Abdi İbrahim CEO’su Taşpolatoğlu: Pandemi, ilaç sektörü için fırsat yaratabilir

YASEMİN SALİH

Koronavirüs tedavisiyle ilgili araştırmalar, ilaç şirketlerinin yıldızını parlatıyor. Bu süreçte önce klorokin fosfat tabletleri üreterek devlete 1.6 milyon tablet bağışlayan, son olarak da favipi-ravir etken maddeli koronavirüs ilacını geliştirdiğini duyuran Abdi İbrahim de yıldızı parlayan şirketlerden birisi...

Hadımköy’deki dev üretim kampüsünde geniş çaplı bir portföyde ilaç geliştiren şirket, bugüne kadar 3 milyar TL’lik yatırım yaptı. Şirketin CEO’su Süha Taşpolatoğlu, yürütülen yeni yatırımlarla 2021 yılı sonuna kadar toplam yatırımın 4 milyar TL’yi aşacağını belirtti. DÜNYA gazetesine açıklamalarda bulunan Taşpolatoğlu, şirketin gelecek planları arasında globalleşmenin de önemli yer kapladığını belirtti. İşte Taşpolatoğlu’nun açıklamalarından önemli başlıklar:

Firma satın alabiliriz

13 ülkede kendi organizasyonumuzla faaliyet gösteriyor, 60 ülkeye ihracat yapıyoruz. Abdi İbrahim Uluslararası Pazarlar, önümüzdeki 5 yıl içinde yani 2025’e kadar farklı ülkelere açılmaya hazırlanıyor. Özellikle Avrupa ve Körfez bölgesi büyümek için öncelikli hedeflerimiz. Körfez ülkelerinde pazara kendi markalarımızla girmeyi hedefliyoruz. Bu ülkelerde fırsatlar çerçevesinde stratejik işbirliği modelleri üzerinde çalışıyoruz. Kazakistan, Cezayir ve gelişmekte olan ülkelerden elde ettiğimiz deneyimle portföyümüzü genişletmek için portföy ve firma satın alımı fırsatlarını da değerlendiriyoruz. Bu yıl uluslararası pazarlardan elde ettiğimiz geliri 94 milyon dolara taşımayı hedefliyoruz. Yurtdışı satışların toplam gelirdeki payını 5 yılda yüzde 50’ye çıkarma planımız var.

Krizlerden korkmayız

30 yıllık ilaç sektörü deneyimimle bugüne kadar pek çok krizi yönettim. Hepsinde bir öngörümüz ve deneyimimiz vardı. Krizlerden çok korkan bir adam değilim. Bu seferki krizin farkı, bir öngörümüz ve deneyimimiz olmaması. O nedenle kolay yönetiliyor dersem yalan olur. Pandemi bazı projelerimizin ertelenmesine yol açtı. Bu süreçte koronavirüsle ilgili neler yapabileceğimize odaklandık. Abdi İbrahim, hemen hemen tüm tedavi alanlarında piyasaya ilaç veren bir firma. Pandemiden önce enfeksiyon hastalıklarının portföyümüzdeki payı yüzde 5’ti. Bu süreçte Ar-Ge ve üretim planımızı sürdürdük ama koronavirüsle ilgili projeleri artırdık. Sonuç olarak enfeksiyona yönelik ilaçların portföyümüzdeki payı yüzde 11’e çıktı. Şu anda Ar-Ge departmanımıza bu enfeksiyonla ilgili yeni ürünler geliştirilmesi yönünde birkaç projeyi atadık. Sonuçlanması 2-3 yıl sürecek projeler bunlar. Koronavirüs bitse bile viral enfeksiyon salgınları her zaman olabilir. Dolayısıyla Ar-Ge’de çalışmalarımızı bu yönde artırdığımızı söyleyebilirim.

Fiyat baskısı kalkmalı

Kamu, ilaçtaki ithalat yükünü azaltmak için iki yıldır ciddi bir çalışma içinde, bizlere de destekler veriliyor. Destek var ama yeterli değil, daha iyisi olabilir. İlaç fiyatları üzerindeki baskı sektör için önemli ve ne yazık ki kronikleşmiş bir sorun. Türkiye’de ilaç fiyatları düşük kurlarla çarpılarak belirleniyor. Türkiye’de dünyanın en ucuz ilaç fiyatları uygulanıyor. Bunun kamu maliyesine etkisi var ama sanayide birtakım sorunlar yarattığı da bir gerçek. Ar-Ge için kaynak bulmak zorundasınız. İlaç şirketlerinin kaynakları da satış gelirleri elbette. İlaç sanayiinin olanaklarını azaltmamak gerekiyor. Fiyat baskısı azaltılmalı. Bunu uzun süredir dile getiriyoruz. Belki pandemi ilaç sektörünün sesinin gür çıkmasına neden olur. Bu açıdan pandeminin Türk ilaç sektörü için bir fırsat yaratabileceğine inanıyorum. Bu salgın kontrol altına alındığında, yeni normal devreye girdiğinde ülkeler sağlık sistemi için yeni kaynaklar yaratmaya çalışacaklar.

Aşının politik malzeme olması son derece doğal

Farklı ülkelerde koronavirüs aşısıyla İlgili çalışmalar var. Umarım hepsi başarılı olur. Etkili ve güvenilir aşıların ortaya çıkmasını umuyorum. Şu anda dünyada etkili bir aşı yok. İşin politik malzeme olması son derece doğal. Bir aşının sağlık otoritelerinden onay alması için preklinik ve klinik çalışmalar var. Etkili ve güvenilir ürün konusunda ikna olunması gerekiyor. Rusya’daki aşı hakkında gerekli veriler olmadığı için dünya temkinli yaklaşıyor. Bu konuların haber yapılma biçimi ve mizah konusu olması hoşuma gitmiyor.