10 soruda Türkiye ve Paris İklim Anlaşması

Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmasına ilişkin yasa teklifi TBMM Dışişleri Komisyonu’nda oybirliğiyle kabul edildi. Paris İklim Anlaşması, taraf ülkelere ekonomik bir yük yaratmamakla birlikte Türkiye özelinde yapılan araştırmalara göre, yürütülecek aktif iklim politikalarıyla Türkiye’nin milli geliri yüzde 7 artacak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
10 soruda Türkiye ve Paris İklim Anlaşması

Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmasına ilişkin yasa teklifi TBMM Dışişleri Komisyonu’nda oybirliğiyle kabul edildi. Yasa teklifinin bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edilmesi bekleniyor. Böylece Türkiye, 2016’da imzaladığı Paris İklim Anlaşması’na Glasgow’da bu ay sonunda başlayacak 26. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı öncesi resmen taraf olacak. Türkiye’nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli gelirinin yüzde 7 artacağı belirtiliyor.

Sıcaklıklardaki 0,5 derecelik artışta sel riski yüzde 170

İklim krizinin önüne geçmek amacıyla 197 ülkenin ortak hareket etmesi gerektiğini beyan ettikleri Paris İklim Anlaşması, küresel ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı 2 derece ile sınırlandırmak, mümkünse 1,5 derecenin altında tutmayı amaçlıyor. Anlaşmayı şuanda kadar 197 ülkeden 191 ülke imzalarken, aralarında Türkiye’nin yer aldığı altı ülke onaylamadı. Anlaşmayan onaylamayan diğer ülkeler Eritre, Libya, Irak, İran ve Yemen.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) verilerine göre, 1,5 derecelik bir ısınmanın 2 dereceye göre nispeten daha güvenli. IPCC’ye göre ortalama yüzey sıcaklığındaki artış 1,5 dereceyi bulduğunda yüzde 100 artması beklenen sel riski 2 derecelik bir ısınmayla yüzde 170’e ulaşacak. Ayrıca şiddetli kuraklığa maruz kalan insan sayısı 1,5 derecelik bir artışta 350, 2 derecelik bir artışta ise 410 milyona çakması öngörülüyor. Aşırı sıcak hava dalgaları ise dünya nüfusunun yüzde 9’u yerine yüzde 28’ini etkileyebilir.

Türkiye, ‘referans senaryodan azaltım’ taahhüdü veren grupta

İklimi korumak için emisyonların azaltılması ve fosil yakıtların kullanılmaması gerekiyor olsa da Paris İklim Anlaşması, taraf ülkelere belli bir emisyon azaltım hedefi dayatmıyor. Taraf ülkeler, ne zaman ve ne kadar sera gazı azaltım taahhüdünde bulunacağına kendileri karar veriyor ve ulusal katkı beyanlarıyla iletiyor. Anlaşma, taraf ülkelerin kendi şartlarına göre hazırladıkları beyanlarını (Ulusal Katkı Beyanı) baz alıyor ve söz konusu ülkeleri her beş yılda bir bu beyanlarını iyileştirmeye davet ediyor. 197 ülkenin niyet beyanı incelendiğinde 61 ülken mutlak azaltım, 10 ülken emisyon yoğunluğunu kontrol etme, 83 ülken ise referans senaryodan azaltım hedefliyor. Türkiye, “referans senaryodan azaltım” taahhüdü veren grupta yer alıyor.

Türkiye sera gazı emisyonlarını iki katına çıkaracak

Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı imzalarken emisyon azaltım taahhüdü vermemekle birlikte sera gazı emisyonlarını iki kart artıracağını söyledi.

Türkiye’nin BM Sekreteryası’na sunulan Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı’nda, 2012’de 430 milyon ton olan toplam sera gazı emisyonlarının, azaltım önlemleri ile 2030 yılında 929 milyon tona kadar çıkarabileceği belirtildi. Buna göre, Türkiye sera gazı emisyonlarını azaltma taahhüdü vermedi, ancak iki katından fazla artırabileceği sözü verdi. Türkiye, “artıştan yüzde 21 oranında azaltım” olarak tanıttığı beyanında, “eğer hiç önlem alınmazsa emisyonlarının 2030’da 1 milyar 175 tona çıkacağını, verilen beyanla bu miktarın 929 milyon tonda tutulacağını” belirtiyor.

