“ABD seçim sonucu ikili ticareti etkilemez”

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) ile ABD Ticaret Odası’na bağlı ABD-Türkiye İş Konseyi (USTBC) tarafından düzenlenen 38’inci Türk-Amerikan Konferansı (ATC) Türk ve Amerikan iş dünyası ve devlet temsilcilerinin katılımlarıyla başladı. Her yıl Nisan ayında Washington’da gerçekleştirilen konferans pandemi dolayısıyla 21-24 Eylül tarihlerinde online olarak gerçekleştiriliyor.

Her yıl iki ülkenin iş dünyası adına önemli gündemlerin konuşulduğu konferans Amerikan Ticaret Odası Türkiye ve Ortadoğu’dan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Khush Choksy, TAİK Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ ve USTBC Başkanı ve Cargill CEO’su David Mac Lennan’ın açılış konuşmalarıyla başladı.

Atlantik’in iki yakası

Yalçındağ konuşmasında Türkiye’nin en eski iş konseyi olan ATC’nin 1985’ten beri Atlantik’in her iki yakasındaki iş dünyası için fırsatlar yaratma vizyonuyla çalıştığına dikkat çekti. Türkiye ve ABD’nin yakın bir işbirliği içinde çalışmasından tüm dünyanın fayda sağlayacağını söyleyen Yalçındağ, “Bunu başarmanın en iyi yolu ekonomik ilişkimizi güçlendirmektir. Bu nedenle sloganımız iş diplomasisidir” dedi.

İki ülke arasında dijital ekonomi, sağlık, savunma, havacılık, enerji gibi alanlardaki işbirliklerine dikkat çeken MacLennan ise 1960’ta başlayan tarım ürünleri ticaretine değindi. İstanbul’u tüm Türkiye ve 16 ülkeye ihracat için merkez olarak seçtiklerini söyleyen Cargill’in Türkiye’deki ikinci büyük mısır üreticisi olarak ekonomiye yaptığı katkıya vurgu yaptı.

Konferansın ilk günü ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myron Brilliant, USTBC Onursal Başkanı General James L. Jones ve DEİK Başkanı Nail Olpak’ın yer aldığı oturumla devam etti. İki ülke arasındaki diyaloğun sürmesinin önemine dikkat çekilen oturumda ABD seçim sonuçları ne olursa olsun ticaret ilişkilerinin süreceği belirtildi.

Türkiye’den ithalat yapmak lojistik açıdan çok verimli

DEİK Başkanı Nail Olpak her iki ülkenin iş dünyasının önemli gündem maddeleriyle ilgili şu konulara dikkat çekti: “Tüm dünya ve ABD çeşitli endüstrilerde tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Çünkü pandemi işletmeleri, tek bir ülkeye güvenmenin riskleri ve zorluklarıyla yüzleşmeye zorladı. Çin’in her zaman rekabet avantajlarından biri olan işgücü maliyeti arttı. Amerika'da ve dünyada birçok firmanın alternatifl er aradığını ve Türkiye'nin de bu role adım atmaya hazır olduğunu biliyoruz. Bunun nedeni, halihazırda güçlü bir üretim tabanı olması ve yüksek kaliteli ürünler konusundaki itibarı. Doğu ile batı arasındaki geçit olarak coğrafi olarak da çekiciyiz. Örneğin ABD'nin doğu kıyısındaki şirketler için Türkiye'den ithalat yapmak lojistik açıdan çok daha verimli. Türkiye'deki birçok endüstri ve şirket, kendilerini mevcut tedarik zincirlerine güçlü alternatifl er olarak pazarlamak istiyor.”