ABD başkanlık seçimlerinin Türk iş dünyasına etkileri neler olacak?
Yaklaşan 2024 Amerika Başkanlık Seçimleri, Türkiye’den ABD’de faaliyet gösteren şirketler ve bireysel iş dünyası temsilcileri için kritik öneme sahip. Hem göçmenlik politikaları hem de ticari regülasyonlar üzerindeki olası değişimler, Türk yatırımcıların stratejik planlamalarını nasıl etkileyecek? Hukukçu Dorukhan Oğuz, seçimlerin getirebileceği olası sonuçları değerlendirdi.
2024 ABD Başkanlık Seçimleri yaklaştıkça, ABD'nin ekonomi, dış ilişkiler ve göçmenlik politikalarında yaşanabilecek değişiklikler, Türkiye’den ABD’de faaliyet gösteren ya da göstermeyi planlayan iş dünyası temsilcileri için daha da kritik hale geliyor. Oguz Law'ın kurucusu ve Kaliforniya Barosu'na kayıtlı Avukat Dorukhan Oğuz, bu seçimlerin olası sonuçlarına göre Türk yatırımcıların karşılaşabileceği fırsatlar ve zorluklar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Oğuz, seçim sonuçlarının yaratacağı belirsizliklerin doğru yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak, ABD'nin her durumda yatırımcılar için cazip bir pazar olmaya devam edeceğini ifade etti.
Trump ve Harris: Farklı yollar, farklı politikalar
Trump ve Harris arasındaki ticaret politikaları büyük ölçüde farklılık gösteriyor. Hukukçu Dorukhan Oğuz, Trump’ın ABD'nin ekonomik çıkarlarını korumak için ticaret politikalarını daha agresif bir şekilde yönlendirebileceğini, müttefik ülkelerle yapılan iş birliklerini ikinci planda bırakabileceğini belirtti. Özellikle Almanya ve Güney Kore gibi ülkelerden iş fırsatlarını ABD’ye çekmeyi hedefleyen bu yaklaşım, Türk iş dünyası için daha rekabetçi bir ticaret ortamı yaratabilir. Öte yandan Kamala Harris, Biden yönetiminin müttefiklerle daha geniş ekonomik iş birlikleri yapma politikasını sürdürecek gibi görünüyor. Harris yönetimi altında, ABD'nin ticari ortaklıklarını genişletmeye yönelik stratejiler yatırımcılara daha iş birliğine dayalı fırsatlar sunabilir.
ABD'deki temiz enerji politikaları ve ticaret fırsatları
ABD’deki temiz enerji yatırımları her iki aday için de önemini koruyor. Biden yönetimi altında yürürlüğe giren temiz enerji yasaları sayesinde, bu alana yapılan yatırımlar önemli ölçüde artış gösterdi. Harris'in başkanlık döneminde bu politikaların devam etmesi bekleniyor. Türk yatırımcılar, özellikle temiz enerji ve yenilenebilir enerji teknolojileri gibi alanlarda ABD'deki fırsatlardan yararlanabilirler. Ancak, Trump’ın başkanlık koltuğuna geri dönmesi durumunda, bu tür yasal teşviklerin bazı kısımlarının kaldırılması gündeme gelebilir. Yine de temiz enerji üretiminin yaygınlaşması ve yerel sanayi için oluşturduğu fırsatlar yatırımcılar açısından cazip olmaya devam edecek.
İş dünyası için stratejik öneriler
Oğuz, ABD’de iş yapacak Türk iş dünyasının seçim sonuçlarına göre hazırlıklı olmaları gerektiğini vurguluyor. Trump'ın başkan olması halinde ticaret politikalarında daha fazla tek taraflılık görebiliriz ve bu, göçmenlik ve ticari süreçlerde zorluklara yol açabilir. Yatırımcıların, bu riskleri minimize etmek için şirket kurma, vize başvuruları ve diğer hukuki süreçlerini hızlandırmaları gerektiğini belirten Oğuz, özellikle teknoloji ve enerji sektöründe büyük fırsatların devam ettiğini ekliyor. Harris'in başkan olması durumunda ise daha istikrarlı bir ticaret ortamı ve yatırımcılar için daha öngörülebilir süreçler görünüyor.
ABD ticaret anlaşmaları ve ekonomi politikaları
Son yıllarda, ABD'de büyük çaplı serbest ticaret anlaşmalarına yönelik destek azalmış durumda. Ne Harris ne de Trump yönetimi altında, Trans-Pasifik Ortaklığı gibi geniş çaplı ticaret anlaşmalarının geri dönmesi beklenmiyor. Ancak, ABD’de yüksek teknoloji ihracatına yönelik kısıtlamalar ve ulusal güvenlik odaklı ticaret politikaları her iki yönetim döneminde de sürecek. Bu durum, Türk teknoloji yatırımcılarının ABD’deki fırsatları değerlendirirken dikkat etmesi gereken önemli bir nokta.
ABD ekonomisinde seçimlerin etkisi
ABD'deki seçim sonuçları sadece ticaret politikalarını değil, genel ekonomik yapıyı da etkileyecek. Trump yönetimi döneminde işsizlik oranları düşük ve enflasyon kontrollü olsa da Harris'in başkanlık dönemiyle birlikte ABD’nin müttefik ülkelerle iş birliğine dayalı bir ekonomik model benimsemesi bekleniyor. Türk şirketlerinin ABD’de uzun vadeli planlar yaparken bu değişkenleri dikkate alması gerektiğini ifade eden Oğuz, seçim sonuçlarının ekonomik koşulları nasıl değiştireceğine dair dikkatli bir strateji oluşturulması gerektiğini vurguladı.