ABD’li devlerden TCMB’nin faiz indirimi tahmini

TCMB Eylül PPK’dan faizde değişiklik çıkmazken, gözlerin çevrildiği karar metninden de ek sıkılaşma vurgusu kaldırıldı. Yabancı kurumlar beklentilerini güncelledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ABD’li devlerden TCMB’nin faiz indirimi tahmini

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) eylül ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini beklentiler doğrultusunda yüzde 50 seviyesinde sabit bıraktı. Karar metni yakından incelenirken, “enflasyonda bozulma öngörülmesi halinde para politikasının sıkılaştırılacağı” ifadesinin yerine gelen “para politikası araçlarının etkili şekilde kullanılacağı” ifadesi dikkat çekti.

Karar metnini önceliklendiren ekonomistler de faiz indirimlerine yönelik zaman konusunda tahminlerini iletti.

ABD’li dev yatırım kurumları da TCMB’nin faiz indiriminde öngörülerini açıklarken, tahminlerde değişiklik görüldü.

Morgan Stanley

Morgan Stanley Ekonomisti Hande Küçük, TCMB’nin karar metnindeki değişiklilerle faiz indirimlerinin, öngördüklerinden daha erken başlayabileceğini söylerken, TCMB’nin 2024 yılı boyunca faiz indirimine gitmeyeceği görüşünden, “sıkılaştırma eğiliminin azaldığına” işaret edildiğine yönelik bir farklılık olduğunu belirtti.

Küçük, TCMB’nin açıklamasında, “piyasayı veri akışına bağlı potansiyel gevşemeye hazırlamak amacıyla ilk sinyalini vermeye yöneldiğini” gördüklerini belirtti.

Goldman Sachs

Goldman Sachs ekonomistleri Clemens Grafe ve Başak Edizgil, TCMB’nin faiz indirimlerinin daha önce öngördükleri eylül-ekimden daha geç bir tarihte, iç talepteki yavaşlama ile enflasyonda ivmenin gerilemesiyle, kasımda başlayabileceğini belirtti.

Citi

Citigroup ekonomisti İlker Domaç, TCMB'nin karar metnindeki tonlamada daha az kısıtlayıcı bir duruş sergilemesiyle kasım ayına kadar beklemede kalarak, politika faizinin yıl sonuna kadar yüzde 50'den yüzde 45'e düşürüleceğini öngördüğünü belirtti.

Domaç, TCMB'nin “gevşeme döngüsüne” yönelik güçlü sinyaller vermekten kaçındığını, ancak ifadelerdeki değişimde, dezenflasyon sürecindeki beklentilerle de “yumuşak bir dil kullanıldığını” böylelikle “daha az kısıtlayıcı bir duruşa doğru bir kaymayı temsil ettiğini” belirtti.

 

Ekonomi