AFD/Tanguy Denieul: 20 yılda, 100’den fazla projeye 4,7 milyar Euro destek sağladık
Türkiye’de raylı sistemlerin finansmanından meşe ağaçlarında iklim değişikliğinin etkilerine kadar 100’den fazla projeye destek veren Fransız Kalkınma Ajansı AFD, 20 yılda 4,7 milyar Euro’luk destek sağladı. Ajans önümüzdeki dönemde doğal afetler karşısında dayanıklılık ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyuma odaklanacak
Maruf BUZCUGİL / ANKARA
Türkiye’de 20 yıldır faaliyette bulunan Fransa Kalkınma Ajansı (AFD) belediyeler ve İller Bankası başta olmak üzere birçok kamu kuruluşuyla ortak projeler yürütüyor. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere illerdeki çoğu metro ve altyapı (yol, su, kanalizasyon, arıtma) projelerinde AFD’nin desteği var. AFD Türkiye Direktörü Tanguy Denieul, kuruluşun Türkiye’deki faaliyetlerini EKONOMİ’ye anlattı. Tanguy Denieul, “AFD, Türkiye’de 20 yılda 100’den fazla projeye 4,7 milyar Euro destek sağladı” dedi. AFD Türkiye direktörü Türkiye’de gelecekte destek verecekleri yatırım alanlarının başta deprem olmak üzere doğal afetlere dayanıklılık ve iklim değişikliği (iklimsel ve sismik riskler) öncelikli olacağını söyledi. Tanguy Denieul, EKONOMİ’nin sorularını şöyle yanıtladı:
■ Fransız Kalkınma Ajansı’nın (AFD) ana faaliyetlerini kısaca özetleyebilir misiniz? AFD kaç ülkede kaç proje üstlendi?
AFD dünyanın en eski kalkınma bankasıdır, 1941 yılında ikinci dünya savaşı sırasında Londra’da General Charles de Gaulle tarafından kuruldu. Savaştan sonraki yıllar boyunca AFD’nin faaliyetleri, başta Afrika ülkelerinde olmak üzere, yoksullukla mücadele ve ekonomik kalkınma yönünde oldu. 2000’li yılların başında, finanse ettiği projelerde iklim değişikliği ve çevre sorunlarını sistematik bir şekilde ele almayı amaçlayan, sürdürülebilir kalkınma ajansına dönüşen ilk kalkınma ajansı oldu. Bu yeni yaklaşım, AFD faaliyetlerini en yoksul ülkelerin ötesine, gelişmekte olan ve yükselen dünyanın tamamına yaymasına olanak sağladı.
AFD yüzde yüz Fransız devletine ait bir kamu kuruluşu. 150 ülkede faaliyet gösteriyor. Fransa’nın ve dünyanın sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için tarım, biyoçeşitlilik, iklim, su, sanitasyon, eğitim, cinsiyet eşitliği, enerji, istihdam, hareketlilik ve ulaşım, kültür endüstrileri, dijital, sağlık, spor, kalkınma, sürdürülebilir şehirler ve finansal sistemler alanlarında 4 bin 200 projeyi finanse ediyor.
AFD Grubu üç kuruluştan oluşmaktadır: kamu projelerinin finansmanına odaklanan AFD; özel sektörün finansmanına odaklanan yan kuruluşu Proparco ve bir finansman kuruluşu olmayıp proje uygulama ve uzmanlık aktarım ajansı olan Expertise France. Bu yapısı ile AFD Grubu, kamu ve özel sektör müşterilerini sürdürülebilir kalkınma proje ve programlarında desteklemek üzere bir dizi finansal ve teknik araç sağlayabiliyor. Bu üç kuruluş Türkiye’de, Ankara ve İstanbul’da temsil ediliyor.
■ AFD’nin Türkiye›deki faaliyetleri hakkında genel bir değerlendirme yapabilir misiniz? Bugüne kadar kaç proje yürütüldü, projeler hangi alanlarda yoğunlaşıyor?
Ajans Türkiye’deki faaliyetlerine 2004 yılında başladı. AFD Grubu, Türkiye’de geçirdiği 20 yıl boyunca toplam 4,7 milyar Euro kredi tutarında yüzden fazla projeyi finanse etti. Önümüzdeki yıllar için başka projeler de değerlendiriliyor. AFD’nin sağladığı finansman Paris İklim Anlaşması ile %100 uyumlu. Türkiye’de bakanlıkları, belediyeleri, bankaları ve işletmeleri düşük karbon ekseninde desteklemeyi ve dezavantajlı nüfusları daha dengeli bir şekilde göz önünde bulundurmayı amaçlıyor.
"Fransa’dan getirilen meşe fidanları Eskişehir’e dikildi. Hava sıcaklığı Fransa’ya göre daha yüksek olan Eskişehir’de fidanların gelişimi takip edilerek, iklim değişikliğine reaksiyonları gözlenecek."
■ Türkiye’de yürütülen önemli projelerden önekler verebilir misiniz?
AFD, Türkiye’de Belediyeler ve İller Bankası başta olmak üzere birçok kamu kuruluşuyla projeler yürütüyor. Bunlar içinde en önemlilerinden biri ONF International (Fransa Ulusal Ormancılık Dairesi) ile ortaklaşa Türkiye ormanlarının sürdürülebilirliğine özel olarak odaklanarak sürdürülebilir orman yönetimi için Orman Genel Müdürlüğü ile yürütülen projedir. Bu proje sona erdi ancak OGM ve ONF’nin işbirliği devam ediyor. (Örnek olarak, Fransa’dan getirilen meşe fidanları Eskişehir’e dikildi. Hava sıcaklığı Fransa’ya göre daha yüksek olan Eskişehir’de fidanların gelişimi takip edilerek, iklim değişikliğine reaksiyonları gözlenecek.)
