Altını 'kaçak' vurdu
İç ve dış piyasa fiyat makasının 5 bin doları aşmasıyla yurda kaçak altın girişi hızlanırken, düşen katma değerle, ihracatın da ciddi darbe aldığı bildiriliyor.
Yener KARADENİZ / İSTANBUL
Kota uygulamasına karşın artan taleple iç ve dış piyasa arasında oluşan fiyat farkı altın kaçakçılığını zirveye taşıdı. 2023’ün tamamında 900 milyon lira değerinde kaçak altın yakalanırken bu yıl sadece şubatta yaklaşık 500 milyon liralık kaçak altın ele geçirildi. Sektör kazanımlarının heba olacağını savunan sektör temsilcileri geçici dahi olsa kotanın kaldırılmasını bekliyor. İhracatta katma değerin yüzde 36 düşüşle 446 dolara gerilediğini hatırlatan sektör temsilcileri alıcıların İtalya’ya, üreticinin Mısır’a yöneldiğine dikkat çekiyor.
Geçen yıl getirilen kotaya karşın özellikle bireysel yatırımcı tarafında artan altın talebi, altının kilogram fiyatında uluslararası piyasa ile Türkiye piyasası arasındaki farkın 5 bin 300 dolar ile rekor düzeye çıkmasına yol açtı. Gelişmenin kaçak altın girişinde tarihi yüksek seviyelerin görülmesine yol açtığını dile getiren sektör temsilcileri, yurtdışından gelenlerin oluşan fark ile tatilini bedavaya getirdiğini aktardı. Arz ile ilgili sıkıntının sürdüğünü ve piyasayı adeta kaçak altının domine ettiğini dile getiren iş insanları, geçici dahi olsa altında kotanın kaldırılması gerektiğini belirterek, aksi takdirde bugüne kadar edinilen kazanımların kaybedilme riski ile karşı karşıya kalınacağı uyarısında bulundu.
Kaçak altında rekor artış
Ticaret Bakanlığı verilerine göre gümrüklerde altının da dahil olduğu değerli maden yakalamalarının değeri geçen yılın tamamında 909 milyon TL iken bu yıl sadece şubat ayında 468 milyon TL’ye çıktı. Son olarak haftasonu Van’da bir otomobil içinde 88 kilogram yabancı menşeli külçe altın bulundu. Piyasa değeri yaklaşık 215 milyon TL olan altınlara el konuldu. Benzer şekilde yine birkaç hafta önce Hakkari’de düzenlenen altın kaçakçılığı operasyonunda 221 kilogram yabancı ülke menşeli kaçak külçe altın ele geçirilmişti.
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, geçen sene cari açığa neredeyse enerji kadar etkide bulunduğu gerekçesi ile altın ithalatına kota getirildiğini hatırlatarak, “Aylık kota nedeniyle 2023’ün son çeyreğinde iç ve dış piyasa fiyatı arasında kg bazında 2 bin dolar ile 2 bin 500 dolar arasında bir fark oluşmaya başlamıştı. Ocakta bu fark 3 bin dolarlara kadar geldi. Bir önceki hafta 4 bin dolar olan fark şimdi 5 bin doları geçti ve 5 bin 300 dolara kadar yükseldi. Bu fark son dönemde her hafta 500 ila bin dolar artıyor” dedi. Bu durumun kaçağı fazlasıyla artırdığını ve kaçak altın girişinin hiç olmadığı kadar yüksek seviyelere çıktığını dile getiren Yıldırımtürk, “Yurtdışından gelen bireyler ceplerine 100 gram altın koyup burada satıyorlardı. 100 gramında 300 dolar kazanıyor. 5 kişi gittiğinde bin 500 dolar kazanıyor. Körfez ülkelerinden gelen 5 kişi bu para ile bir hafta rahatlıkla tatil yapabiliyor” ifadelerini konuştu.
“Kotaya geçici bir ara verilebilir”
Bu şekilde oluşan fiyat farkının vatandaşta “altın fiyatları yükseliyor, seçimden sonra dolar da artacak, bir an önce ben de alayım” algısına yol açtığını savunan Yıldırımtürk, herkesin bu şekilde tasarrufunu altına yönlendirdiğine dikkat çekerek, “Bugün yurtdışında fiyat düşse bile burada düşmüyor, artıyor. Benim çözüm önerim geçici olarak örneğin 1 hafta- 15 günlüğüne altın ithalatına getirilen kotanın kaldırılması. Böyle olursa bu fark bir anda 200 dolarlara kadar düşer. O zaman 2 bin 400 TL olan gram altın fiyatı 2 bin 200’e düşer ve piyasa sakinleşir. Geçmiş dönemde farklı ürünlerle ilgili bu tarz kararlar alındı. Altın için de yapılabilir. Bu şekilde en azından kaçak giriş önlenmiş olur” diye konuştu.