Verilere göre Türkiye, emisyon azaltımı için hiçbir önlem almadan bile hesapladığı miktarın çok altında sera gazı emisyonu üretiyor. TÜİK’in yayımladığı son sera gazı emisyonu envanterine göre 2019 yılında toplam emisyonlar 506,1 milyon ton CO2e olarak gerçekleşti ve azalma eğilimini sürdürdü.

Türkiye’nin akranları olarak değerlendirilebilecek ülkelerden Arjantin ve Brezilya, emisyonlarını 2030 yılında 2005 yılı seviyesinin altına indirmeyi, Meksika ise 2026 yılında en yüksek emisyon seviyesine ulaştıktan sonra emisyonlarını düşürmeyi hedefliyor. Türkiye’nin resmi planlarında 2030 sonrasındaki dönemde de sera gazı emisyonunu azaltmaya yönelik bir hedefi bulunmuyor.

Anlaşmaya taraf ülkelere ekonomik bir yük yaratmamakla birlikte Türkiye özelinde yapılan araştırmalara göre, Türkiye’nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli geliri 7 artacak.

Enerjide yüzde 70’in üzerinde dışa bağımlı olan Türkiye, enerjide fosil yakıtlardan yenilebilir enerjiye doğru gerçekleştireceği bir dönüşümle hem iklimin korunmasına sunduğu katkıyı artıracak hem de dışa bağımlılığını da azaltabilecek potansiyele sahip. Öte yandan rüzgar ve güneşi merkeze alan bir enerji dönüşümü, teknoloji içeriği yüksek bir sanayi gelişimini de beraberinde getirebilir. Yapılan araştırmalara göre güneşte 15-25 GW’lık kapasite ilaveleri 0,8 milyar dolar olan üretimi 6,8 - 11,3 milyara kadar arttırabilir.

Temel sıkıntı finansal kaynak

Yetkililerin yaptıkları açıklamalara göre Türkiye iklim fonlarına ya da başka bir deyişle, yeterli finans kaynağına ulaşamamaktan şikayetçi. Bunlardan biri de Yeşil İklim Fonu. Türkiye’nin gelişmiş ülkeleri kapsayan Ek-1 listesinden çıkarak ulaşmaya çalıştığı Yeşil İklim Fonu aracılığı ile gelişen ülkelere 2020’den itibaren azaltım ve uyum eylemleri için yıllık toplam 100 milyar dolar kaynak aktarılacağı söz verilmiş olsa da, bu fonda henüz 10 milyar dolar toplanabildi. Bu fondan ağırlıklı olarak en az gelişmiş ülkelerin ve ada devletlerinin yararlanması planlanıyor.

Türkiye’nin 2050 için bir karbonsuzlaşma hedefi yok

Avrupa Birliği (AB) 2030 yılına kadar emisyonlarını yüzde 55 azaltmayı ve 2050 yılına kadar da karbon nötr olmayı hedefliyor. Çin, 2060 için karbon nötr olma hedefini; Japonya, Güney Kore, Güney Afrika ve Kanada ise sıfır emisyon planlarını açıkladı.

2020 sonu itibarıyla 30 ülke karbon nötr olma hedefini ulusal hukuk çerçevesine yerleştirmiş durumda. Öte yandan, 19 Şubat 2021’de resmi olarak Paris Anlaşması’na geri dönen ABD’de yeni yönetim 2050 yılında karbon nötr olmaya, 2035 yılında ise elektrik üretimi sektörünü karbonsuzlaştırmaya yönelik hedeflerini açıkladı.

Türkiye ise 2030’a kadar emisyonlarını iki katına çıkarmayı planlıyor, 2050 için ise bir karbonsuzlaşma hedefi yok. Türkiye, Paris Anlaşması’ını onaylamayan tek OECD ve G20 üyesi. Ayrıca en fazla sera gazı emisyonuna neden olan ülkeler arasında 16’ncı sırada. Araştırmalara göre Türkiye, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 1’inden sorumlu ve kişi başına düşen emisyon miktarı da giderek artıyor.

Kayanak: change.org/parisionayla

Ekonomi