebilir misiniz?
Evet, ATB tarihi boyunca kent ve ülke ekonomisinin yanı sıra eğitime, sağlığa, imara ve sosyal hayata katkı vermeyi de hep görev bildi. Borsamız, kentimizdeki Ulusal Yükseliş Anıtı’nın yapımından, Antalya’ya ticaret ve meslek lisesi kazandırılmasına, semt polikliniklerinden hastanelere yoğun bakım odaları yaptırılmasına kadar pek çok alanda sorumluluk üstlenmiş bir kurum.
Antalya krizlerden başarıyla çıktı
Antalya’nın bugüne kadar krizlerden daima başarıyla çıktığını belirten ATB Başkanı Ali Çandır, ancak bu defa ülke ortalamasının çok üzerinde bir zorlukla ve daralmayla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Çandır “Çünkü bu salgından en olumsuz etkilenen iki sektör de kentimizin ana sektörleri, tarım ve turizm. Bu yüzden Antalya, diğer kentlere ve ülkemiz ortalamasına göre çok daha kırılgan bir durumda. Turizm sektörünün sezonu kaybetmesi ve uzun vadeli bir çöküş riskiyle karşı karşıya kalması söz konusu” diye konuştu. Zincir marketlere bakılarak tarım sektöründe her şey yolundaymış gibi izlenim oluşabildiğine dikkat çeken Çandır şöyle devam etti: “Oysa ki restoran, kantin ve yemekhaneler gibi toplu tüketim noktaları halen kısıtlamalı bir biçimde hizmet sunuyor ya da kapalı. Süs bitkileri, toptan süt ve mamulleri, zeytinyağı ciddi borç yüküyle karşı karşıya kaldı.”
Kentimize nefes, ülke ekonomisine ses
ATB Bakanı Ali Çandır, üyelerinin ihracata başlaması veya ihracatlarını artırabilmeleri için uluslararası rekabetçiliğin geliştirilmesi projesi yürüttüklerini belirtti. Kıyıda köşede kalmış Anadolu ürünlerini piyasaya çıkarmayı ve giderek markalaşmalarına ön ayak ve zemin olmayı hedefleyen YÖREX-Yöresel Ürünler Fuarı’nın 10 yıldır kesintisiz devam ettiğini vurgulayan Çandır şöyle devam etti: “2015 yılında kurduğumuz Antalya Tarım Konseyi ile tarım kesiminin sorun, beklenti ve önerilerini ilgili kurum ve kuruluşlara aktarıyoruz, takibini yapıyoruz. Üyelerimizin hizmetine sunduğumuz ve dönemi itibarıyla bir ilk olan Tarımsal Uygulamalı Mesleki Eğitim Merkezi’mizde ihtiyaca göre eğitimler düzenlemeye devam ediyoruz. Kent merkezinin en büyük yeşil alanı Vakıf Çiftliği’nin imara kurban edilmemesi için ve tarımsal faaliyetlerine devam edebilmesi için Zeytinpark’ı kurduk, kentimize nefes olmak için uğraş veriyoruz. Antalya Canlı Hayvan Borsası projesi için Büyükşehir Belediyebi ile çalışıyoruz.”
100 yıllık başkanlar
1- M. Ali Gönen (1927), 2- Ömer Efendi Ahmet (1929-1931), 3- Yantaç Hafız Mehmet (1931-1934), 4-Adil Aşçıoğlu (1935-1936), 5- Tevfik Çakallıklı (1936), 6- Ahmet Ak (1939-1940), 7-Hasan Göksoy (1947-1951), 8-Murat Yerebakan (1951 -1953), 9- İbrahim Gök (1953-1954), 10-Mehmet Ak (1954-1957), 11-Mustafa Kasapoglu (1957-1978), 12-Ulvi Yerebakan (1978-1981), 13-İlhami Gönen (1981-1987), 14-Mithat Berberoglu (1987-1989), 15-İlhami Gönen (1989-1999), 16-Ahmet Acar (1999-2001), 17-Fikret Badazlı (2001-2002), 18-Nurettin Utku (2002 -2005), 19-İlhami Kaplan (2005-2008)
ÖNCE EXPO’YU KAZANDIRDI ARDINDAN YÖREX’LE HEDEF BÜYÜTTÜ
- ATB’yi son yıllarda tüm ülkeye dönük faaliyetler içinde de görüyoruz...