Arz sıkıntısı devam ediyor
Geçen yılki büyük montanlı alımların yerini, daha küçük ama daha yaygın alımlara bıraktığını anlatan Yıldırımtürk, “Talep böyle olunca Darphane’nin üretiminde aksama yaşandı. Geçmiş dönemde Darphane’nin elinde altın vardı ve randevulu olarak sisteme hemen dahil ediyordu. İstikrarlı bir arz cephesi oluşturulmuştu. Ancak son dönemde çeşitli bahanelerle bu uygulamadan vazgeçildi. Talebi bir hafta sonra yerine getiriyor. Böyle olunca vatandaş, kuyumcu esnafı altın bulmakta zorlandı. Kuyumcu elindeki külçe altını 5 bin doları aşan fiyat farkı nedeni ile bir hafta Darphane’de tutmak istemiyor” diye konuştu. Bu dönemde rafinerilerin de masrafından dolayı gramajlı altından ziyade büyük montanlı altın basımını tercih ettiği bilgisini veren Yıldırımtürk, gram altında da arz sıkıntısı yaşandığını aktardı.
“Pandemide ülkeyi altın kurtardı”
Yönetimin yastık altı ile ihracatçıyı karıştırdığını vurgulayan Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın “Zannediliyor ki kota ile altın ithalatı duracak. 1985’te altında 200 dolar fark varken kaçakçılık tavandı şu an fark 5 bin dolar ve sınırlardan hiç düşünülmediği kadar çok altın giriyor. Doğu Bloku ve üçüncü dünya ülkelerinden insanlar üstlerinde bu altını getiriyor. Öte yandan hem altına talep olmasın diyoruz hem altına kilogram başına 150 -170 gram faiz veriyoruz. Büyük bir hataya düşülüyor. Bu ülkeyi depremde, pandemide altın kurtardı” değerlendirmesini yaptı.
“Derinliği olan borsa acil ihtiyaç”
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık Sektörü temsil eden kurumlar olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası yetkilileriyle görüştüklerini belirterek, “İhracatçılarımız ve üretici firmalarımız için kamu bankaları ve bazı özel bankalar nezdinde dünya fiyatlarında altın edinme kotası artırılsa da sorunu ne yazık ki çözmüş değil. İhracatımız ve firmalar daha fazla yara almadan kota uygulamasından bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor. Bu nedenle uluslararası fiyatlardan hammadde ihtiyacını karşılayacak derinliği olan bir borsa yapılanmasının zaman kaybedilmeden hayata geçirilmesi gerekiyor.”
NE OLMUŞTU?
Geçen yıl Ağustosta artan altın talebine bağlı olarak değerli maden ithalatına kota uygulaması getirildi. Hangi kuruma ne kadar kota verildiğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. İstanbul Altın Borsası verilerine göre geçen yılın tamamında altın ithalatı 319 bin kilograma çıkmıştı. Bu rakam miktar olarak tarihin ikinci en yüksek seviyesi olsa da değer olarak tüm zamanların rekoru olarak kayıtlara geçmişti. Bu yıl ocak-şubat dönemine ise altın ithalatı bir önceki yılın aynı döneminde göre yüzde 81,9 düşüş ile 22 bin 739 kilograma geriledi. Ancak talep, bu rakamların çok üzerinde olunca iç piyasa ile dış piyasa arasında fark kilogramda 5 bin doları aşarak rekor kırdı
KOTA İHRACATI OLUMSUZ ETKİLİYOR
“50 yıllık kazanımı kaybetme riski var”
Florida’da düzenlenen JIS Spring’e katılmak üzere ABD’de bulunan Burak Yakın, EKONOMİ’ye yaptığı değerlendirmede, bu şekilde devam etmesi halinde ihracatçının kapanma noktasına geleceğini belirterek, “Altına uluslararası piyasa fi yatı ile hızlı ulaşmamız lazım. 17 Nisan’da Türkiye’de Orta Doğu ve Avrupa’nın en büyük fuarı var. 1.000’e yakın alıcı firma getiriyoruz ama altındaki farktan dolayı fi rmalar yavaş yavaş ‘biz gelmeyelim’ deyip İtalya’ya yönelmeye başladı. 50 senede kazandığımızı 1-2 senede kaybetme riski ile karşı karşıyayız” Yurtdışındaki alıcıların farktan dolayı Türkiye'ye yönelmekten vazgeçtiğini belirten Yakın, İtalya’ya yönelimin yanı sıra Türkiye’deki üreticilerin de tesislerini Mısır, Malezya ve Dubai’ye taşımaya başladığına dikkat çekti.
“Sektörün katma değeri yüzde 36 düştü"
Mustafa Atayık kota uygulaması nedeniyle altın takı ve mücevher ihracatında katma değerin düştüğünü belirterek, “Sektörün ihracatta katma değeri, yüzde 36 azalarak 446 dolara düştü” dedi. Atayık’ın verdiği bilgilere göre sektörün yıllık üretim kapasitesi 400 ton civarında iken bugün kapasite kullanım oranlarıyla bu miktar, 270-300 ton arasında değişiyor. Altını da yurt içi üretim, hurda dönüşü ithalatla karşılıyor. Madenlerimizden çıkarılan altın miktarı ise yıllık 40 civarında. “Hurda dönüşü dışındaki altını ithal etmek zorundayız” diyen Atayık, “Yurda yeterli miktar hammadde girişi sağlanmazsa bu da üretimi düşürmek, sektörü küçültmek, ihracatı engellemek anlamına geliyor” diye konuştu.