Aile şirketlerinde merak edilen 210 soruya yanıt
İTO’nun “Soru ve Cevaplarla Aile Şirketleri: Aile Şirketleri için En Çok Merak Edilen 210 Soru ve 210 Cevap” kitabı yayımlandı. İTO Başkanı Avdagiç, “Biz bu kitapla ‘100 yılı deviren aile şirketi sayısı Japonya’da 30 bin iken neden Türkiye’de 30 tane’ sorusuna sadece cevap aramıyoruz. Yapılması gerekenlere işaret ediyoruz” açıklamasını yaptı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO), “Soru ve Cevaplarla Aile Şirketleri: Aile Şirketleri için En Çok Merak Edilen 210 Soru ve 210 Cevap” kitabını yayımladı. Dr. İlhami Fındıkçı’nın yazarlığını yaptığı kitap aile şirketlerinin uygulamada yaşadıkları en temel sorunları ve pratik ihtiyaçlarını karşılayacak çözüm yollarını içeriyor.
Kitapta, ‘Aile şirketlerinde ‘sayılar bazen gerçeği gizler’ konusunu biraz açar mısınız?’, ‘Aile şirketlerinde gelinlerin ve damatların durumunu biraz açabilir miyiz?’, ‘Hissedarların, çocuklarını ısrarla kendi işletmelerinde çalıştırma istekleri halinde ne yapılmalıdır’ gibi 210 soruya yanıtlar veriliyor. Kitap ile aile şirketlerinin, akademik veriler ve somut örnekler ışığında hazırlanan soruları kendilerine sormalarını, verilen cevaplara kafa yormaları ve yeni öğrenmelerle kendi hikayelerini zenginleştirmeleri amaçlanıyor.
“Aile şirketlerinin sağlıklı işlemesi ekonomi için çok önemli”
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı konuşmada, “Unutmayalım ki, aile toplumumuzun, aile şirketi de ekonomimizin yapı taşıdır. Dolayısıyla aile yapımız ekonomik açıdan bizi ayıran değil, bizi birleştiren bir değer olmalıdır” dedi. Avdagiç, aile şirketlerinin toplumsal refahın yaygınlaşmasının en önemli aracı olduğu gibi ekonomik kalkınmanın da ciddi taşıyıcısı olduğunu söyledi. Avdagiç, İTO’nun Soru ve Cevaplarla Aile Şirketleri kitabı ile Türk aile şirketlerini kendi kültürel kodlarımızla, kendimize mahsus zayıfl ıklar ve üstünlüklerle ele alarak, daha iyi bir işleyişe ışık tutmayı amaçladıklarını söyledi.
Güçlü bir ekonomik geleceğin aile şirketlerini güçlü ve parçalanmaz bir şekilde tutmamızla mümkün olacağını kaydeden Şekib Avdagiç, “Aile şirketlerinin sağlıklı biçimde işlemesi, kültürünü kurumsal kültüre dönüştürme kabiliyetine sahip olması, bizim ekonomik selametimiz için çok önemlidir” diye konuştu.
“Aile şirketleri holdinglerin doğduğu verimli bir kaynaktır”
Aile şirketlerinin ekonominin, dolayısıyla ülkenin geleceği için gördüğü büyük bir görev daha olduğunu vurgulayan İTO Başkanı Avdagiç, “Aile şirketleri, aileden çıkan kurucu liderin vizyonerliğinde faaliyetini sürdürdüğünde büyük şirketlerin ve holdinglerin doğduğu verimli bir kaynaktır. Ülkemizdeki bütün büyük grupların mütevazi bir aile şirketi şeklinde başladıklarını biliyoruz. Ama Türkiye’nin gururu olmayı, ancak kurumsallaşmayı başarabilen aile şirketleri yakalamışlardır” ifadelerini kullandı.