Evet, haklısınız. Öncelikle bu farkındalığı sağlamış olmaktan ötürü memnuniyetimizi belirteyim. EXPO 2016’nın kente kazandırılmasından Antalya Çiçek Festivali’nin düzenlenmesine, ürünlerimize coğrafi işaret kazandırılmasından, ülkemiz ve kentimizin yöresel ürünler ticaretinin artırılması için düzenlenen YÖREX’e kadar pek çok çalışmamız var. Siyah mersinin katma değerinin artırılması amacıyla endüstriyelleştirilmesi, defne , kekik ve ada çayında hasat kayıplarının önlenmesi ve kalitenin yükseltilmesi gibi.
- Aslında ATB’nin tarihini Türkiye ekonomisi tarihinin bir izdüşümü diyebilir miyiz?
Elbette, borsamızın ülke ekonomisinin gelişimine paralel bir gelişim çizgisi var diyebiliriz. ATB’nin günümüzde çok naif bulunabilecek ancak bir dönem ülke ekonomisinin, tarımının ve çiftçisinin durumunu net şekilde yansıtan çok anlamlı faaliyetleri de olmuş. Cumhuriyetin ilk yıllarında üreticinin ürününü kıymetlendirmek için her köye bir kalbur gönderilmesi gibi faaliyetler yapan bir teşkilatın, il, bölge, ülke ve hatta küresel ekonomiye etkilerde bulunacak faaliyetler yapan bir noktaya geldiğini görünce ATB’nin aldığı yolun kıymeti, önemi daha iyi anlaşılabilir.
- 100’üncü yıla özel bir faaliyet programınız var mı?
Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarımızla eski başkanlarımız, üyelerimiz, merkezi ve yerel yöneticilerimiz, kardeş ve paydaş kurumlarımız ile kutlayacağımız geniş katılımlı bir program hazırlığı içerisindeydik. Ancak COVID-19 nedeniyle kutlamalarımızı sınırlı tutup bir yıla yayarak yapacağız. Sağlık koşulları nedeniyle bugün aramıza davet edemediğimiz, borsamıza katkı sunmuş herkesin bizleri anlayışla karşılayacağını düşünüyorum.
- 100 yıllık bir kurumun başkanı olmak nasıl bir duygu?
Öncelikle ATB’yi benden önceki başkanların emaneti olarak görüyorum. Bu emaneti geleceğe, üzerine ilave değer katarak taşıma isteği insana büyük bir sorumluluk yüklüyor. Böyle bir kurumun başkanı olmak zaman zaman işinizden ve ailenizden fedakârlık etmemizi gerektirse de gerçekten büyük bir onur.
- Antalya’nın ülkeye daha yüksek katkı sunabilmesi için yerel ekonomi aktörlerinin Ankara’dan beklentisi nedir?
Antalya’nın normal dönemlerde her şeyi devletten beklemek ya da talep etmek gibi bir alışkanlığı yoktur. Ancak bu dönem çok farklı, kentimiz ekonomisi aradan geçen zamanda çok yoruldu. O yüzden bizler, borsamızın geride kalan 100 yılında olduğu gibi bundan sonra da gerek ülke yönetimi ile işbirliği içinde gerekse kendi başımıza yine aynı hassasiyetle çalışacağız. Bu çerçevede bölgemize, çevremize, ülke ekonomisine değer katmak, ülke tarımına hak ettiği itibarı kazandırmak için elimizden gelen çabayı göstereceğiz.