Devam eden projelerden bazıları şöyle:
▶ İstanbul, İzmir ve Ankara’daki metro ve tramvay hatlarının finansmanı.
▶ İçme suyu temini ve atık su arıtımının finansmanı (İstanbul, Bursa, İzmir, Antalya, Avrupa Birliği ve İlbank ortaklığı ile Güneydoğu illerinde).
▶ Kamu bankaları (TSKB, TKYB, Vakıf Bank, vb.) ile ortaklaşa konutlarda enerji verimliliği projelerinin finansmanı, kadınların istihdama erişimi, döngüsel ekonominin teşviki, vb.
▶ AFD’nin finans kuruluşu Proparco’nun bazı Türk şirketleri için yenilenebilir enerji projelerinin finansmanı.
■ Projeler nasıl finanse ediliyor?
Türkiye’de her yıl projelere 300 milyon Euro kaynak ayırıyoruz. On milyonlarca Euro değerindeki bu projeler, kâr amacı gütmeyen finansal model sayesinde avantajlı finansal koşullar sunabilen AFD’nin kredileriyle finanse ediliyor. Projelerin tamamı hem derinlemesine finansal değerlendirmeye, hem de çevre ve halk üzerindeki olumlu etkilerinden emin olabilmek için çok kapsamlı bir çevresel ve sosyal değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bu projelere, aynı konularda faaliyet gösteren Fransız kuruluşlarla işbirliği şeklinde bir destek de eşlik edebiliyor ve böylece Fransa ile Türkiye arasındaki bilgi alışverişine katkıda bulunabiliyor.
"Türkiye'nin düşük karbon hedefini daha iyi anlamamızı sağlayacak iki önemli unsur olan, şu anda hazırlanan iklim yasasının içeriğiyle ve uygulamaya konması gereken ETS'nin ana hatlarıyla yakından ilgileneceğiz."
■ Önümüzdeki dönemde başlaması planlanan projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Önümüzdeki birkaç yıl boyunca faaliyetlerimiz iki ana alana odaklanacak: doğal afetler (iklimsel ve sismik riskler) karşısında dayanıklılık ve Türk kuruluşların Avrupa düzeyinde kalite standartlarına ulaşmalarına yardımcı olmak. Birinci önceliğimiz, nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılayacak su altyapısına, yüksek sismik ve enerji standartlarına sahip konutlara ve çevreye saygılı, kaliteli gıda ürünlerine ulaşılmasını sağlamak. Bundan dolayı kırsal nüfusun kazançlı ekonomik faaliyetlerde bulunması ve sürdürülebilir tarımın desteklenmesi açısından kırsal alanların yeniden yapılandırılmasıyla özellikle ilgileniyoruz.
■ Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum konusunda projeleriniz var mı? Türkiye’deki üretim yapısının Yeşil Mutabakat’a uyum düzeyini nasıl buluyorsunuz?
İkinci amacımız olan daha yeşil bir ekonomiye doğru geçiş yapan ekonomik aktörleri desteklemek ve özellikle Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kapsamında karbon emisyonlarının ölçümü ve vergilendirilmesi konusunda Avrupa Yeşil Mutabakat standartlarının karşılanmasını sağlamak. Bu alandaki baş aktör, bankacılık sektörüdür. Bankalar yeşil taksonomiyi benimsemenin önemini bilen ve Avrupa pazarıyla çalışmaya devam edebilmek isteyen kurumsal müşterileri için ihtiyaç duydukları araçları en hızlı çözümlerle sunabilmektedir. Bu konuda, Türkiye’nin düşük karbon hedefini daha iyi anlamamızı sağlayacak ve bu hedefi finansmanımızla desteklemenin en iyi yolunu tasarlamamıza olanak sağlayacak iki önemli unsur olan, şu anda hazırlanan iklim yasasının içeriğine ve uygulamaya konması gereken ETS’nin (emisyon ticaret sistemi) ana hatları ile yakından ilgileneceğiz.
Paris Anlaşması’nın 2021 sonunda TBMM tarafından onaylanmasından bu yana, Türk iş dünyası, kalkınmalarını sürdürebilmek ve hareketleri giderek daha fazla çevresel kaygılar içeren yabancı sermayeyi çekebilmek için karbonsuzlaştırmayı kademeli olarak gündemine almıştır.
“Kalkınma varsa sürdürülebilirlik yoktur”
■ Sürdürülebilirlik AFD’nin sıklıkla atıf yaptığı temel kavramlardan biri. AFD, çok yıpranmış sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınma kavramlarını nasıl tanımlıyor?
Sürdürülebilir ve kalkınma kelimeleri birbirine ters kelimeler. Sürdürülebilirse kalkınma yoktur ya da kalkınma varsa sürdürülebilirlik yoktur. Hala birçok topluluk ve ülkelerin çok daha fazla ihtiyaçları bulunuyor. İhtiyacı olan bu ülkelerin ve toplulukların ihtiyaçlarını giderirken sadece o an ki ihtiyaçlarını gidermek için değil, o gelecektekilerin sorunu olmadan giderebilmek bu ihtiyaçları. Sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin fırsatlarından ödün vermeden mevcut nesillere hizmet sağlayan, gelecek nesillerin şanslarını elinden almayacak kalkınma şeklidir. Sürdürülebilir kalkınma sadece çevre ve nüfusu değil, aynı zamanda finansal sürdürülebilirliği de dikkate alır.