Avdagiç, “Kitapta yer alan 210 sorunun cevabı bize gösteriyor ki, aile şirketleri toplumun aynasıdır. Sözgelimi aile şirketlerini dinamitleyen, kısa sürede dağılmasına sebep olan etkenin, kurum kültürü yerine ‘ben’ kültürü olduğunu fark ediyoruz. Bunun temelinde de aslında kaybettiğimiz bazı değerlerin bulunduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Avdagiç, şöyle devam etti: “Biz bu kitapla ‘100 yılı deviren aile şirketi sayısı Japonya’da 30 bin iken neden Türkiye’de 30 tane’ sorusuna sadece cevap aramıyoruz. Biz bu sayının kısa zamanda daha yukarıya tırmanması için hem aile şirketi ortakları, hem toplum, hem de devlet olarak yapılması gerekenlere işaret ediyoruz. Yine bunun için aile şirketlerinin iç krizlerde yıkılmak yerine ayakta durmayı başarmasının yoluna işaret ediyoruz. Bunun ilacı ise madde ile manayı, duygu ile mantığı birleştirmektir. Bu ise zaten sahip olduğumuz bir cevherdir, kültürel kodlarımızda, ahlaki değerlerimizde saklıdır.”
“ÇALIŞMAYAN AİLE ÜYELERİNİN İŞLETMEYE MÜDAHALELERİ”
İTO’nun Soru ve Cevaplarla Aile Şirketleri: Aile Şirketleri için En Çok Merak Edilen 210 Soru ve 210 Cevap” isimli kitabında, aile şirketlerinin liderlik biçimi, yeni kuşakların yetişmesi, aile işletme ilişkileri, profesyonellerle ilişkiler, aile üyeleri arasında yaşanan çekişmeler, işletmenin pandemi gibi küresel krizlere dayanıklılığı, halka açılma çabaları, çalışan ve çalışmayan aile üyelerinin işletmeye müdahaleleri gibi birçok başlık yer alıyor. 17 bölümden oluşan kitapta, aile şirketi sahibi iş insanlarının, aile üyelerinin ve profesyonel yöneticilerin genel olarak yaşadıkları sorunların, en çok karşılaştıkları konuların ve pratik ihtiyaçlarını karşılayacak çözüm önerileri de sade, açık, anlaşılır ve karşılıklı konuşma diliyle aktarılıyor.
“100 aile şirketinden sadece 4-5’i üçüncü kuşağa geçebiliyor”
Kitabın yazarı Dr. İlhami Fındıkçı da yaptığı konuşmada, “Ülkemizde her 100 aile şirketinden sadece 20’si ikinci kuşağa, sadece 4-5’i de üçüncü kuşağa geçebiliyor” dedi. Fındıkçı, aile şirketlerinin önündeki en önemli engellerin aile ilişkileri, iletişim, kurumsallaşma, liderlik, devir süreci, ekonomik nedenler olduğunu belirtti. Fındıkçı, “Aile şirketi anayasasının oluşturulması hayati öneme sahip. Kuruluş ve gelişme sürecinde işte sağlanan başarının sürdürülebilir hale gelmesi için işletmede lidere bağımlı iş odaklı yapının dönüşmesi gerekiyor” dedi. Fındıkçı, kuralların ve ekip ruhunun öne çıktığı, lider algısının net olduğu, insan odaklı ve kurallı bir yapının temellerinin atılmasının, bu hedefe giden önemli bir başlangıç olduğunu kaydetti. Aile şirketi liderlerine ve lider adaylarına görevler düştüğünü kaydeden İlhami Fındıkçı, “Kendisini aile ve işletmedeki herkesten üstün gören, günün birinde bütün bu varlığı bırakacağını neredeyse unutan, işletmenin sürdürülebilirliğini sadece kendi ile sınırlı gören ve benliğiyle savaşta yenik düşen bazı kurucular, hissedarlar ve aile üyelerinin bu gerçeği görmesi gerekiyor. Bu dönüşümü gerçekleştirmeyenlerin en başta kendileri olmak üzere ailelerine ve aile işletmelerine büyük zarar verdiğini maalesef iş dünyamızın her noktasında görüyoruz” ifadelerini kullandı.